Türk basını geçen Cuma (2 Haziran 2017) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerikalı Ortadoğu uzmanı Michael Rubin hakkında suç duyurus...
Türk basını geçen Cuma (2 Haziran 2017) Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın Amerikalı Ortadoğu uzmanı Michael Rubin hakkında suç
duyurusunda bulunduğunu duyurdu. Anadolu Ajansı’na göre, Rubin hakkında,
“Cumhurbaşkanı’na hakaret” ve “örgüt adına suç işlemek” gibi suç iddialarını
içeren dokuz sayfalık bir dilekçe Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu.
Halen Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nde (AEI) uzmanlık
yapan ve geçmişte de Pentagon için çalışmış olan Michael Rubin Amerika’nın
Sesi’nin sorularını yanıtladı. Sorular ve cevaplar karşılıklı ve yazılı olarak
iletildi. Michael Rubin’in Amerika’nın Sesi’nin yönelttiği sorulara verdiği
cevaplar aynen şöyle:
VOA: Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yolsuzluk iddialarınız
var. Bu iddialarınızı destekleyecek herhangi bir kanıtınız var mı? Varsa neler?
Michael Rubin: Önce, duruma bağlı kanıtlar bulunuyor.
Erdoğan mütevazı olanaklara sahip biriyken multimilyarder biri haline geldi. Bu
para nereden geldi, pek açıklanmadı. Hala bunun tatmin edici bir açıklaması
yok.
Wikileaks tarafından açıklanan Amerikan diplomatik
belgelerinde AKP’nin üyeleri bile Erdoğan’ın yosuzluğundan ve muhtemelen son on
yıllık dönemde büyüyen İsviçre banka hesaplarından söz ediyor.
Diğer yandan 2014’te sızdırılan Erdoğan’ın telefon kayıtları
var. Burada, evine polis baskını yapılacağını düşünen Erdoğan, evindeki paranın
nasıl saklanacağını konuşuyor. Erdoğan bu kayıtlarla ilgili olarak sahte deyip
geçiştirebilir. Ancak, yine o zamanda hem kendisinin hem de ailesinin davranış
biçimleri tam tersi bir düşünceye işaret ediyor. Türkiye dışındaki diplomatlar
ve istihbarat uzmanlarının çoğunluğu, bu kayıtların doğru olduğu yolunda
değerlendirme yapıyor.
Son olarak, Ceyhan’dan ihraç edilen petrolün kaleme alınan
kayıtlarıyla okunduğunda boru hatlarındaki saatlerin sunduğu rakamlar
çelişiyor. Irak Enerji Bakanlığı yetkilileri aradaki çelişkiyi Barzani ve
Erdoğan arasında yapılan daha farklı bir işin sonucu olarak açıklıyorlar.
VOA: Neden size karşı hakaret suçlaması var? Türk
Cumhurbaşkanı’na hakarette bulundunuz mu?
Rubin: Cumhurbaşkanı Erdoğan, sık sık, eleştiriyi,
sorgulayıcı olmayı ve hakareti birbirine karıştırıyor. Bu nedenledir ki, o
kadar çok gazeteci bugün Türkiye’de cezaevlerinde. Ben yolsuzlukları ve görevi
kötüye kullanımını ve geçen yaz yapılan darbe girişimiyle ilgili anlatımı
hakkındaki bir dizi soru işaretini yazdım. Benim sorularıma cevap vermek yerine
beni kişisel olarak lekelemek Erdoğan için çok daha kolay. Bana karşı suç
duyurusunda bulunma yoluna başvurmasını, kendi anlatımlarını kesen sorulardan
ve kanıtlardan kaçınmanın nedeni olarak görüyorum.
Erdoğan istediği suçlamayı yapabilir. Ben bir Türk vatandaşı
değilim ve Türkiye’de değilsem, Türk yasaları bana uygulanamaz.
'Tarihin Erdoğan için hoş şeyler söyleyeceğini düşünmüyorum'
VOA: Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve
Türkiye halkına karşı nefret ve öfke duygularınız var mı?
Rubin: Hayır. İstanbul dünyada en çok sevdiğim şehirdir.
Yirmi yıl kadar geriye gidersek, Türkiye’yi herhalde 30 kere ziyaret
etmişimdir. Harvard Üniversitesi’nde doktora yaparken bir sömestr Osmanlı
tarihi çalıştım. “Midle East Quarterly” dergisinin editörüyken Türk yazarların
yazılarının yayınlanması sağlayarak Türk tarihçileri ve diplomatlarının Türkiye
için endişe verici sayılan konularda seslerinin duyulması için çalıştım.
Paşabahçe cam ürünleri biriktiriyorum. Daha açık söyleyeyim, farklı kesimlerden
gelen çok sayıdaki Türk arkadaşım olmasa ki buna AKP içindekiler de dahildir,
bu kadar iyi anlayarak ve etkili bir biçimde yazamazdım. Türkiye’ye dönüp bir
yıl içinde Türkçe’yi öğrenmenin rüyalarını görüyorum. Farsça’yı İran’da ve
Arapça’yı da Yemen’de bu şekilde eğitim çalışmaları yaparak öğrendim.
