Dünyanın farklı bölgelerinden protesto gösterilerinde cesur
kadınların tutumunu belgeleyen fotoğraflar…
İsveçli fotoğrafçı Hans Runesson bu fotoğrafı 13 Nisan
1985'te bir Neo-Nazi gösterisi sırasında çekmişti.
Fotoğrafta, yoldan geçen bir kadının göstericilerden birine
çantasıyla vurduğu görülüyor. Bu kadın, annesini toplama kampında kaybetmiş 38
yaşındaki Polonya kökenli Danuta Danielsson'dı.
Fotoğrafçı Runesson, Danielsson'un bu tepkisine karşı
göstericinin bir şey yapmadığını, sadece biraz ilerlediğini söylüyor. Olay uzun
zaman önce yaşanmış olsa da içerdiği sessiz öfke bugün de yankı buluyor.
2016'da yine İsveç'te benzer bir sahneye tanık olduk.
Milliyetçi Kuzey Direniş Hareketi'ne mensup 300 kadar üniformalı gösterici 1
Mayıs'ta İsveç'in Borlange bölgesinde yürürken bir kadın tek başına kolunu
kaldırarak çıktı karşılarına.
Neo-Nazilere karşı duran bu kadın, 42 yaşındaki Afrika
kökenli aktivist Tess Asplund idi. Fotoğrafçı David Lagerlöf'e göre Asplund, bu
grubun göçmen karşıtı tutumuna tepkisini göstermek zorunda hissetmişti. Onun
sessizce kaldırdığı yumruğun içerdiği mesaj, o güne dek yaşanmış sayısız
çatışma kadar etkili olmuştu.
2016'da ABD'nin Louisiana bölgesindeki Baton Rouge'da
çekilen bu fotoğrafta da, elbisesi rüzgarda dalgalanan bir kadın göstericinin
tam donanımlı polislerle karşı karşıya geldiğini görüyoruz.
Ieshia Evans 'Siyah Hayatlar Önemlidir' gösterilerinden
birine katılmıştı. Burada, Tiananmen Meydanı'nda tankın karşısına çıkan adam
fotoğrafıyla veya Vietnam Savaşı karşıtı bir göstericinin polislerin tüfeğine
çiçek taktığı fotoğrafla paralellik görüyoruz.
Yüz yıldan fazla bir süre önce çekilen bu fotoğrafta ise
boyun eğmez bir protestocunun trajik sonunu görüyoruz. İngiltere'de kadınlara
oy hakkı mücadelesinde yer alan Emily Wilding Davison, 1913'te Epsom
Derbisi'nde Kralın yarış atının önüne çıkıp ezilmişti.
Görüntüler, 59 yaşındaki Davison'ın, kadınların mücadelesine
dikkat çekmek için atın dizginine bir fular bağlamaya çalıştığını gösteriyor.
Bazıları Davison'ı kadınların kurtuluş mücadelesinin simgesi olarak gördü.
2016'da Carlos Vera Mancilla'nın çektiği bu fotoğraf 11
Eylül'de Şili'nin başkenti Santiago'da bir gösteride çekildi.
1973'te Augusto Pinochet önderliğinde yapılan ve Devlet
Başkanı Salvador Allende'yi deviren askeri darbenin 43. yıldönümü nedeniyle
yapılan bir protesto gösterisiydi bu.
Ve bu fotoğraf, genç bir göstericinin silahlı polis memuruna
korkusuzca diktiği delici bakışlarını yakalamıştı.
Honduras'ta bir protestocu kadının polis kordonu önünde
uzanmış fotoğrafında ise daha pasif görünen ama güçlü bir karşı koyuş
görüyoruz.
Tegucigalpa şehrinde çekilen fotoğraftaki genç kadın,
başkanlık seçiminde yenilen aday Salvador Nasralla'nın destekçilerinden biri.
Eylül 1981'de 36 kadın İngiltere'nin Berkshire bölgesindeki
Amerikan hava üssünün çitlerine kendilerini zincirlemişti.
Bu kadınlar hükümetin üsse nükleer kruz füzeleri
yerleştirilmesine izin vermesini protesto etmiş ve kurdukları barış kampı 19
yıl boyunca burada kalmıştı.
1982'de ise gelecek kuşaklar adına protestoyu temsilen
kampta sadece kadınların yer almasına karar verilmiş ve 12 Aralık'ta üssü
çevreleyen 10 km'lik çitin etrafında 30 bin kadının el ele tutuştuğu bir
gösteri yapılmıştı. Bir yıl sonraki gösteriye ise 50 bin kadın katıldı.
Diğer bütün kadın yürüyüş ve protestolarından daha fazla
etki bırakanı ise 8 Mart 1917'de St. Petersburg'da Dünya Kadınlar Günü'nde
yapılan yürüyüştü. Eski Rus takvimine göre 23 Şubat tarihine denk düşen bu gün
Rus Devrimi'nin başladığı tarih olarak görülüyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın sürdüğü bu günlerde gösterici
kadınlar bir yanda ellerinde yurtsever dövizler taşırken öte yanda da
"Anayurdu savunan askerlerin çocuklarını besleyin!" veya "Asker
ailelerinin, barış ve özgürlük savunucularının karnelerini takviye edin'"
gibi sloganlar atıyordu.
Nevsky Prospekt bölgesindeki ana caddede çoğu kadın olmak
üzere on binlerce gösterici toplanmıştı.
Ertesi gün göstericiler meydandaki Çar 3. Aleksandr
heykelini devirmiş, monarşiye son sloganları atmıştı. Bir hafta sonra ise Çar
2. Nikola tahttan inmişti. Kadınların yürüyüşü devrime dönüşmüştü.
(Fiona Macdonald - BBC Culture – BBC TÜRKÇE)