Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Kara propaganda evlatlarını yiyor!

Yandaş basının kalemşorları birbirlerini “psikolojik savaş” vermekle ve kara propaganda yapmakla suçluyor. Son olarak Emre Uslu, Akif Beki’...


Yandaş basının kalemşorları birbirlerini “psikolojik savaş” vermekle ve kara propaganda yapmakla suçluyor. Son olarak Emre Uslu, Akif Beki’yi 28 Şubat yöntemlerini kullanmakla, Beki ise Uslu’yu Ergenekon yöntemlerine başvurmakla itham etti.
Taraf yazarı Emre Uslu yandaş basını birbirine kattı. Dün köşesinde “Başbakan Erdoğan’a açık mektup” yayımlayan Uslu, Erdoğan’a yakın bir medya yöneticisinin MİT tarafından ele geçirilen kişisel bilgilerini çeşitli internet sitelerine servis ettiğini iddia etti. Uslu bugünkü yazısında da o ismin Başbakan’ın eski basın danışmanı ve Radikal yazarı Akif Beki olduğunu ileri sürdü.
Uslu'dan Erdoğan’a açık mektup
Emre Uslu dün Taraf’ta yayımlanan “Başbakan Erdoğan’a açık mektup” başlıklı yazısında Uludere katliamından sonra hükümetin ve devletin yazdıklarından rahatsız olduğunu söyleyerek, “Bu tarihten itibaren gerek ben gerek Taraf gazetesi ve diğer çalışanları istihbarat kuşatması altındayız, bunu da biliyoruz. Zaten Mehmet Baransu’nun peşine takılan MİT mensupları bu kuşatmanın fiziki tarafına en net delildir” diye devam etti.
Uslu MİT tarafından kişisel bilgilerinin ele geçirildiğini ve bu bilgilerin bir haber sitesine servis edilmek istendiğini, ancak söz konusu haber sitesi bilgileri yayımlamayınca MİT tarafından korsan bir site kurularak bilgilerin buradan yayımlandığını ileri sürdü. Uslu ayrıca Erdoğan’a yakın bir medya yöneticisinin kendisinin ABD’den dönemediği, dönerse tutuklanacağı dedikodusunu yaydığını iddia ederek şöyle devam etti:
Bu açıkça bir kara propagandadır. Çünkü halen Amerika’da bir üniversitede hocalık yapıyorum ve dönem bitince Türkiye’ye döneceğim. Çok istiyorsanız döndüğüm zaman başıma ne getirecekseniz getirirsiniz. Nasılsa devran da sizin ferman da sizin.
Ama ben bu propagandanın sizinle doğrudan ilgisinin olmadığını sanıyorum. Sizin böylesi alçak yalanlara ve küçük şeylere tevessül edeceğinizi de sanmıyorum. Eğer bu operasyonun sizinle ilgisi yoksa çevrenizdeki en tepe medya yöneticileri böyle bir kara propaganda ve fitneciliğe nasıl cüret eder?
Uslu, kendisine karşı “Ergenekonvari bir tertip” olduğunu söyleyerek, kendisinin “PKK ve diğer terör örgütlerinin tehdidi nedeniyle devlet korumasında yaşayan bir kişi” olduğunu söyledi. Uslu açık mektubunun sonunda ise “Sayın Erdoğan ‘bu adamların anasını ağlatın’ dediniz de mi piyonlarınız aileme saldırıyor? Yoksa kraldan fazla kralcı patlıcan soytarıları kendiliğinden mi bunları yapıyor? Doğrusu bunların ‘analar ağlamasın’ diyen size hiç yakışmadığını bilmenizi isterim” dedi.
O isim Akif Beki
Emre Uslu bugün yayımlanan köşe yazısında ise dün bahsettiği medya yöneticisinin Akif Beki olduğunu söyledi. MİT’in Türkiye’de evine girerek kişisel fotoğraflarını aldığını ileri süren Uslu, “Bu tehditten sonra şundan eminim: Amerika’ya gelirken kapısını kilitleyip, bilgisayarlarım, kitaplarım, ve her şeyiyle öylece bırakarak geldiğim evime bana operasyon yapmaya çalışan MİT girmiş. Oradan aile fotoğraflarım dâhil çıkartıp ‘gazeteci’ görüntülü elemanlarına vermiş ve beni tehdit ettiriyor. Bu durumda haliyle evime ne koyduklarından da emin değilim” dedi.
Uslu bunun “tipik bir 28 Şubat yöntemi” olduğunu söyleyerek “O dönemde de insanların özeline giriliyor insanların özeli televizyonlardan servis edilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılıyordu” diye yazdı.
“28 Şubat mağduru Erdoğan’dan bunu beklemezdim” diyen Emre Uslu, kendisine ve Taraf’a yönelik operasyon talimatının Erdoğan tarafından verildiğini iddia etti: “Dünden beri AKP kanadından ve konunun muhataplarından bir yalanlama gelmediğine göre ne yazık ki artık şunu biliyorum. Bana, ve Taraf’a yönelik itibarsızlaştırma operasyonlarının talimatını Başbakan Erdoğan vermiş ve MİT de bunu yapıyor.”
