Evlilik programları son yıllarda ekranlara demir atmış
durumda. İzdivaç programlarında görev alan Psikoterapist Lütfü Kaan Özdemir,
perdenin arkasındakileri görüp istifa eden bir isim. "Evlilik
programlarının psikoloğu" sıfatıyla bir anda ünlü olmasına rağmen
Özdemir'i istifaya götüren süreç, "kurgu"yu ve etik dışı arka planı
görmesiyle başladı.
Türk halkının vazgeçemediği "flört sürecini
gözetleme" durumu, evlilik programlarının perde arkası, toplumsal psikolojiye
yansıma biçimlerini içeriden bir isim olan Kaan Özdemir, Nokta'dan Armağan
Çağlayan'a anlattı.
“20 yaşında oraya çıkan 5 ayrı kişinin farklı farklı
motivasyonu vardır. Kimi meşhur olmak için çıkar. Zaten kimileri gerçekten
evlenmek niyetiyle, kimileri meşhur olmak niyetiyle çıkıyor. Orada bir
kameranın çektiği var, bir de set ekibinin yaptıkları var. Orada “cast” tan
(oyuncu ajanslarından) gelenler var, reyting için yapılan ‘ekstra faaliyetler’
var.”
Bugüne kadar yapılmış hiçbir işten -popstarlar dahil- büyük
star olmuş kimsenin olmamasını ‘umut’ olarak yorumlayan Özdemir programa
çıkanları, “Çoğunluk itibariyle cahil kişiler açıkçası. Yapımcı ve yönetici
dolaylı olarak aslında şunu vaat ediyor: ‘Seni meşhur edeceğim’. Yani
muhtemelen bunu konuşmuyorlar 'seni meşhur edeceğim' diye, ama meşhur olduktan
sonra insanlara bir rol biçiliyor. 10 bin metreye çıkartıp bırakıyor seni.”
İfadelerini kullandı.
“Siz yönetmen olarak orada kameranın neyi çektiğini, ama
kameranın dışında ne olduğunu görüyorsunuz. Benim kastettiğim oydu. Yapımcı ve
yönetmenler her şeyi görüyor. Katılımcıların algısı dar olduğu için sadece
kameranın çektiğini görüyor. Oraya gelen çoğu vatandaş sadece vaat ettiği
güzellikleri görüyor. O da geçici bir güzellik kalıcı değil.” diyen
Psikoterapist Lütfü Kaan Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü;
“Tabi kimileri oradan maaş alıyor, yorum yapanlardan maaş
alanlar var. Oturan kızların ve erkeklerin bazıları oyuncu. Dolayısıyla para
için gelenler var. Kurgu olduğu için hangileri gerçek hangisi kurgu
bilemiyoruz.”
SEYREDEN İNSAN KÖTÜ ETKİLENİR Mİ SEYRETTİKLERİNDEN?
“Çin atasözü var ya; İnsan ne yerse odur. O her şey için
geçerli. İnsan ne yerse odur, insan ne izlerse odur. Dataları oradan aldığımız
için her türlü bilgimiz görgümüz ahlakımız o programlara göre şekillenir. Böyle
bir araştırma yapılsa, izin verilmez ama beş yaşındaki çocukları alıp evlenme
programlarını izletseniz, 10 yıl sonra çok abuk sabuk çocuklar bulursunuz.
Mesela ortaokula giden kızlar sürekli o tarz programları
izlerse, orada sağlıklı bir ilişki modeli yok ki. Sürekli kavgadan beslenen bir
kültür var. 13 yaşındaki bir çocuk bakıp "demek ki evlilik böyle bir
şey" diyor. Tabi oradaki figürler, kurgusal, gerçeklikle ilgisi olmayan
şeyler. Çok farklı tipler çıkabiliyor oraya. Var olan gerçeklikle oradaki çok
farklı olabiliyor. Dolayısıyla çocukların bilinçaltı ona göre şekillenebileceği
için bunların altında uzun vadede ciddi problemler olabiliyor, evlilikle
ilgili, evliliğin nasıl olması gerektiğiyle ilgili.
Cast ajansı; dizi, program ve filmlerde oynayacak olan
oyuncuların bulundukları ajanslar. Bu ajanslar ellerinde bulundurdukları
datalar sayesinde aranılan role en uygun kişiyi buluyorlar. İzdivaç tarzı
programlara tanınmamış, amatör düzeyde oyuncular gönderiliyor.”