Eğitim-Sen, MEB’in örgün eğitim istatistiklerini bir basın toplantısıyla değerlendirdi, verilerin eğitimde ticarileşme ve gericileşme eksenli çöküşün göstergeleri olduğunun altını çizdi
Eğitim-Sen, 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılında eğitim alanında çöküşün göstergelerini Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlediği bir basın toplantısı ile duyurdu. Genel Eğitim Sekreteri Elif Çuhadar ile ataması yapılmayan öğretmenlerin de katıldığı basın toplantısında açıklamayı Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca gerçekleştirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayımladığı “Örgün Eğitim İstatistikleri 2014-2015” çalışmasının eğitimin ticarileştirilmesi ve dinselleştirilmesindeki temel göstergeleri açıklıkla ortaya koyduğunu söyleyen Karaca, 4+4+4 sistemine ilişkin eleştirilerinde haklı çıktıklarını ifade etti. Basın toplantısında ilk değerlendirmelerin ardından çalışmadaki verilerin sunumuna geçildi.
Okul ve öğrenci sayısı azalıyor
MEB verilerine göre 4+4+4 öncesinde 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 28 bin 625 olan okulöncesi eğitim veren okul
sayısı 26 bin 972’ye düştü. Aynı dönemde öğrenci sayısı ise 1 milyon 169 bin 556’dan 1 milyon 156 bin 661’e geriledi. Azalışın en önemli nedeni ise, 4+4+4 dayatmasının en acımasız uygulaması olan okulöncesi çocuklarının zorla ilkokula kaydettirilmesi ısrarı oldu.
Okulöncesi eğitim alan öğrenci oranı yüzde 65,69’dan 4+4+4’ün ilk yılında yüzde 39,72’ye geriledi. Bu yıl ise 5 yaş grubu çocuklarının yüzde 53,78’i okulöncesi eğitim alabildi.
Özel okul ve özel okul öğrenci sayısında hızlı artış
4+4+4 uygulamasının kamusal eğitimi zayıflatıp kamu kaynaklarını özel okullara aktardığının göstergeleri de MEB çalışmasında yer aldı. Buna göre, son dört yılda devlete ait ilkokul ve ortaokul sayısı ile bunlara yönlendirilen öğrenci sayısında azalma yaşandı.
2011-2012 eğitim-öğretim yılında 10 milyon 979 bin 301 öğrenci eğitim görürken, bu sayı 2014-2015 eğitim-öğretim yılında ilkokulda 5 milyon 230 bin 878, ortaokulda ise 4 milyon 754 bin 540 olmak üzere toplam 9 milyon 985 bin 318’e geriledi.
Bu zaman diliminde özel okul sayısı 931’den bin 205’i ilkokul, bin 111’i ortaokul olmak üzere 2 bin 316’ya; özel okula giden öğrenci sayısı ise 286 bin 972’den ilkokulda 203 bin 272, ortaokulda 208 bin 424 olmak üzere toplam 411 bin 696’ya sıçradı.
Özel okullara kamu kaynağı akıtıldı
Eğitim-Sen, devlet teşviklerinin özel okul sayısının artmasında, zorunlu din dersleri, kalabalık sınıflar, öğretmen yetersizliği, fiziki koşullar gibi gerekçelerin de velilerin özel okulları tercih etmesinde etkili olduğunun altını çizdi.
Rapora göre, 2006 yılında özel okullara aktarılan kaynak 263 milyon 187 bin lirayken, bu meblağ 2014’te 1 milyar 496 milyon 413 bine yükseldi. 9 yıl içinde özel okullara aktarılan toplam kaynak ise 9 milyar liraya yaklaştı.
Açık lise ve özel meslek liselerinde kat kat artış
MEB istatistiklerine göre açıköğretim lisesinde okuyan öğrenci sayısı da 1 milyon 12 bin 349’dan 1 milyon 470 bin 434’e yükseldi. Bu artışın temel nedeni de TEOG sisteminde istemediği halde meslek lisesi ya da imam hatip lisesine otomatik kaydı yapılan öğrencilerin bu okullarda okumak yerine açık liseye kayıt yaptırması oldu.
