Silahlanmanın geldiği nokta ürkütücü. Bayramda 6 günde 46 kişi saldırılarda öldü. Saldırılardaki silahların yüzde 90’ı da ruhsatsız!
Bireysel silahlanmadaki artış endişe vermeye devam ederken, Umut Vakfı’nın 20- 26 Ağustos tarihleri arasında hazırladığı veriler bireysel silahlanmanın geldiği noktayı ortaya koydu. Bayram sürecinde Türkiye genelinde meydana gelen 68 silahlı olayda, 46 kişi öldürülürken 84 kişi de yaralandı. Ateşlenen silahlarla 3 çocuk yaralanırken 1 çocuk da hayatını kaybetti. Bayram sonrası havaya ateş açılarak yapılan kutlamalarda Ordu ve Zonguldak’ta iki çocuk yaralandı. Adana’da yaşanan çatışmada bir çocuk vurulurken, İstanbul Pendik’te de oturduğu sitenin bahçesinde oynayan bir çocuk ise “gürültü yapmayın” diye komşusu tarafından sırtından vuruldu. Küçük kızı yaralayan saldırgan “çocuk ölmediği için” serbest bırakıldı, fakat tepkiler üzerine tutuklandı.
ELİNİ ÖPMEDİ DİYE ÖLDÜRDÜ!
Maraş’ta da düğünde havaya ateş açan uzman çavuş davetliler arasında bulunan Hüsne Kurt ve kucağındaki 1 yaşındaki torununu öldürdü. Yine Sivas ve Siirt’te düğünde ateş açıldı. Siirt’te havaya açılan ateş sonucu 31 bin 500 volt yüksek gerilim hattı koparak davetlilerin üstüne düştü. Samsun’daki Balık Festivalinde ise havaya atılan silah ile yaralanmalar ve ölümler oldu. Bolu’da ise 80 yaşındaki Mehmet Biçer eli öpülmedi ve kurban kesmeye götürülmedi diye önce torununu sonra da kendisini vurdu.
SİLAHLARIN YÜZDE 90’I RUHSATSIZ!
Peki bu tabloyu insan hakları savucuları nasıl değerlendiriyor? Çözüm önerileri neler? Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akçan bireysel silahlanmayı sosyal bir sorun olarak değerlendiriyor ve konunun belli aralıklarla Meclis’te vekiller aracılığıyla gündem edildiğini ancak herhangi bir çözüme kavuşturulamadığını ifade ediyor. Ateşli silahların kolay ulaşılabilir olduğu için sıkça kullanıldığına dikkat çeken Akçan, bayram sürecinde yaralanma veya ölümlere sebep olan silahların yüzde 90’ının ruhsatsız olduğu bilgisini veriyor ve ekliyor: “Artık Başkanlık sistemi olduğu için direkt başkanın bu konuyla ilgilenmesi gerekiyor”
ŞİDDET ORTAMINDA SİLAHA YÖNELİYORLAR
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da bireysel silahlanmanın Türkiye’de yapısal bir sorun olduğunu ifade ediyor. Silahlanma ile ilgili yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyor Türkdoğan ve şöyle devam ediyor: “Çatışma ve şiddet ortamlarında insanlar silaha yöneliyor. Çözülmeyen Kürt Sorunu, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, iş cinayetlerinin yoğun olduğu bu ortamda çok fazla silahlanma iç güdüsü gelişiyor”
‘1 MİLYONU AŞKIN SİLAH TAŞIYAN GÖREVLİ VAR’
Türkdoğan, bireysel silahlanmanın azalmasında devletin adım atarak halka örnek olması gerektiğini söylerken, bunun tam tersi bir durum olduğunun altını çiziyor: “Çok fazla silah taşıyan görevli var. Ruhsatlı olarak jandarma, polis, güvenlik görevlisi, korucu, istihbarat görevlisi vb devletin resmi görevlilerinden 1 milyonu aşkın silah taşıyan var. Bu rakamın dışında ruhsatsız ve ruhsatlı silah taşıyan vatandaş da var ” Türkdoğan çözüm önerisi olarak da şunları söylüyor: “Türkiye’nin bir an önce çatışma ortamından çıkması ve halkın da kültürel olarak güvende hissedeceği ortamların yaratılması gerek”
AKP'Lİ VEKİLLERİN EN AZ ÜÇ DÖRT SİLAHI VAR!
