Demokrasi mücadelesinde yerel ve merkezi ortak zeminde birleştirmeyi hedefleyen Demokrasiye Çağrı Grubu, yerellerde demokrasi buluşmaları gerçekleştirecek...
Merkezi ve yerel mücadelelerin ortaklaştırılması için ortak zeminler yaratmayı hedefleyen Demokrasiye Çağrı Grubu, “Yerel Demokrasi Buluşmaları” başlıklı toplantısını Taksim Hill’de gerçekleştirdi.
Toplantıda ilk olarak söz alan Prof. Dr. Gençay Gürsoy, amaçlarının yerelde de demokrasiyi tartışmak olduğunu ifade ederek, halk inisiyatiflerinin harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi:
“Öyle bir demokrasi ortamında yaşıyoruz ki, yarın bu toplantıları yapıp yapamayacağız dahi belli değil. Bu nedenle de halk inisiyatiflerini harekete geçirmek zorundayız.”
"Yüzümüzü yerellere dönme zamanı"
Tüm bileşenler adına ortak basın metnini Demokrasiye Çağrı Grubu’ndan Çiğdem Kılıçgün Uçar okudu.
“Bu çağrı, ülkedeki kötü gidişatı birlikte değiştirebileceğimize inananlara! Adalet duygusu yitimine, politik çürümeye, yozlaşmaya karşı, dayanışmanın gücüne ve erdemine inananlara. Ekonomik kriz kıskacına alınmış tüm mağdurlara, ezilenlere...”diyerek sözlerine başlayan Uçar’ın açıklamasının özeti şöyle:
“Uzun soluklu demokrasi ve özgürlük yürüyüşümüzde Yerel Seçim önümüzdeki ilk durak. Saray iktidarı yerel yönetimler üzerinde merkezi vesayeti pekiştirmek istiyor, bunun için her yolu deneyecek. Şimdi yüzümüzü yerellere dönme zamanı. Yaşadığımız yerlerde hayatın akışını, gerçek ihtiyaçları en iyi o yerde yaşayanlar bilir. Yaşam standartlarımızı yükseltmek, özgür irademizi yansıtan yerel yönetim yapıları kurmak, katılımcı demokrasiye giden önemli bir adım.
Ve şimdi tam zamanı.
Halkın iradesinin çiğnenmediği, kayyumların atanmadığı, seçilmişlerin baskıyla istifa ettirilmediği demokratik yerel yönetimler için biraraya gelelim. Karşılarında demokrasiye ve özgürlüğe olan inancımızdan aldığımız enerji ve kararlılıkla duralım. Tek adam rejimine karşı demokratik muhalefet hakkımızı kullanarak, mücadeleyi ortaklaştıralım. Hayat bizim hayatımız, onu merkeze havale edemeyiz.”
Aydın: Yan yana mücadele etmeliyiz
Açıklamanın ardından toplantıya katılanlar konuştu. İlk olarak konuşan tarihçi-yazar Erdoğan Aydın, karanlık bir dönemden geçildiğini belirterek yan yana mücadelenin önemine değindi:
“Bu sefer karşımızda olan yükün çok ağırlığı içindeyiz, birbirimizin elini tutarak yapabilecek sorumluluğumuz var. Bu dönemi kesinlikle demokrasi için bir kazanımla sonuçlandırmalıyız. Doğru bir yerde durursak bunu kolaylıkla yapabilecek güçteyiz”
Engin: demokrasiye çağrı diyorsak seçimden sonra da devam etmeliyiz
Gazeteci Aydın Engin de, başarılı yerel belediyeleri örnek göstererek, Ovacık Belediyesi’nin herkese örnek olduğunu söyledi:
"Bu grup, 31 Mart akşam bitecek bir çalışmaysa ismini değiştirelim. 31 Mart'tan sonrasını da hesaba katmakta fayda var. Demokrasiye Çağrı diyorsak seçimden sonrada devam etmesi gerekir diye düşünüyorum."
