Biliyorum 2016’dan çok sıkıldınız. Bir an önce gitsin diye birkaç aydır dua ediyodunuz. Dualarınız kabul oldu. Bakın geçti gitti. ...
Biliyorum 2016’dan çok sıkıldınız. Bir an önce gitsin diye
birkaç aydır dua ediyodunuz. Dualarınız kabul oldu. Bakın geçti gitti.
Sevgili gelecek meraklıları, hepinizin yeni yılı kutlu
olsun.
Biliyorum 2016’dan çok sıkıldınız. Bir an önce gitsin diye
birkaç aydır dua ediyodunuz. Dualarınız kabul oldu. Bakın geçti gitti.
O geldi geçti, hepimizi de deldi geçti. Canımızı sıkmayalım,
kafayı yormayalım. Önümüzdeki maçlara bakalım.
2017’den beklentileriniz yüksek. Sevgili dünya güzellerinin
ağzıyla “tüm insanlık için barış” diliyorsunuz. Bakalım 2017 bize neler
getirecek.
Önce Suriye’den başlayalım. Malum 2016’da Suriye’nin
üstündeki Mars etkisi hepimizi yordu. Mars’ın savaş, açlık, yoksulluk ve yıkım
getirdiğini belirtmeme gerek var mı? Yok, diyenler bu işi bilenler. Falsız
kalmıyorlar anlaşılan.
Suriye, 2016’nın etkisinden hemen kurtulamayacak. 2017 de
savaşla geçecek. Yalnız Esad’ın üstündeki parlayan güneş ABD ve dostlarının
gözünü alacağından bu arkadaşlar ya kalkanlarını kaldıracaklar ya da kör gözüme
gözüme deyip çomağı iyice arı kovanına sokacaklar. Son on beş günde gerçekleşen
bir takım olayların etkisiyle bir körleşmenin olduğu izlenimini alıyoruz. Obama
kardeşimiz giderayak Trump kardeşimizin başına bela sarmak için mi bilemiyorum
bir takım olaylar karıştırmış görünüyor.
ABD’nin yükseleni olan Büyük Ayı 2016’da Küçük Ayı’ya doğru
hızlı bir dönüşüme girdi. Bu dönüşüm önümüzdeki yılda sürecek gibi görünüyor.
ABD’yi yeniden büyük yapmaya hevesli Trump kardeşimizin bu dönüşümü görüp
“hakikat sonrası” (post-truth) programını devreye sokması bekleniyor. Yalnız
hakikatın üzerinde parlayan Uranüs’ün ışıkları Trump’ın işlerini zorlaştıracak
gibi. Sizin de bildiğiniz gibi Uranüs, astrolojide; bağımsızlığı, özgürlüğü,
geleneksel olmayan, geçerliliği kalmayan, hatta toplumsal etik kurallara
sığmayan tüm zıtlıkları temsil eder. Ani gerçekleşen şeyler, değişim, düşüş ve
zorlanma, toplumsal kısıtlama, yenilikler ve bağımsızlık Uranüs ile
ilişkilidir. İçeride programını başarıya ulaştırmak için bir şansı olsa da
dışarıda bunu başaramayacak gibi görünüyor. Amerikayı yeniden büyük yapmak
deyince ordularını savaş alanına sokmayı anlıyor görüntüsü veriyor bu
kardeşimiz. Obama “ortada görünmeden malı götürelim” diyordu. Trump da “malı
götürelim de ne olursa olsun” diyor gibi.
Suriye’de bu sıralar malı götürenin Rusya olduğunu
söylüyor yıldızlar bize. Neptün’ün
etkisinin Rusya’yı belirlediği bir gerçek. Neptün’ü yüzeysel anlayanlar hemen
“hayal bu” diyorlar. Neptün, öyle bir burca girdiğinde hemen çıkmaz arkadaşlar,
lütfen kavramsal derinliği yakalayalım. Okyanus kıyısında sığ bir suda
yüzdüğünüzü düşünün. Gelgite denk gelirseniz sular sizi birden okyanusun
derinliklerine çeker ne yapacağınızı bilemezsiniz. Tersinden baktığınızda hep
okyanusta yüzmeyi hayal etmişinizdir, önünüze kocaman bir fırsat gelmiştir.
