HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

Dedelerimizin pankartlarını okuyabilmek: Osmanlı 1 Mayısları

Miralay Ballar’ların yerini devletin valileri, emniyet müdürleri; Basmane’deki çınar ağacının yerini ise Taksim Meydanı almıştır. Nasıl ...

Miralay Ballar’ların yerini devletin valileri, emniyet müdürleri; Basmane’deki çınar ağacının yerini ise Taksim Meydanı almıştır. Nasıl Osmanlı proletaryası 100 sene önce işgal komutanlarının tehditlerine boyun eğmediyse, bugünün işçileri ve devrimcileri de çağımızın diktatörlerine, işgalcilerine meydan vermeyecektir
Her ne kadar Osmanlı dönemi İslamcılar için bir “Asr-ı Saadet” devri gibi algılanıp “Yeni Türkiye” ambalajıyla pazarlanmaya çalışılsa da Osmanlı’nın kesintisiz her dönemi aynı zamanda direniş ve mücadelenin de tarihidir. Neo-Osmanlıcıların pek hatırlamak istemeyeceği bu alternatif tarih yazımına kabaca göz atacak olursak Fransız Devrimi’ne kadar otoriteye karşı gelişlerin dinsel-mezhepsel ve ekonomik temelli olduğunu, Fransız Devrimi’nden sonra bunların yerini etnik temelli isyanların aldığını görürüz. Yazımızın konusunu oluşturan sınıf eksenli mücadelenin doğuşu ise Meşrutiyet’in ilanından sonraya denk gelmektedir. Özellikle II. Meşrutiyet’ten sonra ülkede sosyalist örgütler güç bulmuş, kendine kitle kazanmış, mecliste yer almış ve başarılı grevler örgütleyerek Devlet-i Osmaniye’de amelenin haklarını ilk kez dillendirir olmuştur.
İlk 1 Mayıs tartışması
Osmanlı’da 1 Mayıs’ın ilk kez ne zaman kutlanıldığı konusu siyasi tarihçiler tarafından yıllardır tartışılan bir konudur. Yakın geçmişe kadar genel görüş 1909 yılında Üsküp ve Selanik’te kutlanıldığı şeklindeyken, artık 1905 yılında İzmir’de kutlanıldığı görüşü daha ağır basmaktadır. Buna rağmen 1905 yılında İzmir’de 1 Mayıs’ın kutlamasına dair elle tutulur bir belge gösterilememekteydi; ta ki Disk Genel-İş Sendikası’nın arşivinde yer alan aşağıdaki Arapça bildiri ortaya çıkana kadar.
1906_izmir_1mayis_bildiri
1906 yılı İzmir 1 Mayıs’ının bildirisi
Bildirinin günümüz Türkçesine çevirisi şu şekildedir:
Yurtsever Kardeşlerim!
Şerefli Gazete Çalışanları!
Haberiniz olsun ki,
1 Mayıs Dünya İşçileri Bayramı münasebetiyle amele kıraathaneleri civarındaki tren istasyonu mevkiinde toplantı ve gösteri vardır.
Cemiyet  Reis Vekilleri  Celil ve İsameddin Efendi 1906 [1]
Bu belgeye göre 1905 yılında değil, 1906 yılında ilk 1 Mayıs İzmir Basmane’de işçi kıraathaneleri civarında kutlanmış olsa gerek. Her ne kadar kutlamanın yapıldığına dair gazetelerde yer almış herhangi bir fotoğraf ya da haber yer almasa da bu bildiri en azından sembolik bir toplantının yapılmış olma ihtimalini ortaya koymaktadır. Hatta bundan hareketle 2005 senesinde sendikalar bu bildiride bahsedilen yerdeki çınar ağacının altında bir 100. yıl etkinliği de düzenlemişlerdir.
Bildirinin neden Osmanlıca değil de Arapça yazılmış olduğuna dair Oktay Gökdemir iki ihtimal ortaya koyuyor. İlk ihtimal II. Abdülhamit’in jurnalcilerine karşı bir önlem alınmış olabileceği, ikinci ihtimal ise o dönemlerde Kireçlikaya’da ikamet eden Afrikalı amelelere yönelik hazırlanmış olabileceğidir.
