Al Jazeera muhabiri İsmail el-Gul ve kameraman Rami er-Rifi, İsmail Heniyye'nin İsrail saldırıları sonucu yıkılmış evinin görüntülerini ...
Al Jazeera muhabiri İsmail el-Gul ve kameraman Rami er-Rifi, İsmail Heniyye'nin İsrail saldırıları sonucu yıkılmış evinin görüntülerini almak için gittikleri Şati Mülteci Kampı'ndan dönüyorlardı.
İsrail, Gazze Şeridi'ndeki Şati Mülteci Kampı'nda seyir halindeki bir araca düzenlediği saldırıda Al Jazeera muhabiri İsmail el-Gul ve kameraman Rami er-Rifi’yi öldürdü.
Gul ve Rifi'nin İran'da suikasta uğrayan Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin İsrail saldırıları sonucu yıkılmış evinin görüntülerini almak için Şati Mülteci Kampı'nda bulunuyordu.
İsrail, gazetecileri çekimden sonra bölgeden ayrıldıkları sırada öldürdü. Saldırıya uğradıklarında gazeteci yelekleri giyiyorlardı ve arabalarında kimlik işaretleri vardı.
Al Jazeera, saldırıyı "hedefli suikast" olarak nitelendirdi ve İsrail'i Gul ve Rifi'yi doğrudan hedef almakla suçladı.İki gazeteci de 1997 doğumluydu.
Al Jazeera’nin anlatımına göre Gul, profesyonelliği ve özverisiyle tanınıyordu; dünyanın dikkatini Gazze'de, özellikle el-Şifa Hastanesi'nde ve kuşatma altındaki bölgenin kuzey mahallelerinde yaşanan acılara ve vahşete çekmişti.
Eşi Gazze'nin merkezinde ülke içinde yerinden edilmiş insanların kaldığı bir kampta yaşıyor ve aylardır birbirlerini görmüyorlardı. Gul’un ayrıca geride küçük bir kızı kaldı.
BM: Gazetecilerin korunması şart
İsrail’İn Al Jazeera çalışanlarının öldürülmesine Birleşmiş Milletler’den (BM) geldi. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, Al Jazeera'ye başsağlığı dileklerini iletirken, "Gazetecilerin korunması şart." dedi.
Diğer benzer olaylar gibi bunun da kapsamlı ve şeffaf bir şekilde soruşturulması ve suçluların hesap vermesi gerektiğini belirten Dujarric, "Her bir gazetecinin öldürülmesini kınıyoruz." diye konuştu.
Dujarric, BM'nin gazetecileri korumak için ne yapabileceğine dair de "Biz savunuculuklarını yaparak ancak katkı sağlayabiliriz ve bunu yapıyoruz." Dedi. "Elinde silah olanlar biz değiliz" de diyen Dujarric, çatışma bölgelerinde gazetecileri koruma imkanları olmadığını belirtti.
Gazze'ye yabancı gazetecilerin girmesi için çağrılarını yinelediklerini bildiren Dujarric, "Refah Sınırı'nın anahtarları bizim elimizde değil. Vizeleri de biz vermiyoruz." ifadelerini kullandı.
“Yoruldum dostum”
Al Jazeera Arapça’nın yayın yönetmeni Muhammed Muavad, İsmail el-Gul’un kendisine gönderdiği son mesajı paylaştı:
Sana şunu söyleyeyim dostum, artık uykunun tadını bilmiyorum. Çocukların cesetleri, yaralıların çığlıkları ve onların kana bulanmış görüntüleri gözümün önünden hiç gitmiyor. Annelerin feryatları ve sevdiklerini kaybeden erkeklerin feryatları kulaklarımdan hiç gitmiyor. Enkaz altından gelen çocuk seslerine artık dayanamıyorum, her an yankılanan ve bir kâbusa dönüşen enerji ve gücü unutamıyorum. Kilitlenmiş ve uzatılmış tabut sıralarının önünde durmak ya da evlerinin altında ölümle savaşan, güvenli ve hayatta kalmak için bir çıkış yolu bulamayan ölü insanları yaşayanlardan daha fazla görmek artık benim için kolay değil. Yoruldum dostum...
Hedef Al Jazeera
Gul ve Rifi’nin ölümüyle İsrail’in Gazze’de öldürdüğü gazeteci sayısı Filistin hükümetine bağlı Medya Ofisi’ne göre 165’e çıktı.
New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 31 Temmuz itibarıyla Gazze'de öldürüldüğünü teyitlediği gazeteci sayısının 111 olarak açıkladı.
CPJ, ayrıca savaşın başından bu yana İsrail’in Al Jazeera ile bağlantılı en az yedi gazeteci ve medya çalışanını öldürdüğünü belgelemiş durumda. (BİANET)
Hiç yorum yok