Demirtaş - Özel görüşmesi, bir çağrı metni, bir tespih, iki kitap... (VİDEO)


Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yaptığı görüşmenin detaylarını paylaştı. Demirtaş, "Çözüm kurumu TBMM’dir" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne Cezaevi'nde Selahattin Demirtaş’ı ve Selçuk Mızraklı'yı ziyaret etti.

Ziyaretin ardından sosyal medya hesabından görüşmenin detaylarını paylaşan Demirtaş, "Bugün, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ile görüştük. Sayın Özel’e, ziyareti nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum. Toplumsal birliğe, güçlü beraberliğe, adalete ve barışa susamış, ekonomik krizin yol açtığı yoksullukla boğuşan halkımızın yararına olduğuna inandığımız tüm konuları samimiyetle tartışma fırsatımız oldu" dedi.

'KEYFİ ŞEKİLDE SÜRDÜRÜLMEKTEDİR'

"Türkiye’de siyaset kanalları uzun yıllardır tıkalı durumdadır" diyen Demirtaş, "Devlet işleyişi oldu bittilerle, Anayasa’ya aykırı uygulamalarla keyfi şekilde sürdürülmektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “normalleşme, yumuşama” diye ifade ettiği sürecin ayaklarının yere basması, ete kemiğe bürünmesi isteniyorsa yapılması gereken ilk şey, hukukun üstünlüğüne her alanda saygı duymaktır. Bu olmadan siyaset kanalları da açılmaz, normalleşme zemini de oluşmaz" ifadelerini kullandı.

'ÇÖZÜM KURUMU TBMM'DİR'

"Türkiye’deki sorunların çözüm yolu siyaset, çözüm kurumu da TBMM’dir" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:

"Sayın Özel’in ziyareti vesilesiyle bu konularda görüş alışverişinde bulunma fırsatını yakalamış olduk. Gelir adaletsizliğinden demokrasiye, dış politikadan Kürt sorununa, doğa haklarından emeklilerin, gençlerin, çocukların ve özellikle kadınların sorunlarına kadar birçok konuda verimli bir tartışma yürüttük, son günlerde açığa çıkan bebek katliamını ve sağlık sistemini ele aldık. Ayrıca Türkiye’nin temel sorunlarının çözümünde siyasetin rol üstlenmesinin, diyaloğun ve iş birliğinin öneminin altını çizerek el sıkışma seremonisinin devamının gelmesi için siyasete şans tanınması gerektiğini ifade ettim. Bu aşamada, seçim hesaplarına girmeden, ittifak yarışlarıyla tartışmanın önünü kesmeden, barış için herkesin katkısının önemine değindim.

GÖRÜŞMENİN ABSÜRT BİR YÖNÜ VARDI

Sayın Özgür Özel ile yaptığımız bu anlamlı ve değerli görüşmenin absürt bir yönü vardı, o da görüşmeyi cezaevinde yapmış olmamızdı. Umarım Kobani ve Gezi kumpas davaları rehineleri başta olmak üzere, Sayın Selçuk Mızraklı ve Sayın Bekir Kaya dahil tüm siyasi tutsakların hakları bir an önce iade edilir ve özgürlüklerine kavuşurlar, bu zalimce adaletsizlik son bulur. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak girişimleri gibi yargısal operasyonlardan da artık vazgeçilir.

DEMOKRATİK SİYASETTE ISRARCI OLACAĞIZ

Bizler her şart ve koşulda demokratik siyasette ısrarcı olacağız ve demokrasinin, toplumsal barışımızın sağlanması için üzerimize düşen sorumluluğun gereklerini yerine getireceğiz. Ayrıca, kurumsal işleyişimize uygun bir şekilde, görüşmenin içeriğini avukatlarım aracılığıyla DEM Parti Genel Merkezi'ne aktaracağım. Sayın Özel’e bu anlamlı ziyareti nedeniyle bir kez daha teşekkürlerimi sunarken kendisine başarılar diliyor, şahsında tüm Cumhuriyet Halk Partililere içten selam, sevgilerimi gönderiyorum."


