HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

İzmir'de 1 Mayıslar...

Cumhuriyet tarihinin İzmir’deki ilk açık alan mitingi 1978 yılında sol ve devrimci örgütlerin öncülüğünde yapıldı. Bunun nedeni yaşanan b...

Cumhuriyet tarihinin İzmir’deki ilk açık alan mitingi 1978 yılında sol ve devrimci örgütlerin öncülüğünde yapıldı. Bunun nedeni yaşanan bölünmeydi. İstanbul’da DİSK tarafından organize edilen mitinge katılmayan örgütler bulundukları yerellerde toplandılar.



1970'li yıllardaki egemen kesimlerin provakasyonu ne yazık ki başarılı olmuştu. 1977 1 Mayıs’ında yaşananlar solun kendi arasındaki çekişmeleri görünür hale getirmiş, karşılıklı suçlamaları, sol içi kavgaları hızlandırmış ve 70’li yılların sonraki 1 Mayısları hep ayrı kutlanmıştır. Kutlama mekanlardan en önemlisi İzmir’dir.
 
Cumhuriyet tarihinin İzmir’deki ilk açık alan mitingi 1978 yılında sol ve devrimci örgütlerin öncülüğünde yapıldı. Bunun nedeni yaşanan bölünmeydi. İstanbul’da DİSK tarafından organize edilen mitinge katılmayan örgütler bulundukları yerellerde toplandılar.
 
Öğleden sonra Basmane’den başlatılan yürüyüş, Fevzipaşa Bulvarı ve Cumhuriyet Bulvarı’nı takip ederek Cumhuriyet Meydanı’nda tamamlandı. Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği, Halkın Yolu, Yurtsever Devrimci Gençlik Federasyonu (YDGF) tarafından organize edilen yürüyüş ve mitingde kızıl bayraklar ile Marks, Engels, Lenin ve Mao’nu resimleri taşındı. Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı yürüyüş ve miting sonrası polis değişik yerlerde müdahaleler yaparak 30 kişiyi göz altına aldı.
 
1979 yılı 1 Mayıs’ı sıkıyönetim baskılarını arttığı bir döneme denk geldi. Ecevit hükümeti tarafından Maraş olayları üzerine aralarında İstanbul’un da bulunduğu 13 ilde 26 Aralık 1978 tarihinde sıkıyönetim ilan edilirken hiçbir toplantı talebine izin verilmiyordu. 16 Nisan 1979 tarihinde DİSK, 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı''nda kutlanması için başvuru yaptı ama istekleri İstanbul Valiliği tarafından kabul edilmedi. DİSK yöneticileri, bir açıklama yaparak isteklerinde ısrarlı olduklarını bildirdi. Bu açıklamalara karşılık Başbakan Ecevit DİSK’e 1 Mayıs kutlamalarını başka bir yerde yapmaları konusunda çağrı yaparak baskı kurmaya çalıştı.
 
29 Nisan 1979 tarihinde İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı, 1 Mayıs günü İstanbul''da sokağa çıkma yasağı koydu. Şehre giriş ve çıkışlar 30 Nisan akşamından 2 Mayıs sabahına kadar yasaklandı. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı’nın açıklamasına rağmen, DİSK'in 3 yöneticisi, 1 Mayıs'ı kutlayacaklarını açıklayınca gözaltına alındılar. 1 Mayıs günü Taksim’e çıkmak isteyen TİP yöneticileri de kaba kuvvet uygulanarak tutuklandı.
 
İzmir gelince: İlerici Gençler Derneği (İGD) ve İlerici kadınlar Derneği (İKD) tarafından Konak Meydanı’ından başlayacak bir yürüyüş ile Cumhuriyet Meydanı’nda miting yapmak için valiliğe  yapılan başvuruya izin verildi.
 
Konak ve Cumhuriyet Meydanı için İGD ve İKD’nin başvuru yapması üzerine farklı örgütler Karşıyaka için başvuru yaptılar. Halkın Kurtuluşu ve Dev-Yol daha önceden 1 Mayıs kutlamalarını birlikte yapmak için ortak tutum almış ve 18 il ve 9 ilçede ortak 1 Mayıs kutlaması yapacaklarını duyurmuşlardı.
 
İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmemesi, sıkıyönetim komutanlığının 30 Nisan akşamından başlayarak sokağa çıkma yasağı koyması üzerine DİSK’e bağlı sendikaların bazıları İzmir’de yapılacak mitinglere katılma hazırlıkları yaptı ve çalışmaları son üç gün boyunca İzmir için yoğunlaştırdı. Yine Karşıyaka’da miting başvurusu yapan örgütlerde İzmir’de toplandılar.
 
