Ensar Vakfı, son üç yılda İstanbul Büyükşehir Belediyesi
tarafından ihya edildi. Maltepe’den Çatalca’ya kadar kamuya ait dokuz bina ve
arsa, Ensar Vakfı’na bırakıldı. Vakfa verilen en büyük alan ise Yenikapı’daki
18 dönümlük arazi oldu. Sadece, Yenikapı miting alanının yanındaki bu alanın
değeri 371 milyon TL
Cumhuriyet Gazetesi’nden Hazal Ocak, İBB CHP Basın Sözcüsü
Tarık Balyalı’nın üzerinde çalıştığı rapora göre İstanbul’da Yenikapı’daki 371
milyon değerindeki 18 dönümlük arsa dahil toplamda 9 bina ve arsanın Ensar
Vakfı’na bırakıldığını yazdı.
Habere göre Bilal Erdoğan’ın yönetiminde bulunduğu TÜRGEV
vakfına ve yine yönetiminde AKP’li isimlerin bulunduğu Karaman’daki cinsel
istismar suçu işe gündeme gelen ENSAR vakıflarına belediye bütçesinden özel bir
pay ayrıldı.
‘Yeni nesil’ için her şey feda!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Grubu’nun konu üzerine
eğilmesi ile İBB CHP Basın Sözcüsü Tarık Balyalı konuya dair üzerinde aylarca
çalıştığı bir rapor hazırladı. Raporda AKP’ye yakın vakıflara çekilen kıyak
gözler önüne serildi. Raporu Cumhuriyet’le paylaşan İBB CHP Grubu Başkanvekili
Ertuğrul Gülsever tabloyu “Erdoğan’ın hayali olan nesillerin yetiştirilmesi”
olarak özetledi.
Yenikapı ruhu Ensar’ın
Rapora göre Karaman’daki çocuk istismarı ile gündeme gelen
ve AKP İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet
Misbah Demircan ve Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen yer alıyor. İBB
Başkanı Kadir Topbaş’ın da kurucuları arasında olduğu Ensar Vakfı’na son 3
yılda 9 taşınmaz devredildi. Bunların en çarpıcı olanı ise AKP’nin sıklıkla
kullandığı Yenikapı miting alanına komşu olan 18 dönümlük değerli arazi. İBB
bugün itibarıyla “371 milyon 600 bin TL” değerindeki araziyi yaptığı ortak
protokolle Ensar Vakfı’nın kullanımına verdi.
Kiralarını üstlendiler
Bunun dışında Çatalca Kaleiçi’nde Tevfik Erdönmez Caddesi
üzerindeki 3 milyon 80 bin TL değerindeki bir bina da 2016 yılındaki kararla
vakfa kira süresince tahsis edildi.
Aynı yıl eylül ayında İBB Meclisi’ne gelen raporla Maltepe
Çınar Mahallesi Karayolları Caddesi’nde İBB’ye ait 5 milyon değerinde bir bina
yine “orta ve yükseköğrenim öğrencilerine konaklama hizmeti sağlamak” amacıyla
Ensar Vakfı’nın kullanımına 10 yıllığına tahsis edildi.
Büyükçekmece’de ise İBB vakfa sadece kendi mülklerini tahsis
etmedi. Aynı zamanda kirasını ödediği bazı taşınmazları da tahsis etti.
Büyükçekmece Pınartepe Mahallesi Metal Sokak’ta bulunan 500 metrekarelik bina
belediye tarafından önce kiralandı. Sonra 12 Şubat 2015 tarihinde İBB
Meclisi’ne gelen raporla “yükseköğrenim öğrencilerin barınma ihtiyacı” gerekçe
gösterilerek Ensar Vakfı’nın kullanımına tahsis edildi. Binanın yıllık kira
maliyeti tam 36 bin TL.
Aynı tarihte İBB Avcılar’da Üniversite Mahallesi Cemil Meriç
Sokak’ta yer alan ve önceden kiraladığı 2 bin 700 metrekarelik 546 bin TL
değerindeki binayı da yine vakfa tahsis etti. Gerekçe yine “Yükseköğrenim
öğrencilerinin barınma amacının karşılanması” olarak gösterildi.
Ataşehir İnönü Mahallesi’nde de bir bina İBB tarafından 12
Kasım 2015 tarihinde meclisten geçen raporla vakfın kullanımına sunuldu.
Binanın yıllık kira bedeli: 90 bin TL.
