Amerikan New York Times gazetesinde Türkiye’den IŞİD’e katılan gençlerle ilgili bir yazı yayınlandı. “IŞİD, Türkiye’den düzenli olarak ...
Amerikan New York Times gazetesinde Türkiye’den IŞİD’e katılan gençlerle ilgili bir yazı yayınlandı. “IŞİD, Türkiye’den düzenli olarak yeni üye akışı sağlıyor” başlıklı makalede Ankara’nın Hacıbayram mahallesinden IŞİD’e birçok kişinin katıldığı öne sürüldü.
IŞİD’in içindeki Türk vatandaşlarının sayısının bini bulduğunu ifade eden New York Times, IŞİD içinde Suriye’de bir süre savaşmış gençlerden birinin sözlerini de okuyucularına aktardı. 27 yaşındaki Can isimli bir kişi, 10 arkadaşıyla beraber Suriye’ye gittiğini ve Rakka’da 15 günlük eğitimin ardından çatışmalara katıldığını anlatıyor. İki adamı vurduğunu ve halk önünde gerçekleştirilen bir idama katıldığını dile getiren Can, bir kişiyi canlı canlı gömmesinin ardından kendisine ‘tam bir IŞİD savaşçısı’ olduğunun söylendiğini dile getiriyor.
'TÜM UYUŞTURUCU BAĞIMLILARI CAMİYE GİTMEYE BAŞLADI'
Hayatı boyunca uyuşturucu madde kullanan Can, daha sonra pişman olarak iki arkadaşıyla beraber geri dönmüş. Ancak habere göre Hacıbayram’da IŞİD’e katılmak isteyen başka kişiler de var. Mahallenin muhtarı Arif Akbaş, “Her şey uzun, kaba sakallı bir adamın mahallede ortaya çıkmasıyla başladı. Daha sonra tüm uyuşturucu bağımlıları camiye gitmeye başladı” diyor.
Hacıbayram’dan IŞİD’e katılan ilk isimlerden biri Oğuzhan G. Kendisi Rakka’da bölgesel komutan pozisyonuna kadar yükselmiş. Bölge sakinleri, IŞİD içinde Muhammed Salif adını kullanan Oğuzhan G.'nin, sık sık Ankara’ya gidip gelerek yeni kendisiyle beraber yeni üyeler götürdüğünü söylüyor.
OKUL KAPALI AMA YEDİ CAMİ VAR
Mahallenin tek okulunun kentsel dönüşüm çerçevesinde kapatıldığı belirtilen haberde, buna karşılık yedi caminin olmasına işaret ediliyor.
'SAVAŞANA HER ŞEY BEDAVA'
Eski IŞİD üyesi Can’a göre terör örgütüne katılımın nedenlerinden biri de para. Can, “Savaştığınızda günde 150 dolar alıyorsunuz. Her şey bedava. Dükkan sahipleri de sizden korktuğu için ücret almıyor” diye yaşananları anlatıyor.
'TÜM UYUŞTURUCU BAĞIMLILARI CAMİYE GİTMEYE BAŞLADI'
Hayatı boyunca uyuşturucu madde kullanan Can, daha sonra pişman olarak iki arkadaşıyla beraber geri dönmüş. Ancak habere göre Hacıbayram’da IŞİD’e katılmak isteyen başka kişiler de var. Mahallenin muhtarı Arif Akbaş, “Her şey uzun, kaba sakallı bir adamın mahallede ortaya çıkmasıyla başladı. Daha sonra tüm uyuşturucu bağımlıları camiye gitmeye başladı” diyor.
Hacıbayram’dan IŞİD’e katılan ilk isimlerden biri Oğuzhan G. Kendisi Rakka’da bölgesel komutan pozisyonuna kadar yükselmiş. Bölge sakinleri, IŞİD içinde Muhammed Salif adını kullanan Oğuzhan G.'nin, sık sık Ankara’ya gidip gelerek yeni kendisiyle beraber yeni üyeler götürdüğünü söylüyor.
