Daha önce HDP ile ittifakı, 'bizim milli görevimiz' olarak tanımlayan CHP’li Kılıçaslan, yerel seçimlerin direniş alanı olduğunu söylüyor. Cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin de konuşan Kılıçaslan 'Özeleştiri yapmak zorundayız' dedi...


Yerel seçimlere doğru gidilirken, partilerin seçim stratejileri ve gösterecekleri belediye başkan adayları da büyük oranda açıklandı. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tartışmalı geçen ve krize dönüşen aday belirleme süreci gündemdeki yerini korurken, Parti Meclisi (PM) üyesi Zeki Kılıçaslan, seçime doğru gidişatı ve muhalefetin pozisyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘YERELLER DİRENİŞ ALANLARIDIR’

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre Kılıçaslan, seçimlerde AKP-MHP ittifakının “beka sorunu” olarak baktığını buna karşın, yerel seçimlerin muhalefet açısından demokratikleşme konusunda önemli olduğunu belirtti. “Antidemokratik yapıya karşı direnişin olabileceği yerler olan yereller, bizim açımızdan çok önemli. Var olan antidemokratik baskılara karşı her yerde biz bu mücadeleyi sürdürmeliyiz. Seçimlerde böyle bir alan olduğu için burada mücadele etmemiz çok önemli” dedi.

‘İKİTDARIN SIKIŞTIRDIĞI SİYASET ALANINDAN ÇIKMALIYIZ’

Muhalefet kanadında gelişen ve gelişemeyen tartışmalı ittifaklara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçaslan, bu konuda partisini CHP’yi cesur olmamakla eleştirdi. “İttifaklar politikasında HDP’nin de içinde olduğu bir ittifak politikası olmalıydı. İYİ Parti 24 Haziran seçimlerinde net bir tavır aldı. İYİ Parti’nin kesin reddetmesi nedeniyle HDP ittifakların dışında kaldı” diyen Kılıçaslan, şunları söyledi: “Belli yerlerde belli adaylar gösteriliyor ve CHP’nin burada çok net tutum alması gerektiğini düşünüyorum. Zaten CHP niçin bundan korkuyor? CHP, ilkesel olarak ‘HDP ile ittifak olmaz’ demiyor en azından bu noktaya geldi diye düşünüyorum. Ama bir grup seçmeninin uzakta olacağından korkuyor. CHP tabanının bir kesiminde var ama bunun da aşılmakta olduğunu düşünüyorum. Parti yönetimi, iktidarın bizi sıkıştırmak istediği siyaset alanına sıkışıp kalırsa, o psikolojik engeli aşamazsak asla iktidar alternatifi olamayız. Tersine biz onların bizi sıkıştırmak istediği alanın dışına çıkmalıyız. HDP ile ittifakın gayet doğal olduğunu, bu ittifakı her zaman yapabileceğimizi veya duruma göre yapmaya da biliriz derse CHP, zaten iş bitecek. CHP’li biri olarak bunu söylüyorum; bu psikolojik engelin kırılması sadece yerel seçimler için değil Türkiye’de iktidar blokuna karşı başka bir iktidar alternatifinin oluşması açsından da önemli. Bu olmazsa Türkiye’de demokratik bir iktidar seçeneği olamaz.”

‘HDP’NİN STRATEJİSİ DEĞERLİ’

HDP’nin aday göstermeyeceği İstanbul, Ankara ve İzmir gibi üç büyük kentin seçim sonuçları ile toplumun moral ve motivasyonu açısından önemli olduğunu vurgulayan Kılıçaslan, iktidarın üç büyük kenti kaybetmesi halinde yıpranma sürecine gireceğini dile getirdi. Kılıçaslan, söz konusu durumun, AKP-MHP arasında çözülme ve ayrışma yaşanmasına neden olacağı öngörüsünde bulunarak, “Bu ayrışmayı şuanda bile görüyoruz. Eğer iktidar düşme noktasına gittiğini hissettiği bir anda büyük bir parçalanma çözülmenin başlayacağını düşünüyorum. Bu açıdan üç büyük kentin kazanılması için HDP’nin stratejisi değerli olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘BAŞARI SAĞLANMAZSA CHP’DE DEĞİŞİM BASKISI ARTACAK’

“Eğer ilçelerdeki adaylar da doğru tespit edilirse toplumun her kesiminden oy alabilecek ilçe adayları ile beraber kazanma şansımız yüksek” diyen Kılıçaslan, tartışmalı geçen PM toplantılarına ilişkin ise, yerel seçimlerde CHP açısından elde edilecek bir başarının Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na ivme kazandıracağını, aksi halde ise değişim baskısının artacağını düşündüğünü de sözlerine ekledi.

CEZAEVLERİNDEKİ AÇLIK GREVLERİ: ÖZELEŞTİRİ YAPMALIYIZ

Kılıçaslan, hukuksuzluklara dikkat çekmek için tutuklu bulunduğu cezaevinde açlık grevine giren CHP PM üyesi Eren Erdem, yine 89 gündür tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve aynı taleplerle cezaevlerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan 281’in üzerinde tutuklunun eylemlerine dair ise herkesin özeleştiri vermesi gerektiğini söyledi. Kılıçaslan, “Çok daha fazla muhalefet tarafından görünür kılınması gerekir ama hepimiz açısından özeleştiri konusu. Muhalefetin, iktidarın baskıcı, örtücü, görmezden gelen, dışlayıcı, tamamen kamufle edici politikalarının ve gündeminin altında eziliyoruz. Özeleştiri yapmak zorundayız.”

‘AÇLIK GREVLERİNİ GÖRÜNÜR KILMALIYIZ’

“Hep beraber açlık grevlerini daha görünür kılmalıyız. Açık grevleri her zaman iktidarın karakterini yansıtan şeyler. Görünür kılabilirsek iktidarın değişimi de o kadar mümkün.”

Kılıçaslan, açlık grevleri konusunda iktidar ve adalet kurumlarının, uluslararası sözleşmelere bağlı kalarak, temel insan hakları ilkeleri içerisinde adım atmaya çağırdı. 
Daha yeni Daha eski