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı Edirne Cezaevi'nde geldi. Ziyaret öncesinde Demirtaş'ın avukatları, Demirtaş'ın kitabını ve yazdığı çağrı metnini Özgür Özel'e teslim etti.

DEMİRTAŞ ÇAĞRI METNİNİ SOSYAL MEDYADAN YAYIMLADI

Öte yandan Selahattin Demirtaş, Özgür Özel'e ilettiği çağrı metnini sosyal medya hesabından yayımladı.

Metnin tamamı şöyle:

Bu çağrı ben dahil tüm erkeklere, zihniyetimizle yüzleşme çağrısıdır. 

Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, tecavüz, taciz, tehdit vakaları kan donduran vahşet boyutlarına ulaştı. Kadınlar için sokaklar, iş yerleri, okullar, hastaneler hatta yaşadıkları ev bile cehennem azabına dönüştü, toplumsal kaygı içindeyiz. 

Bir erkek olarak bu konuda çağrı yapmak bile zor çünkü cinsiyet olarak fail olan tarafta yer aldığımı biliyorum. Kadınların maruz kaldığı şiddet, bireysel değil toplumsal bir sorunun yansımasıdır ve bu soruna karşı mücadeleyi salt kadınların omzuna yüklemek yerine biz erkeklerin de elimizi taşın altına koymamız gerektiği açıktır. 

Buradan tüm erkeklere sesleniyorum, sadece bir dakika duralım ve düşünelim; suçu, suçluyu başka yerde aramayalım. Bu düzenin yaratılmasından, şiddeti besleyen zihniyetin oluşmasından söylemlerimizle, eylemlerimizle hepimiz sorumluyuz. Sorgulamaya, değişime kendimizden başlayalım. Biz erkekler doğuştan bu kadar vahşi, barbar, acımasız değiliz. Erkek egemen zihniyeti adım adım biz yarattık ve bu şiddet döngüsünün kurulmasına biz sebep olduk. O halde eşit, adil, güvenli bir yaşam inşa edilmesine fırsat sunma sorumluluğu da bizdedir. 

Kalıcı bir çözüm bulmak için, erkeklerin bu konudaki sorumluluğu sessiz kalmaktan öte hem özeleştiri yapmak hem de sistemi dönüştürmeye yönelik taleplere destek olmaktır.  Ancak bu destek, kadınlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir dil yerine, onların yanında yer alarak ve dinleyerek verilmelidir. Bu yazı da toplum olarak sorumluluklarımızı yeniden hatırlamak için kaleme alındı. 

Unutmayın; kadınlar biz erkeklere sesleniyor, isyan ediyor, feryat ediyor, mücadele ediyorlar. Biz de kendimizle samimiyetle yüzleşerek kadınların mücadelesine omuz verelim.

Bu utanca, bu vahşete ve barbarlığa ortak olmak istemeyen tüm erkeklere çağrımdır, gelin her yerde yüksek sesle biz de haykıralım ve “Kadınların çığlığını duyuyoruz.” diyelim.

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, bugün ziyaretimize gelen Sayın Özgür Özel’e, tüm siyasi parti liderlerine, milletvekillerine, yargı mensuplarına, barolara, belediyelere, sivil toplum örgütlerine, güvenlik bürokrasisine çağrı yapıyorum: Acil ve etkili tedbirler için lütfen iş birliği yapın, kadınların isyanını ve haklı taleplerini duyun. Siyasetteki erkek egemen dili, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek işe başlayalım.  

Toplumsal barışı inşa etmek istiyorsak gelin önce buradan başlayalım. Çünkü özgürlük ve demokrasi herkes için hayata geçmeden barış da sağlanamaz. 

Bu çerçevede kadınların talep ve beklentilerini, sadece aracılık ederek bir kez daha duyurmak istiyorum.”

Acil Önlemler:

1-İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı ya da iptalinden vazgeçilmeli. Sözleşmede yer alan tüm maddelerin uygulanması için ivedilikle harekete geçilmeli.

