Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
SHOW_BLOG

'Ulu' sözcüğü küçültücüdür," diye karşı koymuşlardır. Oysa...

"Allahu ekber" deyiminde geçen "ekber" sözcüğü, Arapçada yalnızca kutsal bir büyüklüğü göstermekte kullanılan dine öz...

"Allahu ekber" deyiminde geçen "ekber" sözcüğü, Arapçada yalnızca kutsal bir büyüklüğü göstermekte kullanılan dine özgü bir deyim değildir. Araplar "ekber" sözcüğünü gündelik toplama çıkartma işlemlerinde, söz gelimi 4 sayısının 3 sayısından büyük olduğunu belirtmek için de kullanmaktadırlar. Arapça "Allahu ekber"in Türkçe karşılığı "Ulu Tanrıdır; burada Arapça "ekber"in Türkçesi olarak kullanılan "ulu" sözcüğü, Türkçede sayısal bir büyüklüğü nitelemek için kullanılmaz; Türkçede 4 sayısı 3 sayısından "ulu"dur, denmez; çünkü "ulu" sözcüğü sayısal değil tinsel, kutsal bir büyüklüğü anlatır. Araplar için, bir yandan 4 sayısı 3 sayısından "ekber"dir; öte yandan "Allah ekber"dir. Arapçadaki "ekber" sözcüğünün, o dilde yalnızca Yaradan'ın büyüklüğünü dile getiren kutsal alana özgü bir sözcük olmadığı bilinip dururken; bu sözcük Türklere, sanki Arapçada yalnızca Yaradan'ın büyüklüğünü dile getirmekte kullanılırmış gibi yutturulmuştur. Arap dili üzerinde uzmanca bilgisi bulunmayan iyi niyetli Müslüman Türkler de, bu gibi yanıltmacalara kanmıştır. Duyuru (ezan) Türkçe okunduğu yıllarda; çoğu dinbilgiçleri bu girişime "Allah ekberdir, siz nasıl Arapça 'ekber' yerine Türkçe 'ulu' diyebilirsiniz?

'Ulu' sözcüğü küçültücüdür," diye karşı koymuşlardır. Oysa, Türkçe "ulu" sözcüğü, Arapça "ekber" sözcüğünden küçültücü değil; tersine, daha yücelticidir.

İşte böyle böyle, Türk diline Arapça sözcükler doldurulmuştur. Çoğu Arapça sözcükler, Arap dilinde taşıdıkları anlamlar bozularak dilimize sokulmuştur. Türk diline sokulan o Arapça sözcüklere de, kullanımdan düşürülüp unutturulan o Türkçe sözcüklere de, yazık edilmiştir.Türk analarının çocuklarıyla ilişkilerine dek sızan Arapça, Farsça sözcükler, durup dururken dilimize girmiş değildir. Bundan 900 yıl önce, kimi Arap, kimi Türk kandırıcı kişiler, Tanrı ile Türklerin arasına dilden bir engel koydular. Türklerin tanrı'ya Türkçe seslenmesinin Tanrı'yı kızdıracağını söyleyerek, Türkleri bu yalana inandırdılar.Türkler, Tanrı'nın yalnızca Arapça seslenişlere ilgi gösterdiğine, kandırıldılar. Tanrı'nın yalnızca Arapça dilekçeleri, Arapça yakarıları işleme koyduğunu söyleyen bu tilkilere inanan Türkler, bin yılı aşkın bir süredir ağızlarını Arapça sözcüklerle açtıklarında kullanımdan düşürdükleri Türkçe sözcükleri peynir gibi yitiren kargalar konumuna düşmüş; dilleri bozulmuş, imgelemleri bulanmış, anlama anlatma yetileri devingenliğini, diriliğini, türetgenliğini tüketmiş durumdadırlar.

Dilimizdeki Arapça, Farsça sözcüklerin büyük bir çoğunluğu, işte bu delikten dilimize girmiş bulunuyor.

Cengiz Özakıncı - Dünden Bugüne Türklerde Dil ve Din

Hiç yorum yok