HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

Bu karikatürler 'görülmüştür'

Uzun yıllardır hapishanelerde olan mahpusların Kürtçe hazırladığı mizah dergisi Golik, yayın hayatına başladı. Hapishane… Kürtçe… Mizah… ...

Uzun yıllardır hapishanelerde olan mahpusların Kürtçe hazırladığı mizah dergisi Golik, yayın hayatına başladı. Hapishane… Kürtçe… Mizah… Tehlikeli sularda yüzen bu insanlara kulak verdik 

Baskıcı, otoriter her iktidar döneminde olduğu gibi AKP iktidarında da mizah, muhalefet etmenin etkili bir yolu. Ancak bu iktidarın bir farkı var; mizaha da saldırıyor. Karikatürlere dava açılıyor, “Mizah dergileri bitmiştir” denilerek etkisi yok sayılıyor, Egemen Bağış’ın esprileri güldürmeyince yandaş mizah dergilerini çıkartmaya kadar varıyor iş. Mizahın iktidarca hedef haline getirildiği bu ortamda yeni bir mizah dergisi, Golik yayın hayatına başladı. Üstelik Golik ekibinin işi daha da zor. Çünkü dergi Kürtçe olarak ve hapishanelerde hazırlanıyor. Kendisini derginin “dışardaki temsilcisi” olarak tanımlayan genel yayın yönetmeni Ferat Boğatekin ile söyleştik. 

Dil yasak, karikatür balonsuz 
Dergiyle ilgili ilk çalışma, uzun yıllardır karikatürle ilgilenen mahpus Mehmet Boğatekin ve arkadaşlarının “Neden bir Kürtçe mizah dergisi yok?” sorusundan hareketle başlamış. Ardından da zorlu bir sürece girilmiş. Hapishane koşulları nedeniyle yazıların toparlanması, karikatürlerin dışarı çıkarılması konusunda sıkıntılarla karşılaşmışlar. Hapishanenin mektup okuma komisyonu, yazıların dışarıya çıkışını “tercüman yokluğu” gibi gerekçelerle geciktirmiş. Önce karikatürler çıkmış dışarı, ardından karikatür balonlarının yazıları. Yani Kürtçe karikatür ancak konuşma balonsuz çıkabiliyor dışarı. Öyle ya, karikatür “bilinmeyen bir dil”de olunca ancak konuşmasız olabiliyor. 

Mart ayında çıkması planlanan derginin ilk sayısı bu nedenle Eylül’e sarkmış. Komisyondan geçebilen karikatürlerinse tam orta yerine “görüldü” ya da “mektup okuma komisyonu” damgası basılıyor. Dergi ekibi de karikatürün orijinalini bozmamak için olduğu gibi yayımlıyor. 

Derginin karşılaştığı teknik aksaklıklar bununla sınırlı değil. Uzun yıllardan beri cezaevinde olan çizerlerin bilgisayar ya da başka çizim aletlerinden yararlanmaları mümkün olmadığından tamamen elle çizilen karikatürler dışarıda tekrar düzenlenip mizanpaj yapılıyor, çizimler elle renklendiriliyor. Ancak çizimlerin dışarıya ulaşması ya da yazıcıda taranması sırasında renk kaybı olabiliyor. 

‘Mizah, tek sığınacağımız yer’ 
Bir mizah dergisi söyleşisinde klişeye girmek pahasına, “neden mizah?” diye sormamak olmazdı. Boğatekin, mizahı, ağır baskı koşullarında yaşayan toplumlar için “soluk borusu” olarak tanımlıyor. “Mizahın toplumsal muhalefetin sesi olduğunu düşündüğümüzde mizah tek sığınacağımız yer oluyor. Nasıl ki 1940’lı yıllarda Markopaşa bir çıkış idiyse ya da 12 Eylül baskı rejiminde Gırgır bir muhalefet kaynağı idiyse bizim için de mizah dergilerinin böyle bir misyonu vardır. Eğer Golik de bu baskı ve zorlu şartlarda mizaha katkı sunabilirse ne mutlu bize.” 

