Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın eski özel kalem
müdürü Kurmay Albay Osman Kılıç, "Çocukları örgütün okullarında okuyan ve
Bylock kullanıcısı olduğu iddia edilen şehit Ömer Halisdemir'in görevi
tamamladıktan sonra öldürülmesi emri verildiği yönünde iddialar var"
ifadelerini kullandı.
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı'ndaki
eylemlerle ilgili aralarında sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyelerinin de
bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hulusi Akar'ın eski özel kalem müdürü Kurmay Albay Osman Kılıç savunma yaptı.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında Sincan Ceza İnfaz
Kurumu Yerleşkesi'ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, Kılıç, darbeyi
kimin yaptığı yönünde kendisine soru sorulacağını bildiğini belirterek, bunun 3
ayrı grup tarafından emir komuta zinciri içinde rütbeli ve rütbesiz TSK
personelinin kullanıldığını iddia etti.
Yaşamını yitiren Astsubay Ömer Halisdemir'e, bildiklerini
anlatmasın diye Semih Terzi'yi vurma emri verildiğini iddia eden sanık Kılıç,
"Çocukları örgütün okullarında okuyan ve Bylock kullanıcısı olduğu iddia
edilen şehit Ömer Halisdemir'in görevi tamamladıktan sonra öldürülmesi emri
verildiği yönünde iddialar var" yönündeki ifadeleri üzerine salondan
tepkiler yükseldi.
Müşteki avukatların duruma tepki gösterirken Mahkeme Başkanı
Oğuz Dik, "Ölmüş insanların arkasından bari konuşmayın. Kim dedi sana
bunları, kim iddia etti?" şeklinde soru yöneltti. Sınık Kılıç ise Ömer
Halisdemir'le birlikte görev yaptıklarını, sevdiği bir astsubay olduğumu
belirterek, "Başkanım benim amacım maddi gerçeklerin ortaya çıkartılması.
Bana bunları sorgum sırasında savcı söyledi. Savcı Halisdemir'i sordu. Ömer'i
tanıyor musun? 'Bylock kullanıyor mu? Cemaatçi olabilir mi? diye sordu"
iddiasında bulundu.
Kılıç savunmasında, Akıncı Üssü'nde bulunduğu sırada,
Cumhurbaşkanına suikast davasında yargılanan eski Binbaşı Şükrü Seymen'e 'görev
iptal' mesajını iletmesini söylediklerini iddia etti.
Darbe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı
oteli aradığı ve suikast girişimini organize etmekle suçlanan Gökhan Şahin Sönmezateş
ve Şükrü Seymen ile sık sık konuştuğu iddia edilen kişi de Kılıç'tı.
'SİLAH DOĞRULTUP BİR ODAYA KAPATTILAR'
Darbe gecesi Akıncı Üssü'ne tören görevi için gittiğini
belirten Sanık Kılıç, "19.15 gibi kendi özel aracımla sivil kıyafetle
Akıncı Üssü'ne giriş yaptım. Tören için geldiğimi söyledim ve beni 143. Filo
önüne götürerek burada beklememi söylediler. Bir süre sonra görevi sormak için
Ramazan Albay'ı askeri hattan aramak için bulunduğum yerden ayrıldım. Ramazan
Albay bana o gün böyle bir görev olmadığını kendisinin böyle bir emir
vermediğini söyledi. Burada beklerken ikinci bir emre kadar hava aracı
hareketlerinin yasaklandığını öğrendim. Görevin olmadığını ve orada olağanüstü
bir hareketlilik görünce, saat 20.30 gibi üsten çıkmak istedim. Ancak nizamiye
bölgesinde bana silah doğrulttular. İkinci bir emri kadar üsten çıkışların
yasak olduğu söylendi. Beni karargah binasının bulunduğu bölgede bir odaya
kapattılar. Bulunduğum oda binanın girişinde ve salona yakın bir mesafedeydi.
Salonda konuşulanları duyabiliyordum" dedi.
'ŞÜKRÜ SEYMEN ISRARLARINA RAĞMEN GÖREVİN NE OLDUĞUN
SÖYLEMEDİ'
Odada beklerken, saat 21.30 sıralarında daha önce ÖKK'da
birlikte çalıştığı Binbaşı Şükre Seymen'nin kendisini aradığını söyleyen sanık
Kılıç, "Nerede olduğumu ve Genelkurmay Başkanı'nın durumunu sordu. Akıncı
Üssü'nde olduğumu bu nedenle Genelkurmay Başkanı'nın durumunu bilmediğimi
ilettim. Bana Genelkurmay Başkan'ının Akıncı Üssü'ne geleceğini, kendisine de
bir kısım görevler verildiğini, benim bilgim olup olmadığını sordu. Herhangi
bir bilgim olmadığını ve görevin ne olduğunu kim tarafından verildiğini sordum.