Hayır, Erdoğan’dan nefret etmiyorum. Kendisini bir kişi
olarak tanımıyorum. Sadece demokratik bir lider olmadığını ve Türkiye’yi
kolayca onarıp çıkamayacağı bir yola doğru götürdüğüne inanıyorum.
Belki Türkler’in yarısı benim gibi düşünüyor. Tarihin Erdoğan
için hoş şeyler söyleyeceğini düşünmüyorum.
'Gülen’e ABD’de ikamet hakkı verilmesine daha baştan karşı
çıktım'
VOA: Fethullah Gülen yapılanmasını destekliyor musunuz?
Fethullah Gülen yapılanması için veya hiç bu yapılanma ile birlikte çalıştınız
mı? Sizce, Fethullah Gülen Türkiye’ye iade edilmeli mi edilmemeli mi? Neden
iade edilmeli veya edilmemeli?
Rubin: Hayır, Fethullah Gülen örgütünü desteklemiyorum. Bir
kere ben bir savunucu değil analistim. Amerikan olmayan hiçbir yapılanma için
veya böyle bir yapılanma ile birlikte çalışmıyorum. Fethullah Gülen’i
desteklemiyorum. AKP’yi desteklemiyorum. HDP’yi desteklemiyorum. MHP’yi
desteklemiyorum. CHP’yi de desteklemiyorum.
Mesele Türkiye olunca, din ve inancın siyasette içtenlikten
yoksun biçimde kullanılmasının, hem din hem de siyaset üzerinde çarpıtıcı bir
etkisinin olduğuna inanıyorum. Ayrıca, Atatürk’ün büyük bir vizyona sahip
olduğuna inanıyorum. Daha sonra gelen liderler haklı olarak onun bıraktığı
sistemi demokratize etmeye çalıştı.
Ben, Fethullah Gülen’e ABD’de ikamet hakkı verilmesine daha
baştan karşı çıktım. Ancak, Erdoğan arzu ediyor diye bu durum değişmemelidir.
İki nedenden dolayı Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesinden yana
değilim. Birincisi, Erdoğan ne derse desin Türk hükümeti Fethullah Gülen’in
darbe girişimiyle bağlantısını gösterecek ikna edici bir kanıt sunamadı.
İkincisi ise, kim Erdoğan’a ödün verirse, Erdoğan daha fazlasını ister. Ama,
ödün verilmezse, talepleri ve gürültüsüne rağmen sonuçta yolunu değiştirir.
Gazze üzerinde abluka kalkmayıncaya kadar ve ebediyyen İsrail’i izole edeceğini
Erdoğan söylemedi mi?
VOA: “Cumhurbaşkanı Erdoğan toplumu siyasi ve ideolojik
muhaliflerden temizlemek istiyor” derken ne demek istiyorsunuz? Açıklarmısınız.
Rubin: Bu belli. Erdoğan’ın kendi gündeminden farklı düşünen
herkesi öfkeli komplo teorileriyle bir kenara itmek ve hapse atmak gibi bir
geçmişi var. Bundan dolayı ki Türkiye gazeteciler için dünyadaki en kötü ünün
sahibi bir hapishane haline geldi. Ergenekon ve Balyoz ve şimdi de FETÖ ile
birçok masum kişi sahte kanıtlarla kendilerini hapishanede buldu. Birçok
işadamı, Erdoğan’ın bir zamanlar teknokratik olan TMSF’yi ve diğer kurumları,
kendisine destek vermeyenleri veya CHP gibi muhalif partileri destekleyenleri
cezalandırmak amacı için kullandığını söylüyor.
VOA: “Reza Sarraf davasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rubin: Sarraf, Erdoğan rejiminin yolsuzluklarını ve
çıkarlarını gösteren bir pencere.
VOA: Bildiğiniz kadarıyla, özellikle son Washington
ziyaretinden sonra, Trump Yönetimi’nin Erdoğan ile ilgili düşünceleri ve
algılamaları neler?
Rubin: ABD’nin politikası açık. Erdoğan’ın öncelikleri YPG’ye
Amerikan yardımını durdurmak ve Gülen’in iadesini sağlamak idi. Her ikisinde de
Erdoğan başarılı olamadı. Erdoğan’ın koruma görevlilerinin hareketleri ise,
onun ciddi bir lider değil utandırıcı olduğu yolundaki Washington’da var olan
duyguları teyit etti.
VOA: Sizce Türk-Amerikan ilişkileri nereye gidiyor?
Rubin: İyimser biri, ilişkilerin Johnson mektubundan sonraki
gibi çok kötü olduğunu söyleyebilir. Karamsar biri ise gelecek birkaç yılda
herşeyin çok daha kötü olabileceğine işaret edebilir.
Açıkçası, Edoğan, Türiye’nin geleceğini Rusya ile birlikte
görme kararını vermiş görünüyor. Bu kendisi için ve ailesinin Putin ile iş
bağlantıları açısından yararlı olabilir. Ama uzun vadede Türkiye’yi batırır.
(KASIM
CİNDEMİR - AMERİKA’NIN SESİ – 5 Haziran 2017)