Ergenekon sanıklarının tahliye taleplerini reddeden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) TBMM tar...
Ergenekon sanıklarının tahliye taleplerini reddeden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) TBMM tarafından kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu'' iddia etti. Mahkemenin yetki gaspı yaptığını belirten HSYK ise ''Mahkeme kurma-kaldırma yetkisi TBMM'dedir'' şeklinde açıklama yaptı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Veli Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Sedat Peker, Mustafa Levent Göktaş'ın da aralarında olduğu Ergenekon davası sanığı 35 kişinin tahliye taleplerini reddetti.
MAHKEME BAŞKANI: ÖYM'LERİN KALDIRILMASI ANAYASAYA AYKIRI
13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) TBMM tarafından kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu açıkladı.
Anayasa Mahkemesi'NDEN DE JET YANIT
Anayasa Mahkemesi'nden yapılan açıklamada da ''13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden bize ulaşan herhangi bir başvuru yok'' dendi.
Özese, mahkemenin bu konu ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunduğunu söyledi.
AVUKAT ÜLGEN: KARAR YOK HÜKMÜNDE
13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını değerlendiren avukat Cemal Ülgen, ''13. Ağır Ceza Mahkemesi direnişini sürdürüyor. Biz 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurmadık. Çünkü böyle bir mahkeme yok. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararları yok hükmündedir. Mahkeme 'Ben yasaya da direneceğim' demek istiyor. İlker Başbuğ konusunda bir karar veremedik, çünkü karar verilmiştir diyor mahkeme'' yorumunda bulundu.
SANIK AVUKATI ERSÖZ: KARAR GEÇERSİZ
Ergenekon Davası'nda sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz ise ''Biz tahliye taleplerimizi nöbetçi mahkemelere yaptık. Cumhurbaşkanı'nın onaylamasıyla Özel Yetkili Mahkemeler kalkmıştır. Bu karar geçersizdir. Bizim için önemli olan 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nin vereceği karardır'' dedi.
UNCAY ÖZKAN: MAHKEMELERİ ETKİ ALTINA ALMAK ÇİN YAPILMIŞ AÇIKLAMA
Tuncay Özkan'ın Twitter hesabından atılan mesajda ise ''13. ACM'nin karar verme yetkisi yoktur, Tuncay Özkan'ın tahliye incelemesi 21. ACM tarafından yapılmaktadır. Bu açıklama mahkemeleri etki altına almak için yapılmış bir açıklamadır'' denildi.
MAHKEMEDEN OYBİRLİĞİYLE RET
Ergenekon Davası'ndan tutuklu bulunan aralarında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 35 sanığın tahliye talebi oy birliğiyle reddedildi. 16 sayfalık kararda Ergenekon Davası'na bakan Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile üye hakimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk'un imzası bulunuyor. Oybirliğiyle alınan kararda, 6 Mart 2014 günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak Resmi gazetede yayınlanmasıyla yürürlüğe giren yasa gereği azami tutukluluk süresinin 5 yıl olması ve sanık Mehmet İlker Başbuğ hakkında Anayasa Mahkemesince verilen 6 Mart 2014 tarihli ihlal kararı nazara alınarak tahliye talebinde bulundukları belirtildi.
"GEREKÇELİ KARARIN ÖNEMLİ BİR KISMI YAZILMIŞTIR"
Dava hakkında genel bilgilerin verildiği kararda, 20 Ekim 2008' de duruşmaları başlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davası'nın 5 Ağustos 2013' te sona erdiği hatırlatıldı. Kararda, "Mahkememizin kısa kararında ayrıca, bir kısım sanıklar hakkında 125 suçtan beraat, 9 sanık hakkında düşme, 7 sanık hakkında tefrik, 6 sanık hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden, üyeliğinden ve diğer suçlardan dolayı sanıklara, 05 Ağustos 2013 tarihinde değişik cezalar verilmiştir. Ancak karar kesinleşmemiş olup gerekçeli kararın yazımı devam etmektedir. Gerekçeli kararın önemli bir kısmı yazılmıştır" denildi.
Dava hakkında genel bilgilerin verildiği kararda, 20 Ekim 2008' de duruşmaları başlayan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davası'nın 5 Ağustos 2013' te sona erdiği hatırlatıldı. Kararda, "Mahkememizin kısa kararında ayrıca, bir kısım sanıklar hakkında 125 suçtan beraat, 9 sanık hakkında düşme, 7 sanık hakkında tefrik, 6 sanık hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ergenekon Silahlı Terör Örgütü yöneticiliğinden, üyeliğinden ve diğer suçlardan dolayı sanıklara, 05 Ağustos 2013 tarihinde değişik cezalar verilmiştir. Ancak karar kesinleşmemiş olup gerekçeli kararın yazımı devam etmektedir. Gerekçeli kararın önemli bir kısmı yazılmıştır" denildi.