1 Mayıs 1979, iki ayrı mitinge sahne olan İzmir için tarihi bir gün oldu. Konak’tan başlayan mitinge DİSK’e bağlı sendikalar yanında, Türk-iş’e bağlı sendikalar, meslek odaları ile TKP çizgisindeki örgütler yoğun katılım gösterdi. İzmir 1 Mayıs kutlamaları DİSK içindeki farklı tutum alışları da ortaya çıkarmış, DİSK yönetimi İstanbul’da ısrar ederken Maden-iş, Bank-sen, Baysen gibi sendikalar İzmir’e yönelmişti.
 
Konak’ta ve Cumhuriyet Meydanı’nda iki kürsü kuruldu, Konak Meydanı’nda sabah saatlerinde başlayan toplanmaya diğer şehirlerden gelenlerin katılımı tamamlandığında yürüyüş başladı. Cumhuriyet Meydanı’ndaki mitingde DİSK eski genel başkanı ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler bir konuşma yaptı. Türkler, konuşmasında geleneğini yaşatmakla kalmayıp sürdüreceklerini belirtirken 17 aydır hükümet olan CHP’yi ve Başbakan Ecevit’i de eleştirecekti; “17 aydır Ecevit hükümeti döneminde toplu işten çıkarmalar devam etti, asgari geçim indirimi yükseltilemedi, işsizlik artıyor, ücret artışı sınırlanmak isteniyor. Faşist odaklar faaliyetini sürdürüyor, faşist saldırılar devam ediyor, kamuoyunda anarşik olaylar diye adlandırılan faşist cinayetler, soygunlar, bombalamalar önlenemedi. Emperyalist kuruluşlar NATO, IMF ülkemizin iç ve dış politikasını kendi çıkarları için doğrultusunda etkilemeyi sürdürüyor. Kısaca 17 aylık sürede işçi sınıfımızın hiçbir sorununa çözüm bulunabilmiş değildir”.
 
Karşıyaka’ya yapılan ‘Devrimci 1 Mayıs Miting ve Yürüyüşü’ saat 14:00’de Alaybey’den başladı. İzmir YDGD, Ege DEV-GENÇ, İDÖD, İZ-LB başvurusu ile yapılan yürüyüş ve mitinge Dev-Yol, Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği, Halkın Yolu, Kurtuluş örgütleri yanında Ege Üniversitesi Öğrenci Dernekleri katıldı. Örgütlerin katılımında yoğunluklu olarak gençler yer aldığı için alana bir gençlik mitingi görüntüsü hakimdi.
 
İskele alanına kadar yapılan yürüyüşte “Kahrolsun Faşizm, Yaşasın 1 Mayıs, Faşist Katillerden Hesap Sorulsun, Faşizme Ölüm Halka Hürriyet” sloganları ile katılımcı örgütlerin kendi sloganları atıldı. Karşıyaka anıt önünde kurulan kürsüden yapılan konuşmalarda 1 Mayıs’ın tarihi anlatılırken, Hükümet ve DİSK eleştiriliyor, konuşma ve sloganlarda ağırlık sıkıyönetime karşı mücadeleye veriliyordu.
 
1980 yılında, Tariş Direnişi ile başlayan olaylar gerekçe gösterilerek 20 Şubat’ta İzmir’de de sıkıyönetim ilan edilecek ve güvenlik bahanesiyle 1 Mayıs gösterilerine izin verilmeyecekti.  Yasağa rağmen, 1 Mayıs’ın kutlanmasına izin verilmemesi ve baskıları protesto amacıyla DİSK 30 Nisan’da tüm işyerlerinde direniş kararı aldı. Direniş işi yavaşlatma ya da iş bırakma eylemleri şeklinde genişledi. 30 Nisan’da belediye otobüsleri 1 saat gecikmeyle sefere sokuldu. Ege bölgesinde 643 işyerinde 70 bin işçi çeşitli yerlerde 13:00 – 17:00 saatleri arasında işi bıraktı. Gıda-iş ve Maden-iş’e baskınlar düzenlenip gözaltılar yapılsa bile direniş başarılı olmuştu. Sendikalar çevresinde, Konak civarında ve şehrin değişik semtlerinde korsan gösteriler düzenlenerek baskılar protesto edilirken yüzlerce kişi gözaltına alındı.
 