2-Kadınlara yönelik suçlarda cezasızlığa son verilmeli. Tehdit, hakaret, şantaj, ısrarlı takip gibi suçlarda da tutuklama dahil cezai ve kontrol tedbirleri uygulanmalı.

3-Devlet kurumları ve yöneticileri, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı net bir tutum içinde olmalı ve kadın aleyhine açıklamalardan kaçınmalı.

4-Kadına yönelik tehdit, şiddet suçu şikayete bağlı olmamalı, şikayet olursa da şikayetçinin ismi ve adresi gizlenmeli, soruşturma kamu adına yürütülmeli ve Bakanlık soruşturmanın bizzat tarafı olmalı.

5-Kadına yönelik şiddet ve cinayet soruşturmalarını kadına yönelik şiddete karşı düzenli eğitim ve destek alan polisler, savcılar ve hakimler yürütmeli.

6-Kadına yönelik tehdit ve şiddet, katalog suçlara dahil edilmeli ve tutuklama sebebi sayılmalıdır.

7-Bakanlıkça geliştirilecek bir uygulamayla kadınlar, telefonlarından tek tuşla o anki baz istasyonundan sinyal alan tüm telefonlara yardım sinyali gönderebilmelidir.

8-Sokak aydınlatması olmayan tek bir park ve sokak kalmamalı.

9-Gece ve gündüz; park, sokak, meydan ve caddelerde güvenlik tedbirleri arttırılmalı.

10-6284 sayılı yasada yer alan elektronik kelepçe, tüm riskli vakalarda uygulanmalı.

Orta Vadeli Önlemler:

1-Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet konuları ilkokuldan itibaren zorunlu ders olarak müfredata dahil edilmeli.

2-Kadınlara yönelik istihdam olanakları arttırılmalı, tüm iş yaşamında kadınlara iş güvencesi ile eşit işe eşit ücret politikası uygulanmalı.

3-Sığınak sayıları arttırılmalı, sığınaklardaki kadınları güçlendirme politikalarına önem ve öncelik verilmeli.

4-Ücretsiz olarak 7/24 herkesin ulaşabileceği, her dilde hizmet veren Alo Şiddet hattı kurulmalı.

5-Tüm il ve ilçelerde yaygın halk eğitimleri, paneller, açık oturumlar, konferanslar düzenlenerek erkeklerin bilinci arttırılmalı. Tüm billboardlarda her ay, bir hafta boyunca sadece bu konuda duyarlılık çağrısı yapan afişlere ücretsiz yer ayrılmalı.

6-Özel televizyon kanalları ve TRT’nin tüm kanallarından, her gün kamu spotu niteliğinde yayınlarla bu konu işlenmeli. Hazırlanacak video hakkında kadın örgütlerinden görüş alınmalı.

7-Televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet içeren sahnelere son verilmeli.

8-Kadın örgütlerinin talepleri doğrultusunda ve İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan Cinsel Saldırı Kriz Merkezleri kurulmalı.

9-Tüm illerde tüm kadın örgütlerinin de yer aldığı kadına dönük şiddet ve ayrımcılığa son koordinasyonları kurulmalı.

10-6284 sayılı yasadaki koruyucu ve önleyici tedbirler kadınların talebi halinde hızlıca alınmalı, yasanın tartışılmasına son verilmeli.

11-Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz kapsamında hüküm giymiş kişilerin cezaevinde kadınlara dönük ayrımcılık ve şiddete karşı zorunlu eğitim almaları sağlanmalı.

12-Bu çalışmaların tümü, kadın örgütleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla ortak irade ve birlikte çalışmayla hayata geçirilmeli, şiddete karşı mücadelede yan yana ve kararlı bir duruş sergilenmeli.


Demirtaş'tan Zeydan ve Şedal'a: ‘Dilerim, yakın zamanda görüşebiliriz’... 
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanlarına mesaj gönderdi: “Dilerim gelişmeler olumlu ilerler ve yakın zamanda görüşebiliriz.”

Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan’a mesaj gönderdi. Demirtaş mesajında, “Dilerim gelişmeler olumlu ilerler ve yakın zamanda görüşebiliriz” dedi.

2016 yılından bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demirtaş, avukatları aracılığıyla hem Kürtçe hem de Türkçe olarak gönderdiği mesajda şu ifadelere yer verdi:

"Değerli Neslihan ve Abdullah Başkanlara. Merhaba arkadaşlar, iyi ve moralli olduğunuzu umuyorum. Biz de her zamanki gibi gayet güçlüyüz. Dilerim gelişmeler olumlu ilerler ve yakın zamanda görüşebiliriz. Kendinize iyi bakın, kıymetli ailelerinize ve tüm halkımıza hasretle selam ve sevgilerimizi iletin. Serkeftin."

Demirtaş, Kürtçe mesajında ise şu ifadeleri kullandı: "Ji zindana Edirneyê heyya Behra Wanê silavên xwe yên germ dişinim. Bawerim demek nêzik de emê bi xwe bibînin. Her bijî gele me yê qehreman, her bijî têkoşîna azadî."


Selahattin Demirtaş ile görüşen Özgür Özel'den açıklama: TBMM'nin odak olması konusunda mutabık kaldık... Edirne F Tipi Cezaevinde eski HDP genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret eden CHP lideri Özgür Özel açıklama yaptı. Özel, "Demirtaş'la TBMM'nin odak olması konusunda mutabık kaldık" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu hafta Doğu ve Güneydoğu'da 6 ile yapacağı ziyaret öncesinde, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı Edirne Cezaevi'nde ziyaret etti. Özel’e Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eşil etti.

Yaklaşık üç saat süren görüşme sonrasında açıklama yapan Özgür Özel, çözüm için TBMM'nin önemi konusunda Demirtaş ile mutabık olduklarını belirtti. Bölgeye yapacağı altı günlük ziyaretin ilk adımının Edirne olduğunu belirten Özel, "Demirtaş ile görüşmeden bölge ziyaretinin anlamı olmazdı" diye konuştu.

Özel'in açıklamalarından başlıklar şöyle:

UTANÇ VERİCİ: "Hem Selahattin Demirtaş hem de Selçuk Mızraklıyla birer görüşme gerçekleştirdik. Öncelikle böyle bir görüşmeyi yapmak zorunda olmak zorunda olmanın utancı içerisindeyim. Çünkü her ikisi de görevleri başındayken, Sayın Selahattin Demirtaş Partisi’nin eş genel başkanıyken, Sayın Mızraklı da milletvekiliyken 'güya hiç kimseden talimat almayan, almaması gereken' hakimlerin bir gece yarısı farklı farklı şehirlerde hep beraber uyanıp evlerine baskınlar yaptırıp pek çok milletvekilini aynı anda alıp götürdükleri ve bildirilecekleri uçakların bile hazır tutulduğu bir operasyonun sonunda buraya kondular. Böyle bir görüşme yapma kendi siyasi tarihime Türkiye’nin siyasi tarihine böyle bir görüşmeyi bırakmak bizler açısından üzücü ve utanç verici. Esas bu utancın kaynağının kimler olduğunu millet biliyor.

ÇAĞRI METNİ ÇOK ŞEY SÖYLÜYOR: Çağrı metnini okudum aslında bu çağrı metni çok şey söylüyor. Eğer toplumsal barıştan bahsedeceksek diyor Selahattin Bey bunu ilk önce bu işin esas sorumlusu bütün erkekler olarak kendimizden başlamalıyız ve hep birlikte ilk adımı atmalıyız. Kadınların bu kadar güvende olmadığı bir ülkede toplumsal varış nasıl sağlanabilir? Kendisi yaptığı bu çağın içerisinde 'içimizdeki erkeğe sesleniyorum' diyor. Ben Demirtaş’ın kitaplarımın hemen hepsini okudum. Seher‘deki ilk hikayede içimizdeki erkeğe vurgu yapıyor. Ben bunu söylediğimde gülümsedi, daha da gülümseten başka bir şey söyledim; Seher kitabında ilk hikaye 'içimdeki erkek'tir son hikaye de 'sonu muhteşem olacaktır' ile bitiyor dedim.

