DİSK Yönetim Kurulu’nun dün (13 Şubat) gece 47. kuruluş yıldönümünde yaşananlara ilişkin açıklaması:
13 Şubat 47. kuruluş yıldönümü gecesi yaşananlar, DİSK’in işçi sınıfı mücadelesinden süzülüp gelmiş geleneğine, değerlerine ve ilkelerine yönelik bir saldırıdır!
AKP hükümetinin önümüzdeki günlerde taşeron çalışmayı genelleştirecek bir yasa hazırlığı içinde olduğu bilinmektedir. Özel İstihdam Büroları’na işçi kiralama yetkisi veren ve böylece emek piyasasını tam anlamıyla bir köle pazarına dönüştürecek yasal düzenleme için de hazırlıklar devam etmektedir. Bu yasa hazırlıkları, emek düşmanı Ulusal İstihdam Stratejisi’nin iki ayağını oluşturmaktadır. Üçüncü ayak olan kıdem tazminatı hakkının gaspı ise, DİSK’in mücadelesi sonucu engellenmiştir.
Konfederasyonumuz DİSK böylesi bir dönemde tarihinden aldığı güçle yeni örgütlenme ve mücadele programlarıyla DİSK’in mücadele çizgisini büyütme kararlılığındadır.
47. kuruluş yıldönümü etkinliğini de bu çerçevede, bu dönemin örgütlenme ve mücadele atağını dostlarıyla paylaşacak ve onlardan güç alacak bir etkinlik olarak görmüş ve hazırlanmıştır. Ancak bu etkinlik DİSK üyesi olmayan bir grubun sahneyi işgal etmesi nedeniyle tamamlanamamıştır. (Sahneyi işgal eden grup dışında DİSK Tekstil sendikamıza üye olan direnişçi Greif işçileri de program dışı söz alma talebinde bulunmuş, DİSK’in geleneklerine uygun bir şekilde program içerisinde bu talebin karşılanacağı kendilerine iletilmiştir. Ancak programa devam ettirilemediğinden bu direnişçi arkadaşlarımız binin üzerinde insana seslerini duyurma olanağını kullanamamıştır.)
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun konuşması sırasında sahneye fiili müdahalede bulunun grup Genel Başkanımızın konuşmasına izin vermeyeceklerini ifade ederek ısrarla işgali sürdürmüştür.
İşgal sebebiyle tamamlanamayan etkinliğe gelen 1500’e yakın DİSK üyesi ve dostu, o gün “Emek ve Onur Ödülü” verilmesi planlanan ve etkinlik için Ankara’dan gelen Prof. Dr. Korkut Boratav, DİSK’i bu özel gününde yalnız bırakmayan Kardeş Türküler grubu ve bu gece için günlerdir geceli gündüzlü çalışan DİSK’liler bu özel günün coşkusunu yaşayamadan salondan ayrılmak zorunda kalmışlardır.
DİSK Yönetim Kurulu, tüm dostlarımıza, yoldaşlarımıza ve konuklarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ederek bu yaşananlardan ötürü üzüntülerini iletmektedir.
Sahneyi işgal eden grubun talepleri içerisinde sadece Genel Başkanımızın konuşmamasına yönelik istekleri net bir şekilde reddedilmiştir. Zira DİSK’in değerleri ve gelenekleri Genel Başkan da dahil tüm yöneticilerin eleştirilmesine olanak verir; fakat işçilerin iradesiyle seçilmiş bir Genel Başkan’ı konuşturmamak üzerine kurgulanan bir zorbalığa asla izin vermez.
13 Şubat gecesi yaşananlar, DİSK’in işçi sınıfı mücadelesinden süzülüp gelmiş geleneklerine, değerlerine ve ilkelerine yönelik bir saldırıdır!
DİSK’in tarihinde her dönem genel kurullar yapılır, DİSK’te ve üye sendikalarda yönetimler ve genel başkanlar değişebilir ancak genel kurullardan sonra örgütün birliği ve beraberliği zedelenmeden, yoldaşlık ve dostluk ilişkileri içerisinde süreç yürütülür.
Genel Kurul iradelerini yok saymak, hazmedememek kitle örgütlerinde benmerkezci ve dayatmacı iktidar anlayışlarının ürünüdür. Bu yaklaşım DİSK’in gelenek, değer ve ilkeleriyle bağdaşmaz. O nedenle sorun, DİSK ve üyesi sendikalardaki personelin istihdamı sorunu değildir.
DİSK’in mevcut çizgisini eleştirenler, yetersiz bulanlar için yol bellidir. Farklı sendikal çizgiler ve anlayışlar, sınıf ve kitle sendikacılığının temel ilkelerinden sapmamak kaydı ile DİSK ve DİSK’e bağlı sendikalar içerisinde kendini var ederler, mücadeleleriyle işçi sınıfı içerisinde güç olurlar ve tabii ki her zaman DİSK’i yönetmeye aday olurlar. Ancak kimsenin, özellikle de DİSK ile hiçbir ilişkisi bulunmayan kişilerin, seçilmiş Genel Başkan’a yönelik “O adam konuşamayacak”, “O adamı oradan indireceğiz” şeklindeki tehditlerine bu örgütün sessiz kalması beklenemez. Çünkü bu tehdit sadece Genel Başkanımıza değil, DİSK’e, sendikal demokrasiye, örgüt ve sınıf disiplinine, değerlerine ve geleneklerine yönelik bir tehdit haline gelmiştir.
DİSK’in gecesini sabote eden anlayış sadece DİSK’i değil işçi sınıfının geleceğini de hedef almıştır.
Hükümet de bilmektedir ki emek düşmanı yasaların çıkmasının önündeki en önemli engel DİSK ve DİSK’in temsil ettiği mücadele anlayışı ve geleneğidir. İşte böylesi bir süreçte DİSK’i kendine engel olarak gören bir siyasi anlayışın, DİSK’e yönelik dışarıdan, zor kullanmaya dayalı müdahalesi, AKP iktidarının ve sermayenin arayıp da bulamadığı bir olanaktır. Bu hareketi yapanların, sloganları ve söylemleri ne olursa olsun kendi özel grup çıkarlarını işçi sınıfının genel çıkarlarının önünde tuttukları açıktır. Solla, sosyalist ve devrimci kültürle bir ilişkisi bulunmayan bu tarz mahkum edilmesi gereken bir çocukluk hastalığıdır.
DİSK eleştiri ve özeleştiri mekanizmalarının, işçilerin söz ve karar haklarının daha da gelişmesine özen gösterecek, ancak DİSK’in değerlerini, geleneğini ve işçi sınıfının genel çıkarlarını hedef alan bu tür sabotajlara ve dayatmacı anlayışlara karşı daha sıkı kenetlenerek durmaya devam edecektir!
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Daha yeni Daha eski