III-12 Eylül’den Sonra
12 Eylül sonrası 1 Mayıslar önce kırlardaki piknikler ve grupların kendi içlerinde yaptıkları toplantılarla kutlanırken, zaman zaman korsan göster girişimleri de gerçekleşitirldi. 1988 sonrası üniversite ve Konak meydanı çevrelerinde açıklamalar yapma biçiminde girişimler oldu ve yoğun gözaltılar yaşandı.
 
30 Nisan 1987 tarihinde Alsancak Kapalı Spor Salonu’nda Demokrat Ege Gazetesi’nin düzenlediği dayanışma gecesi adı altında 1 Mayıs kutlaması yapıldı. Sanatçı olarak Ahmet Kaya’nın katıldığı geceye binlerce insan katıldı ve ‘Yaşasın 1 Mayıs’ sloganı atıldı.
 
90'lı yılların başlarındaki 1 Mayıs'larda sol gruplar özellikle İstanbul'da alanlara çıkmaya başlarken, Türk - İş kapalı salon toplantıları ile vaziyeti idare etmeye çalışıyordu. Polis ise toplu gözaltılarla 1 Mayıs'ı engellemeye çalışıyordu. 1990 yılında 2240, 1991'de de 500 kişi 1 Mayıs günü ya da öncesinde gözaltına alınmıştı. İktardaki ANAP hükümeti terör söylemi ile 1 Mayıs'ın kutlanmasını yasaklarken muhalefetteki SHP ise bu yasakçı anlayışı eleştirmekle yetiniyor, SHP liderinin 1 Mayıs günü Türk- İş binasına kadar yürümesi gazetelerde haber konusu oluyordu. Taksim'e çelenk bırakmak SHP'nin aklına 1992 1 Mayıs'ında gelecekti.
 
1993 sonrası DİSK'in de faaliyetlerine izin verilmesiyle 1 Mayıslar Taksim Meydanı dışındaki alanlarda kutlanmaya başlayacak, 1995 yılına kadar olaysız geçen kutlamalar
1996'daki 3 kişinin öldürüldüğü Kadıköy'deki olaylı 1 Mayıs'tan sonra 1998'e kadar olaylı ve çatışmalarla geçecekti. Gazeteler 1 Mayıs 1999'u "olaysız 1 Mayıs" haberiyle verecekti.
 
90'lı yıllarda işçilerin en geniş katılımıyla düzenlenen 1 Mayıs kutlaması 1991 yılında İzmir'de gerçekleşmişti. O zamanki adıyla Balık Hali denilen İzmir Rıhtım binası içinde, Belediye İş Sendikası İzmir şube yöneticileri ile belediyelerdeki temsilci ve sol görüşlü işçilerin yer aldığı tertip komitesinin başvurusunun kabul edilmesiyle, 1980 sonrası ilk kitlesel katılımlı 1 Mayıs etkinliği alanlara açılımın başlangıcı olacaktı.
 
Gerçi ertesi yıl Konak Alanı'nda yapılan mitingte polis süresini doldurmasına rağmen dağınılmadığı gerekçesiyle cop, dipçik ve gözyaşartıcı bombalarla topluluğa saldırmış ve bu sırada denize düşenler/atılanlar da olmuş, ertesi gün gazeteler bu olayla ilgili haberi, bir yandan "denize döküldüler" başlığıyla verirken haberin fotoğrafları ise denizden çıkmaya çalışan bir gencin elini tutan polisi gösteriyordu. Olaylar sonucu 30 kişi de gözaltına alınmıştı.
 
Sonraki 1 Mayıslar olaysız geçecek, 1997 ve 1998 1 Mayıslarındaki kitlesel katılımlar  artacak, gazeteler sayıyı 20 bin olarak verirken, kortejin Cumhuriyet Meydanı'na ulaştığında bir ucunun Sabancı Kültür Merkezi'nin oralarda olduğunu bildirecekti. 1997 1 Mayıs'ında yaşanan gruplar arası bir arbede, ileride açılacak bayrakların ilk habercisi gibiydi ve Cumhuriyet Meydanı'nda kutlanan son 1 Mayıs olacaktı. Çünkü 1999  1 Mayıs'ının toplanma yeri Karşıyaka İnsan Hakları Meydanı'ydı, katılım ise on bin kişi kadardı. 
 