Nas: Aramızdaki çatışmaları bir tarafa bırakmalıyız
Ekonomist politikacı Nesrin Nas da, yerel seçimin yapılacağı 31 Mart 2019’un bir son değil mücadeleyi yeniden yükseltmek için bir başlangıç olduğunu belirtti:
“Bu mücadeleyi verebilmek için demokrasi kapısını açık tutabilmek için kendi aramızdaki çatışmaları bir tarafa bırakmalıyız. Dayanışma içerisinde olmalıyız. İktidarlar onlarla mücadele etmemizden korkmazlar, çünkü bundan beslenir ve güçlenirler. Onları korkutan şey yan yana duramayacaklarını düşündükleri kesimlerin birleşmesidir. Demokrasiyi kurumlar korur, ama kurumları da insanlar korur. Demokratik seçim kurumunu bizler koruyacağız. 31 Mart seçimlerinde yan yana duracak ve bu cepheyi örecek savunma hattını oluşturacağız.”
Tanrıkulu: Böyle zeminlerde buluşmalıyız
Milletvekili Sezgin Tanrıkulu de sözlerinin, Cumhuriyet Halk Partisi’ni bağlamadığını belirterek, yerel seçimlerin önemine vurgu yaptı:
“Önümüzde bir seçim var. Belki bir denge yaratılabilir. Önümüzde önemli bir imkan var. Bunu siyaseti okuyan herkes görüyor.Dengeyi kurmanın yolu İstanbul, Diyarbakır, Van’dan geçiyor. Bu da ancak böyle bir zeminde buluşmamızla olur. Bu zemini genişleterek bir araya gelerek bunları aşabiliriz.”
Erzan: Sorun çözme mekanizması içinde yer almalıyız
Prof. Dr. Ayşe Erzan da belediyeciliğe dikkat çekti:
“Yereldeki insanlar hangi partiden olursa olsun, o belediyenin insanlarının katılımıyla yönetimin nasıl biçimleneceği ve gerçek sorunlara yönelebileceği konularına ilişkin cevaplar aramamız gerekiyor. Yerellerdeki umutsuzluğu kırmak için kendimizi nasıl yönetmek istiyoruz sorusuna cevap bulup ortak sorun çözme mekanizması içinde yer almalıyız.”
Oluç: Yerellerde de muhalefeti yükseltmeliyiz
HDP İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç ise, Türkiye’nin gittikçe merkezileştiğine vurgu yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi:
“95 tane belediyeye kayyım atandı. Bu yönetime karşı önemli bir adım olan demokrasi çalışmaları merkezi iktidarı yerellerden kuşatma imkanı veriyor. Toplumsal ve demokratik muhalefet üzerine düşeni yaparsa yerellerden de muhalefetin yükselmesini sağlayabiliriz.”
Demokrasiye Çağrı Grubu hakkında
“Tek adam" rejimine karşı yerellerde "Demokrasi Buluşmaları" organize etmeyi hedefleyen grup, toplumsal ve demokratik muhalefet imkanlarını ve ortak mücadele biçimlerinin tartışılmasını sağlamak amacıyla kuruldu. Yerel ve merkezi mücadelenin ortak bir zeminde yürütülmesi için çalışmalarına da başlayan grup şuana kadar İstanbul ve İzmir’de çalışma gruplarını oluşturdu. Yaklaşık 20 kentte çalışmalar yürüten grup, Kocaeli, Van, Diyarbakır, Bursa, Ankara başta olmak üzere pek çok kentte grup kurmayı hedefliyor.
Grup üyeleri, yerel seçimlerdeki aday belirleme süreçlerine dahil olmadıklarını vurguluyor.
Grubu oluşturan kişi ve kurumların bazıları şöyle:
HDP milletvekili Ali Kenanoğlu, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Başkanı Naci Sönmez, tarihçi yazar Erdoğan Aydın, gazeteci Aydın Engin, milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Kongresi’nden Çiğdem Kılıçgün Uçar, Sedat Şenloğlu, mimar ve kent savunucusu Korhan Gümüş, HDP PM Üyesi İlknur Biryol, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Başkanı Eylem Tuncaelli, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç, Prof. Dr. Ayşe Erzan, Barış Anneleri, Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD), Alevi kurumları, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Emekçi Hareket Partisi.
