Aleviliğin temel ibadetlerinden olan, cem ve cem evleri arasındaki nitel ayrım doğru yapılmalıdır. Aleviliğin tarihsel belleğinde günümüzdekine benzer, kurumsallaşmış cem evi geleneği yoktur. Bu endüstriyel gelişme ile birlikte metropolleşen Aleviliğin bir ihtiyacı olarak doğmuştur. Dersimlilerin ibadet alanı doğadır, ziyaretlerdir ve cem hanelerdir. Günümüz Cem evleri ise,kurumsallaşmış yapısı, iktidarların ve egemen sınıf çıkarlarının bir çıktısına dönüşmüştür.

Düzen dedeliği aracılığı, bugün içi boşaltılmış ve bir ritüele dönüştürülmüş olan cem ibadeti, tarihsel olarak üstlendiği komün görevinin aksine, günümüzde kitleleri ruhsal anlamda motive eden ve uysallaştıran Ortodoks dinlerin, şekilci ve yozlaşmış bir yorumuna dönüştürülerek, tarihsel misyonuna yabancılaştırılmıştır.

Tunceli cem evi uzun senelerdir, bu misyonu ile dersim Aleviliğini içini oymaktadır. Dersimin tarihsel, toplumsal, kültürel sınıfsal ve inanç dokusuna aykırı bir pratik ve tutum içinde bulunan Tunceli cem evi, egemenlerin dersim inancı üzerindeki sistematik asimilasyon politikalarının, bir sıçrama sahasına dönüştürülmüştür. Aleviliğin tarihsel hafızasında bulunmayan, çeşitli mitler, kahramanlar , ibadet şekilleri ve uygulamalar, bu düzen dedeler aracılığı ile sinsice Alevliliğe empoze edilmektedir. Kutlu doğum haftaları, hafızlık yarışları, bayram cemleri, İslami cenaze törenleri vb. Aleviliğin tarihsel gerçekliğine uymayan, dersim toplumsal yapısına aykırı, gelenek ve pratikler son dönemde düzen dedeliği kurumu aracılığı ile yaygınlaşmıştır.

Dersim Kızılbaş yapısının fetihi, Dersim'in fetihi ile eş anlama gelmektedir. Dersim 38 sürecinde, dersim halkına fiziki jenosidin yanı sıra, geniş ve kapsamlı bir kültürel soykırımda uygulanmıştır. Kemalist diktatörlük, dersimi sadece fiziksel olarak değil, ruhen de imha etmek, Kızılbaş Kürt demografik yapısını, yok etmek istiyordu.38 soykırımından bugüne değin, uzanan bu fetih politikası, Türk sömürgeciliğin, modern ideolojik araçları ve yeni stratejileri ile biçim değiştirerek karşımıza çıkmaktadır.

Başta Tunceli üniversitesi olmak üzere, cem evlerine uzanan bu zincir, Türk-İslam sentezi politikaları ile kızılbaş aleviliğini kuşatma ve eritme politikasıdır. Düzen dedeliği kurumu, Türk sömürgeciliğin dersimdeki hakimiyet alanlarını genişletme ve varlığını pekiştirmek için, dersimde sürdürdüğü ideolojik ve askeri savaşın bir parçasıdır. Monolitik faşist devlet aklının, dersimi teslim alma, onun organik yapısını tasfiye etme, tarihsel hafızasını yok etme çabasının bir ürünüdür.

Dersimde uzun yıllardır sürdürülen insansızlaştırma faaliyetleri, hes be barajlar yolu ile sürdürülen doğa kıyımları, yasak bölge ilanları, bölge halkı üzerindeki baskı tehditler vb. sömürgeci, faaliyetlerin nihacı amacı, Dersimi Tuncelileştirme, onun tarihsel mirasını ve direniş ruhunu budama ve egemen ortodoks devlet geleneği ile uyumlu,teslim alınmış bir dersim dahası bir Tunceli yaratma ülküsüdür.

Düzen dedeliği kurumun spontan bir yapı değil geniş ölçekte organize bir kurumdur, faaliyet alanı ise dersim ile sınırlı değildir. Düzen dedeliği kurumunun, bu tarihsel misyonu doğu kavranmalı, bugün egemenlerin çiftçiliğine dönüştürülen cem evleri içindeki bu faaliyetler, kitlelere doğru bir şekilde teşhir edilmelidir. (KORAY AKER)
Daha yeni Daha eski