Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın danışmanı Mehmet Sarı, 17 Aralık soruşturması kapsamında verdiği ifadede, Rıza Sarraf’ın kuryeyle gönderdiği 352 bin TL’nin AKP’nin Mersin’de 12 Haziran 2013’te düzenlediği “Söz verdik yaptık, yapıyoruz” başlıklı etkinliğine sponsorluk ücreti olduğunu söyledi. Sarraf’ın sponsorluğunda AKP’nin 2 yılda yaptığı çalışmalar için billboard kiralanmış, tanıtım filmleri hazırlanmış, basına ilan verilmiş, özel olarak hazırlanan 100 bin adet 4 sayfalık gazete dağıtılmış. Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in “resmi değil” dediği Sarraf için Çin’deki firmalara verdiği referans mektubunun da, İçişleri Bakanlığı’nda bizzat Güler’in o dönemki danışmanı Abdullah Erin tarafından yazıldığı ortaya çıktı.
Eski bakanlar Çağlayan ve Güler’in danışmanlarının 17 Aralık soruşturması kapsamında savcılıkta verdiği ifadeler, TBMM Soruşturma Komisyonu dosyasına da girdi. Çağlayan’ın danışmanı Mehmet Sarı, tapelerde Abdullah Happani arasında geçen telefon konuşmasında Sarraf’ın “Abdullah saat birde 352 bin TL Conrad Otel’e yolla... ordan arasınlar bakan beyin şeyi Mehmet Sarı var, Mehmet Sarı’ya versinler danışmanı anket yapacaklar bu AK Parti’ye” dediği 352 bin TL’nin Mersin’de Büyükşehir Belediye Kongre Merkezi’nde 2011 seçimlerinin 2. yıldönümü nedeniyle 12 Haziran 2013’te düzenlenen “Söz verdik yaptık, yapıyoruz” başlıklı toplantı ve bir dizi etkinliğe ilişkin sponsorluk bütçesi olduğunu söyledi.

Sıradan bir destekmiş!
Sarı, söz konusu etkinlikler kapsamında “2 yılda yapılanlarla ilgili billboardlar hazırlanıp kiralandığı, basına yazılı tanıtım ilanları verildiği, TV’ler için tanıtım filmleri hazırlandığı ve yayınlandığı, 2 yılda yapılanlarla ilgili broşürler ve tanıtım kitapçıkları hazırlandığı, 4 sayfalık hazırlanan gazetenin 100 bin bastırılarak Hürriyet, Sabah, Zaman ve Posta gazeteleriyle hafta sonu pazar günü insert olarak dağıtıldığı, bir kısmının elden dağıtıldığı, salon kiralandığı, kurulan büyük bir sahneye özel ses ve ışık sistemi kurulduğu ve yemek ikramlarının”yapıldığını belirtti. Sarı, şu ifadeleri kullandı: “Rıza Sarraf’a SMS yoluyla bütçe rakamını ilettim. Normal, sıradan bir sponsorluk desteği olan bu konuyla ilgili 352 bin lira belirtildiği gibi kurye tarafından tarafıma getirilmiştir. Tarafımdan da ajansa ödeme olarak teslim edilmiştir.”
Sarı’nın söz ettiği Mersin’deki toplantıya Çağlayan’ın yanı sıra AKP’li Mersin milletvekilleri Ahmet Tevfik Uzun, Çiğdem Münevver Ökten, Nebi Bozkurt ve AKP İl Başkanı Mekin Merker de katıldı.

Referans mektubu, Güler’in danışmanından
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in o dönemki danışmanı Abdullah Erin, Rıza Sarraf için Güler’in Çin’deki firmalara gönderdiği referans mektubuyla ilgili süreci anlattı. Sarraf ile Güler’in oğlu Barış Güler’in takip ettiği referans mektubunun hazırlanması aşamasında telefonla görüştüğünü belirten Erin, “Bakan bey bu konuda beni çağırdı, bana bu konu ile ilgilenmemi söyledi. Barış Güler, yazılacak mektubun örneğini benim mailime gönderdi, ben de bunu sekreterim aracılığıyla bürokratik bir yazı haline getirmeye çalıştım. Mektubun içeriği kısacak mektupta belirtilen firmalara hukuk içerisinde yardımcı olunmasını refere eden bir içerik vardı, yazılması sırasında ben mektubun firmayı temsi eden şahıslara hitaben yazılması gerektiğini söyledim. Daha sonra bana yazılacak isimleri gönderdiler, mektuba ben o isimleri yazdım. Bakan beyin kişisel referans mektubudur, bakanlığın resmi yazısı

Savcı için HSYK’ye şikâyet
TBMM Soruşturma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Erdal Aksünger, 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nu HSYK’ye şikâyet etti. Aksünger, dün HSYK’ye yaptığı başvuruda, suçların da işlendiği göz önüne alınırsa ülkemiz ve Türkiye Cumhuriyeti devleti suçluları yargılamayan hatta koruyan, altın kaçakçılığının yapıldığı, kara paraların aklandığı, BM kararlarının dahi uygulanmadığı, hükümet üyelerinin nüfuzlarını kullanarak her türlü gayri hukuki ilişkilere girdiği bir ülke olarak algılanmaktadır. Şüpheliler basına yansıyan şekli ile kamu vicdanında suçlu olarak kabul edilmiş ve şüphelilerin bağımsız Türk yargısı tarafından yargılanıp aklanma hakları da ellerinden alınmıştır” görüşünü dile getirdi.
Daha yeni Daha eski