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da “Bütün çabalarımıza rağmen bu hükümet tarafından silah sanayi ve bireysel silahlanma teşvik ediliyor” diyor. Silah sanayiinin AKP içerisinde lobisinin çok fazla olduğunu da söylüyor Tanrıkulu: “Her toplumsal ve ayrışma ortamında silaha destek veren açıklamalar yapıyorlar. Aslında milletvekili ayrıcalığını kullanarak kaç vekilde silah var kaçında yok bakmak gerekir. Hemen hemen her AKP’li vekilin en az üç dört silahı var!”
Silahlı saldırılar bitmiyor, bireysel silahlanma adeta teşvik ediliyor
Yine çok sayıda silahlı saldırı gerçekleşti. İHD’li Türkdoğan, 'Bireysel silahlanma önleneceğine adeta teşvik ediliyor' diyor.
Türkiye’de bireysel silahlanma her geçen gün artarken, bugün çok sayıda ilde silahlı saldırılar gerçekleşti.
DHA’nın haberine göre saldırıların adreslerinden biri Konya. Konya’nın Ereğli ilçesinde iddiaya göre Mesut G. idaresindeki otomobil, kavşakta Ertan Dikmen idaresindeki otomobil ile çarpıştı. Kaza sonrası her iki araçta maddi hasar meydana gelirken, sürücüler araçlarından inerek tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine uzman çavuş olduğu öğrenilen Mesut G, Ertan Dikmen’i beylik tabancasıyla kalçasından vurarak yaraladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Ereğli Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınan Ertan Dikmen’in hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Şüpheli Mesut G, ise olay yerinde tabanca ile birlikte polise teslim oldu.
4 KİŞİ AV TÜFEĞİYLE YARALANDI
Eskişehir’de de akraba olan Birol Ö, Şenol Ö, Şevket Ö. ve Cem Ö, iddiaya göre, husumetli oldukları kişilerin evlerine doğru av tüfeğiyle ateş açtı. Olay sonrası 4 kişi, araçlarına binip kaçarken, bu sırada evlerinin önünde oturan Eren ile Kamile Yeşil ve Burcu ile Hakkı Baydurak, çeşitli yerlerine isabet eden saçmalarla yaralandı. Yaralılar, kentteki çeşitli hastanelere kaldırıldı. Polis ekipleri, Birol Ö, Şenol Ö, Şevket Ö. ve Cem Ö’yü gözaltına aldı.
‘HIZLI GİDİYORSUN’ DEDİ, BAŞINDAN VURULDU
Bağcılar’da da 4 Haziran’da lüks otomobille sokaktan hızlı geçtiği için sürücüyü uyaran 20 yaşındaki Mühendislik Öğrencisi Özkan Kamacı başından vurulmuştu. 1 ay komada kalan genç dün yaşam mücadelesini kaybetti. Yaşanan olayda Kırıkkale Üniversitesi İnşaat Mühendisliği 3. Sınıf Öğrencisi Özkan Kamacı (20) kuzeninin sürücüyle kavga ettiğini görünce babası ile aşağıya inmişti. İddiaya göre o esnada sürücü ise, “Belimde silahım var, sıkarım” diyerek tehditler savurdu. Kaçmak için aracıyla geri manevra yapan sürücü, sokağın başına geldi. Bu sırada mahallelinin araca vurmaya devam etmesi üzerine silahını çıkartan sürücü, ateş etti. Olayda Kamacı, başından ağır bir şekilde yaralandı. Sürücü ise olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı.
‘DEVLET BUNUN ÖNÜNE GEÇMİYOR’
Konuyla ilgili konuştuğumuz İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Başkanı Öztürk Türdoğan, “Devlet bunu önleyeceğine adeta teşvik ediyor” dedi. “Silahlanmanın artmasının çok sebebi var” diyen Türkdoğan şöyle devam ediyor: “Bunlardan birincisi işin kültürel boyutu. Türkiye uzunca bir süredir bu sorunu çözemedi. Bir ülkede eğer silahlı çatışma hali devam ediyorsa, ki bu Kürt sorunundan kaynaklı bir silahlı çatışma halidir, silah kullanımının artması şaşırtıcı değildir. Yine devlet içerisindeki çete yapılanmalarının faaliyetleri önlenemiyorsa ve sık sık da bir ülke darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalıyorsa bu vatandaşta da farklı duyguların gelişmesine neden oluyor. Yani kendini savunma ve koruma içgüdüsünün gelişmesini sağlıyor ve bu onu bireysel silahlanmaya itiyor.”