2000'li yıllara gelindiğinde 1 Mayıs alanı olarak emekçilere Bornova Meydanı adres gösterilmişti. 2000 yılı 1 Mayıs'ı Bornova'da kutlanan ilk ve tek 1 Mayıs olacaktı. Bornova 1 Mayıs'ında en çok dikkat çeken şey öğrenci kortejlerinin kitleselliğiydi. O günden bu zaman bir daha o kadar kitleselleşmeyecek olan Ege ve Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin oluşturduğu ortak kortejlerde katılım 1 Mayıs 2000 tarihinde 4-5 bin kişiyi buluyordu. Bornova Meydanı'nın küçüklüğünden de kaynaklı olarak 2000 yılı 1 Mayıs'ı 2000'li yıllardaki en yüksek katılımlı 1 Mayıs olmasa da belki de en "dolu dolu" görünen 1 Mayıs'tı.
Sene 2001 olduğunda bu kez mekan Alsancak Gündoğdu Meydanı olmuştu. O gün başlayan 1 Mayıs'larda Gündoğdu Meydanı geleneği bugüne kadar sürecekti. 2001 yılında, yaşanan büyük ekonomik krize rağmen katılım çok da geniş değildi.  2000'li yılların genelinde 1 Mayıs'lar sendikalar, sol, devrimci, demokrat çevreler için bir görev savma ve birbiriyle boy ölçüşme gününden öteye geçmediyse de, işçi sınıfından ve gençlikten katılımın son yıllarda daha fazla güç kazanan neoliberal politikalar nedeniyle arttığı bir gerçek.
2006 yılında, İzmir son yıllarda yaşanan en gergin 1 Mayıs mitingine sahne oldu. Cumhuriyet Meydanı'ndaki arama noktasında polisin mitinge katılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyelerine yönelik tavırları nedeniyle başlayan gerginlik ve sonrasındaki çatışma Gündoğdu Meydanı'na kadar sıçradı. İzmir polisi yaklaşık 10 dakika süren çatışma sırasında zaman zaman havaya ateş ederken, Gündoğdu Meydanı'na da gaz bombası atmayı ihmal etmedi ve sonuçta çok sayıda kişi gazdan etkilendi.
1 Mayıs 2007'de ise İzmirli emekçiler Gündoğdu Meydanı'nda olsa da akılları yıllardan sonra ilk kez "hedef" olarak dillendirilen Taksim'de, İstanbul'daydı. İstanbul'un aksine rutin bir 1 Mayıs yaşayan İzmir'de dikkate değer tek olay ulusalcı, milliyetçi çevrelerin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki siyasal atmosfere bağlı olarak mitingi domine etme çabaları ve İşçi Partisi (İP) ile sol, devrimci, demokrat çevreler arasında yaşanan kısa süreli gerginlikti.
1 Mayıs 2008'de de 2007 yılının 1 Mayıs'ının kopyası sayılacak şekildeydi. Ülke gündeminde yine Taksim'i zorlayan kitleler vardı, ancak tek dikkat çeken farklılık özellikle gençlik kortejlerinin önceki yıllara oranla kalabalık oluşuydu.
2009 1 Mayıs'ı İzmir'de belki de son 10 yıl içerisindeki en kalabalık 1 Mayıs mitingine sahne oldu. Yaklaşık 40 bin kişinin katıldığı mitingte bu kez 2008 yılından farklı olarak gençlik kortejleri ile birlikte emek örgütlerinin kortejleri de önceki yıllara göre sayısal olarak büyümüştü. Gençler parasız öğrenim, sınavsız üniversite, güvenli gelecek talepleriyle yürürken, iş güvencesine yönelen tehditlere ve güvencesiz çalışmaya karşı seslerini yükselttiler.   
 
Kaynaklar
*Güzel, Şehmuz M. “Cumhuriyet Türkiyesi’nde İşçi Hareketleri” Cumhuriyet Dönemi- Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yay., c. 7.
* Türkiye İşçi Sınıfının Mücadele Tarihi, TİB Yay., 1976.
* 1 Mayıs: İşçi Sınıfının Birlik, Dayanışma Ve Mücadele Günü – Volkan Yaraşır
* Gelenekten Geleceğe 1 Mayıs 1886-2007 - Aziz Çelik –Zafer Aydın, 
www.kristalis.org.tr/aa_dokuman/1_mayis_gelenekten_gelecege_2006.doc
* Türkiye Tarihi 4, Çağdaş Türkiye 1908 – 1980. Yayın Yönetmeni: Sina Akşin, Cem Yayınevi
* Toplum ve Bilim Güz 1977 Sayı:3
* Türkiye’de Sol Akımlar (1908-1925) – Mete Tunçay 3. Basım Bilgi Yayınevi
* Cumhuriyet Gazetesi 2 Mayıs 79,80
* Yeni Asır Gazetesi 2 Mayıs 78,79, 92
* Milliyet Gazetesi 2 Mayıs 79 

Business News