Erdoğan'ın eski hukuk danışmanı Prof. Özgenç, Yargıtay kararının Erdoğan'ın "bilgisi dahilinde verildiğini" yazdı ve Cumhu...
Erdoğan'ın eski hukuk danışmanı Prof. Özgenç, Yargıtay kararının Erdoğan'ın "bilgisi dahilinde verildiğini" yazdı ve Cumhurbaşkanı'nı Anayasa'nın 104. Maddesi uyarınca "Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin" görevini yerine getirmeye davet etti.
Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın cezaevinde tutulmasını "hak ihlali" olarak değerlendiren ve Atalay'ın derhal serbest bırakılmasını emreden kararının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından yerine getirilmemesiyle başlayan tartışma AKP içine yayılmayı sürdürüyor.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin AYM kararını tanımamanın da ötesine geçerek AYM kararına olumlu oy veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan ve TBMM'yi Daire'nin kararını Genel Kurul'da okunmasını geciktirmekle suçlayan tutumuna uzun yıllar Erdoğan'ın hukuk danışmanlığını yapan Prof. İzzet Özgenç'ten de sert bir eleştiri geldi.
Özgenç'ten Erdoğan'a suçlama: "3. Ceza Dairesi'nin kararı bilginiz dahilinde verildi"
Özgenç Erdoğan'a hitaben X'ten yayımladığı açık mektubunda yalnıza Yargıtay üyelerini değil Erdoğan'ın mevcut danışmanlarını ve bizzat kendisini de eleştirdi. Özgenç mektubunda "Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen muayyen bir olayla ilgili "hak ihlali" ve yeniden yargılama kararına "uyulmamasına" dair karar, Yargıtay Başkanlığı postunda oturan kişinin yanı sıra, sizlerin de bilgisi dahilinde verilmiştir." diyerek Saray'ın yargı kararlarına müdahil olduğuna yönelik dolaysız bir suçlamada bulundu.
Prof. Özgenç Erdoğan'a neler dedi?
İzzet Özgenç, düşüncelerini Erdoğan'a doğrudan doğruya değil de kamuoyu üzerinden iletiyor olmasını, halen Cumhurbaşkanı danışmanlığı yapan ve 3. Ceza Dairesi kararını överek onaylayan kişileri aşarak kendisine ulaşma imkanının olmayışıyla açıkladı. Özgenç Erdoğan'ın danışmanlarına eleştirisini şu sözlerle ifade etti: "Etrafınızı saran veya çevrenizde tuttuğunuz 'hukukçu' geçinen çakallar yüzünden, somut hukuki sorunlarla ilgili düşüncelerimi size zamanında arz etme ve yönlendirme kabiliyetim ortadan kalkmıştır."
Özgenç'in kısa "açık mektubu" X'te yayınlandığı formatıyla şöyle:
Prof. İzzet Özgenç kim?
62 yaşındaki Özgenç Tabzon, Araklı doğumlu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra Süleyman Demirel'in Adalet Partisi (AP) hükümetleri döneminde "komünizm propagandası" iddiasıyla yargılanan bilim insanı ve yazarlar aleyhine İstanbul mahkemelerine sunduğu antikomünist "bilirkişi" raporlarıyla tanınan Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in asistanlığını yaptı. Doçentlik ünvanını Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde aldı. 2001'de Gazi Ğniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi oldu ve 2006'da bu üniversiteden profesör ünvanı aldı.
Türk Ceza Kanunu "reformu"nun mimarlarından
Özgenç Prof. Dr. Adem Sözüer ile birlikte 2005'te yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Hukuku metinlerinin kaleme alınmasına rol aldı. TCK Gazi şerhi başlıklı kitabı yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki kavramlar konusunda ceza hukukçuları arasında bir başvuru kaynağı olarak kabul edildi.
İzzet Özgenç 2007'de bakanlar kurulu kontenjanından YÖK üyeliğine seçildi. 2008'de başkanvekili oldu. Ocak 2010'da YÖK başkanvekilliğinden istifa etti ve YÖK Yürütme Kurulu üyeliğine seçildi. Aynı yıl Türk - Alman Üniversitesi'ne rektör adaylığı dolayısıyla YÖK Yürütme Kurulu'ndan, Temmuz 2015'te ÖK üyeliğinden istifa etti.
Prof. Özgenç, halen Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi.
İzzet Özgenç'in eleştirel yaklaşımları
Prof. İzzet Özgenç kamu oyunda tartışılan görüşlerini makale ve yorumlarını arşivlediği kendi blogunda yayımlıyor.
Sıkça Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a aşırı yakınlığı ve dolayısıyla bilimsel, hukuksal tarafsızlığını yitirmiş olmakla suçlanan Özgenç 15 Temmuz sonrasındaki yargılamalarda gözaltı, tutuklama ve mahkumiyet kararlarına dayanak oluşturan irtibat ve iltisak kavramlarının hukuk dışı olduğuna ilişkin görüş bildirdi.
"Bu iki kavramın, belirlilik ilkesiyle bağdaşmadığını, bu iki kavrama izafeten kişilerin herhangi bir hak yoksunluğuna maruz bırakılamayacağını ve özellikle nevzuhur ‘iltisak’ diye hukuk literatürümüzde bir kavram bulunmadığını belirtmek isterim."
2023 Cumhurbaşkanı Seçimleri öncesinde Erdoğan'ın üçüncü kez adaylığının Anayasaya aykırılığı konusunda görüş bildirdi.
"Eğer cumhurbaşkanlığı seçimi normal zamanında yapılacaksa, sayın cumhurbaşkanımız aday olamaz." dedi.
12 Mart 2022'de Erdoğan’a yazdığı ve Twitter'dan yayımladığı açık bir mektupta hukukta yapılan yanlışların "sürdürülebilir olmaktan çıktığını" yazdı.
"Sayın Cumhurbaşkanım; sizinle olan şahsi tanışıklığım 1994 yılına kadar gider. Bu süreçte sizinle olan ilişkilerimde hep hukuku önceleyen bir duruş sergiledim. Türkiye’de hukuk alanında ve özellikle yapılan belirli soruşturma ve kovuşturmalara ilişkin olarak görebildiğim yanlışları başta zatıaliniz olmak üzere ilgili kamu otoritelerine arz etmeme rağmen, bu girişimlerimden sonuç alınmamış ve belirli yanlışların yapılmasına ısrarla devam edilmiştir. Gelinen nokta itibarıyla bu yanlışlar sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Bu yanlışların yanlışla telafisi imkanı da bulunmamakta. Bu yanlışların sebebiyet verdiği mağduriyetlerin giderilebilmesi veya en azından azaltılabilmesi için hukuka geri dönülmesi kaçınılmazdır." (BİANET)
Hiç yorum yok