Öncelikle cezaevinde rehin tutulan, tutuklu veya hükümlü
olan, ailelerinden ve yakınlarından uzakta bulunan bütün arkadaşlarımızın
bayramını kutluyorum.
Yakılıp yıkılan Sur, Cizre, Şırnak, Yüksekova, Silopi,
Nusaybin başta olmak üzere Kürt şehirlerinde büyük baskılara, adaletsizlik ve
hukuksuzluklara direnen; umudunu asla kaybetmeden mücadelesini sürdüren, büyük
insanlık değerlerine ve onuruna sahip çıkan halkımızın bayramını en içten
duygularla kutluyorum.
Tüm İslam Alemi’nin ve elbette IŞİD ve benzeri yapıların
barbarlığı karşısından yurtlarını, topraklarını savunan, haysiyet mücadelesini
altın harflerle tarihe yazanların bayramını yürekten kutluyorum.
İkinci bayramı da sizlerden fiziken uzakta karşılıyorum. Bu
süre boyunca HDP’nin ve bileşenlerinin halkla olan gönül bağını kesmeye; her
türlü kanunu, Anayasa'yı, uluslararası sözleşmeyi ve siyasi ahlakı ayaklar
altına alarak HDP'yi tasfiye etmeye çalıştılar. İki bayram geçti, ama bu
uygulamalar amacına ulaşamadı ve yirmi iki bayram da geçse asla ulaşamayacak.
Halkımız şundan emin olmalıdır: Birçoğumuz tutuklu olsak
bile, HDP bu ülkenin siyasi geleceğini belirleyecek bir partidir. Bizler
olmadan Türkiye'nin demokratik geleceğini kurmak mümkün değildir. Bizleri
cezaevinde rehin alarak siyaseten tasfiye edeceklerini zannedenler,
yanıldıklarını görecekler. Bizler demokratik birliği, eşit ve özgür birlikte
yaşamı, demokratik siyaseti savunmaktan vazgeçmediğimiz sürece, HDP’nin
başarısı demokrasinin ve barışın başarısı olacaktır.
Bu Kurban Bayramı’nın birinci günü 1 Eylül Dünya Barış Günü
ile örtüşüyor. Bunun yeni bir dönemin müjdecisi olmasını temenni ediyorum.
Bayram günlerinin dayanışma, barışma ve kardeşlik duyguları ile barış ve
demokrasi mücadelesini bütünleştirmek önümüzdeki günlerin ortak özelliği
olmalıdır.
Ülkemizdeki demokrasi güçleri, vicdan sahibi tüm
yurttaşlarımız korku duvarlarını yıkmaya ve seslerini yükseltmeye başladılar.
Yüreklerimiz birlikte atıyor, özlemlerimiz aynı, mücadelemiz ortaktır. Hep
birlikte büyük insanlık değerleri için; kardeşçe, eşit, huzurlu, güvenli, refah
ve barış içinde, karşılıklı saygı temelinde insanca yaşama mücadelesini
büyütelim. Umutlarımızı ve iyi dileklerimizi yaygınlaştıralım. El ele vererek,
özlemini duyduğumuz adaleti, özgürlüğü, eşitliği ve barışı sağlayalım.
Selahattin Demirtaş – Edirne Cezaevi – 1 Eylül 2017