Beşiktaş Kongresinden Koç'ların adayı zaferle çıktı. Fenerbahçe’den sonra Beşiktaş da Koç'un kontrolünde. Galatasaray da düşer yakın...
Beşiktaş Kongresinden Koç'ların adayı zaferle çıktı. Fenerbahçe’den sonra Beşiktaş da Koç'un kontrolünde. Galatasaray da düşer yakında. Koca ülkeyi ağlarına düşürdüler, 3-5 kulübün hesabı mı tutulur?
Beşiktaş, uzun süredir stada sponsor bulamıyordu. Başkan Ahmet Nur Çebi kapı kapı dolaştı, ama hangi kapıyı çalsa eli boş dönüyordu. Son çare Koç Holding’in kapısını çalmak oldu. Rahmi Koç ikiletmeden kabul etti, holdingin en büyük şirketi Tüpraş rekor bir fiyata stada adını verdi.
Beşiktaş Kulübü anlaşmayı şöyle açıkladı: “Şirketimiz ve Türkiye Petrol Rafineleri A.Ş. (Tüpraş) arasında 2023-2024 sezonundan başlamak üzere 3 sezon için geçerli olmak üzere stadyum isim hakkı ve reklam sözleşmesi imzalanmıştır. 2023/24 sezonu için anlaşma bedeli, başarı primi dahil toplamda 230.383.150 TL + KDV'dir. 2024/25 ve 2025/26 sezonlarına ilişkin tutarlar 2023/24 sezonuna ilişkin belirlenen tutarlara Türkiye İstatistik Kurumu'nca yayınlanan TÜFE oranı eklenmesi suretiyle bulunacaktır.”
Tabii Beşiktaş’ın başına para yağdıran Tüpraş’ın Koç’un eline geçmesi bambaşka bir konu. Kamu İktisadi Teşekkülü olan TÜPRAŞ 2005 yılı sonunda özelleştirildi. Bu satış, ülke ekonomisinin can damarlarından birinin kesilmesi anlamına geliyordu. İzmit, İzmir, Kırıkkale ve Batman'da bulunan dört tesisi ile TÜPRAŞ, Türkiye'nin tek rafineri işletmesi olan Tüpraş, yok pahasına 2006 yılı başında Koç-Shell ortaklığına teslim edildi. Bu “dönüşüm”, devrin gerçekleşmesinden 4-5 ay sonra Temmuz 2006’da TÜPRAŞ’ta çalışan işçilerin yaklaşık yüzde 20’sinin, yani bine yakın işçinin işten atılmasıyla taçlandırıldı. İşçilerden ve halktan çaldıklarının bir kısmını spor kulüplerine aktarmak ve oradan meşruiyet devşirmek bildik sermaye hareketlerinin başında geliyor.
Basına sızdırılan haberlere göre Beşiktaş’a sponsorluk kararını Koç ailesinin en büyüğü, onursal başkanı Rahmi Koç vermişti. Rahmi Koç 60 yılı aşkın bir süredir Beşiktaş Spor Kulübü üyesi. Onursal başkan Süleyman Seba'nın da en yakın dostuydu. İkili birbirleriyle telefonla konuşmak yerine sık sık mektuplaşırlardı. Bu mektupların çoğu da para pul işleri konu ediniliyordu gerçi ama olsun. Hatta bir keresinde Beşiktaş yine para ararken Koç'un önerisiyle otomobil piyangosu yapmış, bunda da en büyük katkıyı Rahmi Koç sağlamıştı.
Koç ailesinde takım sevdası
Ali Koç’un Fenerbahçe’ye başkanlık yapması, Tüpraş'ın Beşiktaş'a sponsor olması, Koç ailesinin futbol ilgisinin dışa vurumları.