Semih Paşa'nın aradığını ancak görevi paylaşamayacağını söyledi. Ben olağanüstü
bir durum olduğunu ve uçuşların yasaklandığını duyduğumu anlatarak, görevin ne
olduğunu ısrarla sordum. Ancak bulunduğu ortamda çok yoğun sesler geliyordu. Bu
nedenle tam olarak anlaşamadığımız için mesajlaştık" diye konuştu.
'SÖNMEZATEŞ VE SEYMEN'E ULAŞAMADIKLARINI GÖREVİN İPTAL
OLDUĞUNU SÖYLEMEMİ İSTEDİLER'
İfadesinde, bulunduğu odada salonda konuşulanları rahat bir
şekilde duyduğunu tekrarlayan Kılıç şöyle devam etti:
"Yarım saat sonra salondaki seslerden İstanbul'daki
Boğaz köprülerinin kapatıldığını ve TSK'nın sıkıyönetim ilan ederek yönetime el
koyacağı, Genelkurmay Başkanının da Akıncı Üssü'ne gelerek faaliyeti yöneteceği
ve idare edeceği konuşuldu. Bunları bulunduğum odada duydum. Bunun üzerine
oradan ayrılmak istedim ve kapıya vurdum. Güvenlikten sorumlu havacı Albay
geldi ve çıkışların yasak olduğunu, biraz sonra Genelkurmay Başkanının
geleceğini ve geldiği zaman beni onun yanına götüreceklerini söyledi. Saat
23.00 sıralarındaydı, helikopter sesi duyulunca Genelkurmay Başkanının üsse
geldiği konuşuldu. Belli bir süre sonra tam saatini hatırlamıyorum ama Mehmet
Dişli generalin bulunduğum binaya geldiğini gördüm. Yine bundan yarım saat
sonra salonda Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seymen ile irtibatı olan var mı diye
sordular. Benim kapıma gelip bana da sordular. Ben de Seymen ile akşam
saatlerinde irtibat kurduğumu söyledim. Kendilerinin ulaşamadığını ve Şükrü'ye
görevin iptal olduğunu söylememi istediler. Ne görevi diye sorunca, 'o görevi
biliyor' diye cevap verdiler. Ben de akşam saatlerinde kendisiyle görüştüğümü
uçuşların iptal edildiğini söylediğimi belirttim. Bununu üzerine konuştuğum
kişi kızdı ve salona doğru yürürken, 'kendi kafanıza göre iş yapmayın, kendi
kafanıza göre cep telefonlarıyla istediğiniz kişiyi aramayın' dedi. Sonra
telefonumu aldılar ve orada beklememi söylediler. Gece nizamiyede vatandaşların
içeri girmeye çalıştığını ve çatışmalar olduğunu öğrendim. Sabah saat 10.00
sıralarında karargaha gittik ve öğle sonuna doğru savcı gelerek gözaltına alındık."
'DİŞLİ'NİN 'YERİNDE KALSIN' ŞEKLİNDE TALİMAT VERDİĞİ DOĞRU
DEĞİL'
Sanık Kılıç, savcılıkta verdiği ifadenin baskı altında
alındığını ve bazı isimlerin zorla orada olduklarını söylemesinin istendiğini
belirterek, "Bu ifademde geçen isimleri orada görmedim. Orada sadece hava
subaylar vardı. Genelkurmay başkanının yanına gitmek istediğim ve bana Dişli
generalin, 'yerinde kalsın' şeklinde talimat verdiği doğru değildir. Hakan
Evrim'i gördüğü reddediyorum. İfademe ilave etmişler" iddiasında bulundu.
Darbe hazırlıklarını denetleyip sonrasında Akıncı Üssü'ne gittiği yönündeki
iddiaları reddeden Sanık Kılıç, o gün çocuklarına okul baktığını ardından
Merkez Orduevi'ne gittiğini belirterek, gittiğini söylediği okulların ve Merkez
Orduevinin kamera kayıtlarının incelenmesini talep etti.
'BU BİR SUİKAST GİRİŞİMİ DEĞİL OLSA OLSA TİYATRO OLUR,
KUMPAS OLUR'
Muğla'da görülen duruşmada Cumhurbaşkanına suikast
girişiminden yargılanan Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seymen ile toplantı
yaptığı ve bu kişilere talimat verdiği iddialarının da gerçekleri
yansıtmadığını ileri süren Kılıç, "Şükrü Seymen ifadesinin işkence altında
alındığını belirtmiş ve kabul etmemiştir. Sönmezateş ise bu davada verdiği
ifadede yapıldığı söylenen bu toplantıyı kabul etmemiştir. Şükrü Seymen'e
talimat verdiğim söyleniyor. 2 saat önce otelinden ayrıldığı bilinen
Cumhurbaşkanın suikast girişimini anlamak çok zor. Bunun adı suikast olamaz.
Tiyatro olur, kumpas olur" dedi.
Savunmasını, "Tiyatro sanırım halen devam ediyor.
Gelecek günlerde Allah devletimize, milletimize zeval vermesin" şeklinde
tamamlayan sanık Kılıç'ın çapraz sorgusu sürüyor.(SPUTNIK-ULUSAL MEDYA)