PARASI OLAN HERKES SİLAH ALABİLİYOR
İktidarın bu konuda sorumsuz davrandığını söylüyor Türkdoğan: “Siyasal iktidar ise uyguladığı politikayla bunu önleyeceğine tam tersine buna hizmet ediyor. Türkiye’de silah ruhsatı almak çok kolay. Parası olan herkes silah alabiliyor. Ruhsatsız silah bakımından ise durum çok daha vahim. Çok rahat silah temin ediliyor. Bunun da sorumluluğu tamamen devlete ve İçişleri Bakanlığına ait. Silah kaçakçılarıyla etkili mücadele etmezseniz piyasadan silah temin etmek çok kolay olur.” Türkdoğan, silah sanayisinin hükümetler üzerinde etkili olduğunu söylerken, bu sanayinin, sert tedbirler alınmasını önlediğinin de altını çiziyor.
‘CEZASIZLIK POLİTİKASININ ETKİSİ VAR’
Türkdoğan, bütün bu problemlerin en önemlisinin ise cezasızlık politikası olduğunu ifade ediyor: “Devlet içerisinde devlet adına güç kullanan devlet görevlilerinin karıştığı eylemlerde etkili yargılamaların yapılmamasının vatandaş üzerinde etkisi var. Adaletin olmadığı bir ülkede insanlar adaleti kendilerinin sağlayacağını düşünür, ya da kendisini savunma refleksi ortaya çıkar.”
Türkdoğan’ın dikkat çektiği en önemli noktalardan biri de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yetkililer tarafından vatandaşlara dağıtılan silahlar: “Darbe bastırıldı ancak bu silahların toplanması gerekirken bu yapılmadı. Ve bu silahların çoğu da kayıp.”
‘TOPLUMSAL BARIŞ OLMADAN SORUN ÇÖZÜLMEZ’
Türkdoğan sorunun çözümüne dair ise şu tespitleri yapıyor: “Bu sorun bütüncül bir şekilde ele alınmalı ve bireysel silahlanmanın önüne geçecek tedbirler alınmalı. Bu devletten başlayacak. Devlet her kesime silah vermeyecek. Silah taşıyan resmi güvenlik görevlisi sayısı da her geçen gün artıyor, bunun da önüne geçilmesi gerek. Bu sorunun çözülmesi noktasında iç barışın sağlanması önemlidir. Toplumsal barış sağlanmadan Türkiye’de bir silahsızlanma olgusunun gerçekleşmesini beklemek hayal olur.
Nihat Palandöken’den bireysel silahlanmaya karşı barış mitingi çağrısı
Helin Palandöken'in babası Nihat Palandöken, 2 Eylül'de İstanbul Bakırköy'de yapılacak Barış Mitingi için katılım çağrısı yaptı.
Reddettiği erkek tarafından öldürülen Helin Palandöken'in babası Nihat Palandöken, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla; bireysel silahlanmaya karşı başlattığı imza kampanyasına destek istedi. 2 Eylül Pazar günü (yarın) yapılacak mitingde imza standı açacaklarını ifade eden Baba Palandöken, mitinge katılım çağrısında bulundu.
Çektiği video ile imza kampanyasına ilişkin bilgi veren Nihat Palandöken, geçtiğimiz dönemde bireysel silahlanma nedeniyle yaşanan ölümlere dikkat çekti. Kızı Helin Palandöken’in ölümünde de bireysel silahlanmanın payı olduğunu ifade eden Nihat Palandöken, “Artık ölümlere dur demek için harekete geçme zamanı. Sizlerden kontrolsüz silahlanmaya karşı meclisin harekete geçmesi için destek istiyorum. Silahlara karşı olmak yaşamı savunmaktır, barışı kucaklamaktır” dedi.