OKUL KAPALI AMA YEDİ CAMİ VAR
Mahallenin tek okulunun kentsel dönüşüm çerçevesinde kapatıldığı belirtilen haberde, buna karşılık yedi caminin olmasına işaret ediliyor.
'SAVAŞANA HER ŞEY BEDAVA'
Eski IŞİD üyesi Can’a göre terör örgütüne katılımın nedenlerinden biri de para. Can, “Savaştığınızda günde 150 dolar alıyorsunuz. Her şey bedava. Dükkan sahipleri de sizden korktuğu için ücret almıyor” diye yaşananları anlatıyor.
Londra merkezli Royal United Services Institute adlı düşünce kuruluşundan Aaron Stein, “Ankara’da ve Türkiye’nin başka yerlerinde üye kazandırma merkezleri var ancak hükümet umursuyor gözükmüyor. Görünüşe göre Beşar Esad’a karşı duydukları nefret ve radikal İslam'la ilgili aşırı toleranslı görüşleri ciddi sonuçları olan çok dar bakışlı bir politika doğuruyor” ifadelerini kullanıyor.
DİLOVASI, GEBZE VE DAHA BİRÇOK YERDEN IŞİD'E...
Newsweek dergisi, ‘Cihat Otoyolu’ başlıklı analizinde, Kocaeli’nin Dilovası ilçesinden Suriye’ye 2 minibüs kalktığını, 19 kişinin IŞİD’e katılmak üzere evlerinden ayrıldığını yazdı.
Bu kişilerin ilçede yaşayan akrabalarının anlattıklarına yer verilen haberde, polisin bu konuda bir şey yapmadığı ancak Türkiye’nin IŞİD’e karşı yumuşak olmadığı vurgulanıyor.
AMERİKAN Newsweek dergisi, İstanbul gibi metropollerden terör örgütü Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) saflarına katılan Türklerin hikayelerini mercek altına aldı. ‘Cihat Otoyolu, IŞİD İstanbul’un yoksul varoşlarından eleman topluyor’ başlıklı haber analiz, 2 çocuk sahibi 28 yaşındaki Deniz Şahin’in dramıyla başlıyor. Şahin’in, alkol bağımlığının ardından radikal İslami görüşleri benimseyen eski eşi Sadık, geçtiğimiz nisan ayında çocuklarını görme bahanesiyle geldiği Ankara’nın Kazan ilçesinde, 4 yaşındaki oğlu Halil İbrahim ile 10 yaşındaki kızı Esma Sena’yı kaçırarak IŞİD’in merkezi olan Suriye’nin Rakka kentine götürmüş. Çocukları kaçırdıktan 1 hafta sonra da anne Şahin’e çocuklarının fotoğraflarını göndermiş. Çarpıcı karede Halil İbrahim, sağ elinin işaret parmağını yukarıya doğru tutup, sol eliyle de bir tabancayı kavrarken görünüyor. Esma ise bir devenin yanında objektife gülümsüyor. Her iki fotoğraf da Rakka’da çekilmiş. Çocuklar artık IŞİD’e katılan babalarıyla yaşıyor.
‘IŞİD’E YUMUŞAK DEĞİLİZ’
Newsweek, analizde adını açıklamadığı bir Türk hükümet yetkilisinin, “Türkiye IŞİD’e karşı ‘yumuşak’ değil. Sadece özellikle Musul’daki rehineler meselesinden ötürü gereksiz retorikten kaçınıyor. IŞİD’den kaynaklanan iç tehdide karşı önlemler alınıyor” sözlerine de yer veriyor. Ancak dergiye göre yakınları IŞİD’in elinde olanlar hükümetin bu konudaki çabalarını sorguluyor. Örneğin 2 çocuğu kaçırılan Deniz Şahin, polisin etkisiz olduğunu düşünüyor.
