Türkiye’de 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlere 4 haftadan daha az bir zaman kaldı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan panikliyor gibi görünüyor. Ya da daha kötüsü…
Siyasi muhalefette ve sokaklarda Erdoğan’ın aklını kaçırdığı ve güce doymak bitmeyen bir iştahı olduğu nakaratı yankılanıyor. Ankara’da bin 100 odalı müsrif sarayına geçen yıl taşındığından beri, Erdoğan, ihtişama kontrol edilemez bir biçimde yenik düşmekle suçlanıyor. Kürt politikacı Abdullah Zeydan, Cumhurbaşkanı’nın kendini sultan gibi gördüğünü söylüyor. Meclis Başkan Yardımcısı ve milliyetçi politikacı Meral Akşener ise Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kapalı kapılar ardında Erdoğan’ın aklını kaçırdığını söylediğini iddia ediyor.
Saygıdeğer bir gazeteci olan Yavuz Baydar, “Açıkça panik yaşanıyor” diyor.
[…]
Anketler Erdoğan’ın kendisine Başkan olarak sınırsız ancak belirlenmemiş güçler verecek Anayasa değişikliğini yapmak için hedeflediği çoğunluk rakamına ulaşamayacağını gösteriyor. Ekonomi son zamanlarda ağır kanlı büyüyor, işsizlik giderek artıyor ve muhalefet güç kazanıyor; bütün bunlar Erdoğan’n bir dönem başında olduğu AKP için sorun anlamına geliyor. Bazı anketler, AKP’nin Meclis’teki üstünlüğünü de kaybedeceğini gösteriyor.
Erdoğan, geçen yıl devletin başına geçtiğinde kağıt üstünde AKP’nin liderliğinden ayrılsa da partinin ve hükümetin fiilen lideri olarak kaldı. Türkiye Anayasası, Cumhurbaşkanı’nın tarafsız ve politikadan uzak durmasını söyler. Ancak Erdoğan’ın kendini kavgada uzat tutacak niyeti olmadığı görünüyor. Ülkenin kritik bir oylamadan geçtiği belirtip, “Bu dönemde kenarda beklemem düşünülemez” diyor.
Kesinlikle Erdoğan’ın umudunu bağladığı çok şey var. Eğer Haziran seçimleri ona istediği başkanlık yolunu açmazsa, hiçbir zaman gerçekleşmeyebilir. Hürriyet Daily News’ta Murat Yetkin, “Bu amacına ulaşamazsa, siyasi hayatının ilk yenilgisine işaret edebilir” ifadelerini yazdı.
Yani Erdoğan çırpınıyor. Haberlere göre, seçimlerden önce birçoğu resmi olarak toplu açılış seremonileri olarak gösterilen 30’dan fazla miting düzenleyecek. Hatta Erdoğan, Almanya ve Belçika’ya giderek Türkiyeli seçmenlere oralarda da adres gösterdi.
Birçok anket AKP’nin yüzde 40 ila 45 arasında bir oy alacağını gösteriyor. Ancak basit bir zafer Erdoğan için yeterli değil. Kürt parti lideri Selahattin Demirtaş’ın “Anayasal diktatörlük” diye nitelendirdiği başkanlık sistemini muhalefeti un ufak ederek getirmek istiyor.
Erdoğan, eğer Türkiye dünyada daha büyük bir rol oynamak istiyorsa mevcut parlamenter sistemin bunu başaramayacak kadar işlevsiz olduğunu söylüyor. Ancak Demirtaş gibi eleştirmenler, Erdoğan’ın yeni sistem arzusunda. ABD ve diğer ülkelerde olduğu gibi Başkan’ın güçlerini kısıtlayan yasaların olmayacağı kanaatinde. Gerçekte, Erdoğan aklındaki başkanlığın detayları hakkında hiçbir bilgi vermiyor, seçmenlere istediği değişimleri yapabilecek parlamenter gücü ona teslim etmeleri gerektiğini telkin ediyor.
Seçim kampanyasında, AKP yetkilileri ve milletvekili adayları Erdoğan’ın isteklerini yerine getirmek için yoğun bir savaş veriyor. Partinin Anayasa’yı değiştirmek için 550 milletvekilinden en az 367’sine ihtiyacı var; 330 milletvekiliyle parti Anayasa değişikliğini referanduma götürebilir. 2001’deki seçimlerde, AKP yüzde 50’ye yakın bir oy oranıyla Meclis’te 327 koltuk kazandı. Şimdi ise Cumhurbaşkanı, seçmenlerden Anayasa’yı değiştirmek için 400 milletvekili istiyor. Bütün anketler bunun mümkün olmadığını gösteriyor.
Erdoğan’ı eleştirenler Cumhurbaşkanı’nın AKP’nin seçimi kazanması için ahlaksız işlere girişebileceğinden endişe ediyor. Seküler çizgideki Cumhuriyet Halk Partisi, seçim günü sayımı izlemek üzere 525 bin gönüllüyü sahaya süreceğini söylüyor. Geçen yıl yerel seçimlerin ardından girişilen oy sayımında yaşanan elektrik kesintileri muhalefetin yine endişelerinden biri. O zamanlar hükümet, elektrik trafolarına bir kedinin girdiğini ve kısa zamanlı elektrik kesintilerinin yaşandığını açıklamıştı.
Ankara’daki siyasetçiler ve değir gözlemcilerin Cumhurbaşkanı’nın haletiruhiyesini ilk kez merak etmiyor. 2013’teki hükümet karşıtı Gezi İsyanı’na Erdoğan hiddetlenince Türk Tabipleri Birliği, o zamanlar Başbakan olan Erdoğan’ın ruhsal sağlığından endişe duyulduğunu açıklamıştı. Milliyetçi lider Devlet Bahçeli de geçen yıl Erdoğan’ın güç delisi olduğunu söylemişti.
Kaynak: Thomas SEIBERT | Daily Beast
Çeviri: BirGün
Daha yeni Daha eski