Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklara hâkim olan şatafat tüm kamu kurumlarına yayılıyor. Onlarca yıl kullanılması mümkün olan büro eşyaları için ...
Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklara hâkim olan şatafat tüm kamu kurumlarına yayılıyor. Onlarca yıl kullanılması mümkün olan büro eşyaları için milyarlarca lira kaynak harcanıyor. 2024’ün on ayında büro eşyası alımı için yapılan harcama 3 milyar liraya dayandı.
Milyonlarca asgari ücretli karınlarını bile doyurmaya yetmeyecek 22 bin 104 liranın şokunu yaşıyor, memur ve emekliler de benzer bir son korkusuyla bekliyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın dalga geçercesine yaptığı “Enflasyona ezdirmeme sözümüzü tuttuk” açıklaması öfkeyi büyütürken ekonomi bürokrasisinden, ekonomik krizden kurtulmak için “birlikte fedakârlık” çağrıları geliyor.
“Fedakarlık” denildiğinde iktidarın aklına sadece yoksul milyonların geldiğine, bu geniş kitlenin sadece seçim arifelerinde gönüllerini alıcı bir iki düzeltme dışında iktidarın öncelikleri arasında yer almadığına yıllardır tanıklık ediliyor.
KOLTUK, MASA HARCAMASI
Bütçe analitik rehberinde “Büro ve İşyeri Mefruşatı Alımları” başlığı altında yer alan ve hastane, okul gibi alt başlıklarla devam eden bu harcama kalemi içindeki büro mefruşatı alımları şampiyonluğu diğerlerine hiç kaptırmadı. Okulların dökülüyor olması, şehir hastaneleri dışındaki hastanelerin olanaklarının yetersizliği malum. Ancak bunlar için yapılan harcamalar ofis harcamalarının yanına bile yaklaşamıyor.
“Bu harcama ne almak için yapılıyor?” sorusunun yanıtı, yine bütçe hazırlanırken kullanılan rehberde şöyle tanımlanıyor: “…hizmet, çalışma ve işyerlerinin, okulların, hastanelerin, sosyal tesislerin donatımı ve döşemelerinde kullanılan eşyalar ile hizmetin, çalışmanın ve işin gerektirdiği büro masası, koltuk, misafir koltuğu, sandalye, sehpa, kütüphane, dosya dolabı, karteks dolabı, daktilo ve bilgisayar masası, okul sırası, hasta yatağı, sedye, hasta arabası, çelik kasa, perde...”
ŞATAFAT YUKARIDAN YAYILIYOR
Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar, Ankara’daki genel müdürlüklerdeki şatafat dolayısıyla aşağıya doğru yayılıyor. Belediye başkanlarının, rektörlerin odalarındaki varaklı mobilyalar, deri koltuklar, lüks banyoların haberleri birbirini izliyor.
İktidar halk yoksullaştıkça artan israf harcamalarının ekonomik sonuçları yanında oy kaybına da yol açması nedeniyle her biri kâğıt üzerinde kalan ye genelge yayımladı bugüne kadar… Sonuncusu büyük oy kaybı yaşadıkları 31 Mart yerel seçimlerinden sonra geldi. Mayıs içinde yayımlanan ve öncekilerden farklı olarak cezai yaptırımlar da içeren bu genelgede bilinen tüm israf kalemleri ile ilgili uyarılar yer aldı. Bunlardan biri de şuydu:
“Zorunlu haller hariç mobilya, tefrişat ve ofis donanımı gibi demirbaş alımları, 3 yıl süreyle durdurulacak.”
Öncekiler gibi bu hükme de uymadı bürokrasi, hatta genelgenin yayımlandığı aydan sonra sürekli yüksek harcamalar yapıldı.
MİLYARYAR HARCANDI
2024’ün Ocak ayında 300 bin TL olan büro mefruşatı Kasım’da 501,8 Milyon TL’ye çıktı. İktidarın yayımladığı tasarruf genelgesi de bu harcamadaki artışı engellemeye yetmedi. 10 ayın sonunda büro mefruşatı için yapılan harcama 2.9 milyar lira oldu. Bu tertipten okullar için yapılan harcama 957 milyon lira, hastaneler için yapılan ise 331 milyon lirada kaldı.
