Sorumlu, iki beki bu tura yetiştiremeyen yönetim ve oyun içinde yanlış tercihler yapan Okan Buruk'tur! (VİDEO)


Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi play-off turu rövanşında Çekya'nın Sparta Prag takımına konuk oldu. İstanbul'da oynanan ilk maçı 3-2 kazanan sarı - kırmızılılar, rövanşta rakibine 4-1 yenilerek Avrupa defterini kapattı.

UEFA Avrupa Ligi play-off turu rövanşında Çekya ekibi Sparta Prag ile temsilcimiz Galatasaray karşı karşıya geldi. Çekya'da oynanan müsabaka, ev sahibi ekibin 4-1'lik üstünlüğüyle sonuçlandı ve toplam skoru 6-4 yapan Sparta Prag, tur atlayan taraf oldu.

Bu sezonki Avrupa macerası sona eren Galatasaray ise organizasyona play-off turunda veda etmiş oldu.

MAÇIN ARDINDAN KİM NE DEDİ? NE YAZDI?

Sparta Prag saygıdeğer bir proje takımı. Son bir buçuk yılda 35 milyon Euro’ya üç ihracat yapmışlar, Hlozek-Hacko Cvancara’yı büyük liglere satmışlar. O parayla bu dengeli takımı kurmuşlar. Başına da çok iyi bir teknik direktör getirmişler. Midtjylland kökenli Brian Priske’nin geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum. Şemasına, organizasyonuna sadık, ekibinin avantajlarını-dezavantajlarını bilen ve müsabakaları ona göre ele alan bir takım. 180 dakika boyunca hiçbir duran topta doğaçlama yapmadılar, hep çalışılmış set hissi veriyorlar. Danimarkalı her hoca gibi Priske’nin de sırrı kanat akınları. İstanbul’da oynadıkları Galatasaray’ı da iyi analiz etmişler, zayıf karnının sol savunma olduğunu kolaylıkla anlamışlar. İlk maçta golleri oradan atmışlardı, Prag’da da daha birinci dakikadan itibaren tüm aksiyonları Galatasaray’ın soluna yığdılar. 6’ncı dakikada Preciado-Laçi sağdan denedi, olmadı. 8’inci dakikada Kairinen-Preciado geldiler, golü atıp döndüler. Okan Buruk’a ne kadar saygı duyduğumu bu sütunun ya da televizyon programlarımızın takipçileri zaten bilirler. Bundan 10 sene önce A milli takımın başına gelmesi gerektiğini yazmıştım, gelecekte de İtalya Serie A’da iyi bir takım çalıştıracağına inanıyorum. Ancak maalesef son bir aydır bir konuda takımının verdiği açıkları görmezden geliyor. Berkan’a karşı oynayan hemen her takımın sağ kanat oyuncusu yıldızlaşıyor: Gaziantepli Sorescu, Samsunlu Zeki Yavru, Sparta Praglı Preciado, Olatunji ve sonradan giren Tuçi... Bu sezon tüm cephelerde toplam 1 golü olan Preciado, Galatasaray’a karşı 180 dakikada 2 gol-1 asistle oynadı. Bu kadarı tesadüf olmamalı sanırım. Galatasaray'ın bu sezonki Avrupa macerasında bir diğer zaafı da, beraberliğin yeterli görüldüğü maçlarda gereğinden fazla pasif davranılması oldu. Kopenhag deplasmanında bir iştah sorunu söz konusuydu. Dün de 16’ncı dakikada skor 1-1 olduktan sonra, özellikle de 46-70 arası takım sakinleştirici almış gibiydi. Bu aşırı korumacı tutum, turu Sparta Prag’a teslim etti maalesef. (UĞUR MELEKE)


