Eski Bakan Erdoğan Bayraktar hakkındaki 17 Aralık fezlekesinde Etiler Polis Okulu arazisi ve okulun Çatalca'ya taşınması konularında...
Eski Bakan Erdoğan Bayraktar hakkındaki 17 Aralık fezlekesinde Etiler Polis Okulu arazisi ve okulun Çatalca'ya taşınması konularından söz ederken, "Bizi asarlar ya" dediği iddia ediliyor.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması dosyasına giren eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a ait olduğu iddia edilen konuşmalar bugün Karşı gazetesinde yayınlandı.
Habere göre; soruşturma dosyasına giren konuşmalarda, İstanbul Etiler’deki polis okulu arazisinin ‘afet riski taşıyan alan ilan ederek ranta açılmasını sağladığını’ söyleyen Bayraktar, buna karşılık Çatalca’ya taşınacak polis okulu için de ‘imar oyunları’ yapmış.
Çatalca’nın en bakir yerlerinde bulunan 400 metrekarelik arazinin akıbetine ilişkin 24 Temmuz 2013′te Kiptaş Genel Müdürü İsmet Yıldırım ile konuşan Bayraktar, Yıldırım’ın talepleri üzerine isyan ediyor. Çatalca’daki arazinin rezerv alanı ilan edilmesini isteyen Yıldırım’a zaten araziye hukuksuz olarak 3 katı emsal verdiğini söyleyen Bayraktar, “Ben neye istinaden yapayım bunu? Bizi asarlar ya!” dediği görülüyor.
“İHALESİZ ALINMASI İÇİN”
Fezlekede söz konusu görüşme için şu yorum yapılıyor:
“Görüşmeden de açıkça anlaşılacağı üzere henüz protokolü imzalanırken KİPTAŞ’a ve örgüt üyelerine devletin üst kademelerinin talimatı ile devredilmesi planlanan Etiler Polis Okulu arazisinin ihale edilmeden usulsüz bir şekilde alınabilmesi için fikir yürütüldüğü, bu konuda yardımcı olması açısından Adem Baştürk (Hoca diye hitap edilen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri) ile görüşüldüğü, onun da ‘çalışsınlar bana getirsinler’ dediği, ayrıca İBB Yazı İşler ve Kararlar Daire Başkanı Turan Konak’a akıl danışılacağı tespit edilmiştir.”
Fezlekeye göre görüşme şöyle sonuçlanıyor: “Çatalca’dan 400 dönümlük araziyi Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verecekleri, Etiler Polis Okulu’nun riskli alan ilan edilmesinin karşılığında bu arazinin rezerv alan ilan edildiği, Erdoğan Bayraktar’ın ‘konuyu Vedat ile konuşacağım’, ‘bunu halledeceğiz, halledeceğiz bak tamam…’ dedikleri tespit edilmiştir.”
Fezlekeye göre konuşmalarda Bayraktar’ın, “gücünün yetmeyeceğinin vurgulandığı” İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Adem Baştürk’e dair de, “geçmişi ve gücünü nereden aldığını gösteren” açıklamalar var.
ERDOĞAN’IN DAVA ARKADAŞI
Buna göre Baştürk, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeliği ve Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı ve Genel Sekreterliği, 22. Dönem Kayseri Milletvekilliği, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanlığı ile Parlamentolararası Birlik Türk Grubu Üyeliği yaptı.
Dönemin İBB Başkanı Tayyip Erdoğan ile aynı yolsuzluk davasından yargılanan Baştürk, hakkındaki “zimmet, ihaleye fesat karıştırmak, görevi ihmal” suçlamalarından 3 Kasım 2002′de milletvekili olarak kurtuldu. Sonrasında yargılama düştü, iddialar ortadan kalkmadı ama Baştürk, tekrar İBB Genel Sekreterliği’ne getirildi.
17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından internete düşen ses kayıtlarında; Etiler Polis Okulu arazisiyle ilgili Yasin el-Kadı ve Bilal Erdoğan’ın ortak olduğu, yatırımı bizzat Başbakan Erdoğan ‘ın takip ettiği iddia edilmişti. Bilal Erdoğan’ın ‘gizli ortağı’ olduğu Bosphorus’tan yüzde 10 komisyon istediği, ortakların ise bu duruma isyan ettiği öne sürülmüştü.
‘BAŞBAKAN İSTİFA ETMELİ’ DEMİŞTİ
17 Aralık soruşturmasının ardından, önüne koyulan istifa mektubunu imzalamayacağını söyleyen Bayraktar, 25 Aralık’ta, “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapıldı. Başbakan’ın istifa etmesi gerekir” demişti. Bayraktar, 3 Şubat’ta ise sadece bakanlıktan istifa ettiğini, milletvekilliğinden istifa etmekten vazgeçtiğini şu ifadelerle duyurmuştu:
“Sayın Başbakanımız 40 yıldır benim davamın lideridir. 25 Aralık 2013 tarihinde yaptığım açıklamada, bu hususun altı çizilmiş ev Sayın Başbakanımızın da icranın başı olduğu zikredilmiştir. Bunun aksi bir durumun söz konusu olmadığını ifade etmek için maksadımı aşan bir şekilde ‘istifa’ kelimesi tarafımdan kullanılmıştır. Bu ifademden dolayı liderimden ve dava arkadaşlarımdan özür diliyorum.”
Hiç yorum yok