Merkezi ve yerel mücadelelerin ortaklaştırılması için ortak zeminler yaratmayı hedefleyen Demokrasiye Çağrı Grubu, “Yerel Demokrasi Buluşmaları” başlıklı toplantısını Taksim Hill’de gerçekleştirdi.
Toplantıda ilk olarak söz alan Prof. Dr. Gençay Gürsoy, amaçlarının yerelde de demokrasiyi tartışmak olduğunu ifade ederek, halk inisiyatiflerinin harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi:
“Öyle bir demokrasi ortamında yaşıyoruz ki, yarın bu toplantıları yapıp yapamayacağız dahi belli değil. Bu nedenle de halk inisiyatiflerini harekete geçirmek zorundayız.”
"Yüzümüzü yerellere dönme zamanı"
Tüm bileşenler adına ortak basın metnini Demokrasiye Çağrı Grubu’ndan Çiğdem Kılıçgün Uçar okudu.
“Bu çağrı, ülkedeki kötü gidişatı birlikte değiştirebileceğimize inananlara! Adalet duygusu yitimine, politik çürümeye, yozlaşmaya karşı, dayanışmanın gücüne ve erdemine inananlara. Ekonomik kriz kıskacına alınmış tüm mağdurlara, ezilenlere...”diyerek sözlerine başlayan Uçar’ın açıklamasının özeti şöyle:
“Uzun soluklu demokrasi ve özgürlük yürüyüşümüzde Yerel Seçim önümüzdeki ilk durak. Saray iktidarı yerel yönetimler üzerinde merkezi vesayeti pekiştirmek istiyor, bunun için her yolu deneyecek. Şimdi yüzümüzü yerellere dönme zamanı. Yaşadığımız yerlerde hayatın akışını, gerçek ihtiyaçları en iyi o yerde yaşayanlar bilir. Yaşam standartlarımızı yükseltmek, özgür irademizi yansıtan yerel yönetim yapıları kurmak, katılımcı demokrasiye giden önemli bir adım.
Ve şimdi tam zamanı.
Halkın iradesinin çiğnenmediği, kayyumların atanmadığı, seçilmişlerin baskıyla istifa ettirilmediği demokratik yerel yönetimler için biraraya gelelim. Karşılarında demokrasiye ve özgürlüğe olan inancımızdan aldığımız enerji ve kararlılıkla duralım. Tek adam rejimine karşı demokratik muhalefet hakkımızı kullanarak, mücadeleyi ortaklaştıralım. Hayat bizim hayatımız, onu merkeze havale edemeyiz.”
Aydın: Yan yana mücadele etmeliyiz
Açıklamanın ardından toplantıya katılanlar konuştu. İlk olarak konuşan tarihçi-yazar Erdoğan Aydın, karanlık bir dönemden geçildiğini belirterek yan yana mücadelenin önemine değindi:
“Bu sefer karşımızda olan yükün çok ağırlığı içindeyiz, birbirimizin elini tutarak yapabilecek sorumluluğumuz var. Bu dönemi kesinlikle demokrasi için bir kazanımla sonuçlandırmalıyız. Doğru bir yerde durursak bunu kolaylıkla yapabilecek güçteyiz”
Engin: demokrasiye çağrı diyorsak seçimden sonra da devam etmeliyiz
Gazeteci Aydın Engin de, başarılı yerel belediyeleri örnek göstererek, Ovacık Belediyesi’nin herkese örnek olduğunu söyledi:
"Bu grup, 31 Mart akşam bitecek bir çalışmaysa ismini değiştirelim. 31 Mart'tan sonrasını da hesaba katmakta fayda var. Demokrasiye Çağrı diyorsak seçimden sonrada devam etmesi gerekir diye düşünüyorum."