İşte Neptün’ün etkisini böyle açıklayabiliriz. Rusya’nın eline bir fırsat
geçti. İran’dan sonra Türkiye’yi de yanına çekerek yeni bir evreye geçmiş oldu.
Malum elli yıllık düşman kardeşler Pakistan ve Hindistan’ı da Şangay’a
yanaştırmayı başarmıştı. Atlantik yollarını Avrasya yollarına çevirmeye çalışan
Rusya’nın bu atılımları sürecek.
Hazır Avrasya’ya yolumuz düşmüşken Çin’e de bir bakalım
Çin bildiğiniz gibi burçları farklı adlandırıyor. Bu yılı da
horoz yılı yapmışlar. Olsun. Bizim için gerçek ilim kendi horoskopumuzda.
Çin’de olan ilmi alırız, o horozu da keser yeriz afiyetle.
Çin’in ekonomik büyümesinin 2016’da yavaşladığını gördük.
Ancak bu yıl Jüpiter’in Çin’in üzerinde olması bize talihin Çin’den yana
olacağını söylüyor. Filipinler’in yıllar yılı uydu olarak çevresinde döndüğü
ABD yörüngesinden Şangay’a doğru meyl etmesi Jüpiterin ilk etkisiydi
diyebiliriz. ABD’nin Çin’i kuşatmak amacıyla hayata geçirmeye çalıştığı TPP’nin
çökmesi Atlantikçileri bayağı yoracak.
Kısacası Çin 2017’nin kazananlarından olacak.
Hepsini saymışken AB üstündeki Merkür etkisini anlatmamak
olmaz. 2016’da AB’yi etkileyen Merkür 2017’de etkisini devam ettirecek.
Bildiğiniz gibi Merkür’ün olumsuz özellikleri
kararsızlık, olayların derinine inememek, dedikoduculuk, gereksiz ve boş
konuşmalar, yalancılık, insanlarla dalga geçmek, çabuk sıkılmak, kurnazlıktır.
Bu olumsuz etkileri mülteciler konusunda hem kendi halkına hem de diğer
halklara bol bol yaşattı AB. Yunanistan, Portekiz, İtalya ekonomik olarak zor
bir yıl geçirdiler. İtalya, İngiltere’nin ardından AB’den ayrılmayı konuşmaya
başladı. Allem kullem eden AB yetkilileri şimdilik bu ayrılığı durdurmuş
görünse de 2017 zorlu bir yıl olacak. Ayrılıkların gündeme geleceği,
neoliberalizmin örnek birlikteliğinin bol bol yara alacağı bir yıla giriyor AB.
Ve gelelim Türkiye’ye…
Türkiye’nin üzerindeki Satürn etkisini biz biliyoruz da
yönetenleri biliyor mu tam emin değilim. Satürn etkisi deyince aklımıza ilk,
ciddilik, pratiklik, çıkan sorunların kaynağına yönelme gelir. Satürn 2017’de
Türkiye’yi zorlayacak. Bu da gerçeklerle yüzleşmeyi getirecek. Büyük
atılımların hep Satürn etkisiyle yapıldığını görüyoruz bu ilimsel takvimde.
Büyük karışıklıklar, tutumlu olmak, zor kararları almak 2017’nin gerçekleri.
Suriye’de yapılan büyük rota değişimi bunun ilk adımlarını gösterse de askeri
ücrete gösterilen eli açıklığın asgari ücrete gösterilmemesi ekonominin çeşitli
sıkıntılara gebe olduğu kanaatini güçlendiriyor. Mart’tan sonra hepimizin
tutumlu olması gerekiyor. Stratejik değişimlerin taktiksel hataları da sık sık
karşımıza çıkartacağını unutmayalım.
Evettt, sevgili okurlar, 2017 ülkemiz ve dünya için zor bir
yıl olacak. Yine de zoru başarma enerjimizin güneşten geldiğini unutmayalım.
Güneş 2017’de sizinle olsun.
Not: Bu yazı yoğun mavra içerir. (UTKU DENİZ SİRKECİ –
GEZİTE.ORG)