AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ankara'da bulunan Hüseyin Gazi Cemevi’ne dün gerçekleştirdiği ziyarete Alevi kurumları tepkili. Hüseyin Gazi Derneği Yönetim Kurulu da ziyaret öncesi yaptığı açıklamada, ziyaretten haberdar olmadıklarını belirterek, “Dayatmacı ziyaret kabul edilemez” demişti.
Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansına değerlendirmelerde bulunan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Sekreteri İsmail Ateş, tepkilerini dile getirdi.
Tarih boyunca Alevileri katliamlara uğratan zihniyetin, bugünkü AKP-MHP zihniyetiyle aynı olduğunu söyleyen Kulu, “25 milyon Alevinin yaşadığı bir ülkede, hâlâ kimlikleri ve inanç yerleri kabul görmüyor ve devletin yöneticileri cemevlerini ‘cümbüş evleri’ olarak tanımlıyorsa, bu zihniyetin bizim varlığımız, inancımız ve kültürümüze düşman olduğunun kanıtıdır" dedi.
"SİSTEMİN SOFRASINA OTURMAK…"
Alevi kurum ve cemevlerine yönelik gerçekleştirilen saldırının planlı olduğunu söyleyen Kulu, failin nasıl ifade vermesi gerektiğinin dahi ezberletildiğini dile getirdi.
Kulu, "Asıl olan herkesin bu tür saldırılara karşı ortak bir tavır göstermesidir. Hak ve doğru olan da budur. Bunun dışında hiçbir şey bu faşist zihniyeti durdurmaya yetmeyecektir. Bizi tanımayan, bir şekilde ölüm fermanımızı veren bir sistemin sofrasına oturmak da zulmü kabul etmek anlamına gelir. Bize düşen de bunu kabul etmemek, hakikatimizi ve inancımızı gelecek nesillere aktarmaktır" diye konuştu.
"TALEBİMİZ İNANCIMIZIN ANAYASAL GÜVENCEYE ALINMASIDIR"
Kulu, değerlendirmesinin devamında şunları dile getirdi:
“Devlet Alevileri tanımıyor, Alevilerin kültürünü de inancını da kabul etmiyor. Türkiye’de 25 milyon Kürt ve Kürt Alevi yaşamaktadır. Talebimiz; inancımızın, dilimizin Anayasal güvenceye alınmasıdır. Anayasal güvenceye alınmadığı sürece bu imha, inkâr ve asimilasyon politikaları devam edecektir. Biz bu hakkı alana kadar da mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz ve bundan da vazgeçmeyeceğiz.”
"ALEVİLİK SÜNNİ MOTİFLERLE DEFORME EDİLİYOR"
Erdoğan'ın Hüseyin Gazi Cemevi’ni ziyaret etmesinin tesadüf olmadığını söyleyen İsmail Ateş de "Alevilere yönelik saldırı, nefret söylemi, linç girişimleri son bulmayacak. Alevilik Sünni motiflerle deforme ediliyor. Alevi-Bektaşiler Muharrem’i böyle bir saldırı ile karşılarken, İmam Hüseyin'in Kerbela’da katledildiği Muharrem’de, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan bir cemevini ziyaret edecek ve orucunu burada açacakmış. AKP'nin hükümet ettiği dönem boyunca, Aleviliği asimile etme çalışmaları artarak devam etmiştir" ifadelerini kullandı.
"İBADET YERİMİZ, KABUL YERİMİZ DEĞİLDİR"
Erdoğan'ın ziyaretinin dört yöneticinin kabulüyle yapıldığına dikkati çeken Ateş, dernek ve vakıf yönetiminin büyük bir kısmının haberdar edilmediğini hatırlattı.
Ateş, devamında şunları söyledi:
"İbadet yerimiz, kabul yerimiz değildir. Ziyaret için makamlarımız var. Cemevleri, Alevilerin ibadethaneleri, kutsalıdır. Devlet yöneticilerinden randevu talep ettiğimizde bizleri camilerde mi misafir ediyorlar? Bırakın Cumhurbaşkanı’nı, Valiyi, Diyanet İşleri Başkanı’nı ziyaret etsek, bizleri haklı olarak makamında kabul edecekler. Neden Cemevlerimizi bu tür ziyaretlere alet ediyorlar? Cemevlerine 'cümbüş evi’ diyen AKP’li Cumhurbaşkanı değil miydi? Bu reva mıdır şimdi?"
"İKİYÜZLÜLÜKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL"
Ziyaretin kabul edilebilir bir yanının olmadığını söyleyen Ateş, “Alevilerin taleplerini kabul etmeyerek, Madımak Katliamı zaman aşımı için ‘Hayırlı olsun’ diyeceksiniz, Madımak Oteli'ni utanç müzesi yapmayacak, cemevlerini ibadethane olarak kabul etmeyeceksiniz, Alevi köylerine zorla cami yaptıracak çocuklarımıza zorla Sünnilik anlatacaksınız, Alevilerle dalga geçer gibi köylerine, köprülere, tünellere Alevi katillerinin ismini vereceksiniz, sonra da bir cemevini ziyaret edip iftar yapacaksınız. Bu durum ikiyüzlülükten başka bir şey değildir" dedi.
"CÜMBÜŞ EVİ" SÖYLEMİ
Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde cemevleri için "cümbüş evi" dediği iddiasını 2009 yılında, Yeniçağ gazetesi yazarı olduğu dönemde Sabahattin Önkibar kayda geçmişti.
Önkibar, 26 Kasım 2009 tarihli yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Neymiş efendim Dersim katliamı yeni bir Kerbela imiş.. Kim söylüyor bunu? Ülkenin Başbakan’ı... İyi de ben o Başbakan’ın yani Recep Bey’in başka sözlerini de hatırlıyorum.. Hangisini mi? Belediye Başkanlığı günlerinde Karacaahmet’de cemevi açma izni isteyen Alevi kardeşlerimize hitaben, 'Cemevi cümbüş evi, ne izni' demesini!.. Şimdi soruyorum size cemevine böyle bakan birinin ortaya çıkıp Dersim mugalatalarını yapması nasıl kabul edilebilir? Alevilerin inanç merkezlerini cümbüş evi olarak gören bir zihniyetin Dersim-Kerbela özdeşleştirmesinin sadece bir izahı olabilir ki o da ajitasyondur.."
Erdoğan, 2012 yılında katıldığı bir televizyon programında Karacaahmet Cemevi için "Ucube" demişti. Ayrıca aynı programda cemevlerinin tümü için "İbadethane değil kültürel etkinliklerin yapıldığı bir merkezdir. İbadethanemiz tektir, camidir, mescittir" demişti. (EVRENSEL)