Son birkaç gündür, ünlü bir kadın şarkıcının cezaevine gönderilmesini izliyoruz medyadan; fotoğraflar ve videolar, özellikle ağladığı, e...
Son birkaç gündür, ünlü bir kadın şarkıcının cezaevine
gönderilmesini izliyoruz medyadan; fotoğraflar ve videolar, özellikle ağladığı,
elleri kelepçeli halde çaresizce baktığı karelerden seçiliyor.
Şarkıcı Deniz Seki’ nin ‘uyuşturucu ticareti yapmak‘
suçundan aldığı altı yıl üç aylık hapis cezası daha önce Yargıtay tarafından
onanmıştı ve hakkındaki yakalama kararı nedeniyle altı aydır aranan Seki,
geçtiğimiz gün gözaltına alındı. Şarkıcı yaklaşık 2.5 yılını daha cezaevinde
geçirecek gibi görünüyor.
‘Taşlayarak öldürün’
Özel yetkili mahkemelerin kapatılması sebebiyle ne kadar
insanlık suçu işleyen varsa hepsinin tahliye edildiğine tanıklık ettiğimiz şu
günlerde, aynı özel yetkili mahkemenin uyuşturucu sattığı gerekçesiyle Seki’ye
verdiği cezanın kesinleşmesi meselenin bir başka boyutu. Cezası infaz edilmek
üzere gözaltına alınan Seki’nin kardeşi Serkan Seki, Twitter hesabından aynı
gün “Yetmez taşlayarak öldürün” yazdı.
Avukatıysa Deniz Seki’nin adeta medyaya servis edilmesi için
özel çaba sarf edilmiş gibi görünen görüntüleri karşısında şöyle dedi:“Teşhir
edilen Deniz Seki değil insan onurudur.” Yapılan haberlerdeki dil ve kullanılan
fotoğraflarla verilmeye çalışılan, ‘Yanlış yollara sapan ünlü şarkıcının hazin
sonu’ mesajları karşısında açıkçası Seki’nin kardeşi ve avukatına hak vermemek
mümkün değil sanki.
‘İbret-i alem olsun’
Ünlü bir şarkıcının uyuşturucu operasyonuyla yakalanması
dünyanın her yerinde haber değeri taşır elbette. Lakin Deniz Seki olayında
toplumun haber alması maksadını aşan bir gayret var adeta. Suçlunun ve
cezasının ‘ibret-i alem olsun diye‘ topluma teşhir edildiği, örneğin idam
cezalarının kamuya açık meydanlarda infaz edildiği günlerin üzerinden yaklaşık
yarım yüzyıl geçti.
Gerçi yeni adliye binaları yapılana kadar elleri kelepçeli
sanıkların çarşı pazar içinde halkın arasından geçirilerek duruşmaya
getirildiği günler daha çok taze hafızalarımızda… Öte yandan, gözaltına alınan
kişinin şöhretli, kamuya mal olmuş biri olması halinde haber niteliğinin
ötesine geçen bir ‘teşhir etme‘ eğilimi dikkat çekiyor epeydir.
Yani şimdilik kimse meydanlarda taşlanıp, çınar ağaçlarında
sallandırılmıyor ama iletişim araçlarının çokluğu vesilesiyle şüpheli veya
sanığın onuru paramparça edilebiliyor kolaylıkla.
Devlet ‘kamu düzeni’ için öç alıyor
Modern Ceza Hukuku, cezanın genel ve özel önleyiciliği amacı
üstüne kuruludur. Suçlunun ıslahı ve tekrar suç işlemesinin önlenmesinin yanı
sıra müeyyidenin toplumda yaratacağı çekinmeyle suç işlenmesinin önlenmesi
amaçlanır. Suçlunun teşhiri ve teşhir edilmek suretiyle küçük düşürülmesiyse bu
özel ve genel önleme amacının çok daha ötesinden, devletin kamu düzeni adına
bireyden öç alması saikinden beslenir.
Kısasa kısas adalet anlayışının geçerli olduğu ülkelerde
uygulanan recm ve kırbaç cezaları halka açık olarak infaz edilirken, orada
sergilenen suçludan alınan intikamdır. İntikamcı cezalandırma eğiliminin
çoklukla devlete karşı suç işleyenler veya kanunların yanı sıra toplumun o anda
egemen olan ahlaki normlarını da ihlal edenler bakımından devreye girmesi,
toplumun ve devlet mekanizmasının ceza kavramına bakış açısı hususunda endişe
yaratması gereken bir nokta.
‘Cezaları verildi’
Geçtiğimiz ay Bingöl’de emniyet mensuplarının öldürülmesini
takiben yapılan infazlara ilişkin en yetkili ağızlardan duyduğumuz şu cümle
‘Yeni Türkiye’nin pek de yeni olmayan hatta kökeni Ortaçağ’a denk düşen
cezalandırma felsefesinin ilan edildiği cümledir: “Suçlular yakalandı cezaları
verildi.”
Devletin ve yargı mekanizmasının suçludan kamu düzeni adına
intikam alabileceği, devletin gerekirse cezasını hemen oracıkta verebileceği
fikrinin bu kadar normalleşmesi karşısında, suçlunun topluma teşhir edilmesi ve
mahkeme kararına ilave olarak medya aracılığıyla itibarsızlaştırılması hiç
acayip durmuyor, hatta hafif kalıyor.
Yargıya ve adli kolluğa egemen durumda görünen ve evrensel
ceza hukuku ilkeleriyle bağdaşmayan ‘geri kafalılık‘ giderek kökleşiyor; burada
virgül koyalım ve bunun örnekleri başka bir yazının konusu olsun. HÜRREM SÖNMEZ-DİKEN.COM