2 Eylül’de (yarın) İstanbul Bakırköy’de yapılacak Barış Mitingi’ne katılım çağrısında bulunan Baba Palandöken, miting alanında bireysel silahlanmaya karşı stand açacaklarını söyledi; mitinge katılan duyarlı insanlara da imza kampanyasına destek verme çağrısında bulundu. (EVRENSEL)
Bireysel silahlanmadaki artış endişe vermeye devam ederken, Umut Vakfı’nın 20- 26 Ağustos tarihleri arasında hazırladığı veriler bireysel silahlanmanın geldiği noktayı ortaya koydu. Bayram sürecinde Türkiye genelinde meydana gelen 68 silahlı olayda, 46 kişi öldürülürken 84 kişi de yaralandı. Ateşlenen silahlarla 3 çocuk yaralanırken 1 çocuk da hayatını kaybetti. Bayram sonrası havaya ateş açılarak yapılan kutlamalarda Ordu ve Zonguldak’ta iki çocuk yaralandı. Adana’da yaşanan çatışmada bir çocuk vurulurken, İstanbul Pendik’te de oturduğu sitenin bahçesinde oynayan bir çocuk ise “gürültü yapmayın” diye komşusu tarafından sırtından vuruldu. Küçük kızı yaralayan saldırgan “çocuk ölmediği için” serbest bırakıldı, fakat tepkiler üzerine tutuklandı.
ELİNİ ÖPMEDİ DİYE ÖLDÜRDÜ!
Maraş’ta da düğünde havaya ateş açan uzman çavuş davetliler arasında bulunan Hüsne Kurt ve kucağındaki 1 yaşındaki torununu öldürdü. Yine Sivas ve Siirt’te düğünde ateş açıldı. Siirt’te havaya açılan ateş sonucu 31 bin 500 volt yüksek gerilim hattı koparak davetlilerin üstüne düştü. Samsun’daki Balık Festivalinde ise havaya atılan silah ile yaralanmalar ve ölümler oldu. Bolu’da ise 80 yaşındaki Mehmet Biçer eli öpülmedi ve kurban kesmeye götürülmedi diye önce torununu sonra da kendisini vurdu.
SİLAHLARIN YÜZDE 90’I RUHSATSIZ!
Peki bu tabloyu insan hakları savucuları nasıl değerlendiriyor? Çözüm önerileri neler? Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akçan bireysel silahlanmayı sosyal bir sorun olarak değerlendiriyor ve konunun belli aralıklarla Meclis’te vekiller aracılığıyla gündem edildiğini ancak herhangi bir çözüme kavuşturulamadığını ifade ediyor. Ateşli silahların kolay ulaşılabilir olduğu için sıkça kullanıldığına dikkat çeken Akçan, bayram sürecinde yaralanma veya ölümlere sebep olan silahların yüzde 90’ının ruhsatsız olduğu bilgisini veriyor ve ekliyor: “Artık Başkanlık sistemi olduğu için direkt başkanın bu konuyla ilgilenmesi gerekiyor”
ŞİDDET ORTAMINDA SİLAHA YÖNELİYORLAR
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da bireysel silahlanmanın Türkiye’de yapısal bir sorun olduğunu ifade ediyor. Silahlanma ile ilgili yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyor Türkdoğan ve şöyle devam ediyor: “Çatışma ve şiddet ortamlarında insanlar silaha yöneliyor. Çözülmeyen Kürt Sorunu, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, iş cinayetlerinin yoğun olduğu bu ortamda çok fazla silahlanma iç güdüsü gelişiyor”
‘1 MİLYONU AŞKIN SİLAH TAŞIYAN GÖREVLİ VAR’
Türkdoğan, bireysel silahlanmanın azalmasında devletin adım atarak halka örnek olması gerektiğini söylerken, bunun tam tersi bir durum olduğunun altını çiziyor: “Çok fazla silah taşıyan görevli var. Ruhsatlı olarak jandarma, polis, güvenlik görevlisi, korucu, istihbarat görevlisi vb devletin resmi görevlilerinden 1 milyonu aşkın silah taşıyan var. Bu rakamın dışında ruhsatsız ve ruhsatlı silah taşıyan vatandaş da var ” Türkdoğan çözüm önerisi olarak da şunları söylüyor: “Türkiye’nin bir an önce çatışma ortamından çıkması ve halkın da kültürel olarak güvende hissedeceği ortamların yaratılması gerek”
AKP'Lİ VEKİLLERİN EN AZ ÜÇ DÖRT SİLAHI VAR!