Akif Beki’ye “Başbakan’dan duydum Emre Uslu gelince tutuklanacak’ iddiasını sizin yayıp yamadığınızı öğrenmek istiyorum” diyen bir e-posta attığını, ama yanıt alamadığını söyleyen Uslu, “Dahası yukarıda yer verdiğim dedikoduyu AKP’ye yakın çok ünlü ve etkin bir gazetenin genel yayın yönetmeninin de sağda solda söylediği kulaklarıma geldi. Bunu da kayda geçirmek isterim” diye devam etti.
Uslu yazısının sonunda ise bir kez daha 28 Şubat göndermesi yaparak, “Bu yalan, iftira, dedikodu ve psikolojik harekât operasyonunun 28 Şubat’ta yapılanlardan ne farkı var? Dün askerden duyduk diye korku ve terör yayan gazeteciler bugün Başbakan’dan duyduk diye korku ve terör yayıyor” diye yazdı.
Akif Beki: “Bir kara propaganda odağı gitmiş, bir başkası gelmiş”
Uslu’nun iddialarına Radikal’deki köşesinden yanıt veren Akif Beki ise yazısına “Onlar Ergenekoncu’ydu ya bunlar neci?” başlığını koydu. Beki yazısına “Emre Uslu derler, polislikten mi ayrılma nedir, bir şahıs var. Hâlâ muvazzaf mı, ne ara gazeteciliğe geçti, onu da bilemem. Taraf gazetesinde çocukça hezeyanlar çiziktiriyor. Çığlık çığlığa bir şeyler söylüyor” diye başladı.
Uslu’nun iddialarını reddeden Beki, “Anılan siteyi tanımam, etmem. O siteyle irtibatını bildiğim hiç kimseyle ne tanışıklığım ne de yazılı veya sözlü bir temasım oldu. Emre Uslu’dan da herhangi bir e-mail almış değilim. ‘Başbakan’dan duydum, Emre Uslu Türkiye’ye dönerse MİT tarafından tutuklanacak’ gibi gülünç bir cümle de benim ağzımdan hiçbir ortamda, hiçbir surette çıkmadı” diye devam etti.
Beki, bir tezgah kurulduğunu ileri sürerek, Uslu’nun daha önce adını bile duymadığı bir internet sitesiyle paslaşarak sahte e-posta, düzmece kara propaganda malzemesi üretildiğini iddia etti. Akif Beki yazısını “Ya da birileri, birilerini feci halde işletiyor; cingöz görünümlü bu saf da küçük dünyasında o çamuru köpürtüp feryat figan üstüme sıçratıyor” diye sürdürdü.
Beki, Uslu’nun tek başına hareket ettiğini düşünse bu olayı kaale almayacağını belirterek, bunun münferit bir saldırı olmadığını, medyaya musallat olmuş organize bir yapının bulunduğuna dair ciddi şüphelerin bulunduğunu ileri sürdü. Beki yazısına “Zannedersiniz ki bir iftira merkezi, oturup plan, program yapıyor; maksatlı yalanlarını projelendirerek iftira kampanyaları imal ediyor” diye devam etti.
“Gidenlerin karalamalarına çok maruz kaldım. Ama gelenlerin kara çaldığı kadar alçalmamıştı hiçbiri” diyen Beki, yazısını “Kara propaganda imalatçısı, sureta kara propagandaya maruz kalmaktan şikâyet ediyor. Uyanıklığa bakın; yavuz hırsız, ev sahibini bastıracak. Vay açıkgöz vay!” diye tamamladı.
Ergun Babahan: Uslu ve çevresi insanları hedef alıyor
İktidara yakın bir başka gazetenin, Star’ın yazarlarından Ergun Babahan da dünkü yazısında Emre Uslu’yı eleştirerek, Uslu’nun yakın çevresinde bulunan kimi isimlerin insanları hedef alarak, özel bilgilerini deşifre ederek, insanlara karşı psikolojik baskı yaptığını, bunun ise 28 Şubat döneminin medya yöntemlerine benzediğini yazdı.
Babahan yazısında “Ancak kabul etmek gerekir ki, Uslu’nun yakın çevresinde bulunan kimi isimler de uzun zamandır tam da bunu yapıyor. İnsanları hedef alıyor, özel bilgilerini deşifre ediyor, insanlara psikolojik baskı yapıyor. Doğru yöntem, Uslu’nun o zaman da bunlara karşı çıkması, gerek gazete sayfalarından gerekse internet sitelerinden özel hayatları afişe edilen insanlara sahip çıkmasıydı” dedi.
Uslu’dan yanıt: Yakın çevrem de kimmiş?
Bugünkü yazısında Babahan’a yanıt veren Uslu “yakın çevrem derken ne kastediyor, anlamadım” dedi. Uslu, Babahan’a yanıtında şunları söyledi:
“Belli ki Babahan 28 Şubat’tan kalma alışkanlıkla olgularıyla değil algılarıyla yazıyor. Babahan beş yıldır yazdığım yazılardan bir tanesinde bile herhangi bir kişinin özel bilgilerini deşifre ettiğimi göstersin herkesten özür dileyeceğim. Babahan’ın “yakın çevrem” derken kastettiği şey nedir anlamadım. Ben kendi yazdıklarımdan sorumluyum. Ayrıca bu çevre Taraf ise Taraf’ın da kişilerin özeline özellikle hassas davrandığını, hiçbir illegal ses kaydını yayımlamadığını sanırım Babahan da biliyordur. Babahan’a tavsiyem algılarla değil olgularla konuşması. Bir tane örnek koysun özür dileyeceğim.”
(soL-Haber Merkezi)

Hiç yorum yok