1909 yılı 1 Mayıs kutlamalarına geçmeden önce daha önce “İlk 1 Mayıs kutlaması nerede yapıldı?” tartışmalarında anılmayan üçüncü bir olasılığın da var olabileceğinden kısaca söz etmek istiyorum. Ermeniler başta olmak üzere azınlıklar üzerine araştırmalar yapan yazar Sait Çetinoğlu, “Türkiye ‘Sol’ Hareketlerindeki Milliyetçi Virüs” adlı yazısının dipnotunda Meclis-i Mebusan’ın ünlü sosyalist-Ermeni mebusu Vartkes Efendi’nin [2] 1890 yılında Erzurum’da gerçekleşen 1 Mayıs nümayişinde tutuklanarak cezaya çarptırıldığından bahseder [3]. Fakat Çetinoğlu’nun dışında hiçbir kaynakta rastlayamadığım bu bilgi, belgelerle desteklenmeye muhtaçtır. 1890 yılında Ermeni nümayişleri kayda geçse de bunlar Haziran’dan sonra gerçekleşen ve 1 Mayıs’la bağlantısı olmayan olaylardır. Öte yandan 1890 yılında Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun bir defaya mahsus olmak üzere 1 Mayıs 1886’nın yıldönümünde tüm dünyaya eylem çağrısı yapması ve Ermeni Devrimci Federasyonu’nun da bu tarihte Erzurum’da etkin olması böyle bir olayın gerçekleşmiş olabileceği ihtimalini de yok saymamak gerektiğini ortaya koyar.
Balkanlarda 1 Mayıs
Alışıldık anlamda ilk kitlesel 1 Mayıs’ların yapıldığı yer ise Balkanlar olmuştur. Özellikle Selanik Yahudi, Türk, Rum ve Bulgarlardan oluşan kozmopolitik yapısı, taşıdığı yoğun proleter nüfusu, Avrupa’yla olan ticari ve fikri münasebeti sebebiyle Osmanlı’da sosyalist mücadelenin merkezi haline gelmiştir. Tam bir balkan örgütü olarak tanımlayabileceğimiz Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu da bu coğrafyada en büyük etkinliğe sahip olan sosyalist yapılanmaydı. Federasyonun dışında Makedonların ve Bulgarların da ulusal mücadeleyi önceleyen sosyalist örgütleri ve az sayıda anarşist militan gruplar da Balkanlarda faaliyet halindeydi. 1909 1 Mayıs’ında da Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu’nun çağrısıyla gerçekleşen mitinge Yahudi, Bulgar, Türk ve Yunanlı binlerce kişi katılmıştır. Bu güçlü 1 Mayıs çıkışının ardında yatan sebep ise 1908 senesinde gerçekleşen yoğun ve başarılı grev dalgası olmuştur. Özellikle Avrupa Demiryolu’nda başlayıp sonra Anadolu’ya da sirayet eden grevler İstanbul hükümetini de sarsmış, Meclis-i Mebusan ilk defa Tatil-i Eşgal düzenlemeleri yapmak zorunda kalmıştır. Bu çok dilli, çok dinli ve uluslu coğrafyayı birleştiren emek mücadelesi meyvesini sadece Selanik’te değil bir başka Balkan şehri Üsküp’te de vermiş; bu şehirde gerçekleşen 1 Mayıs kutlamasına da Türk, Bulgar ve Sırp yüzlerce kişi katılmıştır.
selanik_1909_1mayis
Büyük resimde geçtiğimiz günlerde Sendika.Org’un yayınlamış olduğu Selanik 1 Mayıs’ındaki Yahudi işçiler yer alırken küçük resimde ise Üsküp 1 Mayıs’ı görülmektedir.
1910 senesine gelindiğinde ise İstanbul hükümetinin işçi sınıfına ve sosyalistle karşı tutunduğu sert tutumun etkisini gösterdiğini görüyoruz. SSİF’nin yoğun gayretine rağmen genel bir iş bırakma eylemi yaşanmamış ve 1 Mayıs’a katılım az olmuştur. Bunun bir nedeni de 1909 Haziran’ında gerçekleşen bir mitingde katılımcıların kızıl bayrakların yanı sıra Türk ve Yunan bayrakları da açması ve sosyalist olmayan grupların da mitinge katılmış olması üzerine Bulgar sosyalistlerinin bu tarihten sonra uzlaşmaz bir tutum almasıdır. Bunun sonucunda da Bulgar sosyalistler 1 Mayıs’ı kendi bürolarında kutlamayı tercih etmişlerdir.
