Çanakkale’de görev yapan Eğitim Sen üyesi Kübra Güneş öğretmen 15 Haziran 2015 tarihinde, velilere baskı yaparak izinsiz kermes düzenlemek suretiyle usulsüz para toplamak ve sosyal medyada kişisel paylaşım sitesinde siyasi içerikli paylaşımlar ve cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle açığa alındı. Eğitim Sen Çanakkale Şubesi üyemizin açığa alınması ve sonrasında Çanakkale’nin en uzak noktasına sürgün edilmesi sürecini bütün ayrıntıları ile anlatan bir basın açıklaması yapıldı. Çanakkale Şube Yürütme Kurulu’nun açıklaması şu şekilde;
Eğitim Sen üyesi Kübra Güneş’in suçlanmasına gerekçe olarak ileri sürülen kermes, 12 Haziran 2015 tarihinde okul aile birliği tarafından köy meydanında düzenlenirken, karar defterinde kermes işlemleri ve imzaları bulunuyordu. Kermes, 12 Haziran Cuma karnelerin alındığı gün yapılmış ve 15 Haziran Pazartesi günü arkadaşımız açığa alınmıştır. Düzenlenen kermes ile ilgili Milli Eğitimin ve Kaymakamlığın haberdar olmasına rağmen böyle bir uygulama yapılması dikkat çekicidir.
Üyemizin görevden uzaklaştırılma gerekçesi ilçe milli eğitim müdürlüğüne şifai olarak intikal etmiş, müfettişlerin yürüttüğü soruşturma doğrultusunda, 30.06.2015 tarihinde ön inceleme yapılmış, üyemizin göreve dönmesinde sakınca olmadığı yönünde ilçeye yazı gönderilmiş ancak yine de keyfi olarak göreve başlatılmamıştır. Görevden uzaklaştırma süresinin en çok üç ay sürebileceği kanunla belirlenmiş olmasına rağmen, 18.08.2015 tarihinde görevden uzaklaştırılma süremin dolmasına 1 ay varken 145. madde gerekçesiyle 2 ay daha uzatıldığına dair “kaymakam oluru” kendisine tebliğ edilmiştir.
Görevden uzaklaştırmanın 2 ay daha uzatılmasının hukuksuz olduğu gerekçesiyle Çanakkale Eğitim Sen ve üyemizin avukatı itiraz dilekçesi vermiş, Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğü uzaklaştırma talebinin sehven talep edildiği ayrıca söz konusu yazıda süre de belirtilmediği şeklinde cevap yazmıştır. Bir tarihin ya da ismin sehven yanlış yazılması anlaşılır ancak talebin sehven ve makamların da sehven onayı anlaşılır değildir. Ayrıca tebliğin üst yazısında süre özellikle belirtilmiştir.
Soruşturma raporu 31.08.2015 tarihinde tamamlanıp 04.09.2015 tarihinde ilçeye gönderilmiş ve uyarma cezası ile eş durumu dikkate alınarak görev yeri değişikliği teklifi yapılmıştır. Eğitim ve bilim emekçisinin bilgilendirilmesi ilçe milli eğitim müdürü tarafından sözlü olarak yapılmış ancak savunması alınmayarak 07.09.2015 tarihinde göreve başlatılmıştır.
08.09.2015 tarihinde Çanakkale Ezine Kaymakamlığı, arkadaşımız hakkında kişisel paylaşım sitesinde cumhurbaşkanına hakaret eden paylaşımda bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş ve beyanında 26 Şubat 2014 tarihli bir paylaşımı esas almıştır. 17.09.2015 tarihinde, üyemiz evine gönderilen jandarma nöbetinde savcılığa götürülmüş ve ifade vermiş, ardından nöbetçi mahkemeye çıkarılmıştır. Üyemiz ifadesinde iddia edilen paylaşımın Şubat 2014 tarihli olduğunu, Erdoğan’ın o tarihte cumhurbaşkanı olmadığını, paylaşımların da hakaret içermediğini, medyada paylaşımda olan mizahi ve eleştirel paylaşımlar olduğunu belirtiştir. Mahkeme üyemize ATILI SUÇUN YASAL UNSURLARI İTİBARIYLA OLUŞMADIĞINAkarar vermiştir.
Eğitim ve bilim emekçimiz üzerine atılı usulsüz kermes düzenlemek ve cumhurbaşkanına hakaret suçlarından aklanmış olduğu halde, sürecin üyemizden ve Eğitim Sen’den intikam alırcasına inatla ve hukuksuzlukla devam ettirilmesi dikkat çekicidir.
Üyemize 28.09.2015 tarihinde hizmetin gereği -soruşturma- olarak başka bir okula tayin edildiği bilgisi ve kararname iletilmiş ve Çanakkale’nin en uzak ilçesine bağlı bir belde olan Yenice-Akçakoyun İlkokulu’na sürgün edilmiştir. Üyemizin sürgün edildiği okul ile halen eşi ile birlikte oturduğu Ezine İlçesindeki evi arasındaki mesafe yaklaşık 200 km’dir. Sürgün kararı, anayasaya aykırı olarak üyemizin aile bütünlüğünün bozulması anlamına geldiği gibi, okula gidiş geliş yapma ve orada barınma imkânı yoktur. Üyemiz hakkında soruşturma sonucu hazırlanan müfettiş raporunda eş durumunun da dikkate alınması gereği belirtilmiştir.