İstanbul'daki mücadele, Galatasaray için skor ile oyunun bağımsız olduğu bir 90 dakikaydı. Prag’daki rövanş için gerekli dersleri çıkarmış olmak zorunluluktu. Rakibin etkili üç oyuncusundan yoksun olması, özellikle sol kenardaki Wiesner-Sorensen ikilisi üzerine giderek pozisyon üretebileceğimize dair bizi heveslendiriyordu. Aynı senaryo bir kez daha tekrarlanmaz diye umarak başladığımız maçta, daha 10 dakika dolmadan kalemizde golü gördük. Hem de ilk maçın yıldızı Preciado’nun ayağından. Sezon boyunca Angelino-Kazımcan’ın sol bekteki zaafları üzerinden dönen tartışmalar, ikisinin de olmadığı bir senaryoda Galatasaray’ın hız ve kademe sorunu yaşayacağını pek hesaba katmamıştı. Şüphesiz ki Köhn Avrupa listesine yetişmiş olsa, bugün başka bir maç yazısının satırları okunacaktı. Erken geriye düşmenin ardından çabuk tepki verip, duran toptan Abdülkerim ile bulduğumuz gol, ilk yarının geri kalan bölümünde oyunun kontrolünü Galatasaray’da olmasını sağladı. Anthony Taylor, Barış Alper’in pozisyonunda düdüğü çalsa bambaşka bir yere gidebilecek maç, ikinci yarıda kâbusa dönüştü. Sarı kırmızılılar, geleneksel 45-60 arası tempo düşüklüğünü skor dezavantajını rakibe vermeden tamamlamayı başarsa da Kaan’ın kırmızı kartıyla dengeler iyice bozuldu. Okan Buruk, Oliveira-Mertens değişikliği ile kontrolünü eline almak istedi ancak hem sayısal eksiklik hem iki kenarda orijinal mevkisi bek olmayan isimlerle kalan bölümde maçın içerisine giremedik. (ENGİN KEHALE)


Sparta Prag önde yaptığı presle Galatasaray’ın savunma ve orta sahada yapacağı top kayıplarına yatırımın karşılığını çabuk aldı. İlk maçın da yıldızı Preciado çabuk bir hücumda karşı karşıya kalınca Muslera’yı çaresiz bırakıp golü attı. Bu gol Galatasaray’ı maça döndürdü. 2. topları kazanıp bu kez Prag’a baskı yapan Galatasaray, dengelediği oyunun karşılığını çabuk aldı. Sanchez kafasını tamamlayan Abdülkerim savunmadaki güvenli oyununu golle süslemeyi başardı. Tabelanın dengede olması Sparta Prag’ı hataya daha müsait bir takım haline getirdi. İcardi ve Mertens devreye çok fazla girmediği için devrenin berabere bitmesi Galatasaray için önemliydi. Fakat 2. yarı başladığı andan itibaren avantajlı olan taraf Galatasaray olmasına rağmen bireysel hatayı çok fazla yapan, hücum etmekte zorlanan takım da Galatasaray oldu. Abdülkerim ve Muslera Galatasaray hata yaparken müdahaleleri ile tabelayı tuttular ama Kaan Ayhan kendini attırınca onlar da çaresiz kaldılar. Kırmızı kart ile beraber Sparta Prag hamleleri çok çabuk karşılığını verirken Okan Buruk hamleleri oyuna ilk kez Galatasaray’ın oyununa bir şey katmadı. Kaan Ayhan eksik bırakmasının yanında savunduğu kanat da o olmayınca zayıf düştü. Zeleny ve Tuci golünde Berkan, Haraslin golünde Davinson Sanchez çok önemli hatalar yaptılar. Ama en önemlisi ilk maçta da eksik kalan Galatasaray’ın aynı tepkiyi deplasmanda veremeyişi oldu. Kuchta dağınık görüntümüze son darbeyi vurdu. Rövanş maçındaki oyun, bireysel hatalar ve Kaan Ayhan’ın amatörlüğü Galatasaray’a hiç yakışmadı ve bu Türkiye’yi aşmış gözüken kadro Avrupa defterini kapatmış oldu. (ERMAN ÖZGÜR)