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da “Bütün çabalarımıza rağmen bu hükümet tarafından silah sanayi ve bireysel silahlanma teşvik ediliyor” diyor. Silah sanayiinin AKP içerisinde lobisinin çok fazla olduğunu da söylüyor Tanrıkulu: “Her toplumsal ve ayrışma ortamında silaha destek veren açıklamalar yapıyorlar. Aslında milletvekili ayrıcalığını kullanarak kaç vekilde silah var kaçında yok bakmak gerekir. Hemen hemen her AKP’li vekilin en az üç dört silahı var!”
Silahlı saldırılar bitmiyor, bireysel silahlanma adeta teşvik ediliyor
Yine çok sayıda silahlı saldırı gerçekleşti. İHD’li Türkdoğan, 'Bireysel silahlanma önleneceğine adeta teşvik ediliyor' diyor.
Türkiye’de bireysel silahlanma her geçen gün artarken, bugün çok sayıda ilde silahlı saldırılar gerçekleşti.
DHA’nın haberine göre saldırıların adreslerinden biri Konya. Konya’nın Ereğli ilçesinde iddiaya göre Mesut G. idaresindeki otomobil, kavşakta Ertan Dikmen idaresindeki otomobil ile çarpıştı. Kaza sonrası her iki araçta maddi hasar meydana gelirken, sürücüler araçlarından inerek tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine uzman çavuş olduğu öğrenilen Mesut G, Ertan Dikmen’i beylik tabancasıyla kalçasından vurarak yaraladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Ereğli Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınan Ertan Dikmen’in hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Şüpheli Mesut G, ise olay yerinde tabanca ile birlikte polise teslim oldu.
4 KİŞİ AV TÜFEĞİYLE YARALANDI
Eskişehir’de de akraba olan Birol Ö, Şenol Ö, Şevket Ö. ve Cem Ö, iddiaya göre, husumetli oldukları kişilerin evlerine doğru av tüfeğiyle ateş açtı. Olay sonrası 4 kişi, araçlarına binip kaçarken, bu sırada evlerinin önünde oturan Eren ile Kamile Yeşil ve Burcu ile Hakkı Baydurak, çeşitli yerlerine isabet eden saçmalarla yaralandı. Yaralılar, kentteki çeşitli hastanelere kaldırıldı. Polis ekipleri, Birol Ö, Şenol Ö, Şevket Ö. ve Cem Ö’yü gözaltına aldı.
‘HIZLI GİDİYORSUN’ DEDİ, BAŞINDAN VURULDU
Bağcılar’da da 4 Haziran’da lüks otomobille sokaktan hızlı geçtiği için sürücüyü uyaran 20 yaşındaki Mühendislik Öğrencisi Özkan Kamacı başından vurulmuştu. 1 ay komada kalan genç dün yaşam mücadelesini kaybetti. Yaşanan olayda Kırıkkale Üniversitesi İnşaat Mühendisliği 3. Sınıf Öğrencisi Özkan Kamacı (20) kuzeninin sürücüyle kavga ettiğini görünce babası ile aşağıya inmişti. İddiaya göre o esnada sürücü ise, “Belimde silahım var, sıkarım” diyerek tehditler savurdu. Kaçmak için aracıyla geri manevra yapan sürücü, sokağın başına geldi. Bu sırada mahallelinin araca vurmaya devam etmesi üzerine silahını çıkartan sürücü, ateş etti. Olayda Kamacı, başından ağır bir şekilde yaralandı. Sürücü ise olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı.
‘DEVLET BUNUN ÖNÜNE GEÇMİYOR’
Konuyla ilgili konuştuğumuz İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Başkanı Öztürk Türdoğan, “Devlet bunu önleyeceğine adeta teşvik ediyor” dedi. “Silahlanmanın artmasının çok sebebi var” diyen Türkdoğan şöyle devam ediyor: “Bunlardan birincisi işin kültürel boyutu. Türkiye uzunca bir süredir bu sorunu çözemedi. Bir ülkede eğer silahlı çatışma hali devam ediyorsa, ki bu Kürt sorunundan kaynaklı bir silahlı çatışma halidir, silah kullanımının artması şaşırtıcı değildir. Yine devlet içerisindeki çete yapılanmalarının faaliyetleri önlenemiyorsa ve sık sık da bir ülke darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalıyorsa bu vatandaşta da farklı duyguların gelişmesine neden oluyor. Yani kendini savunma ve koruma içgüdüsünün gelişmesini sağlıyor ve bu onu bireysel silahlanmaya itiyor.”
