Demirören ve Kalyoncu ailelerinin çocuklarının düğününün yapıldığı Çırağan Sarayı’ndaki yolun trafiğe neden kapatıldığını soran avukatın Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından feci şekilde darp edildiği ortaya çıktı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bu duruma sert tepki gösterdi...
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Facebook hesabından yaptığı canlı yayında yaşanan olayı anlatarak çok sert tepki gösterdi. Avukatı iki saat dövdüklerini belirten Feyzioğlu "Allah belanızı versin. Şakağıma tabanca dayasanız bu işin peşini bırakmam" dedi.
Gözü patlayan kişnini bir Türk vatandaşı ve avukat olduğunu vurgulayan Feyzioğlu şu şekilde konuştu:
"Ona bunu yapanlar ise devletimizin polis üniforması giydirdiği, polisliğin yüz karası 3-5 kabadayı. Benim devletimin verdiği silahı, kimlik kartını taşıyan ama benim devletimin verdiği silahı taşıyan ama polis olmayı becerememiş çapulcu, kabadayı, çete üyesi. Bu çocuğa kafa travması geçirten Türk polisi üniforması giyen, insanlığa ve polisliğe layık olmayan sefil yaratık. Ben bu işin peşini bırakmam. And olsun bırakmam."
"MEMLEKETİN PEK ÖNEMLİ İKİ AİLESİ..."
"Çırağan Sarayı'ndaki düğüne ilişkin "Memleketin pek önemli iki ailesinin düğünü var. Devlet büyükleri orada. Çırağan'ın trafiğe kesilmesi lazım. Çünkü vatandaşın bu memlekette 3 kuruşluk hükmü yok" diyen Feyzioğlu, "Ben bu devleti bu hale getirenlere soruyorum. Yazıklar olsun. Süslü hanımefendilerin, süslü beyefendilerin, limuzinlerin, süslü beyefendilerin düğününe gitmesini bekliyor insanlar. Korumak için yemin ettikleri topluma, devlete acımasızca zarar verdi bunlar." şeklinde tepki gösterdi.
"SANA KİM HUKUK OKUTTU"
Savcının kafası gözü patlatılmış vatandaşı tutuklamaya sevk etmesine tepki gösteren TBB Başkanı, "Ey Türk vatandaşı, bak... Bu sensin. Bu şu anda sensin. Bu kafası gözü parçalanan sensin. Gözü moraltılan, kaşı yarılan sensin. Ne beklersiniz? Buradan bu Türk vatandaşını hemen savcılığa sevk edip onun suç duyurusunu almasını beklersin değil mi? Ben bu devletin bunu yapmasını beklerim. Bu benim devletim. Ben bu devlet ayakta kalsın diye mücadele ediyorum. Siz de onun için yapıyorsunuz. Çocuğu savcılığa götürüyorlar. Cumhurbaşkanına hakaret ettin diye hakkında soruşturma başlıyor. Başka bir savcı tutuklamaya sevk ediyor. Hakim, evlere şenlik, evlere kabus bir kararla yeterli delil yok, delil karartma tehlikesi yok. Bundan tutuklamıyorum diyor. Oh diyorsun, şükür. Polis kılığında kabadayıdan dayak yedi. Bizim dimdik ayakta tutmak için canımızı vereceğimiz devletimizin polis olması gereken çapulcusundan dayak yedi. Hadi gelin bana da... Hadi. Terbiyesizler, kanunsuzlar. Ve savcılık tutuklamaya sevk etti. Dayak yiyeni tutuklamaya sevk etti. 30 yıldır okuduğum, okuttuğum, savunduğum devletimin etkisini kullanarak 3-5 tane çapulcunun yaptığına bak. Hakim, delil durumu vsvs... Kanun bilmiyor hakim de. Elimde malzeme yok ama suç cumhurbaşkanına hakaret ya, ev hapsi veriyor. Sen hangi fakültede okudun? Sana kim hukuk okuttu?" dedi.
"EY SAVCI..."
Gece boyunca gözünü kırpmadığını vurgulayan Feyzioğlu, "Sabahı zor ettim, geldim. Adli kontrol kararı tam kanunsuz, vicdansız, hukuksuz. Savcının tutuklamaya sevk etmesi akla zarar. Cumhurbaşkanına elbette hakaret edemezsin ama hiçbir vatandaşa hakaret edemezsin. Hiçbirimizin birbirine üstünlüğü olmamalı. Kim kime hakaret etti diye sen bugüne kadar ey savcı tutuklamaya sevk ettin? Ey hakim... Kim kime tutuklamaya sevk etti diye adli kontrol kararı verip eve tıktın?" şeklinde konuştu.