Üyemiz 02.10.2015 tarihinde kararnamemle ilgili şahsi olarak ilçeye dilekçe vermiş ancak henüz bu dilekçeye bir cevap alınamamıştır. Mahkeme sürecini başlatmak için avukatı soruşturma dosyasının örneğini talep etmiş, Eylül ayından bu yana kendilerine dosya da verilmemiştir. Üyemiz 09.10.2015 tarihinde Ezine ilçesinden ayrılmış ve tayin kararıyla ilgili olarak 14.10.2015 tarihinde yürütmeyi durdurma davası açılmıştır.
Çanakkale Milli Eğitim Müdürü Zülküf MEMİŞ, üyemizle ilgili soruşturmada meselenin kermes değil siyasi olduğunu, tayini kendisinin düzenlediğini, yaptığının arkasında olduğunu, Ezine’ye gelen şehit cenazesi doğrultusunda bu kararı aldığını beyan etmiştir. Haziran ayında açılan soruşturmanın Eylül’deki şehit cenazesine bağlanarak üyemiz açıkça hedef gösterilmektedir. Çanakkale Milli Eğitim Müdürü tarafından yapılan bu açıklama açıkça suçtur.
Mahkeme sürecini başlattıktan sonra milli eğitim kararın iptal edilmesi ihtimaline yönelik üyemizin görev yaptığı Çanakkale ili Ezine ilçesi Dalyan İlkokulu’nun kapatılması çalışmalarına başlamıştır. Dalyan İlkokulu’nun velilerine Ezine İlçesi Geyikli beldesinde ikinci adres aldırıp, öğrencilerin nakillerini Ezine Geyikli İlkokulu’na aldırdı. Öğrencilerin Dalyan’dan yaklaşık 5 km uzaktaki Geyikli’ye okula gidişleri için ticari taksi tahsis edilmiş ve iki hafta 8 öğrenci karga tulumba balık istifi şeklinde Geyikli’ye taşınmışlardır. Bu durum basına yansıyınca servis düzenleyip öğrenciler taşınmaya başlanmış olmasına rağmen başlatılan servis uygulaması da usulsüz ve öğrenci taşıma usullerine uymamaktadır.
Bu sürecin son aşaması olarak Kasım ayı içinde de Çanakkale ili Ezine ilçesi Dalyan İlkokulu için kapatma raporu düzenlenip, öğrenci sayısının yetmezliği gerekçesiyle Dalyan İlkokulu Çanakkale Valiliği oluru ile kapatılmıştır. Bu süreç içerisinde müfettiş raporları, göreve başlama yazısı, soruşturma dosyası, okulun kapatılma yazıları vb. tarafımıza resmi olarak verilmemiştir.
Eğitim Sen üyesi bir eğitim emekçisinin yaşadıkları nasıl bir sistemde yaşadığımızın ve iktidar yandaşlarının kendileri gibi düşünmeyenlere yönelik nasıl sistematik baskı kurduklarını göstermektedir. Bu konudaki hukuk mücadelemiz kesintisiz bir şekilde devam edecek olmakla birlikte aşağıdaki soruları sorma ihtiyacı hissediyoruz:
- Çanakkale’nin Valilik ve Ezine’nin Kaymakamlık makamlarının hedefi; çocuklarımızın evrensel değerlerden hareketle gelişmesi için eğitim ve bilimin niteliğinin artması mı yoksa bütün hukuk kuralları çiğnenerek bir üyemizin LİNÇ edilmesi midir?
- Çanakkale il Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ezine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün amacı; çocuklarımızın evrensel değerlerden hareketle gelişmesi için eğitim ve bilimin niteliğinin artması mı yoksa bütün hukuk kuralları çiğnenerek bir üyemizin LİNÇ edilmesi midir?
- Bu kadar göz göre göre hukukun çiğnenmesi sürecinin arkasından nelerin çıkacağı merak konusudur. Bütün kamuoyunun bu konudaki gelişmeleri yakından izleyeceğini düşünüyoruz.
- Bütün bu süreçte bilerek hukuka aykırı iş yapan yöneticilerin “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK ” suçu işlemekte olduğunu, yine görevi kötüye kullanarak ‘’ZORLA SUÇ UYDURULMASINA’’ çalışıldığını düşünüyoruz. Bu konuda hukuki girişimlerimiz devam edecektir.
- Bütün bu süreç kamu görevlilerinin amacının HİZMET ETMEK mi yoksa EGEMENLİK KURMAK mı olduğu sorusunu gündeme getirmektedir.
Bu süreçte belirleyici olan bütün kamu görevlilerini bir an önce bu haksız uygulamayı ortadan kaldırmaya ve kamuoyunu aydınlatmaya davet ediyoruz.