Nas: Aramızdaki çatışmaları bir tarafa bırakmalıyız
Ekonomist politikacı Nesrin Nas da, yerel seçimin yapılacağı 31 Mart 2019’un bir son değil mücadeleyi yeniden yükseltmek için bir başlangıç olduğunu belirtti:
“Bu mücadeleyi verebilmek için demokrasi kapısını açık tutabilmek için kendi aramızdaki çatışmaları bir tarafa bırakmalıyız. Dayanışma içerisinde olmalıyız. İktidarlar onlarla mücadele etmemizden korkmazlar, çünkü bundan beslenir ve güçlenirler. Onları korkutan şey yan yana duramayacaklarını düşündükleri kesimlerin birleşmesidir. Demokrasiyi kurumlar korur, ama kurumları da insanlar korur. Demokratik seçim kurumunu bizler koruyacağız. 31 Mart seçimlerinde yan yana duracak ve bu cepheyi örecek savunma hattını oluşturacağız.”
Tanrıkulu: Böyle zeminlerde buluşmalıyız
Milletvekili Sezgin Tanrıkulu de sözlerinin, Cumhuriyet Halk Partisi’ni bağlamadığını belirterek, yerel seçimlerin önemine vurgu yaptı:
“Önümüzde bir seçim var. Belki bir denge yaratılabilir. Önümüzde önemli bir imkan var. Bunu siyaseti okuyan herkes görüyor.Dengeyi kurmanın yolu İstanbul, Diyarbakır, Van’dan geçiyor. Bu da ancak böyle bir zeminde buluşmamızla olur. Bu zemini genişleterek bir araya gelerek bunları aşabiliriz.”
Erzan: Sorun çözme mekanizması içinde yer almalıyız
Prof. Dr. Ayşe Erzan da belediyeciliğe dikkat çekti:
“Yereldeki insanlar hangi partiden olursa olsun, o belediyenin insanlarının katılımıyla yönetimin nasıl biçimleneceği ve gerçek sorunlara yönelebileceği konularına ilişkin cevaplar aramamız gerekiyor. Yerellerdeki umutsuzluğu kırmak için kendimizi nasıl yönetmek istiyoruz sorusuna cevap bulup ortak sorun çözme mekanizması içinde yer almalıyız.”
Oluç: Yerellerde de muhalefeti yükseltmeliyiz
HDP İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç ise, Türkiye’nin gittikçe merkezileştiğine vurgu yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi:
“95 tane belediyeye kayyım atandı. Bu yönetime karşı önemli bir adım olan demokrasi çalışmaları merkezi iktidarı yerellerden kuşatma imkanı veriyor. Toplumsal ve demokratik muhalefet üzerine düşeni yaparsa yerellerden de muhalefetin yükselmesini sağlayabiliriz.”
Demokrasiye Çağrı Grubu hakkında
“Tek adam" rejimine karşı yerellerde "Demokrasi Buluşmaları" organize etmeyi hedefleyen grup, toplumsal ve demokratik muhalefet imkanlarını ve ortak mücadele biçimlerinin tartışılmasını sağlamak amacıyla kuruldu. Yerel ve merkezi mücadelenin ortak bir zeminde yürütülmesi için çalışmalarına da başlayan grup şuana kadar İstanbul ve İzmir’de çalışma gruplarını oluşturdu. Yaklaşık 20 kentte çalışmalar yürüten grup, Kocaeli, Van, Diyarbakır, Bursa, Ankara başta olmak üzere pek çok kentte grup kurmayı hedefliyor.
Grup üyeleri, yerel seçimlerdeki aday belirleme süreçlerine dahil olmadıklarını vurguluyor.
Grubu oluşturan kişi ve kurumların bazıları şöyle:
HDP milletvekili Ali Kenanoğlu, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Başkanı Naci Sönmez, tarihçi yazar Erdoğan Aydın, gazeteci Aydın Engin, milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Kongresi’nden Çiğdem Kılıçgün Uçar, Sedat Şenloğlu, mimar ve kent savunucusu Korhan Gümüş, HDP PM Üyesi İlknur Biryol, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Başkanı Eylem Tuncaelli, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç, Prof. Dr. Ayşe Erzan, Barış Anneleri, Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD), Alevi kurumları, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Emekçi Hareket Partisi.