"ÇOK SANIK HAKKINDA AĞIR CEZALAR TAKDİR EDİLMİŞTİR"
Kararda, "Yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü olduğu, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo /Kontrgerilla yapılanması olduğu ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu, bu örgütün toplumda kaos oluşturmaya yeterli nitelik ve nicelik olarak vahamet arz eden miktarda kayıt dışı mühimmata sahip olduğu gibi hususlar mahkememiz tarafından sabit görülmüş, mahkememiz tarafından bu nedenle müebbet hapis dahil bir çok sanık hakkında ağır cezalar takdir edilmiştir" ifadelerine yer verildi.
Kararda, "Yargılama sonunda, Ergenekon diye bir örgüt olduğu, bu örgütün yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındığında mevcut yasalara göre silahlı bir terör örgütü olduğu, bu silahlı terör örgütünün bir derin devlet yani Gladyo /Kontrgerilla yapılanması olduğu ve esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yasadışı olarak oluşturulup faaliyet gösterdiği, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statüsünden insanların bulunduğu, bu örgütün toplumda kaos oluşturmaya yeterli nitelik ve nicelik olarak vahamet arz eden miktarda kayıt dışı mühimmata sahip olduğu gibi hususlar mahkememiz tarafından sabit görülmüş, mahkememiz tarafından bu nedenle müebbet hapis dahil bir çok sanık hakkında ağır cezalar takdir edilmiştir" ifadelerine yer verildi.
"ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÇOK KARIŞIK BİR İLİŞKİLER YUMAĞINA SAHİP OLDUĞU GÖRÜLMÜŞTÜR"
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Yapılan yargılamada, Türkiye'deki derin devletin adı olan Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün çok karışık bir ilişkiler yumağına sahip olduğu görülmüştür. Örgütün yargılanan ve mensuplarının cezalandırıldığı belli bir kısmı açığa çıkarılmış ise de, bazı hücrelerine ulaşılamadığı görülmüştür. Yine Ergenekon Terör Örgütü' nün bazı birimleri ve uzantıları hakkında dosya kapsamına göre isabetli yorum yapılabilmesi mümkün olsa da, bunlarla alakalı dosyada hukuki olarak yeterli delile ulaşılamadığı ortadadır. Bu yüzden bunların ayrı bir soruşturma ile ortaya çıkarılmasının mümkün ve gerekli olduğu düşünülmektedir."
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Yapılan yargılamada, Türkiye'deki derin devletin adı olan Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün çok karışık bir ilişkiler yumağına sahip olduğu görülmüştür. Örgütün yargılanan ve mensuplarının cezalandırıldığı belli bir kısmı açığa çıkarılmış ise de, bazı hücrelerine ulaşılamadığı görülmüştür. Yine Ergenekon Terör Örgütü' nün bazı birimleri ve uzantıları hakkında dosya kapsamına göre isabetli yorum yapılabilmesi mümkün olsa da, bunlarla alakalı dosyada hukuki olarak yeterli delile ulaşılamadığı ortadadır. Bu yüzden bunların ayrı bir soruşturma ile ortaya çıkarılmasının mümkün ve gerekli olduğu düşünülmektedir."