1911 senesi ise Sosyalistler açısından tekrar bir sıçrama yılı olmuş ve Osmanlı tarihinin en geniş katılımlı ve yaygın 1 Mayıs kutlamaları bu sene yaşanmıştır. Selanik’teki mitinge 7 bin kişi katılmış ve yaklaşık 12 bin işçi 1 Mayıs’ta iş bırakmıştır. Mitingde dönemin ünlü sosyalist liderleri; Vlahof Efendi, Papatomas, Arditti ve Avram Benaroya’nın yanı sıra Türk tütün işçileri sekreteri İhsan konuşmalar yapmış, farklı dillerde Enternasyonal marşı okunmuş ve kızıl bayraklar dalgalandırılmıştır. Bu sene Selanik’in yanı sıra Üsküp’te ve ilk defa olarak Edirne’de de 1 Mayıs kutlamaları gerçekleştirilmiştir [4].
Ve hayalet İstanbul’da dolaşmaya başlar
Nihayet 1912 senesine gelindiğinde Şehr-i İstanbul’un sokaklarına da 1 Mayıs gelmiş olur. Aslında 1910 senesinden beri sosyalistlerin yayın organlarında 1 Mayıs’ta işçileri birleşmeye çağıran ve emekçilerin taleplerini sıralayan yazılar yayınlanmaya başlamıştır. 18 Nisan 1326 (1910) tarihli İştirak dergisinde yayınlanan “Sosyalistlerin Bir Mayıs Bayramı” yazısında bu talepler yer almaktadır. 1911 senesinde ise yükselen İttihatçı baskısı tüm politik eylemleri engellemiştir. 1912 senesinde Osmanlı Sosyalist Fırkası’nın yayın organı olan İştirak’te yayınlanan fotoğrafın altına şu not düşülmüştür: “Pangaltı’daki Belvü bahçesinde Efrenci (Miladi) 1912 senesi mayısının birinci günü Osmanlı sosyalistleri tarafından idare edilen 1 Mayıs bayramı” [5].
Verilen haberden ve yayınlanan fotoğraftan anlaşıldığı kadarıyla İstanbul’un ilk 1 Mayısı alışıldık 1 Mayıslardan farklı olarak bir miting şeklinde değil daha çok açık hava toplantısı şeklinde geçmiştir. Dersaadet Tetebuatı İçtimaiye Cemiyeti tarafından organize edilen bu 1 Mayıs, İstanbul’un mücadele tarihinde yerini almıştır.
İstanbul'da İlk 1 Mayıs
İstanbul’da İlk 1 Mayıs
1912 1 Mayıs’ından sonra 1919 yılına kadar İstanbul’da işçi bayramı kutlanamamıştır. 1913 yılında gerçekleşen Mahmut Şevket Paşa suikastı sonucunda sıkıyönetim ilan edilmesi, Balkan Savaşları ve ardından patlak veren 1. Dünya Savaşı sebebiyle tüm memlekette İttihat ve Terakki’nin diktatoryası hakim olmuş hiçbir devrimci faaliyet gerçekleştirilememiş, sosyalistler sürgüne yollanmıştır. Ayrıca Balkan Savaşları’nın ardından buradaki sosyalist örgütler kendi ulusal mücadelelerine yönelmişlerdir. Bunun sonucunda Türkiye sosyalistlerinin kitlesi azalmış olmakla beraber homojenleşmiştir de. 1919 yılından sonraki işgal altındaki İstanbul 1 Mayısları anti-emperyalist söylemlerin ağır bastığı mitingler şeklinde gerçekleşecektir.
1919 yılında sürgünden dönen Osmanlı Sosyalist Fırkası lideri İştirakçi Hilmi partisini Türkiye Sosyalist Fırkası adı altında yeniden kurar ve 1922 senesine kadar devrimci mücadelenin dinamosu, dolayısıyla da 1 Mayısların örgütleyicisi TSF olur. 1919’da İzmir ve İstanbul’da binlerce kişinin katıldığı mitingler düzenlenir. 1920’de ise TSF ve örgütlü bir grup işçi Haliç’ten Beyoğlu’na kadar yürüyüş düzenler. Bu yılın gazeteleri işçi sınıfının yaşanan olağanüstü dönemi göz önünde bulundurarak “bayram” yapmaktan ve iş bırakmaktan “sarf-ı nazar” ettiklerini yazar [6].
