İlk olarak 30 Ağustos 2014 tarihinde ODTÜ Vişnelik tesisinde solda birlikte mücadele imkanlarını değerlendirmek üzere toplanan çeşitli akademisyenler, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin solda ortak mücadele olarak temelini oluşturduğu, 19 Ekim Pazar günü yine ODTÜ Vişnelik 3.kez toplanılmasının ardından kuruluş kararı alınıp, çağrı metni yayınlanan ve “yerel meclisler”de örgütlenen anti-kapitalist, anti-emperyalist, anti-faşist ve gericilik karşıtı bir siyasi cephe hareketi olan BİRLEŞİK HAZİRAN HAREKETİ’nin yurdun dört bir tarafında hayata geçirdiği meclis toplantılarının Silivri ayağı 25 Aralık 2014 günü Silivri Belediyesi Sergi Salonunda gerçekleştirildi.
Gezi Direnişi sürecinde yaşamlarını yitiren devrimciler için saygı duruşuyla başlayan forum, “Haziran Direnişi”ni konu alan bir sinevizyon gösterimiyle devam etti. Sinevizyon gösteriminin ardından söz alan Osman Öztürk, kısaca hareketin ortaya çıkış ve gelişme sürecini anlattık ve forumun işlerliğine ilişkin kimi hatırlatmalar yaptıktan sonra sözü konuşmacı ve salondaki katılımcılara bıraktı.
Foruma katılan konuşmacılar ve sorularıyla harekete
ilişkin düşüncelerini açıklayan forum katılımcılarının yaptıkları katkı,
toplantının canlı bir biçimde gerçekleşmesine neden oldu. Toplantı aynı
canlılık ve katılımla yaklaşık 2 saat devam etti ve son buldu.
Birleşik Haziran Hareketi’nin Silivri forumunun
gerçekleşmesinde özellikle gençlerin katkısı dikkat çekti. Bir yandan hareketin
“Türkiye Meclisi”ni gerçekleştirme çalışmalarını da özveriyle yürüten gençlerden
Melike, Kübra ve Berçem’le Birleşik Haziran Hareketi’ni konuştuk.
Konuşmamızın başında, Gezi Direnişi’nde nitel anlamda yeterli bir muhalefetin varlığından söz edilemeyeceğinin altını çizen gençler, direnişin öğrettiği en büyük dersin, korkuların aşılabileceği ve sokağa çıkılabileceği gerçeği olduğunu ifade ettiler. Örgütsüz bir muhalefetin kısa sürede dağılabileceğinin en büyük göstergesinin bu direniş olduğunu belirten gençler, Birleşik Haziran Hareketi’nin bir parti olmadığını ama Gezi Direnişi’nin bir üst örgütlenmesi olarak okunması gerekliliğine vurgu yaptılar.
Bileşenleri arasında, Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Komünist Parti, Halkın Türkiye Komünist Partisi, Türkiye Komünist Partisi 1920, Emekçi Hareket Partisi, Devrimci Hareket, Red dergisi çevresi, Komünist Gençlik, Yurt gazetesi yazarları, aydınlar ve akademisyenlerle, Hüseyin Aygün, Gökhan Günaydın, İlhan Cihaner, Melda Onur gibi isimlerin de yer aldığını söyleyen gençler, EMEP’in de gözlemci pozisyonunda katılım gösterdiğini belirttiler.
HDP’nin kendi çatı örgütünün olması nedeniyle Birleşik Haziran Hareketi dışında kaldığını belirten gençler, hareketin; emek, gençlik ve kadın olmak üzere üç önemli ayağının bulunduğunu söyleyerek, özellikle işçilerin, işçi meclisleri üzerinden emek hareketi forumları başlattıklarını ve bu yolla da mevcut sendikal yapının devrimci bir biçimde evrilmesinin hedeflendiğini sözlerine eklediler.
Köylülük anlamında, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’ndan üyelerinin de bulunduğu bilgisi veren gençler, bu yolla, köylü hareketi potansiyelinin, emek eksenli bir sınıf hareketine aktarılmasının yolunun açılacağına işaret ettiler.
Mevcut AKP iktidarını gerici-faşist bir diktatörlük olarak
gördüklerini söyleyen gençler, halkın gerici etkiler altında olmasının, AKP
iktidarlarının sürekliliğinin temel nedenlerinden biri olduğuna vurgu yaptılar
ve oluşturulan meclisler ve forumlarla, AKP iktidarına karşı olup da henüz
sokağa çıkmamış geniş ve büyük kitleye yönelmek yoluyla halkın kendi sözlerini
söylemesinin önünün açılabileceğini belirttiler.
Taraftar gruplarından dahi katılımcılarının olduğunu ve bunun kendilerini oldukça heyecanlandırdığının altını çizen konuşmacılar, özellikle gençliği kazanma noktasında düzenlenen futbol turnuvaları ve buna benzer etkinliklerle onlara en başta spor ahlakının aşılanmasının hedeflendiğini belirttiler.
Son olarak, Birleşik Haziran Hareketi’nin asla bir ÖDP hareketi olmadığını söyleyen gençler, Ankara’da toplanacak Türkiye Meclisi çalışmalarına her şeyden çok önem ve ağırlık verdiklerini n altını çizdiler.
“Bir noktayı daha görmekte fayda var. Sadece bir ay içinde 40’a yakın şehir merkezi ile 100’ün üstünde yerelde forum/meclis çalışmalarına başlamış bir hareket şimdiden tek başına bir bileşenin kapsayabileceğinden çok daha büyük bir güç olmuş demektir” şeklinde konuşan gençler, “Birleşik Haziran Hareketi, ÖDP’nin veya herhangi bir siyasi oluşumun mülkü değildir” diyerek, “Hareket, kimi çevreler tarafından Kürtlere karşı kurulmuş bir sol birlik gibi gösterilmeye çalışılsa da bu doğru değildir ve sadece Gezi demek hiç değildir” cümleleriyle konuşmamızı noktaladılar.
HABER, SÖYLEŞİ VE FOTOĞRAFLAR: HAYRİ GÜNEL - DEMOKRATHABER/İDEAHAYAT