2006 yılından bu yana geçen süreçte masa, sandalye, koltuk, perde, halı gibi büro eşyası alabilmek için harcanan tutar 10 milyar TL’yi aşıyor.
2006 yılında 33 milyon liralık harcama yapılırken bu rakam 2022’den bu yana milyarlarla ifade ediliyor. 2022’de 1.3 milyar lira, 2023’te 4.3 milyar TL’lik harcamaya imza atıldı.
Dayanıklı malzeme kabul edilen ve onlarca yıl kullanılması mümkün olan bu eşyalar için sürekli ve artan oranda harcama yapılmasını israf dışında bir kavramla açıklamak mümkün mü?
Günlüğü 4 bin TL koruma aracı... “İktidarın sopası gibi hareket ettiği” gerekçesiyle eleştirilen RTÜK, Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’ni yerle bir eden yeni bir harcamaya daha imza attı.
Muhalif medya organlarına yönelik cezalandırıcı tutumu ve fahiş harcamaları ile tartışılan kurum, Başkan Ebubekir Şahin’in korunması için kesenin ağzını açtı. Şahin'in makam aracına eşlik etmek üzere kiralanan aracın maliyetinin yüksekliği dikkati çekti.
RTÜK, 29 Kasım’da araç kiralama ihalesi düzenledi. İhale kapsamında üç şirketten teklif alındı. Üst Kurul’un teklif aldığı şirketlerden biri, “Carpartner Yardım ve Destek Hizmetleri Otomotiv Nakliyat Taahhüt Ticaret” isimli şirket oldu. Şirketin, AKP’den milletvekili aday adayı olan Mehmet Kaya’nın şirketi olduğu öğrenildi.
Teklifleri değerlendiren ihale komisyonu, Mehmet Kaya’nın şirketiyle anlaşmaya onay verdi. Şirket ile RTÜK arasında 19 Aralık’ta 1 milyon 740 bin TL’lik sözleşme imzalandı.
AKP milletvekili aday adayı Mehmet Kaya’nın şirketinden kiralanan aracın, “Koruma sağlamak amacıyla” Şahin'in makam aracına eşlik edeceği bildirildi. Aracın, sürücüsüz olarak kiralanacağı kaydedildi. Şahin’in korunması için kiralanan aracın RTÜK'e günlük maliyeti, 4 bin 734 TL olarak hesaplandı.
Suçlu ölen işçi mi? AKP’li yetkililer Balıkesir’deki patlamadan sonra başsağlığı dilemekle yetinirken geçen yıl işyeri denetimleri 3 kat azaldı. Bolca iş cinayeti yaşanan birçok sektörde ise tek bir denetim dahi yapılmadığı ortaya çıktı.
Balıkesir’in Karesi ilçesinde 24 Aralık’ta ZSR fabrikasında 11 işçinin yaşamını yitirdiği patlamanın üzerinden 4 gün geçti. Patlamanın yaşandığı gün Türk Mimar ve Mühendisleri Odası Birliği (TMMOB) Başkanı Emin Koramaz çarpıcı bir açıklama yapmıştı.
Açıklamada seçim dönemlerinde işyeri denetimlerinin hiç yapılmadığına dikkat çekilmişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın son üç yıldaki faaliyet raporları da bu açıklamayı doğrular nitelikte. Raporlara göre 2021 ve 2022’de denetim sayılarında çok büyük bir değişiklik olmazken geçen yıl çok ciddi bir düşüş yaşandı.
NELERİ KAPSIYORLAR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işyeri denetimlerini iki yönden yapıyor. Bunların birincisi işin yürütümü. İkincisi ise iş sağlığı ve güvenliği. İşin yürütümü yönünden yapılan denetimler bireysel ve toplu iş ilişkiler, işgücü piyasası ve işsizlik sigortası, il müdürlüklerinde işçi şikâyetleri incelemesi işlemlerini kapsıyor. İş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılan denetimler ise meslek hastalıkları, iş kazaları, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin denetim ve kontrolü işlemlerini kapsıyor.
Bu bilgileri verdikten sonra gelelim raporlardaki verilere.
