"Ne var ki, oylamaya “Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu” katılmıyor. Evet Cephesi 16 ya da 23 fire telaşına kapılmışken, Kı...
"Ne var ki, oylamaya “Ana Muhalefet Lideri Kemal
Kılıçdaroğlu” katılmıyor.
Evet Cephesi 16 ya da 23 fire telaşına kapılmışken,
Kılıçdaroğlu ve altı arkadaşı oy kullanmıyor.
Kemal Bey, böyle bir oylamaya katılmayacaksınız da, hangi
oylamaya katılacaksınız?
Tarihe mal olacak bu görevinizi nasıl yerine getirmezsiniz?
Bu sorumluluğu nasıl bu kadar ucuzlatırsınız?
Kemal Bey, bunun hiç bir özrü ve mazereti yok"
Meclis’te oylama mı var, hayati önemde bir oylama...
Hasta olan milletvekilini sedye ile getiriyorlar Meclis’e,
sırf oyunu kullansın diye.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Bir hemşire elinde serum şişesi, sedyede bir başka
milletvekili, Meclis’e getiriliyor, sırf oyunu kullansın diye.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Bir milletvekili acılı günlerinden birini yaşıyor, yakınını
kaybediyor, cenaze törenini yarıda bırakıp, Meclis’e geliyor, sırf oyunu
kullanmak için.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Ailesinden biri ameliyat oluyor, önemli bir ameliyat,
milletvekili iki ara bir derede koşa koşa Meclis’e geliyor, sırf oyunu
kullanmak için.
Kullanacağı oy sonucu değiştirmeyecek olsa bile.
Bunlar geçmişten Meclis manzaraları, bire bir gerçek.
Bir bütçe oylaması ya da yeni kurulan hükümet için güven
oylaması ya da gensoru oylamasında.
İktidar partisinin hiç bir kaygısı yok, beklediği oyu
alabilmek adına.
Muhalefet milletvekilleri yine de, yukarıda aktardığım
biçimde, iki eli kanda olsa bile, koşup oylarını kullanıyor, kullandıkları oyun
sonucu değiştirmeyeceğini bile bile.
İlk oylama sonucu
Meclis önceki gün Türkiye’de rejim değişikliğini getiren,
demokrasiyi askıya alan anayasa değişikliğini görüşüyor. 1923’ten bu yana en
büyük değişim.
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök, Özgür Özel
müthiş bir mücadele örneği veriyor. İç tüzüğün verdiği olanakları kullanıyor.
Deniz Baykal tarihe geçecek bir konuşma yapıyor.
HDP sözcüleri aynı mücadeleyi veriyor.
MHP malum, bildiğiniz gibi, AKP’nin arka bahçesi, kapılmış
bahtının rüzgarına, kendi siyasal sonunu getirecek değişikliğe imza atmakla
meşgul.
AKP tam kadro orada.
AKP 317, CHP 133, HDP 59, MHP 39 milletvekiline sahip, iki
de bağımsız var.
İlk oylama sonucunda 338 evet, 134 ret, 2 çekimser, 5 boş oy
kullanılıyor. Bu hesaba göre:
AKP (317) + MHP (39) = 356. AKP’li Meclis Başkanı hastanede,
oturumu yöneten başkan AKP’li, AKP iki eksik, MHP ile toplamı 354 ediyor.
338 evet oyu çıktığına göre, evet cephesinde 16 fire var.
Beş boş, iki çekimser orada olabilir, fire bir anda 23’e çıkabilir.
CHP (133) + HDP (59) = 192. Ancak, 11 HDP milletvekili
tutuklu, CHP ile HDP fiili toplamı 181 ediyor.
134 red oyu çıktığına göre, ret cephesinde 47 fire var. Ret
cephesinde boş ve çekimser kullanmak anlamlı değil.
Eksik olan 47 milletvekili Meclis’te olsa, oylarını
kullansa, sonuç değişmiyor. Çünkü, karşı taraf anayasa değişikliği için gerekli
olan en az 330 oyu sağlıyor.
16 ya da 23 telaşı
Sağlıyor ancak, özellikle AKP’de telaş var. 16 ya da 23 fire
telaşı.
Telaş zaten baştan itibaren var.
Görüşmeler başlamadan önce Ankara Baro'sunun yapmak istediği
açıklamaya izin vermemek, Meclis TV’sinin bütün geleneklere ve kurallara aykırı
olarak, Meclis görüşmelerinin yayınını engellemek gibi.
Yetmiyor, Ankara Valiliği dün bir ay süreyle her türlü
toplantı ve gösteri yürüyüşlerini, açık alanlarda basın açıklamalarını
yasaklıyor.
AKP sözcülerinin ve Başbakan Yıldırım’ın dediği gibi, madem
bu “rejim değişikliği değil,” o zaman Meclis görüşmelerini halkın izlemesi
neden engelleniyor?
Anayasa değişkiliği ile ilgili açıklamalara neden copla,
biber gazıyla müdahelede bulunuluyor?
Toplantı ve gösteriler, basın açıklamaları neden
yasaklanıyor?
Madem o kadar “masum, hatta demokratik” bir değişiklik,
yasaklamalar ve engellemeler neden?
Çünkü, 16 ya da 23 fire telaşı.
Fire ya daha da artarsa?
Halk gerçeği öğrenip, özellikle MHP’lilere değişikliğe karşı
çıkmaları için ya baskı yaparsa?
Sembolik
Asıl rahatsız edici gerçek çok başka.
CHP’den oylamaya yedi milletvekili katılmıyor. Katılmayanlar
şunlar:
Kemal Kılıçdaroğlu, Sencer Ayata, Hilmi Yarayıcı, Gürsel
Erol, Mustafa Akaydın, Nihat Yeşil, Birol Ertem.
İnanmak güç ama, Kılıçdaroğlu da oylamaya katılmıyor.
Yazının başında oylama katılan sedyeli, serumlu
milletvekilleri örneğini boşuna anlatmıyorum.
Sonuç ne olursa olsun, oylamaya katılmak zaten görev. Hele
de tarihsel oylamalara katılmanın görev, sorumluluk ve sembolik anlamı var. İki
elin kanda olsa bile, ka-tı-la-cak-sın.
Ne var ki, oylamaya “Ana Muhalefet Lideri Kemal
Kılıçdaroğlu” katılmıyor.
Evet Cephesi 16 ya da 23 fire telaşına kapılmışken,
Kılıçdaroğlu ve altı arkadaşı oy kullanmıyor.
Kemal Bey, böyle bir oylamaya katılmayacaksınız da, hangi
oylamaya katılacaksınız?
Tarihe mal olacak bu görevinizi nasıl yerine getirmezsiniz?
Bu sorumluluğu nasıl bu kadar ucuzlatırsınız?
Kemal Bey, bunun hiç bir özrü ve mazereti yok. (YALIN DOĞAN –
T24)