Galatasaray oyunu tutup, topu alanda çevirmeye çalışırken Prag'ın ezber golü geldi. İyi tarafı, golün dakikası oldu. Galatasaray hızlıca reaksiyon verip, Prag alanına yerleşti. Önde kalıp, atak sürekliliği sağladılar. Özellikle dikine oynadıkça, Çek savunmasının arasında koridorlar buldular. Abdülkerim'in golünü, Kerem ve Toreira'nın şutlarını, Icardi'nin de doğru açıyı bulamadağı 3 net fırsat yarattı bu tepki. İki takım arasındaki kalite farkı belirginleşmeye başladı. İbre Galatasaray'a döndü. Devre her şeyi tersine çevirdi. Okan Buruk, 45-60 arası takımının dominant kalamadığını farkedince, merkeze Oliviera'yı ekledi. Çok top kaybeden Aktürkoğlu'nun yerine de Zaha'yı. Bu müdahale hiçbir şeyi değiştirmedi. Prag, tempolu ve kanatlardan dikine oynayarak Galatasaray baskısını yemeden rahat gelmeye başladı. 11-10'dan sonra durum daha da belirginleşti. Sparta Prag için olabilecek en uygun senaryo hayata geçti. Galatasaray, dakika dakika sahadaki varlığını yitirdi. Çekler, istedikleri oyun alanını bulmanın yanı sıra, 11-10'dan bağımsız şekilde fiziksel olarak da çok üstün kaldı. Muhtemelen Galatasaray'ın bu sezon tepki veremediği en belirgin maçtı dün geceki. Bayern Münih düellolarında bile rakibi sallayan reaksiyonlarla sonuç alamasa da oyunu almışlardı. Final dakikalarında pozisyonlar, hatta gol dahi bulmuşlardı. Dün gece hiçbirini yapamadılar. Galatasaray adına açık ara sezonun en kötü performansıydı. (UMUT EKEN)


Henüz iki pas yapamadan da, taze belalımız formatındaki Preciado’nun ayağından ilk golü henüz 8’de yedik. Sağ kanat savunmacısını kim kovalamalıydı? Ne siz sorun ne ben söyliyeyim! Bir de Taylor var tipik İngiliz! Ben diyeyim ‘yılan’ siz deyin ‘akrep’ öyle tehlikeli ve sinsi yani. Barış Alper’in bileğine basılmasını görmezden gelen Taylor, Kaan Ayhan’ı benzer hamlesi nedeniyle oyundan attı! Aynı iki pozisyona, iki ayrı değerlendirme. Birini görmezden gelme diğerini en ağır şekilde tecziye. VAR’ına da, yoğuna da, İngiliz ‘ine de ne demeli Allah aşkına ? Yuh yani! Şampiyonlar Ligi hakem olumsuzlarına, bir yenisi eklendi. Abdülkerim ile çabuk yakaladığımız beraberliğin ve umutlarımızın içine yılan hakem Taylor marifetiyle edildi. Kaan Ayhan atılınca 2 ve 3’ncü golleri attı Sparta Prag ve Zaha’ya yapılan faulü es geçen Taylor akrepliğini tazeledi. Hırslı ve azimli English destekli, sarışınlar ülkesi Prag skoru 4’ledi. Galatasaray İngiliz ve Çekya güçleri ittifakı neticesi, maalesef elenmiştir. Üzgünüz hem de çok üzgün. (OĞUZ DİZER)