Öncelikle toplam denetim sayılarına bakalım birlikte. İşin yürütümü yönünden 2021 yılında 174 programlı, 8 bin 259 programdışı olmak üzere toplam 8 bin 433 denetim yapıldı. 2022 yılında programlı 148’e programdışı 8 bin 444’e toplam denetim ise 8 bin 592’ye yükseldi. Yani 2022’de çok küçük bir artış yaşandı. 2023’te ise işin yürütümü yönünden yapılan denetim sayısı sadece 3 bin 627 oldu. Yaklaşık 5 bin denetim daha az gerçekleşti. Bunların 83’ü programlı, 3 bin 544’ü ise program dışıydı.
İşin yürütümü yönünden yaşanan düşüş oldukça yüksek olmasına rağmen iş sağlığı ve güvenliğinde çok daha ciddi bir gerileme yaşandı. Bu yönden yapılan programlı denetimlerin sayısı 2021’de 13 bin 43, 2022’de 15 bin 761; programdışı olanlar 2021’de 2 bin 623, 2022’de 2 bin 81; toplam 2021’de 15 bin 666, 2022’de 17 bin 842 oldu. İki yıl arasında ciddi bir fark yok. Peki 2023? Yaşanan düşüş 3 kattan fazla. Geçen yıl 3 bin 115 programlı, 1.898 programdışı denetim yapıldı. Toplam yapılan denetim ise sadece 5 bin 13 oldu. Yani 2023’te iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılan denetim sayısı 2021’e göre 10 bin 748, 2022’ye göre ise 12 bin 829 daha az gerçekleşti.
Verilerle devam edelim. İş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılan programdışı denetimlerin sayısı azalmaya başladı. Ancak denetlenen işyeri sayısı azalmasına rağmen idari para cezası uygulananlarda artış yaşandı. İdari para cezası alan işyeri sayıları 2021’de 296, 2022’de 356, 2023’te ise 385 oldu. İşin durdurulmasına karar verilen işyeri sayısı sırasıyla 44, 47 ve 27 oldu. Yani para cezası alan işyeri sayısı artarken durdurma cezası alan işyeri sayısı ise düştü.
Çok daha ilginci ise bakanlık müfettişlerinin bazı sektörleri 2023’te hiç denetlememesi oldu. 2021 ve 2022’de denetlenen gemi yapımı, geri dönüşüm, gıda, kâğıt ve kâğıt ürünleri, tekstil, mobilya ve ağaç ürünleri sektörleri ile kimyasal madde bulunan işyerleri ve metal işyerleri 2023’te hiç denetlenmedi. Özellikle metal sektöründe yetki konusunda son aylarda çıkan anlaşmazlıkları ve patronların hukukun etrafından dolanmalarını düşününce bu sektörde denetimin ne kadar önemli olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Örneğin metal işyerlerinde 2022’de yapılan 4 bin 302 denetim 819 işverene idari para cezası, 1 işyerinde işin durdurulması kararı verildi. Ancak 2023’te metal işyerlerine hiç uğranmadı.
HER ŞEY SERMAYE İÇİN
Yazının başına dönersek TMMOB Başkanı Koramaz’ın “Denetimler yapılmadı” uyarısının ne kadar doğru olduğunu bu veriler de ortaya koyuyor. Son günlerde alınan asgari ücret ve faiz kararlarında AKP’nin sermaye yanlısı davrandığını ve onların beklentilerine göre hareket ettiğini biliyoruz. Tıpkı bu kararlarda olduğu gibi AKP’nin denetimleri yapmamasının da sermayeyi korumak için olduğuna dair tek şüphe yok. İstanbul Ticaret Odası’nın eylül ayında Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’a yönelttiği 12 maddenin arasında denetimlere ilişkin de bir talep vardı. Patronlar bakandan “Olağan iş akışının bozulmaması için rutin sosyal güvenlik denetimlerinin istisnai durumlar dışında randevulu yapılması yararlı olacaktır” demişti. Bu talep de denetimlerin neden azaltıldığını bir daha açıklıyor.
Belki bu denetimler düzgün yapılsaydı bugün hayatta olmayan pek çok emekçi hâlâ yaşıyor olacaktı. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu denetimleri yaptırmak yerine her iş cinayetinin ardından başsağlığı dilemekle yetinmeyi tercih etti. (NURCAN GÖKDEMİR - MUSTAFA BİLDİRCİN - MUSTAFA KÖMÜŞ - BİRGÜN)
Hiç yorum yok