"YERİ GELDİ BEN SİZİ SAVUNDUM"
Tutuklamaya sevk eden Cumhuriyet Savcısı'nın Cumhurbaşkanına zarar verdiğini belirten Feyzioğlu, şu şekilde devam etti:
"Tutuklamadım ama adli kontrol kararı verdim diyen size zarar veriyor. Sayın İçişleri Bakanı bizim varımızı yoğumuzu sizin korumanız gerekiyor. Yeri geldi yabancı devletler size saldırdığında ben sizi savundum. Devletime saldırı olduğunda savunurum. Devletimin vatandaşımı korumasını bekliyorum."
"BU ADAMLARIN YAKASINA YAPIŞIN"
Avukat hakkında dava açıldığında kendisiyle birlikte yüzlerce avukatla savunacaklarını belirten Feyzioğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü
"Onu bu hale getiren polis kılıklılar hakkında o mahkemeden suç duyurusu çıkartacağız. Sayın İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği değerli dostum İstanbul Emniyet Müdürü bu adamların yakasına yapışın. Ben dört sene polis akademisinde hocalık yaptım. Mezun ettiğim emniyet müdürleri var. Öfkem, Türkiye Cumhuriyeti polisinin bunu yapması. Sizin göreviniz suç işleyeni korumak değil, suç işleyenin yakasına yapışmak. Velev ki Cumhurbaşkanına hakaret ettiğini düşünüyor oradaki polis kılıklılar. Alırsın kimliğini savcılığa sevk edersin. Sen kim oluyorsun da kendi cezasını vermeye, dövmeye, minibüsün içine tıkıp dövmeye kalkıyorsun? Sen kim oluyorsun da iki tane pek meşhur ailenin süslü konukları rahat etsin diye bunu yapıyorsun? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu yapanlar yüzünden zarar görüyor. Devleti böyle koruyamazsınız. Sokak kabadayısı yapsa serseridir dersin. Polis yapınca kime sığınacağız? Tüm polis kardeşlerime sesleniyorum. Ezici çoğunluğu fedakarlıkla görev yapan polis kardeşlerim bu siz değilsiniz bunları aranızda barındırmayın."
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Facebook hesabından yaptığı canlı yayında yaşanan olayı anlatarak çok sert tepki gösterdi. Avukatı iki saat dövdüklerini belirten Feyzioğlu "Allah belanızı versin. Şakağıma tabanca dayasanız bu işin peşini bırakmam" dedi.
Gözü patlayan kişnini bir Türk vatandaşı ve avukat olduğunu vurgulayan Feyzioğlu şu şekilde konuştu:
"Ona bunu yapanlar ise devletimizin polis üniforması giydirdiği, polisliğin yüz karası 3-5 kabadayı. Benim devletimin verdiği silahı, kimlik kartını taşıyan ama benim devletimin verdiği silahı taşıyan ama polis olmayı becerememiş çapulcu, kabadayı, çete üyesi. Bu çocuğa kafa travması geçirten Türk polisi üniforması giyen, insanlığa ve polisliğe layık olmayan sefil yaratık. Ben bu işin peşini bırakmam. And olsun bırakmam."
"MEMLEKETİN PEK ÖNEMLİ İKİ AİLESİ..."
"Çırağan Sarayı'ndaki düğüne ilişkin "Memleketin pek önemli iki ailesinin düğünü var. Devlet büyükleri orada. Çırağan'ın trafiğe kesilmesi lazım. Çünkü vatandaşın bu memlekette 3 kuruşluk hükmü yok" diyen Feyzioğlu, "Ben bu devleti bu hale getirenlere soruyorum. Yazıklar olsun. Süslü hanımefendilerin, süslü beyefendilerin, limuzinlerin, süslü beyefendilerin düğününe gitmesini bekliyor insanlar. Korumak için yemin ettikleri topluma, devlete acımasızca zarar verdi bunlar." şeklinde tepki gösterdi.