1921 1 Mayıs’ında işgalciler işçiler üzerindeki baskıyı daha da artırmak zorunda hissederler zira İngiliz, Fransız ve Belçikalı şirketlerin hakim olduğu bütün büyük iş kollarında başarılı grevler yaşanmakta ve işçiler üst üste kazanımlar elde etmektedir. İşgal ordularından Beynelmüttefikin  Zabıta Komisyonu Reisi  Miralay Ballar, İşçi Bayramı gösterilerinin yasaklandığını şu bildiriyle ilan eder:
Atideki talimat ahali tarafından mucibince hareket edilmek üzere neşr olunur:
  1. Her nevi siyasi ve diğer alaylar tertibi askeri kumandanın emriyle sureti kat’iyyede memnudur.
  2. Bu emre her türlü muhalefetin ciddiyetle nazar-ı itibara alınarak mütecasirin şiddetle duçar-ı mücazat olacağını ahaliye beyan edilir.
  3. Gerek 1 Mayıs münasebetiyle ve gerek herhangi bir tarih için nümayişler tertibi zımmında vuku bulacak herhangi bir müracaat nazar-ı itibare alınmayacaktır.
Miralay Ballar, Beynelmüttefikin  Zabıta Komisyonu Reisi
Aynı gün işgal komutanlığı tarafından iş bırakan işçilerin askeri suç işlemiş sayılacağını ve askeri mahkemede yargılanacağını bildiren bir bildiri daha yayınlanarak işçileri tehdit edilmiştir [7].
Türkiye Sosyalist Fırkası ise bu bildirilere bir bildiri yayınlayarak cevap vermiş ve İşçi Bayramı’nı kutlamaktan vazgeçmeyeceğini açıklamıştır:
Bilumum İstanbul amelesine:
Türkiye Sosyalist Fırkası’ndan
Mayıs’ın birinci günü amelenin en mukaddes “bayram” günüdür. Bu mukaddes bayramın tes’idi bütün amele için bir vazifedir. Bu yevm-i mes’ud şerefine mes’uliyet-i kanuniyye dairesinde amele istirahat haklarını muhafaza edebilirler.
Kavanin-i devlete riayet ve asayiş-i memleketi daima daima nazar-ı dikkatten dur tutmamayı bir vazife edindiğini tarih-i teşekkülden beri vuku bulan bütün harekat ve teşebbüsatıyla ispat eylemiş olan Fırka, inzibat-ı memleketle alakadar bulunan tenvirat-ı elektiriyye amelesinin çalışmasına müsaade eylemiştir.
Vakit gazetesi 1921 1 Mayıs’ını okuyucularına şu şekilde vermiştir; “Şehrimizdeki işçi sınıfı kâmilen (toptan) tatil-i eşgal etmiş ve muhtelif mesirelere dağılarak amele bayramını tesid eylemiş, tramvay amelesinin yüzde doksanbeşi işi bırakmıştır.” TSF’nin kendi yayın organı İdrak gazetesinde yer alan habere göre ise Şirket-i Hayriye, Haliç ve Tramvay Kumpanyası çalışanı işçiler iş bıraktığı için ulaşım araçları kullanılamaz duruma gelmiştir. Ayrıca TSF’nin örgütlü olduğu Haydarpaşa-Pendik, Sirkeci-Çekmece banliyö hatları, demiryolu işletmesi tütün atelyeleri, telefon, tünel, gazhane, debbağhane, ve ekmek fırınlarında çalışan işçiler de İşçi Bayramına yoğun bir şekilde katılım sağlamışlardır.
İkdam gazetesi ise 1921 1 Mayısının resmini şöyle çekmektedir:
Amelenin bir kısmı bayramlarını kutlamak için mavi işçi gömleklerini giydikleri ve kırmızı boyunbağı taktıkları gibi hemen hepsi de kırmızı rozetleri hamil idiler. Sosyalist Fırka Merkez-i Umumisine ve amelenin bindikleri bazı otomobillere kırmızı bayrak çekmişlerdi.
1922 yılında ise Türkiye Sosyalist Fırkası lideri Hüseyin Hilmi fırka reisliğinden azledilmiş [8] ve TSF güç kaybetmiştir. Öte yandan yeni kurulan sosyalist örgütler TSF’nin sol siyasetteki gücünü devralacaklardır. Özellikle bunların arasından Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası bilimsel sosyalizme daha hakim olması ve Anadolu hareketine destek vermesi gibi nedenlerle öne çıkacaktır.
