ÖDP: Ne yazık ki Kürt sorunu Suriye savaşı ile birlikte
Amerikan müdahaleciliğinin çekim alanına girmiştir
Özgürlük ve Dayanış Partisi (ÖDP) tarafından 1 Eylül Dünya
Barış Günü ile ilgili yapılan açıklamada "Ne yazık ki Kürt sorunu Suriye
savaşı ile birlikte Amerikan müdahaleciliğinin çekim alanına girmiştir. Barışı
kazanmanın yolu öncelikle emperyalizmin savaş tezgahını bozmak, emperyalizmin
bölgeye yönelik egemenlik kurma stratejisine karşı direnmekten geçiyor"
ifadelerine yer verildi.
ÖDP, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin bir açıklama yayınladı.
Suriye savaşı ile birlikte Kürt sorununun Amerikan müdahaleciliğinin çekim
alanına girdiği belirtilen açıklamada, "Barışı kazanmanın yolu öncelikle
emperyalizmin savaş tezgahını bozmak, emperyalizmin bölgeye yönelik egemenlik
kurma stratejisine karşı direnmekten geçiyor. ÖDP, ülkemizi Siyasal İslam’ın
soktuğu bu cendereden kurtarmak, topraklarımızda barışı güçlendirmek için,
savaşı derinleştiren, etnik çatışmayı körükleyen her tür anlayışa karşı
mücadele edecektir. Demokratik ve eşitlikçi bir Türkiye arayışının en önemli
halkaları barış ve Kürt sorununda demokratik çözüm olacaktır" denildi.
ÖDP Başkanlar Kurulu tarafından yapılan açıklama şöyle:
"EMPERYALİZME VE SİYASAL İSLAMA KARŞI BARIŞI
KAZANALIM"
1 Eylül Dünya Barış gününde ülkemiz ve dünya, savaşların
yarattığı büyük yıkımlarla karşı karşıya. Ortadoğu ile birlikte dünyanın pek
çok noktasında savaşlar sürüyor. Son günlerde Arakan’da yaşanan şiddet ve
katliamlar kanlı dünyanın yüzlerinden birisi. 1 Eylül’de masum insanların
kanının dökülmediği, yoksul halkın birbirini kırmadığı bir dünya özlemimizi bir
kez daha paylaşıyoruz.
Amerikan emperyalizmi, Ortadoğu’da uzun süreli bir savaş
sürdürüyor. Amerika’nın demokrasi ve özgürlük vaatleriyle müdahale ettiği
Afganistan ve Irak’ta savaş ve işgalin yarattığı yıkımın sonuçları tüm bölgeyi
kuşatmış durumda. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) stratejisi Ortadoğu’nun enerji
kaynaklarına el koymayı ve enerji geçiş hatlarının kontrolünü sağlamayı, aynı
zamanda bölgeyi küresel sermayenin sınırsız dolaşım haritasına eklemeyi
içeriyordu. Bu hedef doğrultusunda başlatılan acımasız müdahalelerin en son ve
trajik durağı Suriye oldu.
Emperyalist Müdahalecilik Bölgemizi Etnik ve Mezhepsel
Temelde Dağıttı, Parçaladı
Emperyalist müdahale sonunda bölgemiz etnik ve mezhepsel bir
parçalanma ve dağılma ile yüz yüze kaldı. Bu müdahaleler sonunda artık
Afganistan, Irak, Libya ve Suriye bir ulusal devlet olarak bütünlüğünü koruma
imkanlarını kaybetti. Üç parçalı Irak, etnik ve mezhep temelli ayrımı aşarak,
yurttaşlık hukuku temelinde demokratik birliğini sağlama şansını her geçen gün
daha çok kaybediyor. Suriye fiilen parçalandı, kaderi emperyalizmin ve
uluslararası güçlerin güdümüne sokuldu. Suriye’de şimdi savaş açtıkları
IŞİD’den El-Kaide’ye cihatçı çetelerin bizzat Amerika önderliğindeki Batı
emperyalizminin ve bölgedeki işbirlikçilerinin desteğiyle geliştiği hatırdan
çıkarılmamalıdır. Bugün gelinen noktada ölümler, açlık ve büyük göçler
milyonlarca insanın hayat çizgisini değiştirdi, milyonlarca insanın yaşam
hakkı, geleceği ve onuru ayaklar altına alındı.
Siyasal İslam Emperyalist Projenin Parçası Olarak
Geliştirildi
Türkiye dahil Siyasal İslam, bu müdahale planı doğrultusunda
ABD tarafından desteklendi. Yeni bir hilafet hattı kurma sevdasındaki AKP ve
Cemaat ittifakı, Ortadoğu’da emperyalist hegemonyayı tesis etmenin aracı olarak
denkleme dahil edildi. Cumhuriyet’in “yurta sulh cihanda sulh” temelli dış
politikası pasif ilan edilerek, yeni-Osmanlıcılık adı altında fetihçi-mezhepçi
zihniyet emperyalist merkezler tarafından parlatıldı. Bunun sonucuda Türkiye
tarihinde ilk kez komşu bir ülkenin rejimini değiştirmek için Suriye’de savaşa
girerken ülkedeki etnik ve mezhepsel fay hatlarını derinleştirdi.
