IŞİD esaretinden kaçtıktan sonra yaşadıklarını dünya kamuoyuna aktaran, hikayelerini “sahip olduğu en iyi silah” olarak tanımlayan Nadia Murad’ın IŞİD’den Nobel’e uzanan yolculuğu…


O şimdi Nobel Barış Ödülü sahibi…

Nadia Murad adı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün kendisine uyguladığı fiziksel ve cinsel şiddete dair aktarımları sayesinde dünya kamuoyunda bilinir oldu.

“Son kız: Esaretimin öyküsü ve IŞİD’e karşı mücadelem” kitabında IŞİD esareti altında yaşadıklarını anlatan Murad, Avrupa Konseyi Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü, Saharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü gibi ödüllerin ardından son olarak Kongo’da cinsel şiddete maruz kalanlara yardım eden hekim Denis Mukwege’le birlikte Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü.

Peki, Nadia Murad kimdir, hikayesi nedir?

“Hikayemi anlatıyorum çünkü sahip olduğum en iyi silah bu”

IŞİD tarafından üç ay boyunca esir tutulduğu sırada cinsel ve fiziksel şiddete uğrayan Nadia Murad, Eylül 2016’da İnsan Ticareti Hayatta Kalanlarının İtibarı için Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi seçilerek bu pozisyona seçilen ilk kişi oldu.

2017’de IŞİD’in altındaki esaretini anlatan “Son kız: Esaretimin öyküsü ve IŞİD’e karşı mücadelem” isimli kitabını yayınladı. Kitabındaki anılardan biri esir tutulduğu evin camından atlayarak kaçmaya teşebbüs ettiği ancak Murad’ı esir alan IŞİD’linin kendisini yakalaması üzerine bilinçsiz hale gelene kadar toplu tecavüze uğradığı.

“Her kız çocuğu gibi hayallerim ve umutlarım vardı”

Irak’ın Sincar kentindeki Kocho köyünde doğup büyüyen ve çiftçi bir ailenin çocuğu olan Nadia Murad Basee Taha’nın köyü 2014’te IŞİD’in saldırısına uğrayan ilk Êzidî köylerden biri.

2016’da Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi seçilmesi üzerine verdiği konuşmada Murad, 3 Ağustos 2014’te kendisi 19 yaşındayken IŞİD’lilerin köyüne düzenlediği saldırıda birkaç gün hatta birkaç saat içinde binlerce Êzidî erkeği sadece Êzidî oldukları için öldürdüklerini, binlerce kadını ve çocuğu kaçırdıklarını söyledi.

Murad’ın altı erkek kardeşi ve annesi öldürüldü, en az 6 bin 700 kadın ve çocukla beraber Murad, Musul’a IŞİD’liler tarafından seks kölesi olarak çalıştırılmak için götürüldü. Üç aylık esirliği sırasında tecavüze ve işkenceye maruz kaldı.

IŞİD köyüne gitmeden önce her kız çocuğu gibi hayalleri ve umutları olduğunu söyleyen Murad, çoğu yaşıtı gibi öğretmen ya da kuaför olarak çalışmak istediğini ifade etti.

“Annemden duyduğum son şey: Öleceğim”

Murad, IŞİD’liler tarafından kaçırıldığı günde annesinin başı kucağındayken bir IŞİD militanının kendisini annesinden ayırdığını, bütün kadınların çığlıkları arasında annesinden duyduğu son sözün “öleceğim” olduğunu ve bundan sonra annesini bir daha görmediği söyledi.

Kadınların bir otobüse bindirildiğini ve otobüste militanların gülerek kadınlara cinsel taciz uyguladıklarını belirtti.

Murad’ı esir alan kişi, esir tutulduğu evi kilitlemeden evden çıkınca, Murad kaçmayı başarmış ve komşu bir aileye sığınarak ailenin yardımıyla IŞİD’in elindeki bölgeden kaçıp Duhok kentinde, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki bir mülteci kampına sığındı.

“Êzidîler’in maruz kaldığı vahşet hakkında bilinmesi gereken çok şey var”
Murad, Guardian’a verdiği mülakatta IŞİD’den kaçmaya çalışırken susuzluktan ölen çocukların ve IŞİD’in esareti altında kalan binlerce kadının ve çocuğun olduğunu belirtti. “Ben aralarından en şanslı olanıyım” diyen Murad, Irak’ta dini azınlıklar için güvenli bir bölge oluşturulması gerektiğini ve IŞİD’in, IŞİD’i destekleyen devlet görevlilerinin ve vatandaşların insanlık suçuyla yargılanması gerektiğini vurguladı.

“Seks kölelerini militanları çekmek için kullanıyorlar”

Murad, IŞİD’lilerin seks köleleri seçtiğini ve örgütün kendi içinde kadınları daha değerli kılan özellikler belirlediğini söyledi. Köle pazarında IŞİD’lilerin “saçımızı ve vücutlarımızı istedikleri gibi ellediler, bize hayvan muamelesi yaptılar” diyen Murad, esaret altındaki birçok kadının intihar ettiğini söyledi.

IŞİD’in propaganda mecmuasında yeni militanları örgüte çekmek seks kölelerinden bahsettiklerini belirtti.

Almanya’ya gidiş

2015’te, Almanya’nın bin mülteci kadın ve çocuk için açtığı mülteci programı sayesinde şu an Almanya’da ikamet etmekte. Murad, IŞİD’lilerin uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanması için verdiği mücadeleyi ve insan hakları savunuculuğunu, avukatı Amal Clooney ile beraber yürütmekte.

Murad 2016’da, Avrupa Konseyi Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü ve IŞİD’den kurtulan insan hakları savunucusu Lamiya Başar'la beraber Avrupa Parlamentosu tarafından Saharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü verildi.

“Benim gibi bir geçmişe sahip dünyadaki son kadın olmak istiyorum”

Irak’tan Nobel Ödülü alan ilk kişi olan Murad, “soykırıma, etnik arındırmaya, insan ticaretine ve şiddete maruz kalan kadınlara ve çocuklara yardım etmek ve onların haklarını savunmak” olduğunu belirten Murad, bu amaçla Nadia’s Initiative (Nadia’nın Girişimi) isimli derneği kurdu.

Nobel Barış Ödülünü kazanan, Malala Yousafzai’den sonra en genç ikinci kişi olan 25 yaşındaki Murad, Êzidî soykırımının suçluları hesap verene kadar ve hâlâ esir tutulan kadınlar kendi hayatlarına geri dönene kadar mücadele edeceğini ve bir gün evine dönmek istediğini söyledi.

Murad, Ağustos 2018’de Êzidî insan hakları savunucusu Abid Shamdeen’le nişanlandıklarını duyurmuştu. (Laura Messner – BİANET)
Daha yeni Daha eski