Sparta Prag Teknik Direktörü Brian Priske, Okan Buruk’u kopyalamış gibiydi. Oyunun başlangıcında Galatasaray ön alan baskısını beklenen şiddette yapamadı ama Abdülkerim ile Davinson Prag’ın santrforu Kuchta’nın üzerinde baskı kurmayı başardı. Fakat Galatasaray’ın zayıf karnının sol koridoru olduğunun üzerine plan yapan Priske, Okan Buruk’un, Icardi’yi orta sahanın derinine çektiği setin aynısını Kuchta’yı pivota alarak oynadı. Bunu yaptığı ilk pozisyonda Abdülkerim ile Berkan’ı orta yaya çekip Preciado’ya koridor açarak golü buldu. Galatasaray’ın gole reaksiyonunun çabuk olması Prag’ın coşkusunu kesmek için tek yoldu. Okan hoca Icardi’yi yine derine çekerek önce topu aldı, peşinden golü buldu. Ama Galatasaraylı futbolcuların beklerden başlayarak bireysel hataları momentumu Prag’ın lehinde tuttu. Galatasaray topu yine pas örgüsüyle çıkarmaya çalışırken baskıyı iliklerine kadar hissetmeye başladı. Barış Alper’in yanlış pası, Berkan’ın kaptırdığı top derken Prag’ın iki çok net pozisyondan gol çıkaramaması büyük şanstı. Fakat Galatasaray adına sahada iyi gitmeyen şeyler vardı ve çok göze batıyordu. Kaan Ayhan’ın sakatlığına bağlanabilecek ağırlığı, peşinden gördüğü kırmızı kart, sonrasında Berkan’ın sol bek savunmasındaki hatası ve Prag’ın ikinci golü. Maalesef Avrupa Ligi’nde final turlarını hedefliyorsanız bekleriniz ideale yakın olmalı. Faturayı tek bir isme kesmek yanlış. Berkan ilk golde alanını boşalttı, ikincisinde savunma zaafı başroldeydi. Ama Galatasaray yönetiminin Köhn transferisini yetiştirip UEFA listesine bildirmesi gerekirdi. (SERKAN AKÇAN)


Prag gibi atletik bir takıma karşı eksik oynamak kolay değildi. Bardağın dolu tarafından bakarsak bu kadar yoğun maç trafiğinde G.Saray'ın Prag'da Avrupa'ya veda etmesi üzücü de olsa makul karşılanabilir. Bardağın boş tarafına bakınca ve iki maçı da tartıya koyunca bu elenme Okan Buruk'a yazar. İlk maçta Prag takımı fazlasıyla geniş alan bulmuştu. Okan Hoca, "Rakibimizi tanıdık. Dersimize çalıştık" dedi ama G.Saray aynı hataları yine yaptı. Temmuz'da başlayan tüm Avrupa maçları dahil G.Saray'ın Prag'daki kadar top kaybı, pozisyon hataları, yanlış paslar kullandığını bir maç görmedim. İyi mücadele eden ve ayakta kalan Barış, Abdülkerim ve Davinson da dahil her G.Saraylı oyuncu inanılmaz top kayıpları yaptı. Kaan Ayhan'ın yaptığı kırmızı kartlık faul tamamen ciddiyetsizlikti. Okan Hoca oyuna doğru müdahale edemedi. Mücadeleci Kerem ile oyun aklı Mertens'i çıkarıp Zaha ile Oliveira'yı oyuna almak bir anda G.Saray'ın dengesini bozdu. Oliveira tam hazır değil. Eğer Kerem çıkıp, Zaha girecekse girmesin. Kerem'in ölüsü bile Zaha'dan daha fazla koşar ve mücadele eder. Prag'ın attığı dördüncü gol tamamen Zaha'nın hediyesiydi. Bu yanlış iki değişiklikten sonra 10 kişi kalan G.Saray peş peşe yaptığı pozisyon hataları ve top kayıpları sonrası tam 3 gol yedi. Uyarıyorum; Zaha, Ziyech ve N'Dombele yan gelip yatacaklarsa çürük elmalar konumuna gelmesin. Köhn'ün Avrupa'ya yazılamaması, Aureier'in sakat gelmesi transfer hatasıdır. Köhn olsaydı çok şey fark ederdi. Okan Hoca ligde ve kupada yoluna mücadele edecek oyuncularla devam etmeli, kendisini dev aynasında görenlere de fazla yüz vermemeli. (LEVENT TÜZEMEN)