"SANA KİM HUKUK OKUTTU"
Savcının kafası gözü patlatılmış vatandaşı tutuklamaya sevk etmesine tepki gösteren TBB Başkanı, "Ey Türk vatandaşı, bak... Bu sensin. Bu şu anda sensin. Bu kafası gözü parçalanan sensin. Gözü moraltılan, kaşı yarılan sensin. Ne beklersiniz? Buradan bu Türk vatandaşını hemen savcılığa sevk edip onun suç duyurusunu almasını beklersin değil mi? Ben bu devletin bunu yapmasını beklerim. Bu benim devletim. Ben bu devlet ayakta kalsın diye mücadele ediyorum. Siz de onun için yapıyorsunuz. Çocuğu savcılığa götürüyorlar. Cumhurbaşkanına hakaret ettin diye hakkında soruşturma başlıyor. Başka bir savcı tutuklamaya sevk ediyor. Hakim, evlere şenlik, evlere kabus bir kararla yeterli delil yok, delil karartma tehlikesi yok. Bundan tutuklamıyorum diyor. Oh diyorsun, şükür. Polis kılığında kabadayıdan dayak yedi. Bizim dimdik ayakta tutmak için canımızı vereceğimiz devletimizin polis olması gereken çapulcusundan dayak yedi. Hadi gelin bana da... Hadi. Terbiyesizler, kanunsuzlar. Ve savcılık tutuklamaya sevk etti. Dayak yiyeni tutuklamaya sevk etti. 30 yıldır okuduğum, okuttuğum, savunduğum devletimin etkisini kullanarak 3-5 tane çapulcunun yaptığına bak. Hakim, delil durumu vsvs... Kanun bilmiyor hakim de. Elimde malzeme yok ama suç cumhurbaşkanına hakaret ya, ev hapsi veriyor. Sen hangi fakültede okudun? Sana kim hukuk okuttu?" dedi.
"EY SAVCI..."
Gece boyunca gözünü kırpmadığını vurgulayan Feyzioğlu, "Sabahı zor ettim, geldim. Adli kontrol kararı tam kanunsuz, vicdansız, hukuksuz. Savcının tutuklamaya sevk etmesi akla zarar. Cumhurbaşkanına elbette hakaret edemezsin ama hiçbir vatandaşa hakaret edemezsin. Hiçbirimizin birbirine üstünlüğü olmamalı. Kim kime hakaret etti diye sen bugüne kadar ey savcı tutuklamaya sevk ettin? Ey hakim... Kim kime tutuklamaya sevk etti diye adli kontrol kararı verip eve tıktın?" şeklinde konuştu.
"YERİ GELDİ BEN SİZİ SAVUNDUM"
Tutuklamaya sevk eden Cumhuriyet Savcısı'nın Cumhurbaşkanına zarar verdiğini belirten Feyzioğlu, şu şekilde devam etti:
"Tutuklamadım ama adli kontrol kararı verdim diyen size zarar veriyor. Sayın İçişleri Bakanı bizim varımızı yoğumuzu sizin korumanız gerekiyor. Yeri geldi yabancı devletler size saldırdığında ben sizi savundum. Devletime saldırı olduğunda savunurum. Devletimin vatandaşımı korumasını bekliyorum."
"BU ADAMLARIN YAKASINA YAPIŞIN"
Avukat hakkında dava açıldığında kendisiyle birlikte yüzlerce avukatla savunacaklarını belirten Feyzioğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü
"Onu bu hale getiren polis kılıklılar hakkında o mahkemeden suç duyurusu çıkartacağız. Sayın İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği değerli dostum İstanbul Emniyet Müdürü bu adamların yakasına yapışın. Ben dört sene polis akademisinde hocalık yaptım. Mezun ettiğim emniyet müdürleri var. Öfkem, Türkiye Cumhuriyeti polisinin bunu yapması. Sizin göreviniz suç işleyeni korumak değil, suç işleyenin yakasına yapışmak. Velev ki Cumhurbaşkanına hakaret ettiğini düşünüyor oradaki polis kılıklılar. Alırsın kimliğini savcılığa sevk edersin. Sen kim oluyorsun da kendi cezasını vermeye, dövmeye, minibüsün içine tıkıp dövmeye kalkıyorsun? Sen kim oluyorsun da iki tane pek meşhur ailenin süslü konukları rahat etsin diye bunu yapıyorsun? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu yapanlar yüzünden zarar görüyor. Devleti böyle koruyamazsınız. Sokak kabadayısı yapsa serseridir dersin. Polis yapınca kime sığınacağız? Tüm polis kardeşlerime sesleniyorum. Ezici çoğunluğu fedakarlıkla görev yapan polis kardeşlerim bu siz değilsiniz bunları aranızda barındırmayın."