SONU MUHTEŞEM OLACAK: Türkiye’de insanlar birbirini sevdikten toplumsal barışı hep beraber içselleştirdikten sonra nasıl 100 yıl önce sonu çok güzel olmuştu; Türkler ve Kürtler Türkiye’de yaşayan herkes dedelerimiz hep beraber büyük bir işgali sona erdirmiş genç bir Cumhuriyet kurmuşlardı, yine sonu muhteşem olacak. Bu sefer ilk yüzyılda yapamadıklarımız varsa hatalarımız eksiklerimiz varsa hepsini de hep birlikte onu arayacağız. Ve toplumsal barışa hep birlikte sağlayacağız."

DEMİRTAŞ GİBİ BİR AKTÖRÜ ALTI ÇİZİLMELİDİR: Bugünkü ziyaretin birkaç önemli özelliği var. Daha önce planladığım bir ziyaretti. Gecikmiş bir ziyarettir. Her ikisi de seçilmiş insanlardı. Doğu, Güneydoğu turuna çıkamadan önce, onların seçildiği ile, onların evine gitmeden önce yapılmış bir nezaket ziyaretiydi. Selahattin Demirtaş'la görüşmeden 6 günde 6 ilde olmanın bir anlamı olmazdı. Silahlar bırakılacak, analar ağlamayacaksa tüm aktörler önemlidir. Barış konusu görüşülecekse tüm aktörler çok önemlidir, ancak Selahattin Demirtaş gibi bir aktörün altı da kalın kalın çizilmelidir. 

SÜRECİ TEMKİNLE TAKİP EDİYORUZ: Gelecekte iyi şeyler olacaksa Türkiye için kimse kimseyi engellememeli kişisel çıkarlar üzerinden hesap yapılmamalı 86 milyonun çıkarı birlikte gözetilmelidir. O yüzden çok kolay bir muhalefet imkanı varken sayın Bahçeli’nin bugüne kadar bize ve DEM'e söyledikleri, Erdoğan’ın dedikleri, bunları yapmak yerine uzatılan el doğrudur demeye devam ediyoruz. Bu süreci çok yakından temkinle dikkatle takip ediyoruz ve özellikle mutlaka ve mutlaka samimiyet çağrısı yapıyoruz. Bir samimiyet var mı yok mu bunun görülmesi lazım herkes kendine göre bir tarif yapıyor ben bir tarif yapacak değilim. Meselenin özü şudur; kimse ittifakının ya da partisinin çıkarını düşünerek bir şeyler yapmaya kalkmasın bu bu milletin Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti yapan tüm insanların vicdanlarından döner. Kimse kimseyle alay etmesin. Kimse kimsenin aklını hafife almasın.

TBMM'NİN ÖENMİ KONSUNDA MUTABIK KALDIK: Bu ziyaret bir nezaket ziyareti olmanın yanında siyasi anlamı olan bir ziyarettir. İlk yüzyılda yapamadıklarımızı hep birlikte onaracağız. Demirtaş'la memleketin tüm sorunlarını konuştuk; adalet sorununu, ekonomik krizi, bunların nasıl aşılacağını konuştuk. Hukukun üstünlüğü ve iyi bir yönetimin gerekliliğini konuştuk. En mutabık olduğumuz konulardan biri de TBMM'nin önemiydi. TBMM'nin odak olmadığı hiçbir karar şimdiye kadar sonuç vermedi, bundan sonra da vermeyecek. Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile iletişim halinde olmaya, birbirimizin görüşlerine ihtiyacımız olduğu her an görüşmeye devam etme konusunda da mutabık kaldık.

