Sizin çocukları koruma anlayışınız; üzerine bombalar yağdırmak, hapishanelerde tecavüz etmek ve böyle yasalar çıkararak ölüme mahkum etmek midir? Bundan dolayı kanlanmış ellerinizle, körelmiş vicdanlarınızla, kaybolmuş insanlığınızla mutlu musunuz? Peki, devlet yargısı ve medyasıyla erkeği korumaya devam ederse, kadınları suçlulardan koruyacak radikal bir kadın hareketinin ortaya çıkmasını kim engelleyebilecek?
AKP hükümetinin torba yasa kapsamında “cinsel istismar suçları” için düzenlediği yeni yasa tasarısı, alenen tacizciyi ve eylemini koruma girişimidir.
Halihazırda var olan yasa bile cinsel istismar suçlarının ve suçluyu koruyan cezai uygulamaların önüne geçmezken, yeni tasarı eskisinin üstüne tuz-biber ekmek gibi olmuş.
Bu yasa tasarısını hazırlamak bir suçtur
AKP, bütün önemli yasa değişikliklerini“torba yasa” usulü ile bir arada sunarak, muhatapları ile tartışmadan ve tabiri caizse hasıraltı ederek meclisten geçiriyor.
AKP hükümetinin meclisten “torba yasa” kapsamında geçirdiği yasa tasarılarının içeriği bir yana tasarıların hazırlanış yöntemleri bile bir biçimde suç teşkil ediyor.
AKP hükümeti, eski yasanın üzerinde akrobatik hareketlerle yapılmış düzenlemelerle, erkeğin lehine uygulamaları değiştirmeye niyetli olmadığını bir kez daha göstermiştir.
Flört edenler hapse, çocuk gelinler ölüme mahkûm
Akranlarıyla cinselliği keşfederken flört eden kadın ve erkeklere ağır cezalar gelirken; eğer çocuk şikâyetçi olmazsa, kendisinden yaşça iki kat büyük erkeklerin cinsel istismarına maruz kalması suç sayılmıyor.
Cinselliğin kelime anlamını bile bilmeyen, hala kendisini leyleklerin getirdiğine inanan çocuklarda evlenmek için “rıza” aramak, onları ölüme mahkûm etmekten farksız değil.
Bırakın çocukları, genç kadınlar bile rızasıyla evlendirilmezken, bir çocuğun elli, altmış ya da yetmiş yaşında bir sapıkla evlenmeye “rıza” göstereceği algısı, ancak yine öyle sapık zihniyetlerin ortaya çıkaracağı bir sonuç olabilir.
Ruh sağlığı bozukluğu mu, erkek egemenliği mi?
Tasarıda en dikkat çeken düzenleme ise, taciz veya tecavüz eden erkeklerin ruh sağlığının bozuk olduğu tespitinin yapılması.
Yasa tasarısında suçluların “tedavisinden” söz edilmesi, devlet nezdinde eylemin hala bir suç değil, “hastalık” olarak görüldüğünü bize gösteriyor.
Üstelik tecavüz eden erkeklerin ruh sağlığı bozuk oluyor, ama tecavüze uğrayandaki sağlık bozukluğu, sadece fiziksel sonuç yaratmışsa cezai uygulama söz konusu oluyor.
Taciz, tecavüz ve giderek öldürülme korkusu yüzünden sokağa çıkmaktan bile çekinen kadınları görmüyor musunuz? Yaşamaktan korkar bir duruma düşecek kadar ruh sağlıkları bozulan kadınları göremeyecek kadar kör mü oldunuz? Yoksa zaten kadınların böyle olmasını mı hedefliyorsunuz?
Peki, nasıl bir tedavi uygulanacak bu “hastalara”?
Kadınların ezilen cins olmadıkları, kendilerinin kaburga kemiğinden yaratılmadıkları, istedikleri gibi taciz edebilecekleri, öldürebilecekleri ve tecavüz edebilecekleri cinsel bir obje olmadıkları mı öğretilecek? Bu gerçekler anlaşılmadığı ve erkek egemenliği kırılmadığı müddetçe, hangi tedavi uygulanırsa uygulansın taciz tecavüz biter mi?
Ya da devletin böyle bir derdi var mı?
Hayır, tabi ki… Sırtları sıvazlanmasa iyidir.
Suçu işleyenler bir yana, böylesi yasa tasarılarını hazırlayarak suçluyu koruyanların ruh sağlıklarını ve sapık zihniyelerini tedavi etmek gerekiyor.
AKP’ye soruyoruz
Gözünüzü, sevgililerin ve âşıkların üzerinden çekip; yatak odalarında kendilerinden onlarca yaş büyük erkekler tarafından öldürülen çocuklara çevirebilecek kadar yüreğiniz var mı?
Yoksa ‘imza attı, siz izin verdiniz’ diye çocuklar tecavüz edilerek öldürülebilir mi?
Sizin çocukları koruma anlayışınız; üzerine bombalar yağdırmak, hapishanelerde tecavüz etmek ve böyle yasalar çıkararak öldürmek midir? Bundan dolayı kanlanmış ellerinizle, körelmiş vicdanlarınızla, kaybolmuş insanlığınızla mutlu musunuz?
Soruyoruz, ama cevabını da biliyoruz. Ne devlet ne de onu temsil eden hükümetten veya muhalefetten böyle bir beklentimiz yoktur. Hepsi bir şekilde erkek egemenliğini devam ettirecek, koruyup kollayacaktır.
Peki, devlet yargısıyla ve medyasıyla erkeği korumaya devam ederse, kadınları erkeklerden koruyacak radikal bir kadın hareketinin ortaya çıkmasını kim engelleyebilecek?
O durumda, böyle bir kadın hareketinin meşruiyetini sorgulamak sizin harcınız olabilecek mi?
MERAL ÇINAR - SENDİKA.ORG - 2 Temmuz 2014