İnsanların hazırladıkları mizah dergisini kendi anadillerinde çıkarmasından doğal bir şey olamaz ama yine de dergiyi “neden Kürtçe” çıkardıklarını şöyle anlatıyor: “Kürtçe’nin mizah dili küçümsenmeyecek düzeydedir. Bu mizahın sözlü olarak kalması ve baskılar sonucu yazılı alanda gelişmesinin engellenmesi nedeniyle, bizler de anadilimize bir vefa borcu olarak, sözlü kalmış mizah dilini çizgilerin gücüyle ve yazıyla aktarmaya çalışıyoruz. Bu sebeplerle Golik’in Kürtçe olması önemli.” 

Gülebilirken açlık grevine gitmek 
Golik, her ne kadar hapishaneden çıkan bir mizah dergisiyse de içeriği o dünyayla sınırlı değil. Hapishanedeki çizerlerin birçoğu uzun yıllardır orada ancak Boğatekin’in ifadesiyle “Çizerler dışarıdaymış gibi çiziyor.” Örneğin ilk sayıda gündemin en sıcak meselelerinden 4+4+4 kapağa taşınmış. 

Söyleşimizi hazırlarken hapishanelerdeki açlık grevleri kritik aşamayı geçmiş durumdaydı. Hapishanelerde Kürtçe hazırlanan bir derginin muhataplarının bu konuda söyleyecekleri önemli: “Mizahı ve hayatı bu kadar dolu dolu yaşayan ve zorlu şartlara rağmen yaşama sevincini kaybetmeyen ve halen gülebilen bu kesimlerin açlık grevlerine girerek bir toplumsal muhalefet geliştirdikleri de ortada. Bugün yüzlerce kişi onur arayışı için açlık grevlerinde. Umarız temel talepler kabul edilir ve bir kez daha trajediler yaşanmaz. Yoksa hepimiz bu ezikliğin, bu acının altında kalırız. Umarız hapishaneden trajedi değil de mizah yönü ağır olan karikatürler girer dergi sayfamıza. Herkesi duyarlı olmaya da çağırıyorum. Hepimizin sorumluluğu mevcut.” 

Okumak yetmez 
Kısıtlı imkanlarla çıkarılan Golik, dağıtım şirketlerine verilemiyor, bazı kitabevlerinden ulaşmak mümkün. İstanbul’da Mephisto ve Semerkant gibi… Dergiyi alacaklar için önemli bir hatırlatma yapmakta fayda var: Derginin dışarıda bir yayın merkezinin olmaması nedeniyle okuyucuyla irtibat mektuplarla ya da e-posta üzerinden gerçekleşiyor. Okuyucu mektuplarının direkt olarak hapishanedeki insanlara gönderilmesi, onlarla birebir irtibat kurulmasının ne anlama geldiği, onlar açısından nasıl bir moral olduğu tahmin edilebilir. Bu nedenle, yazara çizere fikir beyan etmek, belki hiç olmadığı kadar önemli. 


Golik, Kürtçe’de “buzağı” demek. Hiçbir otorite kabul etmeyen ve boyunduruk altına girmeyen bir hayvan. Kürtler için duyduklarında sempati uyandıran bu isim, hapishane hücrelerinde verilmiş dergiye. Çizgisi de net: “Golik, toplumdaki bütün düşünce farklılıklarını bir zenginlik kabul eder, ezilenin yanında yer alır.” Derginin çizerlerinin çoğu farklı hapishanelerden. Ancak dışarıdan destek sunan çizerler de var. Üstelik üçü ortaokul ve lise çağında… Mem Ferik, Serfiraz Zirek ve Feyroz Hiseydan, köylerinden gönderdikleri çizgilerle dergiye katkı sunuyorlar.

Kaynak: Özen Taçyıldız-Uğur Aksoy/Halkın Sesi

Business News