"Peki bu kadar diplomatik, insancıl, medeni ve vicdanlıysan soruyorum sana: 33 gündür devletin marifetiyle kaybedilen Hurşit Külte...
"Peki bu kadar diplomatik, insancıl, medeni ve vicdanlıysan soruyorum sana:
33 gündür devletin marifetiyle kaybedilen Hurşit Külter nerede?
Rus pilotun annesine söylediklerini Hurşit’in annesine ne zaman söyleyeceksin?
Komşusundan dönerken güvenlik güçleri tarafından vurularak katledilen 57 yaşındaki Taybet Ana’nın yedi gün sokak ortasında bekletilen cesedi için ailesine bir telefon açtın mı?
‘Bu günahtır, ayıptır, bir daha olmayacak, KUSURA BAKMAYIN’ dedin mi?"
DELİKANLI OL CİĞERİMİ YE!
Rusya ve İsrail ile yaşanan son gelişmeler toplumda çok
ilginç tepkilere yol açtı.
İktidara yakın basın İsrail’e diz çöktürdüğümüzü, Putin’in
Türkiye gibi bir ülkeden vazgeçemeyeceği için arayı bulmak zorunda kaldığını,
bunun bir zafer olduğunu anlattı durdu gün boyunca.
Son haber bültenini o mecralardan takip eden bir yurttaş,
yedi düvele haddini bildiren dünya liderimiz Erdoğan’a büyük bir şükran duyarak
kafasını yastığa koydu.
Oysa dünya bültenleri Filistin’e ablukanın kalkmasının söz
konusu olmadığını, Rusya’dan özür dileyen Erdoğan’ın uçak ve pilot için
tazminat ödeyeceğini anlatıp duruyordu.
İkisi de salt gerçeği yansıtmıyor diyelim. Her halükarda
diplomaside ‘sürdürülebilir ikili ilişkiler’ hayırlıdır.
Neredeyse papaz olmadığımız tek bir ülke kalmamışken,
Bodrum’da iki turisti dükkanına sokmak için 50 esnaf birbirine girmişken makul
davranmaya başlayan bir siyasete laf edecek değiliz.
Lafımız tam tersine makullüğü, medeniyeti, insanlığı,
vicdanı toprağa gömmüş diğer politikalarınadır.
Erdoğan’ın Rusya’ya, İsrail’e karşı gösterdiği ‘incelik’
karşısında iki kelam etmek zorunda hissediyorum kendimi…
Ey dünya lideri, sen Rus uçağı düşürüldükten sonra, olayın
hemen ardından 26 Kasım’da CNN International’a, “Özür dilemesi gereken bir
taraf varsa, bu biz değiliz. Hava sahamızı ihlal edenler özür dilemeli” demedin
mi?
Ey kainattaki tüm mazlumların sesi, sen Putin’in “IŞİD’den
petrol alıyor ve terör örgütüne destek veriyor” yönündeki suçlamaları üzerine,
“Şimdi olsa yine aynı karşılığı veririz” raconunu kesmedin mi?
Ey son yüzyılın süper kahramanı, 30 Ocak’ta yaptığın bir
başka açıklamada, “Rusya Türkiye’nin egemenlik haklarına yönelik bu ihlallerine
devam etmesi halinde sonuçlarına katlanmak mecburiyetinde kalacaktır” diye
gürlemedin mi?
Ey sözünün eri Kasımpaşalı, 18 Temmuz 2014 tarihinde
yaptığın bir açıklamada, “İsrail dünyada barışı tehdit eden bir ülkedir,
Ortadoğu’da barışını tehdit eden bir ülkedir. Dolayısıyla da Türkiye olarak biz
kendimiz bir defa, şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece, hiçbir zaman İsrail
ile olumlu bir şey düşünemem” diye ipleri koparmadın mı?
“İsrail, eninde sonunda kendi döktüğü kanda boğulacak”,
“İsrail bir terör devletidir” diye nutuklar çekmedin mi?
Peki şimdi niye dik durmuyorsun?
Niye sözünün eri değilsin?
Meydanlarda bunları haykırdığında elleri patlayıncaya kadar
seni alkışlayan kalabalıklar kahvelerde, mahallelerde madara olmayacak mı
şimdi?
Sosyal medyada, aldıkları maaşlarla tweet atarak dünyayı
kurtaran zavallı aktroller yine rezil olmadılar mı sayende?
Yiğit Bulut, Şamil Tayyar, Mehmet Metiner gibi şakşakçılar
İsrail ve Rusya için güzel sözler söylemeye çalışırken tekrar yamulmayacaklar
mı yani?
Bunu niye yaptın?
Diplomatik vasıfları yüksek bir insan olduğun için mi?
İnsancıl ve medeni olduğun için mi?
Vicdani değerlerin tavan yaptığın için mi?
Peki bu kadar diplomatik, insancıl, medeni ve vicdanlıysan
soruyorum sana:
33 gündür devletin marifetiyle kaybedilen Hurşit Külter
nerede?
Rus pilotun annesine söylediklerini Hurşit’in annesine ne
zaman söyleyeceksin?
Komşusundan dönerken güvenlik güçleri tarafından vurularak
katledilen 57 yaşındaki Taybet Ana’nın yedi gün sokak ortasında bekletilen
cesedi için ailesine bir telefon açtın mı?
‘Bu günahtır, ayıptır, bir daha olmayacak, KUSURA BAKMAYIN’
dedin mi?
Belediye başkanların ve valilerinle protokol koltuklarında
boy gösteren Veli Küçük’le, kanımızda duş almak isteyen Sedat Peker’le
muhabbetinden vakit bulabilirsen annesini yuhalattığın Berkin Elvan için de
üzüntülerini beyan edecek misin?
Cebinde taş vardı diye suçladığın çocuk Rus pilotun savaş
uçağından daha mı tehlikeliydi?
Ali İsmail Korkmaz İsrail’den daha mı korkutucuydu?
Cemevi bahçesinde polisin kafasından vurarak katlettiği Uğur
Kurt için kime ne dedin?
Uğur’un cenazesi henüz defnedilmemişken sarf ettiğin
“Polisin sabrına şaşırıyorum” cümlesi ‘diplomatik’ mi?
Bu ülkenin çocuklarına, gençlerine niye bu kadar öfkelisin?
Kürt halkı Antalya’da otelleri doldurmaya yetmiyor diye mi?
Alevi çocukları Ruslar kadar domates tüketemiyor diye mi?
7 Haziran sonrası binlerce insanın toprağa düşmesi, tarlada
kalıp satılamayan mahsul kadar ilgini çekmiyor mu?
Hani Merkel için bir büyük laf daha etmiştin ya?
Zamanı geldi aynısını sana söyleyelim…
Delikanlı ol ciğerimi ye e mi… (HAYKO BAĞDAT-DİKEN.COM)