Gözü yaşlı, alt dudağı titrer bir halde bir teğmenle anlaşmaya çalışıyor Sabri Murat…“Bırakın oraya gidelim. Bırakın bu insanlara yardım edelim. Oradakiler bizim ailemiz, bilmiyor musunuz?”
CAM00045Teğmen biliyor bilmesine ama emir almış: Bugün (dün) Kimse Rojava’dan Türkiye’ye, Türkiye’den Rojava’ya geçemeyecek.
Türkiye-Rojava sınırında yine duygusal bir gün yaşandı. Küçük sınır köyü Mürşitpınar, neredeyse 100 sene evvel bu coğrafyanın sınırları belirlenirken, araya çekilen çitle sınırın öteki tarafında bırakılan Kobani’yle aynı şehrin parçası.
Suruç kasabasında yaşayan insanlar ve Kürtlerin çoğunluğu için bu sınır yok aslında. Burası ata toprağı ve sınırın ötesindeki insanlar başka bir ülkenin vatandaşı olsalar bile ailelerinin bir parçası, kardeşleri aslında. Onlar şu anda olduğu gibi IŞİD tarafından saldırıya uğradıklarında, sanki kendilerine saldırılıyor gibi hissediyorlar.
44 yaşındaki Sabri Murat’ın gözleri bu yüzden yaşlı. Kobani’ye neden gitmek istiyor? “Oradaki aile ahalisi iyi mi merak ediyorum. Ve sonra YPG’ye katılıp IŞİD’e karşı savaşmak istiyorum. Ben bir babayım, beş çocuğum var. Benim gitmemi anlayışla karşılayacaklar, eşim de öyle. Evet ölebilirim. Ama ölerek bir başkasının hayatını kurtarabilirim. Buna değmez mi?”
CAM00019
CAM00013Teğmenin gazetecilerle konuşmaya niyeti yok değil, ama ismini vermiyor: “Size anlattıklarım benim kendi fikirlerim değil. Bakın burada provakatörler var bugün.”
Parmağıyla bayrak direğine tırmanmış, ellerinde PKK bayrağı tutan, yüzü kapalı üç adamı gösteriyor. Sınırdan birkaç adım ötede duruyorlar, birkaç yüz asker, üç tank ve birkaç askeri aracının nöbet tuttuğu yerden…
“Bu yasadışı bir bayrak, bir terör örgütüne ait” diyor teğmen.“Bu toplanma yasadışı. Üstlerim şu anda ne yapılması gerek ona karar veriyorlar. Ama bu yasadışı, durdurulması lazım.”
“Yaşadışı bir bayrak mı?” diyor Sabri Murat. “Bu bizim bayrağımız. Devlet gözünde yasadışı olabilir ama bizim gözümüzde değil.”

On saniye içinde gaz bulutu

CAM00068Askerlere doğru giderek daha fazla insan toplanıyor. Teğmenle konuşuyorlar. Herkes kibar bir ses tonuyla konuşuyor ama Kobani’ye gitmek isteyenler duygusal bir halde.
Giderek el kol hareketleri sertleşmeye başlıyor, insanların sesleri ciddileşiyor ve birden bağrış çağrış başlıyor. Askerlerden biri avazı çıktığı kadar yüksek bir sesle: “Yaklaşmayın!” diye bağırıyor. 10 saniye sonra kimse daha askerlerin önünden uzaklaşmamışken gözyaşartıcı gaz sıkılmaya başlıyor. O sırada adamlardan birinin koluna kapsül isabet ediyor ve adam yaralanıyor.

Kim doğru söylüyor?

CAM00052Bu günün ilk gözyaşartıcı bomba saldırısı değil tabii. Gün boyunca Suruç civarındaki birkaç noktada gözyaşartıcı bombalar kullanılıyor. Mesela gençleri bir tepeden kovalamak ve taş atanları durdurmak için.
Teğmen gençler taş atıyor diye gözyaşartıcı bomba attıklarını söylüyor ama gençler de askerler gözyaşartıcı bomba attıkları için kendilerinin taş attıklarını söylüyor. Kim doğru söylüyor? Gerçek şu ki, bu insanlar silahsız. Sadece yardım etmek için oradalar.
Günün erken saatlerinde bir kadın sınırda gördüğü manzara karşısında ağlamaya başlıyor: İki yaşındaki çocuğuyla bir kadın.“Askerlere gidip kadına yardım etmek için izin istedim, ekmek, su verebilmek için. Ama bana izin vermediler” diyor. Kollarını açarak, “Bana bakın” diyor, “Ben tehlikeli olabilir miyim? Üzerimde silah mı taşıyorum? Hayır. Bana neden yardımcı olmuyorlar?”

Dayanışma çabası

CAM00044Mesele yardım etmek değil sadece. Bu aynı zamanda bir dayanışma çabası.
Sınırdan ve sınırda bekleyen askerlerden yaklaşık 200 metre uzaklıkta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak plastik bir iskemlenin üzerinde oturmakta. Yanıbaşındaki insanlar yardım dayanışma çadırlarından geri kalanlanı indirmekle meşguller; askerler gelip kaldırttı çadırları çünkü. Onlar da yasadışı.

Kışanak: Biz burada kalacağız

CAM00035Kışanak şimdi ne yapacak peki? “Biz burada kalacağız” diyor:“Kobani’ye gidip bu insanlara yardım edemiyoruz ama burada bekleyerek onlara moral desteği vereceğiz. Buna da ihtiyaçları var.”
Kışanak, uluslararası teşkilatların artık Suriye’deki IŞİD’e karşı harekete geçmesi gerektiğini söylüyor. Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani’nin YPG’ye yardım önerisini methediyor. Hayata geçse de geçmese de…
“Kobani’de olan biten IŞİD ile YPG arasında bir savaş değil aslında. Bu bir işgal. Uluslararası kamuoyunun gözünü açması lazım. Onlar ya potansiyel bir soykırımı destekleyecekler ya da özgürlük ve demokrasiyi. Aralarında seçim yapabilecekleri budur.”
FREDERIKE GEERDINK-DİKEN.COM
Daha yeni Daha eski