PARASI OLAN HERKES SİLAH ALABİLİYOR
İktidarın bu konuda sorumsuz davrandığını söylüyor Türkdoğan: “Siyasal iktidar ise uyguladığı politikayla bunu önleyeceğine tam tersine buna hizmet ediyor. Türkiye’de silah ruhsatı almak çok kolay. Parası olan herkes silah alabiliyor. Ruhsatsız silah bakımından ise durum çok daha vahim. Çok rahat silah temin ediliyor. Bunun da sorumluluğu tamamen devlete ve İçişleri Bakanlığına ait. Silah kaçakçılarıyla etkili mücadele etmezseniz piyasadan silah temin etmek çok kolay olur.” Türkdoğan, silah sanayisinin hükümetler üzerinde etkili olduğunu söylerken, bu sanayinin, sert tedbirler alınmasını önlediğinin de altını çiziyor.
‘CEZASIZLIK POLİTİKASININ ETKİSİ VAR’
Türkdoğan, bütün bu problemlerin en önemlisinin ise cezasızlık politikası olduğunu ifade ediyor: “Devlet içerisinde devlet adına güç kullanan devlet görevlilerinin karıştığı eylemlerde etkili yargılamaların yapılmamasının vatandaş üzerinde etkisi var. Adaletin olmadığı bir ülkede insanlar adaleti kendilerinin sağlayacağını düşünür, ya da kendisini savunma refleksi ortaya çıkar.”
Türkdoğan’ın dikkat çektiği en önemli noktalardan biri de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yetkililer tarafından vatandaşlara dağıtılan silahlar: “Darbe bastırıldı ancak bu silahların toplanması gerekirken bu yapılmadı. Ve bu silahların çoğu da kayıp.”
‘TOPLUMSAL BARIŞ OLMADAN SORUN ÇÖZÜLMEZ’
Türkdoğan sorunun çözümüne dair ise şu tespitleri yapıyor: “Bu sorun bütüncül bir şekilde ele alınmalı ve bireysel silahlanmanın önüne geçecek tedbirler alınmalı. Bu devletten başlayacak. Devlet her kesime silah vermeyecek. Silah taşıyan resmi güvenlik görevlisi sayısı da her geçen gün artıyor, bunun da önüne geçilmesi gerek. Bu sorunun çözülmesi noktasında iç barışın sağlanması önemlidir. Toplumsal barış sağlanmadan Türkiye’de bir silahsızlanma olgusunun gerçekleşmesini beklemek hayal olur.
Nihat Palandöken’den bireysel silahlanmaya karşı barış mitingi çağrısı
Helin Palandöken'in babası Nihat Palandöken, 2 Eylül'de İstanbul Bakırköy'de yapılacak Barış Mitingi için katılım çağrısı yaptı.
Reddettiği erkek tarafından öldürülen Helin Palandöken'in babası Nihat Palandöken, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla; bireysel silahlanmaya karşı başlattığı imza kampanyasına destek istedi. 2 Eylül Pazar günü (yarın) yapılacak mitingde imza standı açacaklarını ifade eden Baba Palandöken, mitinge katılım çağrısında bulundu.
Çektiği video ile imza kampanyasına ilişkin bilgi veren Nihat Palandöken, geçtiğimiz dönemde bireysel silahlanma nedeniyle yaşanan ölümlere dikkat çekti. Kızı Helin Palandöken’in ölümünde de bireysel silahlanmanın payı olduğunu ifade eden Nihat Palandöken, “Artık ölümlere dur demek için harekete geçme zamanı. Sizlerden kontrolsüz silahlanmaya karşı meclisin harekete geçmesi için destek istiyorum. Silahlara karşı olmak yaşamı savunmaktır, barışı kucaklamaktır” dedi.
2 Eylül’de (yarın) İstanbul Bakırköy’de yapılacak Barış Mitingi’ne katılım çağrısında bulunan Baba Palandöken, miting alanında bireysel silahlanmaya karşı stand açacaklarını söyledi; mitinge katılan duyarlı insanlara da imza kampanyasına destek verme çağrısında bulundu. (EVRENSEL)