1921’de olduğu gibi bu sene de işgal kuvvetleri işçileri ve devrimcileri tehdit eden bildiriler yayınlamış bu tehditlere karşı 1 Mayıs Komisyonu [9]  İstanbulluları gazetelere verdiği ilanlarla 1 Mayısa davet etmiştir. Vakit gazetesinde de yer alan bildiri şu şekildedir:
  1. İstanbul’da bulunan bütün işçiler kadın erkek ve bir teşkilata mensup olsun olmasın bu bayrama davetlidirler.
  2. Toplanma merkezi Pangaltı’dır. Bayrama iştirak edecek bütün arkadaşlar saat onbirde Pangaltı’da bulunacaklar ve kollarında kırmızı pazubentler bulunan heyet-i tertibiye tarafından istikbal edileceklerdir.
  3. Grup halinde gelecekler şehir dahilinde yürüyüşlerinde hiçbir türlü nümayiş yapmayacaklar ve proleterya şuuruna yakışacak bir vakar ve sükunetle geçeceklerdir.
  4. Bayram Pangaltı’da başlayacak ve bütün gruplar toplu olarak saat onbir buçukta önde mızıka olduğu halde Pangaltı’dan hareketle Kâğıthane’ye azimet ve arkadaşlar mızıkayla birlikte işçi marşları terennüm edeceklerdir.
  5. Kâğıthane’de Bir Mayıs Bayramı’nın ehemmiyeti ve tarihi hakkında söz söyleyecek arkadaşların nutukları dinlenecek, bayram saat beşe kadar devam edecek sonra arkadaşlar yine sükun ve vakarla dağılacaklardır.
  6. Bir Mayıs Komisyonu polise karşı bütün mesuliyeti deruhte etmiş olduğundan bütün arkadaşların Heyet-i tertibiyenin ihtarlarına hüsn-ü telakki etmesi ve işbu program haricine çıkılmaması bilhassa rica olunur.
1 Mayıs Komisyonu
Bildiriden de net bir şekilde anlaşılacağı gibi İşgal ordularının baskısı yoğun şekilde hissedilmektedir. Bu sebepten dolayı 1 Mayıs Komisyonu oldukça ihtiyatlı bir İşçi Bayramı organize etmiş, bildiride öngörüldüğü şekilde yürüyüş Pangaltı’dan bando eşliğinde başlamış ve Çağlayan’daki Hürriyet-i Ebediye tepesinde TSF’den Rasim Şakir ve TÇİSF’de Sadrettin Celal’in yaptıkları konuşmalarla sona ermiştir. Fransız askeri raporlarına göre 1 Mayıs’a 3500 ila 4000 kişi katılmıştır. İşçilerin pankartlarında ise [10];
  • “8 saat mesai, 8 saat istirahat, 8 saat uyku”
  • “Ekmek istiyoruz”
  • “Tramvay, Tünel, ve Elektrik şirketlerinin sistematik ve gittikçe artan baskılarını protesto ediyoruz”
  •  “Türkiye Amelesi Sendika İster!”
  •  “Türk Amelesi İrticaya Karşı Amansız Bir Mücadele Açmalıdır”
  •  “Burjuvazinin Zulmünü Protesto Ediyoruz!”
  • “Mürteciler, Muhtekirler, Kapitalistler, Emperyalistler Kahrolsun”,
  • “Bütün Dünya İşçileri Birleşin!”
gibi sloganlar yer almaktadır.
TÇİSF’li kaynaklar ise 1 Mayıs için şu değerlendirmeleri yaparlar: “Bu 1 Mayıs çıkışı, İşgal kuvvetlerine İstanbulluların, en başta işçi sınıfının başarılı bir gövde gösterisiydi. 1 Mayıs Bayramının kutlanması emekçiler arasında, halk arasında kurtuluş ülküsünü, inancını daha fazla kuvvetlendirdi. Gösteri yürüyüşü uzun sürdü. İstanbul semtinden, Haliç’ten gelen işçi kolları, Karaköy’den Beyoğlu’ndan geçtiler. Türk bayraklarını, kırmızı savaş bayraklarını omuzlarında taşıdılar. Ellerinde “Müstakil(bağımsız) Türkiye” yazılı pankartlar vardı. Kurtuluş şarkıları, işçi türküleri söylediler. Yürüyüş kolları Hürriyet Tepesi’nde toplandı. Burada Komünist Partisi (TÇİSF) adına o zamanki Merkez Komite üyelerinden Sadrettin Celal konuştu.”
