Bakan Soylu, ricasını kırmamıştı; Dilan Polat kimlerin parasını aklıyordu?


Murat Yetkin: Dilan Polat’ın “bir işi için” bakanlığı döneminde Süleyman Soylu’dan “ricada bulunduğunu” ve “Allah razı olsun 3 saatte çözdüğünü” iddia ettiği videosu mal varlıklarına el konulup gözaltına alınmasına engel olmadı.

Gazeteci Murat Yetkin, bu sabah gözaltına alınan “Sosyal medya fenomeni” Dilan Polat’a haftalardır dokunulmadığı hatırlatarak ‘Kimlerin paralarını aklıyordu acaba?’ diye sordu.

Polat ve diğer zanlıların “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” soruşturması kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldüğünü belirten Yetkin, bu dosyanın dolandırıcılık ve bahis hilesi dosyası olarak kapatılmaması gerektiğini kaydetti.

Murat Yetkin şunları yazdı:

Dilan Polat fenomeni, günlerdir sadece magazin habercilerini değil, yargı, güvenlik, siyaset ve hatta ekonomi habercilerini de meşgul ediyordu. Çünkü haklarındaki iddialar kurdukları ve ürünlerini sosyal medyada pazarlayarak internet üzerinden sattıkları kozmetik malzeme üzerinden uyuşturucu ticaretinden sahte fatura yoluyla vergi kaçırmaya ve kara para aklamaya dek uzanıyordu.…

Gazetecilerin söyledikleri, yazdıkları nedeniyle anında gözaltına alınıp tutuklanabildiği ülkemizde Dilan Polat ve iddia edildiği şekliyle aile çetesi üyelerine neden haftalardır dokunulmadığı eleştiri konusuydu.

Bir süre önce Arnavutluk’ta yakalanıp Thodex şirketi üzerinden Türkiye’de kripto para dolandırıcılığı yaptığı ve para akladığı gerekçesiyle her biri 11 bin küsur yıl hapis ve 8 milyar 800 milyon küsur lira para cezasına çarptırılan Fatih, Güven ve Serap Özer  kardeşler örneği gibi Dilan Polat ve ailesi dosyası da önem taşıyor.

İki örnekteki ortak noktalardan biri, aile içi çeteleşmenin görülmesi. Böylelikle evde konuşulan evde kalır mantığıyla korunmayı amaçlıyorlar. Bir diğer korunma güdüsünü ise etkili siyasi şahsiyetlerle yakınlık kurma olduğunu görüyoruz.

Ama önceki İçişleri Bakanı ve halen TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı Süleyman Soylu ve önceki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile çektirdiği fotoğraflar Fatih Özer’i kurtarmadı. Aynı şekilde Dilan Polat’ın da “bir işi için” bakanlığı döneminde Süleyman Soylu’dan “ricada bulunduğunu” ve “Allah razı olsun 3 saatte çözdüğünü” iddia ettiği videosu da neticede mal varlıklarına el konulup gözaltına alınmasına engel olmadı.

Ancak skandalın patlamasıyla Özer’in yakalanması arasında geçen sürede yok edilmiş olması muhtemel kayıtlarla para aklama gibi ülke ekonomisini olumsuz etkileyen ciddi bir suça karışan üst düzey devlet görevlilerinin olup olmadığı ortaya çıkmadı. Dilan Polat ve aile efradı hakkında soruşturma haberinin sızması ve gözaltına alınması arasında geçen sürede belge ve bilgi imha edilip edilmediğini henüz bilmiyoruz. Dolayısıyla bu dosyanın da sadece bir dolandırıcılık ve bahis hilesi dosyası olarak kapatılmaması için şu üç sorunun üzerine gidilmesi gerekiyor:

1- Dilan Polat ve aile örgütlenmesi eğer kara para aklıyorsa, bu para kime, kimlere aitti. Kimlerin parası yurt dışına çıkarılıyor ve sonra sosyal medya tanıtımı ve internet pazarlaması üzerinden -uyuşturucu trafiğine de bulaşarak- Türkiye’ye getirilip aklanıyordu?

2- Dilan Polat’ın işlerini rahat yürütebilmesi ve birkaç yıl içinde şımarık ve saldırgan bir zenginliğe kavuşabilmesi için kolaylık sağlayan, eğer saptanabilirse siyaset, yargı, polis, maliye kademeleri ve iş dünyasında isimler kimlerdi?

3- Bu kara para aklama ve dolandırıcılık tezgahının tek suçlusu Dilan Polat mı? Yoksulluk ve yarınsızlık bunalımındaki gençlere olabilecek en kötü kolay para yöntemlerinden birine örnek olan başka benzerleri yok mu? (KRONOS)

Blogger tarafından desteklenmektedir.