ŞİMDİ ÖYLE UZUN UZUN BU GÜNÜN NE OLDUĞUNU, NEREDEN KAYNAKLANDIĞINI ANLATMAK İSTEMEDİK SİZLERE... RAKAMLAR, İSTATİSTİKLER, KADINA YÖNELİK Şİ...
ŞİMDİ ÖYLE UZUN UZUN BU GÜNÜN NE OLDUĞUNU, NEREDEN KAYNAKLANDIĞINI ANLATMAK İSTEMEDİK SİZLERE... RAKAMLAR, İSTATİSTİKLER, KADINA YÖNELİK ŞİDDET FALAN... BİLİYORUZ HEPSİ TEKER TEKER BİR GERÇEKLİK... AMA BU METNİ, FOTOĞRAFLARLA DA DESTEKLEYEREK BİR "ŞİİR GEÇİDİ" YAPALIM İSTEDİK... "RESMİ GEÇİT"LE BUNALTMAMAK ADINA SİZİ... BİZİ ANLAYACAĞINIZI UMARAK...
DemokratHaber/İdeaHayat
"Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru..." (N.H)
DemokratHaber/İdeaHayat
"Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru..." (N.H)