1922 1 Mayıs’ı Osmanlı’nın son, kurulacak yeni Türk devletinin ise ilk İşçi bayramı olmuştur aynı zamanda. Yukarıda bahsettiğimiz İstanbul mitinginin yanı sıra Ankara’da da kutlamalar gerçekleşmiştir. 1922 ve 1923 yıllarındaki 1 Mayıslar daha çok Milli Mücadelenin hasarsız şekilde başarıya ulaştırılması için Ankara’nın pragmatik hamleleri olmuştur. Bir yandan Moskova’ya şirin gözükme kaygısı diğer yandan Milli Mücadele’de etkin olan Yeşil Ordu’cu kesimle iyi geçinme zorunluluğu bu durumu doğurmuştur.  1924’teise bu zorunlulukların ortadan kalkmasının ardından 1 Mayıs kutlamasından sonra tutuklamalar yapılmış, gazeteler basılmış,  1925’ten sonra ise Takrir-i Sükun Yasasının çıkarılmasıyla beraber memleketteki bütün muhalefet susturulmuştur.
Bugünden 100 sene öncesine dönüp baktığımızda ne işçi sınıfının taleplerinde, ne muktedirlerin baskıcı tavırlarında, ne de devrimcilerin mücadele azminde bir farklılık olmadığını görürüz. Miralay Ballar’ların yerini devletin valileri, emniyet müdürleri; Basmane’deki çınar ağacının yerini ise Taksim Meydanı almıştır. Nasıl Osmanlı proletaryası 100 sene önce işgal komutanlarının tehditlerine boyun eğmediyse, bugünün işçileri ve devrimcileri de çağımızın diktatörlerine, işgalcilerine meydan vermeyecektir. Zira “bitmedi daha sürüyor o kavga”.
Devlet eliyle öldürülen Osmanlı devrimcileri Hüseyin Hilmi, Vartkes Serengülyan ve Ethem Nejat’ın anılarına saygıyla…
*
[1] http://www.yurtsuz.net/News.aspx?newsid=1340#.VT_JWtLtmko
[2] Vartkes (Varteks) Efendi – Varteks Serengülyan: Ermeni asıllı sosyalist aktivist, ve mebus. Meclis-i Mebusan’daki sosyalist grupta yer almış. Dokunulmazlığı olduğu halde tutuklanarak “tehcir” edilmiş ve bu sırada çeteciler tarafından kafası taşla ezilerek hayatını kaybetmiştir.
[3] http://www.koxuz.org/anasayfa/node/6627
[4] Haupt, G. – Dumont P.; “Osmanlı İmparatorluğunda Sosyalist Hareketler” S. 247, 2013, İstanbul.
[5] İştirak, Numero 2-20, 21 Haziran 1328 Perşembe, Sene 2
[6] Erdem, Hamit; “Osmanlı Sosyalist Fırkası ve İştirakçi Hilmi”, S. 176, Sel Yayıncılık, 2010, İstanbul.
[7] Toprak, Zafer; “İstanbul’da Amele Bayramları-I”, Tarih ve Toplum Sayı 41, S. 35, İletişim Yayınları, Mayıs 1987, İstanbul.
[8] Hilmi’nin partide diktatörce davranması, tüzüğü değiştirerek kendisini azledilemez başkan ilan etmesi ve başarısız grevler sonucu partinin genç yöneticileri Hüseyin Hilmi’yi başkanlıktan düşürmüşlerdir.
[9] 1 Mayıs Komisyonunu oluşturan yapılar; Türkiye Sosyalist Fırkası, Türkiye İşçiler Derneği, Beynelmilel İşçiler İttihadı, Sosyal Demokrat Fırkası, Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Ermeni Sosyal Demokrat Fırkası (Hınçak) ve esnaf cemiyetleridir.
[10] Tunçay, Mete; “1923 Amele Birliği” Sosyal Tarih Yayınları, S. 24, 2009, İstanbul. (ONUR GÜRSOY-SENDİKA.ORG)

Business News