Bireysel sporlarda son şampiyon bir sonraki yarışın, maçın favorisidir ama kağıt üzerinde. Unvanı senden almak isteyenler, senden daha iyi olmak için çok çalışmış, sen ise en az şampiyon olduğun gün kadar iyi olmak zorundasındır. Takım sporlarında unvanı korumak bundan çok daha zorlu, gün gelir bir kişi yakar takımı. G.Saray, ligin son şampiyonu olarak ünvanını koruma peşinde iyi bir sezon geçiriyor. Avrupa Ligi'nde ise eliminasyon turunda ilk maçı 3-2 bitirmek size 7 günlüğüne 'kazanan' ünvanını veriyordu. İşte bireysel sporlardan fark burada. Okan Buruk'un takımının oyunun üç ihtimalinden ikisi cebindeydi, olmadı… Olmaması için de G.Saray kendi cephesinde yeteri kadar sebep biriktirip gelmişti bu tura. İki beki olmadan çengelli iğne ile tutturulmuş adamlarla S.Prag gibi yeteneği belki tartışmalı ama sert bir rakip karşısında iki maçı da yarım saat 10 kişi oynamanın da yükü eklenince Avrupa'ya veda mektubu yazıldı. Dün ilk golün ardından Abdülkerim'in smacı sonrasında oyunu tuttuğunda Buruk'un takımı rakip affetmemeliydi. Sanchez ve Abdülkerim'in alkışlık oyunları yetmedi. Kerem'in ilk yarıda 6 ikili mücadeleyi kaybetmesi, yenilenler kadar rakibin kaçırdıklarındaki basit pas hataları, top kayıpları Buruk'a bu sezon deplasmanda en ağır mağlubiyeti yaşattı. Zaha-İcardi-Tete ile bağlantının koptuğu, Sergio'nun orta sahada tek kaldığı dakikalarda Buruk bütün kurşunlarını sıkmıştı ama vedanın sorumlusu iki beki bu tura yetiştiremeyen yönetimin yaptığı harakiridir. (BÜLENT TİMURLENK)


Prag'ın hırslı başlangıcı ve ilk golü bulması hiç hoş olmamıştı. Duran topla kazanılan beraberlik golünün çok gecikmemiş olması büyük şans. Abdülkerim'in golünden sonra özgüvenli bir Galatasaray vardı artık sahada. Sarı kırmızılılar için sezonun en önemli maçlarından birinde yine iki "devşirme" bek ile oynaması çok tuhaftı. Temsilcimizin kabına sığmayan üçlüsü Kerem, Mertens ve Barış biraz daha az savruk olsalar öne geçmek işten bile değildi. Savunmadan pasla çıkmamız başımıza iş açar gibi olmuştu fakat 70. dakikada Kaan Ayhan'ın kırmızı kart görmesine kadar (VAR devreye girmekte maalesef haklıydı) maçı izleyen herkese göre turu geçmeye yakın taraf bizdik. 10 kişi kaldığımızda normal sürenin bitimine 20 dakika vardı. Eksilerek, iyi bir rakip karşısında turu hayli zora sokmuştuk. Sparta artık sağlı sollu gelmeye başlamıştı, çok geçmeden de ikinci golü bulmayı başardılar. İlk maçta "bu maçı kazanmamız çok zor" dedikten sonra kazanmayı başarmıştık fakat bu kez durum hayli vahimdi. Beraberlik golü için tek şansımız duran top gibi görünüyordu. Ardından bireysel hatalarımızla bezeli bir gol daha attıklarında hevesimizi kursağımızda kalmıştı. Çok para harcayarak iyi takım kurulmuyor, jokerler asılların yerini tutmuyor. Hadi sol bek almadınız, eldeki iki sol bekin arkasından nasıl el salladınız? Okan hocam kusura bakmasın; dün akşam çıkardığı on bir de, taktik de çok hatalıydı. Bek oynayan iki isim (Kaan ve Berkan) keşke iki iyi bek sahadayken orta sahada görev alsalardı. (SERKAN KORKMAZ)