Aynı şekilde Kartal’da biri Cevizli Mahallesi’nde biri Orta
Mahalle’de olmak üzere iki bina 12 Kasım 2015 tarihinde kira süresince vakfa
tahsis edildi. Binaların yıllık toplam kira bedeli 1 milyon 260 bin TL.
Mecidiyeköy’de de toplam yıllık kira maliyeti 408 bin TL
değerinde bir bina kira süresince vakfa tahsis edildi.
Binaların giderleri de belediyelerden
İBB, Ensar Vakfı’na yaptığı tahsislerle yetinmedi. Bir de
üzerine “ek protokol” yaptı. Belediyenin Ensar Vakfı için kiralarını ödediği
taşınmazlara ilişkin protokol İBB Meclisi’ne 12 Mayıs 2017 tarihinde geldi.
Protokole göre İBB, söz konusu vakıf için kirasını ödediği bina ve yurtların
“bakım onarımını yapacak, ortak giderleri ve aidat ödemelerini” üstlenecek.
Bunun karşılığında ise vakıftan sadece öğrenci kapasitesinin yüzde 10’una kadar
“dar gelirli, yoksul, muhtaç, kimsesiz ve engelli” öğrencilerin bedelsiz
barındırılmasını talep edecek. Vakıf ise yurtların işletmeciliğini yapacak
“elektrik, su, doğalgaz, güvenlik, temizlik, iklimlendirme” gibi giderlerini
karşılayacak.
Balyalı: İBB, halkın malını yandaş vakıf derneklere peşkeş
çekmekten vazgeçmeli
İBB CHP Meclis Üyesi Tarık Balyalı olayın hem hukuka hem
ahlaka aykırı olduğunu belirterek şunları söyledi:
İstanbul’un en kıymetli alanlarından biri İBB’yle yapılan
bir protokolle Ensar Vakfı’nın kullanımına bırakılıyor. Meclis kararından
anlaşıldığı üzere Ensar Vakfı buraya yurt yapacak. Yani burada uzun süreli bir
kullanım olacak. Burada yapılması gereken aslında yerin tahsisidir. Ancak İBB
muhtemelen böyle büyük ve kıymetli bir yerin Ensar Vakfı’na tahsisinin
kopartacağı gürültüden korkmuş ki bu işlemi bir protokolle yapmaya çalışmış.
İBB bu protokolle hukukun arkasından dolaşarak İstanbul’un en değerli
yerlerinden birini Ensar Vakfı’na vermiştir. Bu yapılan işlem hukuken yanlış
olduğu kadar ahlaken de yanlıştır. Sürekli olarak, vakıflara hizmet vermek
istiyorlarsa bunu kendi imkânlarıyla yapmalılar, diyoruz ancak Ensar ve onun
gibi vakıf ve dernekler devletin ve belediyelerin imkânlarını kullanarak hizmet
üretmeye çalışıyorlar. İBB, İstanbul halkının malı olan bu gibi yerleri yandaş
vakıf derneklere peşkeş çekmekten vazgeçmelidir. Bu yapılan tahsis değil kaynak
aktarımıdır.
Gülsever: Devletin gücü kullanılarak tarikat ve cemaat
vakıfları ile yeni bir nesil oluşturuluyor
İBB CHP Grubu Başkanvekili Ertuğrul Gülsever ise şunları
söyledi:
AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan mayıs ayında
yapılan Ensar Vakfı’nın 38. genel kurulunda “14 yıldır iktidardayız ancak
sosyal ve kültürel alanda iktidar olamadık, bizim hayalimiz olan nesillerin
yetiştirilmesi konusunda hala pek çok eksiğimiz bulunuyor” diyerek, Türkiye’de
nasıl bir genç nesil istediği konusundaki taleplerini açıkça ifade etmiş ve bu
konudaki şikâyetlerini dile getirmiştir. Anlaşılıyor ki bu hayali kurulan
nesiller, devletin gücünü kullandırarak tarikat ve cemaat vakıfları üzerinden
oluşturulmaya çalışılıyor. Bu son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Devletin
Milli Eğitim Bakanlığı var, Kredi Yurtlar Kurumu var. Halkın mal varlığı ve
parası neden buralara aktarılıyor. Eğer belediyeler böyle görevler üstlenmek
istiyorlarsa kendi bünyelerinde örneğin İSYURT adı altında bir birim
oluşturabilirler. Ama bunu yapmak istemiyorlar çünkü o zaman bu kurumlar şeffaf
ve denetlenebilir hale dönüşür, o nedenle anlaşılıyor ki bu işlevi cemaat ve
tarikat vakıfları üzerinden yapmayı uygun buluyorlar.