Erkan Saka, T24.COM’da yayınladığı bir makalesinde, “son yıllarda iyice popüler olan bir kavram olan yurttaş gazeteciliği büyük ölçüde yeni medya araçlarıyla mümkün olabilen bir alan yarattı. Yeni bir alan olduğu için tanım çabaları da hala sürüyor. Ancak profesyonel gazeteciliğin yaptığı yerel habercilik ya da insan odaklı habercilikten farklı olarak bu alanda haberin bizzat profesyonel gazeteci olmayan vatandaş tarafından üretilmesi esastır. Yurttaş gazeteciliği kavramını teorize eden ve yaygınlaştıran isimlerden Mark Glaser kavramın arka planında yurttaşların modern teknoloji araçlarını kullanarak tek başlarına ya da birlikte haber üretebilmelerinin olduğunu belirtmiştir. Yochai Benkler (2006) de aynı minvalde “yüz milyonlarca kişinin kendi anlam dünyasını iletebileceği kapasiteye ulaştığı bir dönemde olduğumuzu belirtmiştir” derken bize göre ve bir bakıma, “yerel gazetecilik” olarak adlandırılan ve ne yazık ki artan bir hızla bitme noktasına doğru koşan alanın belki de yeni bir evresini de tanımlıyor. Yani bir başka deyişle, yerel gazeteciliğin bundan böyle artık profesyonel olmayanlar tarafından da yapılabileceğine dikkat çekiyor. Yurttaş gazeteciliğinin açtığı yeni alanlardan biri de bu olabilir kanımızca.

Aynı makalesinde Saka; “genel olarak yeni medya üzerinden haber yapımına özel olarak da yurttaş gazeteciliğine yönelik bir dizi eleştiri de var. Bunların başında da yurttaş gazeteciliğinin profesyonel gazeteciliğin önemli değerlerinden objektifliğe pek de yer vermediği gelir. Ancak objektifliğin profesyonel gazetecilik için ne kadar evrensel bir değer olduğu da ne kadar uygulanabildiği de zaten tartışmalı bir konudur” diyerek, yurttaş gazeteciliğinin tarafsızlığına duyulan kuşkuların altını çiziyor. İşte, bizi böyle bir yayınla sizlerin karşınıza çıkartan kışkırtıcı eleştiri de büyük ölçüde bu zaten!

Bu noktada ilk aklımıza gelen cümle şudur; Tarafsız olmayacağız! Ama hiç kuşkusuz, taraflılığımızın bir de “lehte muhatabı” olacak. O muhatap elbette ki halk ve okurdur.

Yurttaş gazeteciliğinden yola çıkarak, taraflı bir yerel habercilik yapma amacımızı işte az önceki cümlelerimiz biçimlendirecek. Halk ve okur lehine taraflı bir yerel habercilik.

“J.F. Kennedy suikastini amatör kamerayla çeken Abraham Zapruder bazılarınca yurttaş gazeteciliğinin öncüsü sayılsa da  Yurttaş Gazeteciliği kavramının ortaya çıkması 1988’deki ABD başkanlık seçimi sürecine dayandırılıyor genel olarak. Öncelikle profesyonel gazetecilerin “kamu gazeteciliği” üzerine ve “halk için” habercilik tartışmasıyla başlayan süreç daha sonra bizzat yurttaşların haber üretimini vurgulamaya başlamıştır. Yukarı kısımda da üzerinde durulan bloglar yurttaş gazeteciliğinin çıkışına vesile olan araçların başında gelir. Kavramın kısa tarihçesinde Seattle’daki Dünya Ticaret Örgütü Zirvesi protestolarına mutlaka değinilir. Protestoların haberleştirilmesinde birinci rol oynayan Indymedia Hareketi bir süre sonra dünyanın her tarafından 200’den fazla şehirden haber verir hale gelmişti” (ERKAN SAKA – T24.COM)


Bir bakıma, Zapruder’le başlayan maceraya küçük sayılabilecek bir kasabadan katılma noktasında, SİLİVRİ DEMOKRATHABER’in “halk ve okur lehine taraflı bir yerel habercilik” çağrısına hepiniz hoş geldiniz!
Daha yeni Daha eski