Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın hedeflediği anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerinde de, AKP iktidarının tek başına anayasayı değiştiremeyeceğini, böyle bir sayısal gücünün olmadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Gezi eylemleri ve gösterilerle birlikte Başbakan da cumhurbaşkanı olma şansını kaybetti. Polis göstericileri bastırırken 5 kişinin yaşamını yitirmesi, Başbakan’ın büyük ivme kaybetmesine neden oldu ve hem yurtiçinde hem de yurtdışında bu durumun farkına varıldı” dedi.
‘Silivri’den sonra sırada Gezi eylemcileri var’
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da, AKP iktidarları döneminde pek çok temel hak ve özgürlüklerin dışında basın özgürlüğü ile toplantı gösteri ve yürüyüş hakkının da fiilen kullanılamaz hale geldiğini, kullanmak isteyenlere örgüt suçlamasıyla gözdağı verildiğini, basın çalışanlarının ekmeğinin ellerinden alındığını kaydetti. Yandaş medyanın bir bölümünün dahil olmak üzere medyada artık “hükümet komiserliği ya da zabıtası” uygulamasının başladığını kaydeden Kart, “Bu uygulama daha çok genel yayın yönetmenliği ya da yönetim kurulu sıfatıyla gerçekleştirilmektedir” dedi. Kart, Gezi Parkı protestolarının ardından 73 gazetecinin işten ayrılmak zorunda kaldığını bildirdi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in ‘gizemli aktörlerden biri’ olduğunu belirten Kart, Şahin’in 17 Mayıs 2006’da Danıştay saldırısından sonra TBMM Genel Kurulu’nda “Sürprizlere hazır olun” dediğini anımsatarak, “Yani Şahin, Silivri yargılamalarından 1.5 yıl önce Silivri soruşturmalarını biliyor. Çünkü başlamayan o soruşturmaların fiilen içinde” dedi. CHP’li Kart, “Şahin işaret fişeğini atmıştır” diyerek Taksim Gezi Parkı’nda demokratik haklarını kullanan insanların “hükümete karşı suç” nitelemesiyle yargılanma süreci başlatıldığını belirterek, “İdari ve adli mercilere tavsiye ve telkinlere bulunuyor ve örtülü talimat veriyor. ‘Bu soruşturmaların hepsini İstanbul’da toparlayın, yeni Silivri yargılama sürecini başlatın’ diyor” dedi.