Tüpraş’da Ömer Koç başkan, Ali Koç başkan vekili, Rahmi Koç ve Semahat Arsel Yönetim Kurulu Üyesi. Rahmi Koç ve Ömer Koç, Beşiktaş taraftarı. Ali Koç malum. Semahat Hanım ise Galatasaraylı. Semahat Arsel’in kız kardeşi Suna Kıraç’ın eşi İnan Kıraç; Galatasaray camiasının ağır isimlerinden biri. Hem okullu hem de Galatasaray Eğitim Vakfı’nın başında. Yani ailede her takıma yer var.
Haliyle sevgi ve para takımlar üzerinde belli bir etkiye de yol açıyor. Ali Koç’un FB’ye başkan olması soyadı sayesinde oldu. Rahmi Koç ise Beşiktaş’ta hiçbir zaman böyle doğrudan müdahalelere kalkışmadı. Parasını ve sevgisini adayları işaretlemek için kullandı.
Peki, Rahmi Koç Beşiktaş’ta dün yapılan seçimin neresindeydi?
Tam ortasında ve kazanan tarafta. Hasan Arat, Beşiktaş’ta adaylığını açıklayan ilk isimdi. Daha önce Koç Holding’den Mehmet Evren Artam’ı başkan adayı olduğu dönemde yönetimine alan Arat, Rahmi Koç’un desteği için Artam gibi bir başka Beşiktaşlı ismi daha yönetim listesine almak istedi. Tabii isteğin muhatabı Rahmi Koç’tu.
Buna karşılık Serdal Adalı da sırtını Yıldırım Demirören'e dayamıştı. Demirören’in başkanlığı döneminde yöneticiliğine de yapan Adalı, Hazal Kalkavan Kahraman’ın da yönetim kurulunda yer alacağını duyurdu. Daha önce BJK TV’de görev alan Kahraman, armatör Hakan Kalkavan’ın kızı. Hakan Kalkavan ise Beşiktaş eski başkanı Yıldırım Demirören’e yakınlığı ile biliniyor.
Koç gibi demokrasi
Dolayısıyla dün sadece iki başkan adayı değil, onların şahsında iki holding de yarıştaydı.
Hasan Arat’ın seçilmesinde en büyük etken Süleyman Seba referansı, Rahmi Koç, Murat Özyeğin ve Nevzat Demir’in desteği. Bu kadar çok para kokusu olunca seçim zaferi de kaçınılmaz.
Bu arada Arat ve Adalı da öyle fakir fukara tipler değil. İkisi de büyük patron. Zaten kurulan futbol düzeninde patron olmayanın başkan olması neredeyse imkânsız. Neredeyse dememizin sebebi Süleyman Seba. O MİT’ten geliyordu ama buna rağmen başkanlığa hayali ihracatçı patronların desteğiyle oturabilmişti.
Kaybeden Serdal Adalı’ya gelince, onun ismini kamuoyu “şike davası” günlerinden hatırlıyor. Serdal Adalı, 12 Temmuz 2011'de “Şike yapmak” suçlamasıyla gözaltına alındı. İfadesi alınan Adalı, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Tutuklandı. Yaklaşık 5 ay Metris Cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra “Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Yasası”nda yapılan değişiklikten sonra tahliye edildi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, 2012’de, Serdal Adalı'nın “Şike yapmak” suçunu işlediğine hükmetti. Mahkeme ayrıca Serdal Adalı hakkında “spor kulüplerinde ve federasyonlarda görev yapmaktan yasaklama” ve “stadyumlara giriş yasağı” kararı verdi. Yaklaşık 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılan Adalı, kararı temyiz etti. Yargıtay 2014 yılında hakkındaki mahkeme hükümlerini bozdu.
Sonuçta o kaybedince Demirören Holding da kaybetmiş oldu. Şimdi iktidar Koç Holding’in adamının elinde. Yani Fenerbahçe’den sonra Beşiktaş da Koç ailesinin kontrolünde. Galatasaray da düşer yakında. Koca ülkeyi ağlarına düşürdüler, üç beş kulübün hesabı mı tutulur? (ORHAN GÖKDEMİR - SOL.ORG)
