Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Erdoğan eleştirenlere ŞEREFSİZ demişti: O Ali Demir'e şimdi 7,5 yıl hapis istemi!

Erdoğan’ın bir dönem eleştirenlere, ‘’Şerefsiz’’ diye tepki gösterdiği ve ‘kefil’ olduğunu belirttiği, Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir’in KPSS s...

Erdoğan’ın bir dönem eleştirenlere, ‘’Şerefsiz’’ diye tepki gösterdiği ve ‘kefil’ olduğunu belirttiği, Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir’in KPSS soruşturması iddianamesinde ‘’Suç delillerini yok etme’’ suçlamasıyla 7,5 yıla kadar hapsi istendi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın beş yıldan bu yana sürdürdüğü Kamu Personeli Seçme Sınavı soruşturması tamamlandı. İddianamede, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eleştirenleri “Şerefsizlik’’le suçladığı, 11’inci CumhurbaşkanıAbdullah Gül’ün de, “Dere geçerken at değiştirilmez’’ diye savunduğu eski ÖSYM Başkanı Ali Demir’in, “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’’suçlarından 9 aydan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteminde bulunuldu.
Aynı kurumdan ya da akraba
Birgün'ün haberine göre, iddianamede, soruların 2010 yılı Temmuz ayında yapılan sınavdan 12 gün önce Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği’ndeki adaylara verildiği ileri sürüldü. Sınavda yüksek notlar alan ve daha sonra kamuda atamaları yapılan şüphelilerin büyük bölümünün Cemaate ait olduğu öne sürülen dershane ve okullar ile şirketlerin çalışanları olduğu ve bunların yakın akrabalık ilişkilerinin bulunduğuna dikkat çekildi.
İddianamede, bin 970 şüphelinin her birinin soruları dağıttığı iddia edilen Yusuf Rodoplu, Cemil Koca, Hanefi Sözen ve Nebil Ekiz’le irtibatları olduğu kaydedildi. İrtibatın, Sözen ve Ekiz üzerinde yoğunlaştığı belirtildi.
İddianamede, “Bu faaliyet cumhuriyet ve topluma yönelik bir eylemdir’’ ifadesi yer aldı.
230 şüpheli
İddianamede, aralarında ÖSYM eski başkanları Ünal Yarımağan ile Ali Demir’in de bulunduğu 230 kişinin çeşitli suçlardan cezalandırılmaları istendi.
Yarımağan’ın, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’’, “Göreve ilişkin sırrın açıklanması’’, “Adli görev nedeniyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği’’ suçlarını işlediği iddia edildi.
Erdoğan sahip çıkmıştı
Erdoğan’ın eleştirilere karşılık, “Çok açık ve ağır konuşuyorum. Kurumlara yönelik, milleti galeyana getirmeye yönelik bu davranışlar şerefsizliktir. … ÖSYM Başkanını ehliyetsizlikle suçluyor. Senin ehliyetin ne? ÖSYM’nin başındaki değerli bir bilim adamı, hataları olabilir’’ diyerek savunmuştu.
***
‘Siyasileri kullanarak devlete sızın’
İddianamede, AKP iktidarının ‘’koalisyon ortağı’’ Gülen cemaatinin devletteki yapılanmayı değiştirme stratejisi de yer aldı.
‘Avucunuza alın’
Devlet kademelerinde önemli yerlere gelen örgüt üyelerinin ise örgütlerinin önü kesildiğinde geri çekilmemeleri ve fırsat bulduklarında ileri doğru yükselmelerinin istendiği belirtilen iddianamede, örgüt üyelerine verildiği iddialar ise şu şekilde özetlendi:
* Sezdirmeden gizli bir şekilde adliye ve mülkiyede olduğu gibi dinamik diğer müesseselerde de ilerlemeleri, mahkemeleri avuçlarının içine alarak gerekirse altını üstüne getirmeleri, kendileri aleyhine olan her olayda tazminat davaları açmaları, gerekirse avukat kiralamaları, hakim kiralamaları gerektiği, şeklinde talimatlar verilerek örgüte, hedeflerine ulaşıncaya kadar izlenmesi gereken hareket tarzlarının, davranışlarının, izleyeceği politika ve stratejinin ortaya konulduğu, örgütün hedefine ulaşmada uygulayacağı stratejinin tüm aşamalarında ise her yolun mubah sayılacağı,
* Özellikle devlet memuru olan mensupların ucuz kahramanlık yapma hakkı bulunmadığı, bunun yerine kendi düşüncesini yayarak her tarafı fethederek ele geçirme yolunu tercih etmeleri gerektiği çünkü bu meselenin adliye ve mülkiyedeki mensupları için çok önemli olduğu,
* Tüm anayasal müesseselerdeki güç ve kuvvet dengesini kendi örgütlerinin lehine döndürünceye kadar her adımın erken sayılacağı ve harekete geçilmemesi gerektiği,
* Örgüt elemanlarının hukuku çok iyi inceleyerek kendilerine uygun düzeltmeleri yapmaları gerektiği çünkü Danıştay ve daha yüksek mahkemelerin kendileri hakkında ters kararlar vermeleri durumunda istikbale yürümelerinin önünün kesileceği, o nedenle kanunlara uyuyor gözükerek bu kanunları kendi lehlerine değiştirmeleri gerektiği bir yöntemin belirlendiği görülmektedir.

Hiç yorum yok