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİKarar şu ifadelerle tamamlandı:
"İzah edilen hususlar ve davanın henüz kesinleşmemiş olması dikkate alındığında, mahkememizin 27 Temmuz 2012 tarihli oturumunda tüm tutuklu sanıklar için belirtilen ortak gerekçeler ile birlikte her bir sanık için belirtilen özel gerekçenin (g) bentlerinde ayrıntılı şekilde, Tutuklu sanıkların tutuklamayı gerektirir mevcut somut delillerin gösterildiği ve bu gösterilen gerekçeler doğrultusunda sanıkların suçları sabit görülerek haklarında ağır müeyyideleri gerektiren cezaların tayin edildiği, sanıkların psikolojik harekat, kara propaganda yapmak suretiyle görsel ve yazılı medyayı, milletvekillerini, kamu oyunu, yargılama mercilerini etkileme, yönlendirme ihtimallerinin bulunması, davayı itibarsızlaştırma ve kaçma şüphelerinin bulunması, hükümle birlikte haklarında yakalama kararı çıkarılan bir kısım sanıkların halen yakalanamamış olmaları, daha önce haklarında yakalama kararı çıkartılıp firari durumda bulunan ve dosyamızdan tefrik edilen sanıklarından henüz yakalanamamış olmaları, Sanıkların, halen hükmen tutuklu durumunda olmaları, almış oldukları cezaların miktarları, 19 sanık hakkında müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş olması, daha önceki gerekçelerimizde dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamalarında tutuklama için makul suç şüphesinin dahi yeterli görüldüğünün AİHM içtihatlarında da kabul edildiği, bu nedenlerle atılı suçları işledikleri sabit olan tutuklu sanıklar haklarında daha hafif koruma tedbiri olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağı yönündeki 05 Ağustos 2013 tarihli kararımızda herhangi bir değişiklik bulunmadığından ve bu sanıkların AİHM kararlarından ve Yargıtay Genel Ceza Kurulu kararlarından da hükmen tutuklu statüsünde olup bu sürede geçen zamanın tutukluluktan sayılmadığı ve kanunen tutuklu olmadıkları anlaşıldığından, bu konuda kanunen bir karar verilmesi imkanı da bulunmadığından, sanıkların vaki taleplerinin reddine oy birliğiyle karar verildi"
"İzah edilen hususlar ve davanın henüz kesinleşmemiş olması dikkate alındığında, mahkememizin 27 Temmuz 2012 tarihli oturumunda tüm tutuklu sanıklar için belirtilen ortak gerekçeler ile birlikte her bir sanık için belirtilen özel gerekçenin (g) bentlerinde ayrıntılı şekilde, Tutuklu sanıkların tutuklamayı gerektirir mevcut somut delillerin gösterildiği ve bu gösterilen gerekçeler doğrultusunda sanıkların suçları sabit görülerek haklarında ağır müeyyideleri gerektiren cezaların tayin edildiği, sanıkların psikolojik harekat, kara propaganda yapmak suretiyle görsel ve yazılı medyayı, milletvekillerini, kamu oyunu, yargılama mercilerini etkileme, yönlendirme ihtimallerinin bulunması, davayı itibarsızlaştırma ve kaçma şüphelerinin bulunması, hükümle birlikte haklarında yakalama kararı çıkarılan bir kısım sanıkların halen yakalanamamış olmaları, daha önce haklarında yakalama kararı çıkartılıp firari durumda bulunan ve dosyamızdan tefrik edilen sanıklarından henüz yakalanamamış olmaları, Sanıkların, halen hükmen tutuklu durumunda olmaları, almış oldukları cezaların miktarları, 19 sanık hakkında müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş olması, daha önceki gerekçelerimizde dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi uygulamalarında tutuklama için makul suç şüphesinin dahi yeterli görüldüğünün AİHM içtihatlarında da kabul edildiği, bu nedenlerle atılı suçları işledikleri sabit olan tutuklu sanıklar haklarında daha hafif koruma tedbiri olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağı yönündeki 05 Ağustos 2013 tarihli kararımızda herhangi bir değişiklik bulunmadığından ve bu sanıkların AİHM kararlarından ve Yargıtay Genel Ceza Kurulu kararlarından da hükmen tutuklu statüsünde olup bu sürede geçen zamanın tutukluluktan sayılmadığı ve kanunen tutuklu olmadıkları anlaşıldığından, bu konuda kanunen bir karar verilmesi imkanı da bulunmadığından, sanıkların vaki taleplerinin reddine oy birliğiyle karar verildi"
TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLEN SANIKLAR ŞÖYLE:
1-Levent Göktaş
2-Mehmet Fikri Karadağ
3-Özkan Kurt
4-Ulaş Özel
5-İsmail Sağır
6-Mehmet Demirtaşyin Öz
7-Hasan Ataman Yıldırım
8-Levent Ersöz
9-Muzaffer Tekin
10-Sedat Peker
11-Boğaç Kaan Murathan
12-Semih Tufan Gülaltay
13-Mustafa Dönmez
14-Veli Küçük
15-Fikret Emek
16-Kemal Kerinçsiz
17-Serdar Öztürk
18-Yalçın Küçük
19-Aykut Metin Şükre
20-Ergün Poyraz
21-İbrahim Şahin
22-Kemal Aydın
23-Doğu Perinçek
24-Mehmet Bedri Gültekin
25-Turhan Özlü,
26-Erkan Önsel,
27-Hikmet Çiçek
28-Mehmet Deniz Yıldırım
29-Hikmet Çiçek
30-Hasan Atilla Uğur
31-Ahmet Tuncay Özkan
32-Durmuş Ali Özoğlu
33-Mehmet Zekeriya Öztürk
34-İsmail Yıldız
35-Oktay Yıldırım
2-Mehmet Fikri Karadağ
3-Özkan Kurt
4-Ulaş Özel
5-İsmail Sağır
6-Mehmet Demirtaşyin Öz
7-Hasan Ataman Yıldırım
8-Levent Ersöz
9-Muzaffer Tekin
10-Sedat Peker
11-Boğaç Kaan Murathan
12-Semih Tufan Gülaltay
13-Mustafa Dönmez
14-Veli Küçük
15-Fikret Emek
16-Kemal Kerinçsiz
17-Serdar Öztürk
18-Yalçın Küçük
19-Aykut Metin Şükre
20-Ergün Poyraz
21-İbrahim Şahin
22-Kemal Aydın
23-Doğu Perinçek
24-Mehmet Bedri Gültekin
25-Turhan Özlü,
26-Erkan Önsel,
27-Hikmet Çiçek
28-Mehmet Deniz Yıldırım
29-Hikmet Çiçek
30-Hasan Atilla Uğur
31-Ahmet Tuncay Özkan
32-Durmuş Ali Özoğlu
33-Mehmet Zekeriya Öztürk
34-İsmail Yıldız
35-Oktay Yıldırım
13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ "RET" KARARINI BÖYLE AÇIKLADI
Adliye muhabirleri, avukatlar ve yargı çevreleri 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden bugün için bir karar ya da açıklama beklemiyordu. Ama öyle olmadı, mahkeme bugün sanıkların tahliye taleplerinin reddettiklerini açıkladı. Karar da açıklama da sürpriz olarak değerlendirildi.
CEZAEVİ KAPISINDA "TAHLİYE" BEKLEYEN HABERCİLER "ERGENEKON" DURUŞMA SALONUNA ÇAĞRILDI
İlker Başbuğ'un ardından yeni tahliyeler olabilir diye sabah erkenden Silivri Cezaevi'nin önüne giden haberciler, mahkeme mübaşirleri tarafından Ergenekon yargılamasının yapıldığı büyük duruşma salonuna çağrıldı. Gazetecilerin üzerleri arandı. Bir kalem, bir de kağıt dışında içeriye bir şey sokmalarına izin verilmedi. Saatler 12:10'u gösterdiğinde Mahkeme üyeleri sırayla içeriye girdi.
SALONDA BİR KARARI AÇIKLARKEN İLK KEZ CÜPPESİZDİLER
Sadece Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese takım elbiseliydi. Mahkemenin diğer üyeleri Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk spor kıyafetlerle duruşma salonundaki yerlerini aldı. Sayıları 10'u bulan gazeteciler de yargılama sırasında Ergenekon sanıklarının oturduğu ön sıradaki sandalyelere oturdu.
MAHKEME BAŞKANI: BAŞBUĞ'UN TAHLİYE EDİLDİĞİ GÜN BİZ DE BİR KARAR VERDİK
İlk sözü Mahkeme Başkanı Özese aldı. Özese İlker Başbuğ'un tahliye edildiği gün yani Cuma günü kendilerinin de bir karar verdiğini söyledi. Kendilerine bazı sanıkların tahliye talepleri ulaştığını belirten Mahkeme Başkanı, sanıklar hakkında tek tek karar verdiklerini söyledi. Mahkemenin dava hakkında hüküm verdiğini hatırlatan ancak gerekçeli kararı yazmayı sürdürdüklerini söyleyen Özese, yargılama hakkında bazı rakamlar verdi.
3 BİN 999 SAAT OTURUM. 106 BİN 638 DAKİKA SAVUNMA. 3 BİN 999 SAAT OTURUM.. 614 SUÇTAN CEZA..
Mahkemede 614 ayrı suçtan ceza verdiklerini söyleyen Özese, " 3999 saat oturum kaydı tutuldu. Sanıklara 106 bin 638 dakika savunma hakkı tanındı. Tanıkların yaptıkları savunmalar süreyi uzattı. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi yazılı ve sözlü savunmalar uzun süre aldı. Bunun için mahkemenin uzun bir mesai harcadığı açıktır. Bunu ne hukuk, ne akıl kabul eder " diye konuştu. Ergenekon yargılamasının " Asrın davası" diye nitelendiğini söyleyen Mahkeme Başkanı, kendilerinden gerekçeli kararı hemen yazmalarının istenmesinin haksızlık olduğunu söyledi.
