HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

Faiz Lobisi iş başında!

Amerika dedik, stratejik ortak dedik bağrımıza bastık ama Yellen bir dış mihrak olarak ekonomimizi batırmayı kafasına koymuş Yeni Tü...


Amerika dedik, stratejik ortak dedik bağrımıza bastık ama Yellen bir dış mihrak olarak ekonomimizi batırmayı kafasına koymuş
Yeni Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini çekemeyen faiz lobisi yine iş başında. ABD merkez bankası başkanı Yellen dün itibariyle aylık tahvil alımlarını bitirdiklerini resmi olarak açıkladı. İşsizliğin, krizden 6 yıl sonra da olsa, kabul edilebilir seviyelere inmesi ve ekonominin görece daha iyi bir hale gelmesiyle faizleri de sıfır noktasından daha makul seviyelere çıkarmanın vaktinin geldiği düşünülüyor.
Merkez bankaları piyasadan tahvil satın alırken karşılığında haliyle para verir; bu da piyasadaki para miktarını arttırır. Tahvil alımlarının durması demek artık lanet olası Federal Rezerv Bankası piyasaya ucuz dolar vermeyecek, yani likidite musluğunu kapatacak demek.
Piyasalarda dolar kıtlığı yaratacak bu kararın Türkiye üzerindeki etkilerine bir bakalım. Öncelikle, şirket bazında, girdilerini dolar cinsinden satın almak durumunda olan ama satışını TL cinsinden yapan firmalar ödemelerini yapacakları zaman piyasada artık daha az dolar olacağından dolar bulmakta güçlük çekecekler. Dolara olan talep azalmadığından, arzının azalması doların fiyatını arttıracak ve şirketlerin bilançoları bozulmaya başlayacak. Artan maliyetleri büyük ihtimalle sattıkları ürünlerin fiyatlarına yansıtacaklar ve enflasyon hızlanacak. Artan fiyatlarla satışlar da azalacağı için borçları ödemek ve yükümlülükleri yerine getirmek iyice zorlaşacak. Bu süreçte kepenk kapatan birçok şirket olacağından işsizlik artacak. Zaten ithal malların fiyatları direk dolara endeksli olduğu için onların fiyatları direk artacak. Bize Utah’ta dolarla ödeme yaptıkları için eğer dolar coşup 3 liraya filan çıkarsa yazın üniversite lojmanı yerine Çırağan Sarayı’nda kalmayı düşünebilirim.
Tabi doların fiyatının yükselmesiyle mesele bitmiyor, işin bir de faiz boyutu var. Yıllardır faizler sıfıra yakın iken Amerikan tahvilleri (her ne kadar güvenli olursa olsun) getiri açısından tatminkâr olmadığı için dünya para piyasasında getiri arayan yatırımcılar paralarını gelişmekte olan ülkelere yatırmaktaydılar, misal Türkiye’ye.
Fakat lanet olası Fed’in bu faiz artırımı kararıyla birlikte dünya para piyasasındaki paralar artık her ay düzenli olarak biz ve bizim gibi ülkelere değil Amerika’ya gitmeye başlayacak, çünkü Amerikan tahvilleri hem güvenli hem de artık getirisi de yeteri kadar yüksek. Tabi ne olursa olsun dış dünyadan tüketim malı, ara malı, enerji ve hammadde almaya bağımlı bir ülke olduğumuz için ithalatımızı finanse edecek dolara ihtiyacımız var. Dolar var “ayfon” var, dolar yok “ayfon” yok. Doların Amerika yerine Türkiye’ye gelmesi için kendi tahvillerimizi cazip kılmalıyız, yani faizlerimizi arttırmalıyız yoksa ödeme yapacak para dahi bulunmaz. TCMB faizleri arttırmaya başlayınca bizimkisi yine çıkıp sağa sola ekşiyecek faiz lobisi, dolar lobisi, lobi lobisi filan diye.
Sabahları CNBC-e ve Bloomberg HD ekranlarında ekonomi hakkında konuşan kafalar “piyasalar faiz artırımı kararına sert tepki gösterdi” diyecek, kenarda aşağı doğru kırmızı oklar olacak, borsa düşecek, Tahtakale coşacak.
Son 5 yıldır tutmayan merkez bankası enflasyon hedefleri 2014 sonunda yine tutmayacak. Geçenlerde açıklanan 2015-2017 Orta Vadeli Programı’nda (OVP) yapılan hesaplar da çatlayacağından birkaç ay içinde Sayın Babacan OVP’ye “güncelleme” yapıldığını açıklayacak, büyüme beklentileri aşağı doğru, enflasyon beklentileri yukarı doğru “revize” edilecek.
Bakan Yıldız kaşla göz arasında sık sık doğalgaz ve elektrik zammı açıklayacak, pardon zam değil “fiyat güncellemesi”. Ekonomi büyüyecek ama beklentilerin altında büyüyecek, o büyüme de bu durumu fırsat bilen çakallara gidecek, vatandaş avucunu yalayacak. Emekliye, öğretmene ve asgari ücretliye verilecek maaş zamları enflasyonun ve verimlilik artışının gerisinde kalacak, yani alım gücü ya düşecek (ya da artışı azalacak).
Tabi bunlar bugünden yarına olacak şeyler değil, kademeli olarak aylar sürecek. Derken seçim arifesinde olacağız; portakal parası, kömür parası, afiş parası, dombıra parası filan lazım. Biz piyasalardan para bulamayınca IMF’deki simsarlar avuçlarını ovuşturmaya başlayacak, kapanan borç defterinin tekrar açılması gündeme gelecek. Bizimkilerin aralarının sıkı fıkı olduğu Arap işadamları da bizim ekonomiyi salıncakta görünce altınları, dolarları, ayakkabı kutuları filan ne varsa toparlayıp uzayacaklar.
Ekonomi tepe taklak olunca istifalar üst üste gelecek, erken seçimle koalisyon hükümeti kurulacak. Yeni hükümet 17 Aralık zanlılarını yargılayacak, şarkıcı kocası Zarrab dâhil herkeşler hapse girecek. Yerseniz. Yemezseniz; hem siyaseten hem de ekonomik olarak işin içinden çıkmak için savaş ekonomisi uygulanacak ve faiz lobisiyle de ilişkisi kurulan Esed illetinden kurtulmak için koridor moridor derken Suriye’ye operasyon başlayacak. Kelebek etkisi gibi, Fed’in bir kararı nelere kadir.
Evet, kantarın topuzunu kaçırmış olabilirim zira maksadım kâhinlik değil pek tabii. Ama görünen o ki faiz lobisinin başında Amerika merkez bankası başkanı Janet Yellen var. Amerika dedik, stratejik ortak dedik bağrımıza bastık ama Yellen bir dış mihrak olarak ekonomimizi batırmayı kafasına koymuş. Yeni çıkacak olası Kurtlar Vadisi: Faiz Lobisi filminde kendisinin icabına bakılacaktır, film icabı.
Kalabilirseniz esen kalın.
ANIL ABA-SENDİKA.ORG - anil.aba@economics.utah.edu

Business News