Galatasaray'dan Letna Stadı'nın çimlerinde çok daha güçlü bir maç başlangıcı bekliyordum. Oysa Rams Park'ta olduğu gibi Prag'da da maça baskı ile başlayan taraf, yine Sparta Prag oldu. Daha maça ısınamadan golü kalemizde gördük. Preciado'nun attığı golde başta Berkan olmak üzere Muslera'nın da büyük hatası vardı. İlk maçın kahramanı Muslera, çıkıp çıkmama kararsızlığı yaşayınca 1-0 geriye düştük. Maçtan önce yaptığımız yayında 'Galatasaray'ın en zayıf karnı Berkan'ın olduğu sol kenar. Rakip buradan gol bulmaya çalışacak' demiştim. Demez olaydım! Sparta Prag, sağ kanadını çok iyi kullandı. Neredeyse bütün ataklarını Berkan'ın tarafından geliştirdiler. Okan hoca, Abdülkerim'den Berkan'a yardımcı olmasını istedi. Yine de o kanadı bir türlü kapatamadık. Ama yediğimiz gole çok çabuk reaksiyon gösterdik. Duran toptan golü de bulduk. Mertens'in ceza sahasına yaptığı ortaya Davinson Sanchez vurdu, üst direkten dönen topu, Abdülkerim Bardakçı ağlara gönderdi. Skora denge getirdikten sonra ilk yarıda turu cebimize koyabileceğimiz gol pozisyonlarına girdik. Kerem Aktürkoğlu, Torreira, İcardi ve Barış Alper ile karşı karşıya pozisyonlarda skor üstünlüğünü ele geçiremedik. Final paslarında biraz daha becerikli olabilseydik, ilk yarıda Sparta Prag'ın fişini çekmiş olurduk. Hakem Anthony Taylor, ilk yarının sonlarında Vitik'in Barış Alper'in bileğine acımasızca bastığı pozisyonda ne kart gösterdi ne de faul düdüğünü çaldı. Yuh artık Taylor! Galatasaray ikinci yarıya skoru koruma içgüdüsü ile değil, galibiyet golünü atma refleksi ile başladı. Doğru olan da buydu! Bu arada Kerem Aktürkoğlu, maç boyunca rakipten adeta dayak yedi. Eline, ayağına basıldı. Tekmelendi. Ama Taylor film gibi seyretti. Rakibin sert oynamasına izin verdi. Koskoca Anthony Taylor, tribün baskısından etkilendi, eyyam yaptı. Berkan Kutlu çok aksadı. Sarı kartı da vardı. 'Okan hocanın buraya bir önlem alması gerekmez mi?' dedim içimden. İlk maçta olduğu gibi Prag'da da rakibe çok kolay pozisyonlar verdik. Hem de karşı karşıya pozisyonlar bunlar! Barış Alper ve Abdülkerim'in kenar beklerine yardımcı olmaktan adeta canı çıktı! İki kişilik oynadılar. Helal olsun! 50. ile 60. dakikalar arasında çok baskı yedik. Top yapamadık. Mertens ile yakaladığımız bir pozisyonda çerçeveyi bulamadık. Oyunu kaybettiğimiz bu anlarda Okan Buruk'tan Oliveira ve Zaha hamleleri geldi. Mertens ve Kerem Aktürkoğlu kenara geldi. Sparta Prag'ın en etkili ismi Preciado idi. Sarı kartı olan Berkan'a kırmızı çıkarabilmek için her şeyi yaptı. 68'de Taylor, VAR'a gitti ve Kaan Ayhan'a kırmızı kart gösterdi. Baskı yediğimiz anlarda 10 kişi kaldık. Ah Kaan Ayhan ah! Yapma bunu! Barış Alper sağ beke geçti. 10 kişi kaldıktan sonra çok daha fazla baskı yemeye başladık. Sahada dik durmak ve sakin olmamız gerekiyordu. Ama büyük baskı Prag'a Tuci ile golü getirdi. Yine geriye düştük. Vurdurma be Berkan! Ne yaptın böyle! Ardından Haraslin, Sparta Prag'a turu getirdi. Şampiyonlar Ligi'nde Bayern Münih'e, Manchester United'a sahayı dar eden Galatasaray, maalesef Prag'a teslim oldu. Çok yazık oldu çok! Böyle mi olacaktı! (ZEKİ UZUNDURUKAN)

Blogger tarafından desteklenmektedir.