Geçtiğimiz hafta Halep yakınlarında gerçekleşen ve 26 kişinin öldüğü
patlama, Batılı istihbarat birimleri tarafından Esad'a yakın güçlerin
yaptığı bir kimyasal saldırı olarak nitelendi.
İsrail gazetesi Haaretz'e göre ise, Halep yakınlarında gerçekleşen patlamada Esad'a bağlı Suriye Ordusu askerleri hayatlarını kaybetti, olayla ilgili Suriye Hükümeti'nin resmi bir araştırma yapılması talebi ise gecikmedi. Bu iki gelişme, saldırının arkasında Esad'a bağlı kuvvetlerin olmadığını gösteriyor.
Öte yandan, fiziksel ve tıbbi kanıtların belirmesiyle beraber, yaralanmalarda klor maddesinin etkin olduğu görüldü. Klor gazı esas olarak 1.Dünya Savaşı'nda kullanılmış olsa da, gelişmekte olan ülkelerin kimyasal silah içeriklerinin hardal gazı ve sinir ajanlarının çeşitli türleri olduğu yıllardır bilinen bir gerçek ve geçtiğimiz hafta yaşanan yaralanmalarda bu kimyasalların semptomları gözlemlenmiyor.
Suriye askeri kaynakları, çetelerin kullandığı füzelerin başlığında klor içeren tuz karışımlarının olduğunu ve patlamanın gerçekleştiği alanın yakınlarında klor üreten bir fabrika olduğunu belirtiyorlar.
Haaretz'in haberine göre, tüm bu gelişmeler, Suriye Ordusu'nun kontrol noktasında gerçekleşen saldırının arkasında, Halep çevresindeki İslamcı çetelerin olduğu iddiasını kuvvetlendiriyor.
İddialar doğru ise, İslamcı çetelerin kullandıkları silahlara kimyasalları yerleştirmek için teknik bir uzmanlığa sahip olmaları gerektiği, bunun kanıtlanması gerektiği belirtiliyor.
Bir başka olasılığın ise, kullanılan bir füzenin klor tanklarını vurarak sızıntıyı tetiklemesi olduğu düşünülüyor.
Suriye'deki kimyasal silahları kim koruyor?
Haaretz'in verdiği bilgiye göre, Suriye rejiminin kimyasal silahları, bir kolu Esad ailesine yakınlığıyla bilinen Hava Kuvvetleri tarafından korunuyor ve rejimin Suriye topraklarının bir bölümünde kontrolünü kaybetmesine rağmen bu silahları korumak için üstün bir çaba sarfettiği belirtiliyor. Rejimin; top mermileri, savaş uçakları ve füzeler kullanarak kimyasal saldırı başlatma kapasitesi olsa da, kimyasal silahları ayrı tuttuğu ve sakladığı belirtiliyor.
Önümüzdeki günlerde, Batılı istihbarat örgütlerinin her türlü kimyasal saldırı girişimlerini "tespit etmesi" bekleniyor. Aylar önce, ABD Esad rejimine, kimyasal silah barındırma konusunda sert bir uyarıda bulunmuştu.
Haaretz, ABD ve İngiltere'nin Suriye'deki kimyasal silah stoklarını "güvence" altına almak için, silahların kullanıldığının kanıtlanması ya da terör örgütlerinin eline geçme tehlikesini bahane ederek Türkiye ve Ürdün'deki üsleri üzerinden Suriye'ye girmeye hazır olduğunu ifade ediyor.
Özgür Suriye Ordusu'nun ise rejimin ani çöküşü durumunda, kimyasal silahlara el koymak için bir hazırlık yaptığı söyleniyor.
İsrail gazetesi Haaretz'e göre ise, Halep yakınlarında gerçekleşen patlamada Esad'a bağlı Suriye Ordusu askerleri hayatlarını kaybetti, olayla ilgili Suriye Hükümeti'nin resmi bir araştırma yapılması talebi ise gecikmedi. Bu iki gelişme, saldırının arkasında Esad'a bağlı kuvvetlerin olmadığını gösteriyor.
Öte yandan, fiziksel ve tıbbi kanıtların belirmesiyle beraber, yaralanmalarda klor maddesinin etkin olduğu görüldü. Klor gazı esas olarak 1.Dünya Savaşı'nda kullanılmış olsa da, gelişmekte olan ülkelerin kimyasal silah içeriklerinin hardal gazı ve sinir ajanlarının çeşitli türleri olduğu yıllardır bilinen bir gerçek ve geçtiğimiz hafta yaşanan yaralanmalarda bu kimyasalların semptomları gözlemlenmiyor.
Suriye askeri kaynakları, çetelerin kullandığı füzelerin başlığında klor içeren tuz karışımlarının olduğunu ve patlamanın gerçekleştiği alanın yakınlarında klor üreten bir fabrika olduğunu belirtiyorlar.
Haaretz'in haberine göre, tüm bu gelişmeler, Suriye Ordusu'nun kontrol noktasında gerçekleşen saldırının arkasında, Halep çevresindeki İslamcı çetelerin olduğu iddiasını kuvvetlendiriyor.
İddialar doğru ise, İslamcı çetelerin kullandıkları silahlara kimyasalları yerleştirmek için teknik bir uzmanlığa sahip olmaları gerektiği, bunun kanıtlanması gerektiği belirtiliyor.
Bir başka olasılığın ise, kullanılan bir füzenin klor tanklarını vurarak sızıntıyı tetiklemesi olduğu düşünülüyor.
Suriye'deki kimyasal silahları kim koruyor?
Haaretz'in verdiği bilgiye göre, Suriye rejiminin kimyasal silahları, bir kolu Esad ailesine yakınlığıyla bilinen Hava Kuvvetleri tarafından korunuyor ve rejimin Suriye topraklarının bir bölümünde kontrolünü kaybetmesine rağmen bu silahları korumak için üstün bir çaba sarfettiği belirtiliyor. Rejimin; top mermileri, savaş uçakları ve füzeler kullanarak kimyasal saldırı başlatma kapasitesi olsa da, kimyasal silahları ayrı tuttuğu ve sakladığı belirtiliyor.
Önümüzdeki günlerde, Batılı istihbarat örgütlerinin her türlü kimyasal saldırı girişimlerini "tespit etmesi" bekleniyor. Aylar önce, ABD Esad rejimine, kimyasal silah barındırma konusunda sert bir uyarıda bulunmuştu.
Haaretz, ABD ve İngiltere'nin Suriye'deki kimyasal silah stoklarını "güvence" altına almak için, silahların kullanıldığının kanıtlanması ya da terör örgütlerinin eline geçme tehlikesini bahane ederek Türkiye ve Ürdün'deki üsleri üzerinden Suriye'ye girmeye hazır olduğunu ifade ediyor.
Özgür Suriye Ordusu'nun ise rejimin ani çöküşü durumunda, kimyasal silahlara el koymak için bir hazırlık yaptığı söyleniyor.