Faşizme Karşı En Geniş Birleşik Cephe
Tarihte çok örneği vardır. Toplumlar durumun en umutsuz gibi gözüktüğü anlarda birdenbire umulmadık bir refleks gösterip ayağa kalkabilirler. Son Akademisyenler bildirisi böyle bir refleks olarak görülebilir. Diktatörün, Kürt halkına yapılan zulme açıkça karşı çıkan akademisyenler karşısında feverana kapılması, büyük bir toplumsal tepkiyi doğurdu ve köşelerinde ne yapacaklarını bilemeden acı çeken on binlerce insanı harekete geçirdi. Gerçi bu bir sokak hareketi değildi ama her toplumsal hareket mutlaka sokak hareketi şeklinde kendini ortaya koyacak diye bir kural yok.Bazen toplumlar tepkilerini sokakta, meydanda görünmeden ama net bir şekilde de ortaya koyabilirler. Hele toplumsal mücadelede sosyal medya denen yepyeni bir unsurun son derece belirleyici etkiler sağlayabildiği günümüz koşullarında.
Barış İçin Akademisyenlerden sonra Edebiyatçı ve Yazarlar, Yayıncılar, Sinemacılar, Tiyatrocular, Gazeteciler, LGBT’li Barış Girişimcileri, Özgür Haber platformları, Fikir Özgürlüğü Platformları, Sağlıkçı ve Doktorlar, İşsizler, Aleviler, Hukukçu ve Avukatlar, Mimarlar, Mühendisler, Fotoğrafçılar, Memurlar, İşçiler, Plaza Çalışanları, Barış Anneleri, Barış Platformları, Taraftar Grupları, Psikologlar, Öğrenciler, Üniversiteliler, Feministler, Kadın Platformları, Eğitimciler ve öğretmenler, Kıbrıslı Öğretmenler, Emek ve Demokrasi Platformları, Mahalle Forumları, Birleşik Hareket Platformları, Anti-Faşist Bloklar ve Platformlar, Çeşitli Meslek Odaları ve Kuruluşları, Sendikalar ve Sendika Konfederasyonları, Dünyanın dört bir yanından Düşünürler, Aydınlar, Antropologlar, Sosyologlar, Gazeteciler, Akademik Özgürlük Kuruluşları vb. birbiri ardına destek bildirileri yayınlayarak toplum çapında bir tepkiyi dillendirmiş oldular. Bu, faşizme karşı tepkinin, Kürt halkıyla dayanışmanın ne kadar büyük ve yaygın olduğunu ortaya koydu. Aslında bu, kendiliğinden ortaya çıkan, adı konmamış bir anti-faşist birleşik cephedir. Kimsenin girişim ya da talimatıyla oluşmamış olan bu cephe, kaçınılmaz olarak önümüzdeki dönemde daha da büyüyüp gelişecektir. Günümüzde, Türkiye somutunda Faşizme Karşı Birleşik Cephe bu şekilde tecelli etmiş bulunuyor. Bundan sonra yapılması gereken, bu oluşumların kendi aralarında koordinasyona gitmeleridir. Koordinasyon derken, merkezi bir karar organından söz etmek istemiyorum. Tersine, böyle bir organlaşmaya gitmek bu hareketin derhal donmasına, bürokratlaşmasına ve bildiğimiz iktidarcı reflekslere, hatta ayak oyunlarına yol açacaktır. Benim söylemek istediğim, kendiliğinden ortaya çıkan bu oluşumların tamamen ademimerkeziyetçi bir şekilde birbirleriyle dayanışma bağları oluşturmalarıdır. Bunun ötesinde, bu dayanışma bağlarının kurulmasına yardımcı olan bir koordinasyon grubunun oluşturulması da yararlı olacaktır, ama bu kadar.
Faşizm, zorbalığını artırdıkça yalnızlaşacaktır. Yalnızlaştıkça sertleşecektir elbette ama bu da sonuçta faşizme karşı birleşmeyi ve daha birleşik bir mücadeleyi teşvik edecektir. Faşizmin yıkılışına kadar bu böylece sürüp gider.
Gün Zileli - 18 Ocak 2016 - www.gunzileli.com - gunzileli@hotmail.com