Yapılan araştırmalara göre uyuşturucu kullanma yaşı gittikçe düşüyor. Diyarbakır Barosu, 2022-2023 yılları arasında Diyarbakır'da uyuşturucu kullanımına ilişkin bir çalışma yaptı. Çalışma OCAS (CMK Otomatik Diyarbakır Savcılık Sistemi) kayıt sistemindeki istatistiksel verilerle gerçekleştirilmiştir.)
Araştırma sonuçlarına göre Diyarbakır'da uyuşturucu kullanımı her geçen gün artıyor.
Diyarbakır'da 2022 yılında uyuşturucu tedavisi gören kişi sayısında 2021 yılına göre yüzde 20 artış yaşandı. Bu artış özellikle gençler arasında belirgindir.
2022 yılında Diyarbakır'da uyuşturucu ile uyuşturucu ticareti yapanların yüzde 33'ünü 18-25 yaş arası gençler oluşturuyor.
Yapılan araştırmaya göre 2022 yılında Diyarbakır'da uyuşturucu bağımlılığıyla karşı karşıya kalanların yüzde 10'u çocuk. Bu orana göre 2021 yılına göre yüzde 20 oranında artış var.
Van'da da yapılan tespitlerde uyuşturucu kullanma yaşının 10'a kadar düştüğü belirlendi. Bölgede bağımlılık yaşı her geçen gün düşüyor.
Araştırma sonuçlarına göre, Diyarbakır'da uyuşturucu bağımlılarının en sık kullandıkları maddeler şunlardır: Esrar, bonsai, sentetik uyuşturucular ve uçucu maddelerdir.
Sokaklarda çocukları bekleyen tehlikelere karşı aileleri uyarmak gerekiyor.
Çocuklarını sokakta çalışmaya ya da dilenmeye gönderen aileleri özellikle uyarmak gerekiyor. Onları suçlamak yerine bu aileleri uyarmak en azından uyuşturucu bağımlısı sayısının azalmasına yardımcı olabilir.
Sokakta çalışan veya yaşayan çocuklara yönelik en önemli tehdit uyuşturucu maddelerdir. Özellikle çocuklardan çok para kazanan suç örgütleri, uyuşturucu kullanan çocukları da işin içine katıyor. Bu maddeler ve olumsuz etkileri konusunda farkındalığın arttırılması bu alandaki mücadeleyi de güçlendirecek.
Özellikle hırsızlık çeteleri uyuşturucu bağımlılarını tercih ediyor.
Diyarbakır’da yapmış olduğumuz araştırmada kendisi de bir soygun grubuna üye olan görüştüğümüz kişi, hırsızlıktan payına düşen payla çete başından uyuşturucu satın aldığını belirtti. Çete başları bu ticaretle bir taşla 2 kuş vuruyor. Bu çeteler her ne kadar iyi bilinse de müdahale edilememesi endişe vericidir.
Belirli bir suç örgütü içinde olmayan, sokakta yaşayan çocuklar ve gençler arasında uçucu madde bağımlılığı (Tiner, Bali) fazladır.
Uçucu maddeler ucuzdur ve kolayca temin edilebilir. Uçucu madde bağımlılığı nedeniyle hastahanelerin aciline başvuruların yaklaşık yüzde 20'si 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşmaktadır.
Uçucu maddeler genellikle maddeye doldurulmuş bir tüp, plastik torba, gazlı bez aracılığıyla akciğerlere solunur.
Uçucu maddelerin (Tiner, Bali) olumsuz etkileri vardır. En ciddi olumsuz etkileri; solunum depresyonu, kardiyak aritmi, kusmaya bağlı ölümler veya kaza ve yaralanmalara bağlı ölümler. Uzun süreli kullanım beyin hasarına, epilepsiye ve zekâ geriliğine neden olabilir.
Esrar kullanımının en önemli etkisi kronik solunum yolu hastalıklarına ve kansere yakalanma riskidir. Esrar kullanımı nikotin ile ilişkili olduğundan nikotinin olumsuz etkileri de görülüyor.
Esrarın uzun süreli kullanımı bazı ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Ayrıca uyku, cinsel işlev ve kalıcı bilişsel bozukluklar da gözlemlenebilir.
Bonsai özellikle çocuklar ve gençler için oldukça tehlikeli bir uyuşturucudur. Çünkü bu yaş gruplarında beyin gelişimi henüz tamamlanmamıştır. Bonsai kullanımı beyin gelişimini olumsuz yönde etkileyerek öğrenme ve hafıza sorunlarına, davranış bozukluklarına ve hatta şizofreniye neden olabilir.
Sentetik ilaçların (hap) kullanımı da diğer uyuşturucular gibi nörolojik ve fizyolojik rahatsızlıklara neden olur. Özellikle yüksek tansiyon ve koma ölümlerine neden olabiliyorlar.
Çocuklarda madde bağımlılığının azaltılmasına yönelik pek çok önlem bulunuyor. Bu önlemler çocukları uyuşturucunun zararları konusunda eğitmekten aile ve okul ortamlarında destekleyici bir ortam oluşturmaya kadar uzanmaktadır.
Çocuklarda uyuşturucu madde bağımlılığını önlemek için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:
Çocuklar uyuşturucunun tehlikeleri konusunda eğitilmelidir.
Ailelerin çocuklarıyla açık ve sağlıklı bir iletişimi olmalıdır.
Okullar çocuklara olumlu bir sosyal ortam sağlamalıdır.
Risk faktörleri azaltılmalıdır.
Bağımlılıkla mücadele için erken müdahale ve tedavi sağlanmalıdır.
Bu önlemlerin alınması çocukların uyuşturucuya yönelme riskinin azaltılmasına ve uyuşturucu kullanımının olumsuz etkilerinin önlenmesine yardımcı olacaktır.
Madde kullanımının tedavisinde en gerekli önlem kişiyi maddenin kullanıldığı sosyal ortamdan ayırmak.
Ayrıca hastaneye yatış tedavi için en önemli faktördür. Bunun için bağımlının tedavi talebinde bulunulması gerekiyor. Bu motivasyonun sağlanmasında çevresindeki insanlara büyük sorumluluklar düşüyor. (ARSLAN ÖZDEMİR - BİAMAG)