İNGİLTERE'DEN "ÖRNEK" DAVA
İNGİLTERE'DEN "ÖRNEK" DAVA
Ardından Mahkeme üyesi Hakim Sedat Sami Haşiloğlu konuştu. Haşiloğlu, uzun süren davalara İngiltere'den bir örnek verdi. Bir fast food şirketinin ticari itibarlarını zedelediği gerekçesiyle iki kişi hakkında açtığı davanın 2,5 yıl sürdüğünü söyledi. Haşiloğlu, " 2 davalı var. 1 şikayetçi var. Sonuçlandığında 20 bin sayfa bir dava tutanağı ortaya çıktı. Bizim gördüğümüz dava 30 yıla bitmez bir dosya olarak görülüyordu. Eğer 15 günde biz karar verseydik, kimse için inandırıcı olur muydu " diye sordu.
"TBMM KARAR VEREMEZ''
Son olarak Mahkemenin üçüncü üyesi Hüsnü Çalmuk konuştu. Özel yetkili Mahkemelerin kapatılması konusunda " Bir Mahkemenin kapatılmasına HSYK karar verir. Bir başka kurum karar vermez. Verirse Anayasa aykırı olur. Öyle olursa TBMM'de çoğunluğu elde eden rahatsız olduğu mahkemeyi kapatabilir" şeklinde konuştu.
"ANAYASA MAHKEMESİ'NE BAŞVURACAĞIZ"
Mahkemenin aldığı kararı okumak için yeniden 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese söz aldı. Tahliye taleplerinin reddedildiğini açıklayan Mahkeme Başkanı, Sanıklar hakkındaki suçların sabit görüldüğünü tekrarladı. Mahkeme Başkanı Özese, 15 günlük sürenin gerekçeli kararın yazımı için yeterli olmadığı konusunda Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacaklarını açıkladı. İlker Başbuğ hakkında başka bir mahkemenin karar verdiğini hatırlatan Özese, bu yüzden bu konuda bir değerlendirme yapmadıklarını açıkladı.
"ÇOK MESAİ HARCADIK"
"ÇOK MESAİ HARCADIK"
Özellikle Mahkeme üyesi Hüsnü Çalmuk'un yıllar süren duruşmalar boyunca sabah erkenden yola çıktıklarını tüm gün yoğun bir mesai harcadıklarını, sadece kendilerinin değil tüm çalışanların büyük emekler verdiğini hatırlatması dikkat çekti.
Ergenekon sanıklarının tahliye taleplerini reddeden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) TBMM tarafından kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu'' iddia etti. Mahkemenin yetki gaspı yaptığını belirten HSYK ise ''Mahkeme kurma-kaldırma yetkisi TBMM'dedir'' şeklinde açıklama yaptı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Veli Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Sedat Peker, Mustafa Levent Göktaş'ın da aralarında olduğu Ergenekon davası sanığı 35 kişinin tahliye taleplerini reddetti.
MAHKEME BAŞKANI: ÖYM'LERİN KALDIRILMASI ANAYASAYA AYKIRI
13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) TBMM tarafından kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia etti.
Özese, mahkemenin bu konu ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunduğunu söyledi.
HSYK: MAHKEME YETKİ GASPI YAPTIANAYASA MAHKEMESİ'NDEN DE JET YANIT
Anayasa Mahkemesi'nden yapılan açıklamada da ''13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden bize ulaşan herhangi bir başvuru yok'' dendi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin açıklamasına jet hızıyla yanıt veren Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), ''Mahkeme kurma-kaldırma yetkisi TBMM'dedir. 13. Ağır Ceza Mahkemesi yetki gaspı yaptı'' yorumunda bulundu.
3 İDDİA, 3 YALANLAMA...
13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "TBMM'nin Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırması Anayasa'ya aykırı" iddiasına yanıt HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'dan geldi. Okur, yaptığı açıklamada, "Mahkemeleri Meclis kurar ve kapatır" diyerek 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin iddialarını yalanladı.