Özel'den Demirtaş'a iki kitap ve bir tespih... Selahattin Demirtaş'ı ziyaret eden CHP lideri Özgür Özel, Demirtaş'a Dino Buzzati’nin 'Tatar Çölü' romanı ve Orhan Pamuk’un 'Kafamda Bir Tuhaflık' romanı ile bir tespih hediye etti.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan önceki dönem HDP Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti.

Yaklaşık 3 saat süren görüşmede Selahattin Demirtaş Özgür Özel'e son kitabı Arafta Düet'i hediye etti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Demirtaş’a İtalyan yazar Dino Buzzati’nin 'Tatar Çölü' romanı ve Orhan Pamuk’un 'Kafamda Bir Tuhaflık' romanı ile bir de tespih hediye etti. (ALINTILAR: GAZETE DUVAR)


Bugün, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ile görüştük. Sayın Özel’e, ziyareti nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum. Toplumsal birliğe, güçlü beraberliğe, adalete ve barışa susamış, ekonomik krizin yol açtığı yoksullukla boğuşan halkımızın yararına olduğuna inandığımız tüm konuları samimiyetle tartışma fırsatımız oldu. Türkiye’de siyaset kanalları uzun yıllardır tıkalı durumdadır. Devlet işleyişi oldu bittilerle, Anayasa’ya aykırı uygulamalarla keyfi şekilde sürdürülmektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “normalleşme, yumuşama” diye ifade ettiği sürecin ayaklarının yere basması, ete kemiğe bürünmesi isteniyorsa yapılması gereken ilk şey, hukukun üstünlüğüne her alanda saygı duymaktır. Bu olmadan siyaset kanalları da açılmaz, normalleşme zemini de oluşmaz. Türkiye’deki sorunların çözüm yolu siyaset, çözüm kurumu da TBMM’dir. Sayın Özel’in ziyareti vesilesiyle bu konularda görüş alışverişinde bulunma fırsatını yakalamış olduk. Gelir adaletsizliğinden demokrasiye, dış politikadan Kürt sorununa, doğa haklarından emeklilerin, gençlerin, çocukların ve özellikle kadınların sorunlarına kadar birçok konuda verimli bir tartışma yürüttük, son günlerde açığa çıkan bebek katliamını ve sağlık sistemini ele aldık. Ayrıca Türkiye’nin temel sorunlarının çözümünde siyasetin rol üstlenmesinin, diyaloğun ve iş birliğinin öneminin altını çizerek el sıkışma seremonisinin devamının gelmesi için siyasete şans tanınması gerektiğini ifade ettim. Bu aşamada, seçim hesaplarına girmeden, ittifak yarışlarıyla tartışmanın önünü kesmeden, barış için herkesin katkısının önemine değindim. Sayın Özgür Özel ile yaptığımız bu anlamlı ve değerli görüşmenin absürt bir yönü vardı, o da görüşmeyi cezaevinde yapmış olmamızdı. Umarım Kobani ve Gezi kumpas davaları rehineleri başta olmak üzere, Sayın Selçuk Mızraklı ve Sayın Bekir Kaya dahil tüm siyasi tutsakların hakları bir an önce iade edilir ve özgürlüklerine kavuşurlar, bu zalimce adaletsizlik son bulur. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak girişimleri gibi yargısal operasyonlardan da artık vazgeçilir. Bizler her şart ve koşulda demokratik siyasette ısrarcı olacağız ve demokrasinin, toplumsal barışımızın sağlanması için üzerimize düşen sorumluluğun gereklerini yerine getireceğiz. Ayrıca, kurumsal işleyişimize uygun bir şekilde, görüşmenin içeriğini avukatlarım aracılığıyla DEM Parti Genel Merkezine aktaracağım. Sayın Özel’e bu anlamlı ziyareti nedeniyle bir kez daha teşekkürlerimi sunarken kendisine başarılar diliyor, şahsında tüm Cumhuriyet Halk Partililere içten selam, sevgilerimi gönderiyorum. Saygılarımla… Selahattin Demirtaş 21 Ekim 2024
Blogger tarafından desteklenmektedir.