Herkesin bildiği gerçekleri burada bir kere daha
tekrarlayarak kafanızı şişirmek istemem. Söyleyeceğim sadece şudur: Türkiye
devleti ve iktidarı, birkaç gün sonra Suriye’ye girip YPG’ye saldırmak için son
hazırlıklarını yapıyor şu anda.
Nereden çıkarıyorsun bunu diye sorduğunuzu biliyorum.
Anlatayım.
Daha önceki iki patlamadan biliyoruz. AKP iktidarı bütün
büyük patlamalarda aynı tutumu takındı: Patlamadan siyasal bakımdan azami
ölçüde yararlanmak.
Suruç patlamasından, PKK’ya karşı saldırı savaşını başlatmak
için yararlandılar (gerçi PKK de böyle bir savaşa girmek için pek teşneydi).
Esas hedefleri ise, savaş ortamından yararlanıp halkı korkutarak seçim başarısı
kazanmaktı.
10 Ekim Ankara patlamasından sonra bombanın “IŞID, PKK ve
DHKP-C tarafından” patlatıldığını ileri sürdüler. Bunu baştan söylemelerinin
nedeni gelişmelere göre bütün alternatifleri ellerinde tutmaktı. Kısacası,
iktidardakilerin bombanın gerçekte kimin patlattığı umurlarında değildi.
Umurlarında olan, patlamadan azami kârı nasıl elde etmekti. Nitekim öyle oldu.
1 Kasım seçimine oldukça yakın bir zamandaki bu patlamayla hem HDP’yi
marjinalize edip sesini duyuramaz hale getirdiler ve Kürt muhafazakâr seçmenini
yanlarına çektiler, hem de milliyetçi seçmeni etkileri altına aldılar. 1 Kasım
seçiminde oylarını o derece yükseltmelerinde 10 Ekim patlamasını kendi
avantajlarına kullanmalarının çok büyük rolü vardır.
Gelelim dünkü patlamadan sonra cumhurbaşkanı ve başbakanın
(tabii ki yandaş medya korosu eşliğindeki) açıklamalarına. Bu sefer, ilginçtir
ki, PKK sorumlularından Cemil Bayık, “biz yapmadık ama bizimkiler yapmış
olabilir” anlamına gelen ve iktidara çanak tutan tuhaf açıklamasına rağmen (PKK
bu sorumsuzluğu, Suruç patlamasından sonraki, Ceylanpınar’da iki polisin
öldürülmesi olayından sonra da yapmıştı), normal şartlarda bu açıklamanın
üstüne atlaması beklenecek olan hükümet, Cemil Bayık’ı neredeyse duymazdan
geldi ve bombayı YPG’nin patlattığını ileri sürdü. Ellerinde kuvvetli deliller
varmış!
Onların elindeki delillerin ne olduğunu bilmiyoruz ama bizim
elimizde, bu açıklamanın, daha önceki örneklerinde de gördüğümüz gibi, tamamen
siyasi ve askeri hedefler için yapıldığına dair kuvvetli belirtiler var.
Bombalamadaki diğer tuhaf noktaların değil, sadece bunun üzerinde duracağım
burada.
Bir: Böyle bir patlamayı yapmaya giden şahıs, nasıl olmuştur
da her an çevrilip kimlik kontrolüne tabi tutulması çok muhtemel olan bir
bölgede Suriyeli olduğunu açıkça ortaya koyan bir kimliği yanında taşımıştır?
Nasıl olmuştur da arabasının plakası bile sahteyken arka cebinde hakiki
kimliğini taşımaması gerektiğini düşünememiştir?
İki: Ankara’da deprem olduğu zehabını yaratacak bir
patlamanın tam orta yerinde yer alan bir şahsın kimliği nasıl olmuştur da
parçalanmamış veya yanmamıştır?
Üç: Nasıl olmuştur da YPG’yi böyle bir eyleme yönlendirdiği
iddia edilen Suriye istihbaratı Suriye rejimiyle “yakın irtibatta” olduğu
“bilinen” bir elemanını sürmüştür bu eyleme?
Dört: Nasıl olmuştur da, Ankara’nın en kritik yerindeki
böylesi bir bombalamayı önleyemeyen MİT, hiç gecikmeden bu elemanın Suriye
rejimiyle yakın irtibatını tespit etme ivecenliğini ve becerisini
gösterebilmiştir?
Beş: Diyelim ki bu şahıs Suriye rejimiyle bağlantılı olmuş
olsun. Aynı şahsın YPG elemanı olduğunu ortaya koyan deliller nerededir?
(Açıklasalar da bilsek!)
Altı: YPG sorumluları “biz yapmadık” diye net bir açıklama
yaptıkları halde onların bu açıklamaları neden kesinlikle dikkate alınmadı?
Cemil Bayık’ın “biz yapmadık ama bizimkiler yapmış olabilir” açıklaması,
aslında hükümet açısından “hah işte PKK yapmış” demesi için büyük bir fırsat
olduğu halde bu açıklama neden görmezden gelindi? Sakın hükümetin niyeti “PKK
yemek” değil de, “YPG dövmek” olmasın!
İktidarın bütün davranışları niyetini ortaya koyuyor. Suriye
sınırında YPG’nin ilerlemesiyle zor duruma düşen Türk devleti ve hükümeti,
muhtemelen kendi istihbarat örgütünün işi olan (Suruç ve 10 Ekim Ankara
patlamalarında olduğu gibi) bu patlamadan yararlanıp Suriye’ye girmeyi ve
YPG’ye saldırmayı planlamaktadır.
Öyle sanıyorum ki, birkaç gün içinde de bunu yapacaktır.
Kimse bu plana alet olmamalıdır. Bugün kendisinden
beklenmeyecek ölçüde hükümet yanlısı, berbat açıklamalar yapan gazeteci Murat
Yetkin mesela.
Gün Zileli - 18 Şubat 2016 - www.gunzileli.com - gunzileli@hotmail.com