1 Eylül şimdi ilkesel anlamda barış özlemimizi dile
getirdiğimiz bir gün olmanın ötesinde, barış ve özgürlüğün ancak emperyalizme
karşı mücadele temelinde, Ortadoğu halklarının kendi özgür iradesiyle
kazanılabileceğini net olarak ifade etmek için de bir fırsattır.
Kürt Sorunu Amerikan Müdahaleciliğinin Çekim Alanına Sokuldu
Barış bilindiği gibi ülkemiz için yıllardır eksilmeyen acil
ve can yakıcı bir sorundur. Kürt sorunu bir arada yaşama iradesinin
perçinlendiği, Kürt halkının kimlik taleplerinin demokratik süreçler sonunda
tanındığı bir çözüme kavuşturulamamıştır. Ne yazık ki Kürt sorunu Suriye savaşı
ile birlikte Amerikan müdahaleciliğinin çekim alanına girmiştir. Bugün Kürt
sorununun ülkemizdeki seyri Suriye’deki savaşın seyrine bağlanmıştır. Suriye’yi
parçalayan etnik-mezhepsel çatışma dalgası ülkemizi de içine almıştır.
Suriye’ye Askeri Müdahale İçeride ve Dışarıda Savaşı
Derinleştirir
AKP, Suriye’de rejim değiştirmek için giriştiği savaşta
ülkemize her anlamda kaybettirmiştir. Ülkemiz patlamaya hazır bir cihatçı üssü
hale gelmiştir. Bugün, Suriye’ye yönelik yeni askeri müdahale sinyalleri
verilirken, bu zamana kadar yaşanan acı deneyimlerden ders alınmadığı da
görülmektedir. Afrin’e yönelik müdahale içeride ve Suriye’de çatışmayı
körüklemekten, Türkiye’yi etnik çatışma çemberine daha fazla sürüklemekten
başka bir sonuç üretmeyecektir.
Emperyalist Müdahaleciliğin Parçası Olunarak Barış
Kazanılamaz
Barışı kazanmanın yolu öncelikle emperyalizmin savaş
tezgahını bozmak, emperyalizmin bölgeye yönelik egemenlik kurma stratejisine
karşı direnmekten geçiyor. Irak’ta, Suriye’de yaşanan kaos ortamında, Amerikan
hegemonyasında alınacak inisiyatifler, bölgedeki dağılmayı daha da
derinleştirme ve yeni etnisite-mezhep temelli iç savaşların yolunu açma riski
taşımaktadır.
Irak’ta Çözüm Toprak Bütünlüğü Çerçevesinde Demokratik
Birliktir
25 Eylül’de Irak’ta gerçekleştirilmesi planlanan Kürdistan
Bağımsızlık Referandumu bu bütünlük içinde ele alınmalıdır. Elbette bir halk
kaderini tayin etmeli ve istediği gibi yaşamalıdır. Ancak, bugün dağılmış bir
pazar yerine dönen Irak ve Ortadoğu coğrafyasında gerçek bir bağımsızlığı ve
özgürlüğü kazanmak mümkün olmayacaktır. Kerkük’ün referanduma dahil edilmesi de
tarihsel bir gerekliliğin yerine gelmesinden öte kaos koşullarının yarattığı
bir fırsatı değerlendirmek izlenimi vermektedir. Daha büyük çatışmaların ve
hesaplaşmaların kapısını aralamak tehlikesi taşımaktadır. Irak’ta ve Suriye’de
çözüm, söz konusu ülkelerin toprak bütünlüğü çerçevesinde demokratik birliği
sağlamanın yollarını aramaktan geçiyor.
Emperyalizme ve Siyasal İslama Karşı Barışı Kazanalım
Bugün savaşın ve büyük güçlerin belirlediği bu yıkılmış
coğrafyada barışı sağlamak, demokratik temelde bir arada yaşam zeminlerini
güçlendirmek kuşkusuz ki zordur. Ancak, bir kez daha hatırlatmak isteriz ki;
emperyalist müdahaleciliğin bir parçası olarak bunu başarmak imkansızdır. ÖDP,
ülkemizi Siyasal İslam’ın soktuğu bu cendereden kurtarmak, topraklarımızda
barışı güçlendirmek için, savaşı derinleştiren, etnik çatışmayı körükleyen her
tür anlayışa karşı mücadele edecektir. Demokratik ve eşitlikçi bir Türkiye
arayışının en önemli halkaları barış ve Kürt sorununda demokratik çözüm
olacaktır.
Barışı kazanacağımız günler ve bayramlar umuduyla…