13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ortaya attığı iddialar ve HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'un yanıtları şöyle;
* 13. AĞIR CEZA'NIN İDDİASI: TBMM'nin ÖYM'leri kaldırma yetkisi yok
* HSYK'NIN YANITI: Mahkeme kurma ve kapatma yetkisi TBMM'nindir. Anayasa'nın 142. maddesi mahkemelerin kurulması kararını kanuna bırakır. Hukukta, usülde paralellik diye bir ilke vardır. Bu ilke, burada da geçerlidir. Daha önce de 5190 sayılı yasayla Devlet Güvenlik Mahkemeleri kapatılmıştı. Neden o zaman böyle bir tartışma olmadı? O zaman da DGM'ler yasayla kapatılmıştı.
HSYK'nın mahkemelere ilişkin yetkileri ise şöyledir;
- Kurulan bir mahkemenin faaliyete geçmesine karar verebilir;
- Geçici olarak bir mahkemenin faaliyetlerini dondurabilir.
- Ancak, bir mahkemenin kapatılmasına karar veremez. Mahkemeler ancak kanun yoluyla kapatılır.
* HSYK'NIN YANITI: Mahkeme kurma ve kapatma yetkisi TBMM'nindir. Anayasa'nın 142. maddesi mahkemelerin kurulması kararını kanuna bırakır. Hukukta, usülde paralellik diye bir ilke vardır. Bu ilke, burada da geçerlidir. Daha önce de 5190 sayılı yasayla Devlet Güvenlik Mahkemeleri kapatılmıştı. Neden o zaman böyle bir tartışma olmadı? O zaman da DGM'ler yasayla kapatılmıştı.
HSYK'nın mahkemelere ilişkin yetkileri ise şöyledir;
- Kurulan bir mahkemenin faaliyete geçmesine karar verebilir;
- Geçici olarak bir mahkemenin faaliyetlerini dondurabilir.
- Ancak, bir mahkemenin kapatılmasına karar veremez. Mahkemeler ancak kanun yoluyla kapatılır.
* 13. AĞIR CEZANIN İDDİASI: Davaya bakma yetkisi, hala bizde
* HSYK'NIN YANITI: Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin yasa Cumhurbaşkanının da onayından geçerek yürürlüğe girmiştir. Artık 13. Ağır ceza mahkemesi diye bir mahkeme kalmamıştır. Sanıkların tahliyeleri konusu, kovuşturmaya ilişkin bir işlemdir. Bu mahkemenin de böyle bir işlem yapma yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla kararı geçersizdir.
* HSYK'NIN YANITI: Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin yasa Cumhurbaşkanının da onayından geçerek yürürlüğe girmiştir. Artık 13. Ağır ceza mahkemesi diye bir mahkeme kalmamıştır. Sanıkların tahliyeleri konusu, kovuşturmaya ilişkin bir işlemdir. Bu mahkemenin de böyle bir işlem yapma yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla kararı geçersizdir.
* 13. AĞIR CEZANIN İDDİASI: Anayasa Mahkemesi'ne ÖYM'leri kaldıran kanunun iptali için başvurduk.
* HSYK'NIN YANITI: Bir Mahkeme bir kanunun iptalini isteyemez. Kanun iptal isteme yetkisi milletvekillerine ve Cumhurbaşkanı'na aittir. Bir mahkeme ancak, elindeki davayı Anayasa Mahkemesi'ne götürebilir. Benim görüşüm, Anayasa Mahkemesi'nin de bu başvuruyu "kabul edilebilir bulmayacağı," ilk incelemede geri çevireceği yönündedir. Ancak velev ki Anayasa Mahkemesi 13. Ağır Ceza'nın yasaya ilişkin iptal işlemini "kabul edilebilir" bulsun; Yine de mahkemenin böyle bir talepte bulundum diye, sanıkların tahliye taleplerini reddetme yetkisi yoktur.
* HSYK'NIN YANITI: Bir Mahkeme bir kanunun iptalini isteyemez. Kanun iptal isteme yetkisi milletvekillerine ve Cumhurbaşkanı'na aittir. Bir mahkeme ancak, elindeki davayı Anayasa Mahkemesi'ne götürebilir. Benim görüşüm, Anayasa Mahkemesi'nin de bu başvuruyu "kabul edilebilir bulmayacağı," ilk incelemede geri çevireceği yönündedir. Ancak velev ki Anayasa Mahkemesi 13. Ağır Ceza'nın yasaya ilişkin iptal işlemini "kabul edilebilir" bulsun; Yine de mahkemenin böyle bir talepte bulundum diye, sanıkların tahliye taleplerini reddetme yetkisi yoktur.
Hiç yorum yok