2011-2012 eğitim öğretim yılında Türkiye’de sadece 45 özel meslek lisesi varken, son üç yıl içinde kamu kaynaklarıyla yapılan doğrudan destek ve teşvikler sonucunda okul sayısı 10 kat artarak 429’a çıktı. Aynı dönemde özel meslek liselerine giden öğrenci sayısı ise 17,5 kat arttı, 4 bin 348’den 75 bin 890’a tırmandı.
İmam hatip okullarında patlama
4+4+4 sisteminin eğitimdeki gericiliği tırmandırmasının en somut sonuçları ise imam hatip okulları ile ilgili verilerde görüldü.
2002-2003 eğitim-öğretim döneminde 450 okulda 71 bin imam hatip öğrencisi okurken, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında ise okul sayısı bin 597’ye, öğrenci sayısı 932 bin’e yükseldi.
Eğitim-Sen imam hatip okulları ile ilgili değerlendirmesinde sadece sayı artışına değil, imam hatip okullarının koşullarına da dikkat çekti. Karaca, Türkiye’de okulların fiziki donanım ve altyapı sorunları en az olan, teknik olarak en donanımlı okulları imam hatibe dönüştürüldüğünü, imam hatip okullarının her türlü ödenek talepleri anında yerine getirildiğini söyledi. AKP iktidarının “arka bahçesi” olarak gördüğü imam hatip okullarına yönelik pozitif ayrımcılığın her daim karşılarına çıktığını belirten Karaca, “Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımız, Türkiye’de her konuda ve her alanda yaşanan ayrımcı uygulamaların toplumun geleceğinin şekillendiği okullarda yapılmamasıdır. Türkiye’de hiçbir okul türü diğerlerine göre ayrıcalıklı olmamalı, bakanlık politika geliştirirken ve uygularken tüm eğitim kurumlarına eşit yaklaşmalıdır” dedi.
Taşımalı eğitim artarak devam
MEB’in raporuna göre taşımalı eğitimde de ciddi bir artış meydana geldi. İlk defa 1989-1990 eğitim-öğretim yılında iki kentte başlayan uygulamanın bugün hemen hemen tüm kentlerde hayata geçirildi. 2014-2015 yılı itibariyle 27 bin 921 okul, 10 bin 748 merkez okula taşındı. Taşınan ilkokul ve ortaokul öğrenci sayısı ise 1 milyon 326 bini buldu.
‘Tek tip’ çocuk, ‘tek tip’ toplum
Eğitim-Sen’in basın toplantısında verilerin açıklanmasının ardından sonuç değerlendirmesine geçildi. 4+4+4 dayatmasının hayata geçirilmesinden bu yana okullarda en çok gözlenen soruları 71 ay öncesi çocukların uyum sağlayamamaları, okul giriş-çıkış saatleri, velilerden para toplanması, temizlik sorunu, imam hatiplerle ortak binalardaki baskılar olarak sıralayan Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, “AKP iktidarının eğitim sisteminde yaşanan değişiklikler üzerinden bugüne kadar ortaya koyduğu pratik, her türden dini inancı istismar ederek çocuklarımızı ve toplumu ‘tek din, tek mezhep, tek dil’ anlayışı üzerinden ‘tek tip’ hale getirmeye çalışmak olmuştur. Toplumda sürekli yeni kamplaşmalar ve kutuplaştırmalar yaratarak egemenliklerini sürdürmek isteyenler, benzer bir bölünmeyi öğrenciler arasında oluşturmaya çalışmış, bu durum okullarda şiddetin artmasından başka bir sonuç vermemiştir” dedi.
Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli, bilimsel, anadilinde eğitim!
AKP iktidarının ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimdeki çürümede başlıca sorumlu olduğunun altını çizen Karaca, Eğitim-Sen olarak tüm toplumun ve öğrencilerin geleceğini doğrudan olumsuz etkileyecek politika ve uygulamalara derhal son verilmesi çağrısı yaptı. Açıklama şu sözlerle son buldu:
Okulöncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin laik, bilimsel ve her bireyin kendi anadilinde olmasına, demokratik ve kamusal yönünün geliştirilmesine özen gösterilmelidir. Derslik, okul, öğretmen açıklarından eğitimin genel bütçe içindeki payına kadar, eğitimin hemen her alanında köklü bir değişime gereksinim vardır. Kamusal, parasız, demokratik, nitelikli, bilimsel ve anadilinde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması için somut adımlar atılmalı, eğitimde ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir.
Sendika.Org/ Ankara