Eşim internetten öğrendi
NEWSWEEK’in haber analizinde IŞİD’e katılan tipik insanların öğretmen Kenan Beyaztaş’ın kardeşi Ahmet gibi olduğu belirtilirken, grubun genellikle internet üzerinden kadın ve çocukları hedef aldığı örneklere de yer veriliyor. Bu hikayelerden biri Büyükçekmece’de yaşayan 44 yaşındaki Şahin Aktan’a ait. Tekstilci olan Aktan’ın 25 yaşındaki Kırgız asıllı eşi Svetlana, 3 yaşındaki oğulları Destan ile birlikte Rakka’ya giderek IŞİD’e katılmış. Hıristiyan olan eski eşiyle 6 yıl önce evlendiklerini, eşinin sosyal hayatının kısıtlı olması nedeniyle internette çok vakit geçirdiğini belirten Aktan, “İslam’ı internetten öğrendi. Hıristiyanlığı terk etti. Bir gün bana, ‘Kapanmak istiyorum’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Benden sakal bırakmamı istedi. Günde 5 vakit namaz kılmamızı ve 2 saat Kuran okumamızı istedi. Ben bunu istemedim” diyor. Aktan, eski eşinin IŞİD’e katılımının iç yüzünü anlamak için sahte bir Facebook hesabı açmış ve Svetlana ile temas kurmuş. Hatta boşandıktan sonra eski eşinin kaldığı IŞİD’in güvenli evini bulmak için taksicilerle de onu takip etmeleri amacıyla anlaşmış.
POLİS GİBİ ARAŞTIRDIM
Aktan, “İnanın bana bir polis gibi çalışıyordum. Kendini patlatırsa o zaman çocuk Suriye’de kalacak. O zaman onu nasıl bulacağım? Ve ona kim bakacak” diye hislerini dile getiriyor. Aktan, Svetlana’nın Facebook’taki “Siyah bayrağın altında yaşayan insanlar iyi insanlardır. Ve ben Şam toprağında yaşayacağım” sözlerini gördükten sonra hemen harekete geçmiş ancak çocuğu ve eski eşinin kaldığı eve geldiğinde onların yeni isimleriyle çoktan ayrıldıklarını öğrenmiş. Kapıyı açan genç kız, Svetlana ve Destan isimlerini tanımadığını, ama ‘Asiye’ ile oğlu ‘Abdullah’ın evden ayrıldığını söylemiş. Daha sonra Aktan, eski eşinin boşanmalarından önce 4 ay boyunca bir Afgan mücahidiyle temasta olduğunu öğrenmiş. Bu adamın eşini ikna ettiğini söyleyen Aktan, eski eşinin Gaziantep üzerinden Rakka’ya gittiğini ve 1 Eylül’de de onunla temasını kaybettiğini ifade ediyor. Newsweek’e göre Aktan da hükümetin IŞİD’i engelleme konusunda etkisiz olduğunu düşünüyor.
POLİS HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR
Polisin etkisiz olduğunu söyleyen bir diğer kişi de, Kocaeli’nin sanayi bölgesi Dilovası’nda, kardeşi IŞİD’e katılan Öğretmen Kenan Beyaztaş. Sol görüşlü ve Kürt kökenli olduğunu ifade eden Beyaztaş, “Katılan pek çok kişi var. Polis ise hiçbir şey yapmıyor” diyor. Anlattığına göre 25 yaşındaki oto tamircisi kardeşi Ahmet de IŞİD’e geçen ay katılmış; Dilovası’ndan Suriye’ye giden 2 minibüse binen 19 kişi arasındaymış. Beyaztaş, kardeşinin çok dindar olmadığını, örgüte katılmadan önce uyuşturucu bağımlılığı sorunu yaşadığını belirtiyor. Beyaztaş, şöyle konuşuyor: “Onun bir gün cihada gideceğini biliyorduk. Polis hiçbir şey yapmadı. Onu gözaltına alacak gerekçeleri olmadığını söylediler. Ahmet de bize karışmamamızı bildirdi. Yapabilecek hiçbir şeyimiz yoktu” diyor. Şimdi ailesi ona, cep telefonundan ulaşmaya çalışıyor. Ama telefonu her zaman kapalı. Kardeşinin, fikri değiştiği takdirde ya da Türkiye’deki bir hastaneye bırakıldığında dönebileceğini düşünen Beyaztaş, “Onların insanlara zarar verdiğini ve başlarını kestiğini biliyoruz. Orada ne yaptığına dair yanılgımız yok” diyor.